Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 25 April 2010

Tetikçi atalarım

Hasan Bildirici

Tarih: 25 Nisan 2010 Pazar

Çocukluğum, Ermeni yıkıntıları ve dökülmüş Ermeni kanı üzerinde geçti. Ahlat, Ortaçağda en görkemli Ermeni şehri idi. Fakat ben doğduğumda Ahlat'ta Ermeni yoktu. Ermeni artık yalnızca bir hakaret ve küfürdü. Babam ve amcalarım çok kızdıklarında bize veya başkalarına: “Ermeni dölü“ veya “Ermeni oğlu Ermeni“ diye küfür ediyorlardı. Bütün kasaba bu küfrü yapıyordu. Türk olan baba tarafımın oturduğu mahalle tam Van Gölü kıyısındadır. Surlar içindedir. Kale içi, savaşlarda zengin Ahlatlıların sığınıp, kapılarını kapadıkları güvenli bir yerdir. Ben bu mahallede doğdum, büyüdüm. Son zenginlere yetiştim. Evleri görkemliydi, yürüyüş yolları gül kokusunda geçilmezdi. Bizler yoksulduk. Babam ve amcalarım, bu Türk zenginlerinin mahalle içindeki Ermenileri nasıl öldürdüklerini anlatırlardı.

Bir ermeni şu caminin köşesinde yakalanmış, Şeyh Şahabettin tarafından başı taşla ezilmiştir. Göle doğru koşan başka bir Ermenin yakalandığı yerde başı kesilmiştir. Şu yıkıntıları hala dimdik duran evin Ermeni halkı, Hacı Ömer'in babası tarafından çoluk çocuk ayrımı yapılmadan boğulmuştur...

Şu büyük taş, bu mahallenin görkemli evlerini yapan Ermeni ustanın başının dağıtıldığı yerdir...

Koyun boğazlar gibi anlatmışlardır bize Ermenilerin nasıl öldürüldüğünü ve bizim çocuk dünyalarımızı kirletmişlerdir.

Fakat beni en çok yaralayan yıkık bir Ermeni köyü vardır. Ahlat-Tatvan arasında, Ahlat'ı on kilometre kadar geçtikten sonra, yolun hemen sağ üstünde, toprağa karışmış temelleri çok dikkatli bakıldığında görülebilen insansız bir köydür. Çocukluğumda süpürge otu kesmeye, geven sökmeye veya kuzu otlatmaya buraya giderdim. Yalnızca Ağustos böceklerinin cıcırlarının duyulduğu ıssız bir bozkır...

Gölün dalgalı zamanlarında su altında kalan, sakin zamanlarında ise ortaya çıkan bir çeşme vardır. Köyün hemen altındadır. Bu sudan dolayı oraya giderdim. Su hayattı, çıkınımda götürdüğüm karpuz, domates ve salatalıkları tatlı suyun içine koyar, yaz sıcağında acıktığımda, buz gibi olmuş yiyeceklerden yerdim. Çocuk merakıdır bu. Ortada yıkıntı ve çeşme varsa bu aynı zamanda yitirilmiş bir yaşamı anlatmaktadır.

Bir gün tatlı suyun arasından fışkırdığı taşları inceledim. Taşlar düzgündü, insan eli değdiği belliydi, bazılarında yontu izleri vardı. Çeşmenin az yukarısında ise temelleri yıkık köy bulunuyordu. Çeşmenin bu köye ait olduğunu sekiz yaşlarında keşfettim.

Bir gün köyün yıkıntılarını kazırken bir pipo buldum. Başka gün, bir kemik tarak çıktı karşıma. Çok eski bir sabanın demiri, çanak çömlek kırıkları... Eski Osmanlı paraları derken, orada bir hayatın gömülü olduğunu anladım... Bunu babama sordum. Sorumu geçiştirdi babam. Köyü eşelemenin esrarengiz büyüsüne kapıldığım bir gün, derisi iyice çekilmiş bir çocuk ayakkabısı bulup çıkarttım. Ürkütücüydü. Ayakkabıyı atıp kaçtım, fakat her defasında gelip bakmadan edemedim.

Sonra babamı tekrar sıkıştırdım.

“Lanet çocuk,“ dedi. “Toprağı eşip duruyorsun. Orası bir Ermeni köyü imiş. Hepsi öldürülmüş. Uzak dur oradan!“

Bunu da, Kürt olan annemin atalarından ibaret sayılan Hamidiye Alayları yapmış...

Köyün hikayesini babamdan dinledikten sonra o çocuk ayakkabısı hep çocukça ağladı. Bozkırın neresine gittimse ağlama sesi peşimi bırakmadı.

