Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 13 Juni 2010

Dr. Qasimlo ile 30 yıl boyunca yakın ilişkilerim oldu. Onun düşünce ve görüşlerini belli ölçülerde biliyorum. Dr. Qasimlo'nun şehit edilmesinin 10.yılında kısada olsa onun hakkındaki düşüncelerimi yazacağım. Daha çok onun düşünce biçimine değineceğim ve halkımızın, Kürd milletinin bu ünlü mücadeleci şahsiyetinin çalışmaları hakkında daha fazla bilgi sahibi olması için bir şeyler karalayacağım.

1)Şehid Qasimlo'nun Kürd sorunu hakkında büyük oranda stratejik bir düşünüş tarzı vardı. Kürd sorunun nasıl değerlendirileceği ve nasıl çözüleceğine noktasında uzak görüşlüydü. Dr Qasimlo geniş bir perspektif ile Kürdistan'ın durumuna bakıyordu. Onun yaklaşımı dar partici sınırlarının ötesindeydi.
Örneğin: 11 Mart 1970 Antlaşmasından sonra 1972-1975 yılları arasında Eylül Devriminin Önderliği ile Bağdat arasında şiddet bir hayli yoğundu ve 1970 Antlaşmasının pratiğe aktarılması önünde engeller daha çoğalıyordu. Dr. Qasimlo'nun hem şovenistlerin yanında ve hemde diğer kesimlerde saygılı ilişkileri vardı. Dr. Qasimlo, diğer aracılarla birlikte engelleri bertaraf etme ve barışın sağlanması için büyük çabaları oldu. O dönem Irak Kürdistan'ında İran Kürdistan Demokrat Partisinin durumu iyi olmamasına rağmen Dr. Qasimlo böyle bir yaklaşım sergiledi. Özellikle o dönemler Eylül Devrimi İran'ın yardımına ihtiyaç duyduğundan dolayı günden güne İran'a daha çok yaklaşıyordu. Dr. Qasimlo, Kürd Siyasi Önderliğinin başarılı olmasını istiyor, Kürdistan'ın geleceği için Kürdistan'ın bu parçasında barışın yerleşmesinin ileri bir adım olduğunu düşünüyordu. Bu noktada Dr. Qasimlo kendisini partisinin dar çıkarlarına hapsetmedi. Daha sonra gördüğümüz gibi barış sağlanmadı, Eylül Devrimi 1975 yılında yenilgi aldı. Dr. Qasimlo'nun Bağdat'ta işi vardı, orada yaşıyordu ve siyasi faaliyetlerini de yürütüyordu.
Dr. Qasimlo, çok kısa bir zaman içinde Bağdat'ta kalan İKDP yöneticileriyle birlikte, Bağdat'tı terk ederek yurtdışına çıktılar. Dr. Qasimlo ve arkadaşlarının bu tutumu Irak rejiminin yenilgi almış, durumları kötü olan Irak Kürdlerine karşı onlardan yararlanmayı engellemekti.

2)İran Kürdistan Demokrat Partisi, İran rejimine karşı silahlı çatışmalar içinde olduğundan dolayı Irak rejimi ilişkileri olduğu doğrudur. Fakat, Dr. Qasimlo Irak ve İran savaşı(1980-1988) boyunca İran KDP'sinin Irak güçleriyle ilişkilerini çok aza indirgemesine önem veriyordu. İran'a karşı savaşta Irak güçleriyle ortak bir pozisyona düşmek istemiyordu. Irak ile ilişkileri olmalı ve böyle bir ilişkiden kaçınmamalı... Fakat, bu ilişkiye bir sınır konulmalı ve Irak Kürdlerinin sırtında olmamalı düşüncesindeydi.

3)Dr. Qasimlo potansiyel sahibi biri olarak siyasi ve diplomatik faaliyetler yürütüyor, yabancı dilleri bildiğinden ve oralarda okumuş ve yaşamış olduğundan dolayı dünyadaki gelişmeleri biliyordu. Dr. Qasimlo dünya arenasında, doğuda, batıda ve Avrupa'da çok ilişki yakalamış ve seviliyordu. Özellikle de uluslararası sosyal demokrat partileri tarafından seviliyordu. Onun Uluslararası Sosyal Demokrat Örgütle geniş ilişkisi vardı. İran Kürdistan Demokrat Partisinin Sosyalist İnternasyonala gözlemci olarak alınması onun çabaları sayesindeydi. Her ne kadar ne yazık ki kendisi katılmasada Dr.Qasimlo'nun 1989 yılında Paris'te yapılan Uluslararası Kürd Konferansının örgütlenmesinde önemli bir rolü vardı.

Dr. Qasimlo, şiddetin ve terörün kullanmasına karşıydı. Ona göre bu girişimler sorunları daha da çoğaltıyor. Dr. Qasimlo, diyalog ve barışçıl çözüme inanıyor ve insan haklarını savunuyordu. Bundan dolayı uluslararası arenada tanınıyordu. Fakat şunuda görmek gerekiyor. Dr. Qasimlo, Kürd halkının haklarını savunmak ve İran işgalci güçlerinin saldırılarına karşı koymak için İrak'ta ve İran'da elde silah bir Peşmerge olarak İKDP güçleriyle birlikte nasıl savaştığını ve dağların o kötü şartlarına nasıl adapte olduğunu biliyoruz. Yani Dr. Qasimlo'yu hem içerde ve hemde dışarda farklı ortamlarda kabiliyetli ve dirayetli bir lider olarak tanıdım ve gördüm. Ne yazık ki Kürdler böyle bir liderlerini kaybettiler ve bertaraf edilmez bir kayıp.
Kürdlerin tanınan bir devletleri yok. İşgalciler her zaman Kürdlere karşılar. Büyük devletler Kürdlere zülum yaptılar. Bir çok Kürdistan lideri hileler neticesinden çok çabuk şehid edildiler ve zulme uğradılar. Bunlardan Şeyh Mahmud, Şeyh Said, Seyid Riza, İhsan Nuri Paşa, Simko, Qazi Muhamed ve Barzani....

Dr. Qasimlo ve yoldaşları barış görüşmeleri sırasında İran rejimi tarafından Viyana'da 13.07.1989 tarihinde alçakca katledildiler. Avusturya bir Avrupa devleti olarak tüm uluslararası yasaları ve en basit insan hakkını çiğniyerek Qasimlo ve yoldaşlarının katillerini güvenlik içinde Tahran'a gönderdi.

Dr. Qasimlo ve yoldaşları ölümsüzdür!!

Dr. Mahmud Osman

Çev: Aso Zagrosi

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.