Michael Rubin Yaşar Büyükanıt'an Kaç Para Aldı?
Michael Rubin denen biri, uzun süreden beri Kürdlere karşı mücadele etmeyi kendine iş edinmiştir. Her yazdığı makale, verdiği her mulakat Kürd karşıtı, Türk daha doğrusu Türk Genelkurmay yanlısı bir tavır sergilemesi hayra alamet değildir. Bunun mutlaka bir nedeni olmalı.Ortadaki verilere göre Türk Genelkurmayın lobi faaaliyetlerini yürütüğüdür. Bunun sayısız kanıtı vardır. Yaşar Büyükanıt, daha Kara Kuvvetleri Komutanı iken gitiği ABD’de bir çok olasalıklar olmasına karşın 14 Aralık 2007 tarihindeki yemekli konuşma toplantısını Michael Rubin’in başında bulunduğu AEI'In (American Enterprise Institute) denilen düşünce kuruluşunda yapması tesadüfi değildi. Türk Genelkurmayın AKP ve Kürdlere yönelik geceyarısı verdiği e-muhtura karşısındaki destekleyici tavrı, Türklere Kürdistan’ın Güneyine yönelik politıkasına bolca materyal sunması bunların başında gelmektedir. Türk Genelkurmayın verdiği hediyelerden fazlasıyla mutlu olacak ki, adam Türk lobicisi olarak Kürdlerin amansız bir düşmanı gibi davranmaktadır. Adam bunu gizli saklı da yapmıyor.Kürd yanlısı ABD’lilere verip veriştiriyor.Rüşvetçi ilan ediyor. Anlaşılan herkesi kendisi gibi biliyor.Kürdistan’ın Güneyinde görev yapan ABD’li yetkililerin Kürd yanlısı tutumlarını „Barzani'den hediyeler aldılar“ ile izaha çalışıyor. Anlaşılan kendisi bu konu da bir beklentisi varmış, ama kendisi Barzani tarafından verilen hediyeye layık görülmemiş. „Iraklı Kürtler parayla oynarken“, bu unsuru bir hediyeye layık görmemesi başlarına dert mi aldılar acaba diye insanı düşündürüyor. Hıncıda buradan geliyor. Türk Genelkurmayı’da bu unsurun zaaafını bildiğinden kendisini hediyeye boğmuş olacak ki, bu unsurun işi gücü Kürd siyasal önderliğini „teröristleri desteklemek“le suçlamak ve küçük düşürmek için başvurmadığı okabazlık kalmıyor. „Nasıl Arafat Filistin Yönetimini teröristler için güvenli bir sığınak haline getirdiyse Barzani de aynı şeyi yaptı. Barzani yönetimi Kürdistan İşçi Partisi (PKK) teröristlerine güvenli bir sığınak ve araç gereç sağlıyor. Türk hükümeti Irak Bölgesel Hükümetini Türk hükümetinin en çok arananlar listesinde bulunan PKK teröristlerine pasaport sağlamakla suçluyor. Türk yetkililer Barzani'nin partisinin kontrolü altında bulunan topraklarda faaliyet gösteren altı PKK kampı olduğundan şikayet ediyorlar. Clinton yönetimi tarafından Filistin güvenlik güçlerine verilen silahların teröristlerin ellerine geçtiği gibi ABD hükümetinin Kürt savaşçılara- peşmergelere- verdiği silahların da son durağı PKK oldu“ diyor.Michael Rubin, bu tutumuyla ihbarcı ve iftiracı rolü oynuyor.„Iraklı Kürt yetkililer, PKK'yı barındırmaya devam ediyor. Verdikleri destek etkin ya da pasif olsun yersizdir, zira terörün desteklenmesi için mazur görülebilecek bir seviye olamaz. Iraklı liderler teröristleri Irak sınırının ötesine sürene kadar, Kongrenin etnik federalizmi teşvik edici herhangi bir girişimi bölgenin kaosa sürüklenmesi riski yaratacaktır“ diyor.Kendisini hediyeye boşmuş Türklerin dediklerini tekrarlayıp duruyor.Bu unsurun izlediğ anti-Kürd tavrının derin bir sebebinin olması gerekir. Bu nedenle olacak ki, adam kendisine Kürd millet haklarını yok sayılmasını iş edinmiş. Türk Genelkurmayı tarafından hediyeye boğulmuş. Bu nedenle olacak ki, onların işitmek istediği sözleri sarfetmekten kendini alıkoymuyor.„Etnik yapıya bağlı bir bölünme güvenlik getirmeyecektir. Barzani komşularıyla barışı kucaklamak yerine şimdi, -şiddeti kınamayı reddederken diplomatik meşruiyet arayışına giren- merhum Filistinli lider Yaser Arafat'ın stratejisini takip ediyor…Kürt televizyon ve gazeteleri, genellikle Irak Kürdistanı'nı "Güney Kürdistan" olarak adlandıran ve dolayısıyla Türkiye topraklarının büyük bölümünün "Kuzey Kürdistan"da bulunmak zorunda olduğu imasında bulunan, huzursuzluk çıkarıcı kışkırtmalarla dolu. Benzer şekilde gazetede ve televizyonlar Suriye'nin Kamışlı kentini de "Batı Kürdistan"a yerleştiriyor. Iraklı Kürt basını tarafından basılan ve Erbil ve Süleymaniye'de satılan haritalar Büyük Kürdistan'ı Akdeniz'den İran Körfezi'ne kadar uzanan bir alanda gösteriyor.“ Peki sana ne? Seni sıkan ne? Bunu dememek gerekir. Bunu demenin bir fiatı var. Eğer bunu ikide bir tekrarlamasa Türk Genelkurmayı tarafından verilen arpalığı kesilir.Kürd milletinin kendi ülke haritalarını çizmeleri bu unsuru niye sıkar?Bunları dile getirmek için Türkler, bu unsuru hangi hediyelere boğdu?Bunların açığa çıkmasında yarar var. Ama nasıl? Bu işlerin belgesi olmaz. Fakat görünen köy klavuz istemez diye büyük sözü de var.Harp Akademileri Komutanlığı'nda düzenlenen toplantıya davetli Michael Rubin, yine gözünü kapatıp ağzını açmıştı. Genelkurmayın işitmek istediklerini sıralamıştı.“Kürt lider Barzani, şiddeti kınıyor. Ancak, Ankara terör karşısında siyasi tavizler vermeli mi? Irak Kürt liderlerindeki asimetrik tehdit problemi terörü şiddetlendirecek mahiyettedir” diyerek Kürd liderleri terörizmi desteklemekle suçlamıştı.Şimdi daha ileri bir adım attı. CNN Türk'e verdiği mulakatta:“Barzani'nin İmralı'da Abdullah Öcalan'ın yanına konulmadan, bu işin çözülemiyeceğini” söyledi.Mıchael Rubin gibi dünyada tanınmış bir şahsiyetin bunu ifade etmesi akıl karı değildir. Türk yetkililerin bile bunu telefuz etmede kendilerini alıkoydukları bir dönemde bu dalgalağın bunu pat diye demesinin bir fiatı olmalı. Gerçekten merak ediyorum.Bu adam ettiği bu lafın karşılığında Türk Genelkurmayında kaç para aldı?Bu soruya Mıchael Rubin mi, yoksa Yaşar Büyükanıt mı cevap verir bilmiyorum, ama benim gibi dünya kamouyuda bu fiatı büyük bir merakla öğrenmek istediğini sanıyorum.28 Ekim 2007