Sonra Paris'teki sürgün günlerimde, 1994 yılında, kimlikleri plastikle kapladığım caddedeki işimin başındayken Ermeni bir kadın tanıdım. Çok eski bir resmi plastik kaplamaya getirmişti. Bana, Ziraat Bankasının 1930 lu yıllarına ait bir hesap defteri gösterdi. Hesaptaki paranın geçerli olup olmadığını çok az bildiği Türkçe kelimelerle sordu. Defterde kayıtlı olan 30 liranın artık bir değerinin olmadığını ve hesabın da büyük ihtimalle kapatılmış olduğunu anlatmaya çalıştım... Yanımdaki reklam panosunun altında bir bank vardı, ona çöktü, ağladı... Yanına oturdum. Bir çocuk gibi sokuldu bana... Yaşı doksandan az değildi. Van Gölü çocuğu olduğumu öğrendiğinde daha çok sokuldu yanıma... Garip ve anlaşılmaz bir şeydi. Oralı olduğunu söyledi. Van Gölü'nün pırıltılarını hatırladığını anlattı...

Sonra, acılı hikayesini tek paragraflık bir özetle yüreğime bıçak gibi oturtup gitti:

“Katliam sırasında 13 yaşında çok güzel bir kızdım. Herkesi öldürdüler. Benim kilotumu çıkarıp elime verdiler. Kim gördüyse üzerimden geçti. Van Gölü kıyısında çıkarılan kilotumu Antep'de giyebildim. Kaç gün, kaç hafta, kaç ay öyle kaldığımı hatırlamıyorum... Yollarda herkes yattı üzerime... Buraya geldikten sonra kiliseye sığındım... Erkeklerden nefret ediyorum.“

Hikaye bu... Anne tarafımın Hamidiye Alaylarıyla, baba tarafımın Türk tetikçileri bir halkı katletti...

Tetikçiliğin ve soykırımın mazereti olmaz. Tetikçi Kürt ve Türk atalarım adına Ermenilerden özür dilemem fazla bir şey değiştirmez... Elimde şu an bitirmek üzere olduğum, UÇURUM ATLILARI adlı romanım var. Bu kitap bir kaç ay içinde biter. Ondan sonra kendi topraklarımın Ermeni Soykırımıyla yüzleşip, “Ağlayan Aayakkabı“ romanını yazmak istiyorum... Bu kitabı katledilmiş Ermeni çocuklarına, ataları tetikçilik yapmış Kürdistanlı bir yetim olarak adamak istiyorum... Bir halk katledilirken susan ve tetikçilik yapan alçaklıkla yüzleşmek istiyorum.

Ermenileri katleden devşirmelerin torunlarının hala ikiyüzlü bir yalanla sürdürdükleri cellat iktidarlarının yerde paspas gibi süründüğünü görmek istiyorum...

Atalarının soykırım suçlarının üzerine kalın bir örtü çeken tetikçi torunlarının iktidarıyla uzlaşmak insanlık suçudur. Soykırım suçlularıyla uzlaşılmaz, bu utançtan kurtulmak için hesap sorulur...

Hasan bir Türk olarak konuşuyorsa, sorun yok. Ama, görünen o ki Hasan anası ile babasını bir tutarak Kürdlerle Türkleri suç ortağı yapmış.. Tam burada Hasan çuvalanmaya başlıyor. Kimse Türklerin suçunu Kürdlere yükleyemez. Hasan'ında buna hakkı yok. Selamlar

-Hasan Bildirici babasini aklamak icin sucu anasina yüklüyor. -Kurdlerde son tango ya anasi Türk olmak yada babasi Türk olup dedesini tetikci yapmaktir. -Kimse Türklerin suçunu Kürdlere yükleyemez. kürdistani üc yürek,tek satirlan bindiriken ensene Ah vah eden Ahlatli bildircin, hikayeni etkili kilmak icin, babani aklarken,anana neden saygisizlik ediyorsun. tipki serokunu akladigin gibi. mekap ayakkabili seni, su"aglayan ayakkabi"romaninin promosyonunu yaparken hic olmasa bu kadar alcalma bari, benzeri hikayelerlen bizlerde büyüdük bildircin seni. kacana siper olan Kürd, kovalayan ise türktür seni cemus seni. gölde cikan kefale kurban olasin, onlarin hafizalari bile seninkinden güclü. kitabinin promosyonu icin, bu kadarda kitapsiz olunurmu. sen hikaye anlatirken,M.Kalman kitabini yazdi, Batı Ermenistan (Kürt İlişkileri) ve Jenosid okuda gel kendine yazar diyen sarlatan seni. Kurdistan4all,su tirkolarin katliyamina iliskin kiyida kösede videolarin yokmu.

Hukukta suc kadar sucun neden ve nicin´leride en az suc kadar hayati öneme caizdir. Her ne hikmetse Kurd aydini kisvesi adi aldinda bir cok Kurd Ermenilere karsi islenmis bir sucu sadece bir sonuc olarak kabul edip,bir sonuctan neden nicin leri görmezden gelecek kadar körlesiyorlar. Ermeni katliami bir vakadir. Ne inkar nede red edilemeyecek kadarda asikardir. Bu durum bir neden degil bir sonuctur. Her Kurd cocuklugundan bir hikaye ille soruna yaklasmaya calisirsa ortaya cikartilamayan bir cok tarihi olayda hikayeler olarak kalirlar. Tipki sayin Bindiricinin bindirdigi gibi. !915 te bu cografyada cok agir katliamlar yasandigi gercegini hic ama hic kimse red edemez. Bu katliama tabi tutulanlar sadece ermeniler olmadigi gercegi göz ardi veya inkar edilerekte aciklanamaz. Ermeni katliamlarina Kurd penceresinden bakmaya cesaret edemeyen sözum ona Kurd aydinlari jekobenizmin Kemalizm penceresiyle birazda ittahati teraki mantigiyla vaka olan bir suca suc ortaklari arama ugrasiyla kime neyi ispata calistigi belli olmayan tarihi bir lekeyi Kurde yamamaya calisiyor. 1915 Katliama bir vakadir. Ama ne yazikki bu katliamain sadece Ermeni boyutu tartisiliyor. Anlasilmaz olansa 1915 te kacyuzbin Kurdun katledildiginin esamesi bile okunmuyor olusudur. Ayip olan bu yaklasim Kurdun ayibi degildir. Bu ayip Kurd adina aydin oldugunu iddea eden tarih cahillerinin ayibidir. Söz konusu dönemde Van,Harput,Bitlis,Erzurum,Agri Ve Diyarbekirde Ermeni nufusuna bakildiginda bir cok seyleri anlamak aslinda mumkundur. Yine ayni dönemde Kurdistan ve Ermenistanda yasayan ermenilerin nufusunun Dörte biri kadar guclu bir Ermeni askeri varligi ne anlama geliyor. Rus öncu kuvetti olarak Ermenilerin giristikleri katliamlar neden görulmezden gelinir. Ermeniler söz konusu dönemde Kurdistanda bir nevi iskal kuvetti iken Kurd tavrini merak eden sözum ona yandim osman Aydinlari birazda bu konuda neden dusunmezler. Ermeni politikalari söz konusu dönemde (Resmi Ermeni belgeleri mevcuttur.) Kurdistani Ermenistanlastirma yani ilhak etme uzerine suphe göturmeyecek kadar acikken Van´in iskalindeki ermeni kiyamlari ne duzeydedir. Bitliste Kurd katliaminin boyutu nedir. Evet bunlara cevap vermekten yana kör ve sagir olan Kurd aydinlari öncelikle kendi tarihleri konusunda Roman ve Tarih kitaplari yazsinlar. Hamidye alaylarindan hareketle Kurdleri tetikci kabul edenler iki yuzludurler. Eger Kurdler hamide alaylarindan dolayi tetikci ise ve yine Ermeni katilleri oluyorsa bu belirlemenin gerisini getiremeyenler ya Ermeni tarih kalemsörleridir yada madrabazdirlar. Hamidye alaylari sadece ermenilere karsi kullanilmadi. Hamidye alaylari Yemende canakalede Rus cephesinde,ingiliz ve fransizlara karsida kullanildilar. Peki atalari tetikci olanlar ozaman atalariniz tetikci degilde parali katillerdir deme cesaretini göstermek durumundasiniz. Daha dogrusu satilik yaratiklar demek daha dogrudur. Ermeni katliamlarinda egemen devletlerin her kesten daha cok suclu olduklari bilinmesine ragmen egemen devletlerin bi katliamdan dolayi suclarinin gizleniyor olmasi dunde bugunde bir Ermeni politikasi olarak vardi ve devam ediyor. Mezapotamya katliamlarinin neden ve nicinleri egemen devletlerin politikalrinda dunde vardi bugunde vardir. Bunu görmezden gelip Turk ve Ermeni resmi tarihi arasinda sikisip mazlum bir halki katliam suc ortagi yapmak tarih yosmaligindan baska hic bir sey degildir. Son yillarda bir cok tartisma yapildi ve yapilmaya devamda ediliyor. Bu konuda tetikci torunu olmaya pek hevesliler veya Ermeni katliamlarini Ingilterenin ennnnn buyuk unuversitesinde seminer olarak verecekler öncelikle söz konusu dönemin egemen devletleri,suclu Osmanli Mirascisi T.C ve magdur katliamci Ermeni arsivlerinin acilmasi icin caba icerisinde olsunlar. Tarih bilincini Ermeni ve Turk resmi tarih analyisindan alarak magdur ve suclu ikilisinden mazlumu tetikci ve vebal altina koyanlar tarih adina tarihe tecavuze yelteniyorlar. Dikkatlerden kacmiyor belli aktarmalar,bu aktarmalari yapanlar öncelikle sunu arastirmak durumundalar aktardiklari her hangi bir aktarmanin yazari kimdir,ve Ermeni hareketinin ismarlama yazarimi yoksa tarafsiz bir yazarmidir. 1915 öncesi ve sonrasi batida yazilan binlerce yazi vardir. Yine söz konusu dönemde Ermeni ismarlama yazilarida bir okadar mevcuttur. Söz konusu dönemde muluman Kurdlerin Hiristiyan Ermenileri katl ediyorlar diye baslayip biten yuzlerce binlerce yazi söz konusudur. Bu yazilar iste bugun tarih diye bizlere satilmaya calisiliyor. Tuhaf olan ise söz konusu dönemlerde Ermenilere hem Kurdistani iskalle meskuller hemde katliamlar yapmakla. Kurdlerde son tango ya anasi Turk olmak yada babasi Turk olup dedesini tetikci yapmaktir. Duyurulur. Bu baylara yarin birileri Ermeniler Kurdistani iskal ettiklerinde dedelerimizi öldurduler derse cevap lari ne olacak diye merak etmiyor degilim iyisimi muhataplari dusunsun. Kör lle yatan sasi kalkar diye bir Turk ata sözu vardir. Bizim aydinlar bu aralar Turk aydinlariyla pekte samimiler suc ortakliginida gönullu ilan etemlerine sebep kendilerine olan guvensizlikleridir. Sevgi Ve Selamlar

Hasan, Apoculukla kendi varetmis bulmus biridir.Hasan'in Kurdistanli biri oldugunu biliyorum.Ama Hasan Kurd degil bir turk evladidir. Bizim cografyaya kimler yerlestirilmedi ki. Afganistandan bile kabile kabile Afgan alindi ve yerlestirildi. Kurdistan sehirleri bire bir bu devsirmelerle doludur. Erzorom, Mus, Erzingan ve diger sehirler. Hasan; TC adina, sosyalizm adina, gunahkar bir kisiliktir. Kurdistan bu tip soylem sahiplariyle hep elde tutulmaya calisildi. Kurdler kendi tarih tezlerini yaratmadigi surece Kirli Hasanlar daha cok defterimize, payimiza duser... Onlarin defterlerini dormek ve kurdistani cepheden kovmak lazim.... Belki de Ermeni sahiplenmesi gunah cikarmadir. Atalari Turktur ve katliamda da rol oynamistir. Bu dogrudur.

hasan turk olsa ne olur kurd olsa ne olur? bir insanin babasi ,dedesi katil diye kendisi katil olamaz. bu Hamurabi kanunlarinda bile var ama sen daha millatta once 1000 yillarinda yasiyorsun bu gercegi gormeyecek kadar korsun,cahilsin ! senin kuracagin kurdistanda turk ,arab, afgan yasamayacak mi? sen de mi soykirim yapacaks8n?

Rastî û derew ku bibe bira, jîyan dibe heram. Ahmedê Xanê bîr söyleminde; ' bizim de olsaydı bir devletimiz, hakkımız da hukukumuzda olur ve Arap, Acem ve Türkler bize hizmetkarlık yapardı.' Ahmedê Xanê, bu söylemiyle Rastiye göre ırkçıdır. Ama rasti denen zihin özürlü vatandaş Kürd olsa, Türk olsa ne yazar. Kaldı ki sömürge aydınları Beko Ewan olursa, Rasti gibi devşirmeleri kapınızda bulursunuz. Bu devşirmeler kemalizmi kardeşliğin panzehiri olarak milletine sunar ve kaderinin de efendisi olur. Neden ve niçinleri kavramayan zihin özürlüsü bu kişilikler ömrümüzün lanetli kırlangıçlarıdır. Rasti Ermeni katliamında Kürdeleri suçlarken Türkleri de aklamaktadır. Tam bir Beko Ewan örneğidir. Kendi milletine düşman düşmanına da sevdalı.

Sayin Hasan Dogan, Keko, Dema te xwesh. Hevîdarim tu bashî? Dema ku min nivîsa Hesen Bildirici xwend ez gellek pê eshîyam û min navê wî bi kar anî. Hesenê gemar gellek nexweshîyan bi kar tîne. Yek jî ji wan dibeje; ' bav û kalê me tetikcî bûn.' Ew Hesenê gemar bi navê Kurdan dixwaze vîya bi kar bîn e. Min nivîsa te jî xwende tu Hesenê pîr û pak birayek minê delal î. Navê te pîroz e. Dibe ku vî cudîyatîye eshekere bikim û ji tere serkevtin keko. Silav û rêz.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.