Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 12 March 2010

present/amadekar/hazırlyan: [color=#330066][b]kurdistan4all[/b][/color]

Merhaba, bence teknoloji elbette iyi güzel ama burada esas olan teknolojinin tüm dünya halklarının hizmetin de mi yoksa belli bir elitin hizmetin de olduğu mudur? Bana göre de politikerlerin yalnız başına dünya problemlerini çözeceğini sanmıyorum. Bana kalsa her daldan uzman olan (bilim, teknoloji ağırlıklı) insanların toplandığı bir komitee kurarım ve bu uzmanlar dünyada var olan bütün problemler üzerine elle tutulur kaynaklar ve verilerle çözüm önerileri sunsunlar ama bir Kürd sorununu ele alısrsak acaba Kürdistan sorunu politik bir sorun mu yoksa teknolojik bir sorun mu? Bu soruya cevabımız eğer 'politik sorunsa' o zaman politik yollarla çözülür, 'teknolojik sorunsa' teknolojiyle çözülür. Şu an bildiğimiz tek gerçek teknolojik devrimler insanları sosyal devrimlerden daha fazla etkilemesine ve değiştirmesine rağmen teknolojik devrimler buğüne kadar hiçbir sosyal problemi maalesef çözmemişler. Şimdilik din, para ve politikayı devre dişi bırakıp sadece bilim ve teknolojiye yönelmek özünde çok şahane bir görüş açısı ama bunun öyle kolay olmadığınıda belirtmek gerek. Doğrusu bu düşünce bana biraz utopik gözüküyor, çünkü sadece dini düşünürsek, insanı inancından vazgeçirmek, insanlar arası önyargıları kırmak, Einstein'ın dediği gibi atomu parçalamaktan daha zordur. Selamlar

Paranın artık yasamınızda olmadıgı, teknolojinin insanlıgın yıkımı için degil yükselisi için kullanıldıgı ’çagın zihniyetini' yakalamıs bir medeniyet hayal edin... Bilimkurgu romanından fırlamıs gibi görünen böyle bir toplum olusturma fikri, ilk kez Jacques Fresco'nun agzından, 'Venüs Projesi' adıyla ’Zeitgeist Addendum' belgeselinde, dünya kamuyoyuyla paylasıldı. Peter Joseph tarafından 2007 ve 2008 yılında çekilen 'Zeitgeist-Çagın Zihniyeti' ve 'Zeitgest Addendum-Çagın Zihniyeti Devam' belgeselleri günümüz modern dünyasının temellerini elestiriyor. Sadece 'Addendum' internetten 50 milyon kere indirildi. Peki nedir bu Zeitgeist? Zeitgeist, Dünya'nın sahip oldugu zengin kaynakların ve teknolojnin yardımıyla, insanların dogaya sahip degil dogaya ait oldugu fikrini benimsiyor ve simdiki sistemin dünya üzerindeki tüm sorunlara neden oldugunu iddia ediyor. Hem de geçerli delillerle; modern toplumla beraber insanlıgın üstüne kabus gibi çöken savas çılgınlıgı, Afrika'nın içinde bulundugu kıtlık... Zeitgeist temel olarak, "20. yüzyılda bilgi çagı savas ile geldi, 21. yüzyılda ’bilinç çagı'na ’barıs' ile neden girilmesin?"' sorusuna cevap arıyor. Asimov'un, hiç gece olmayan gezegende geçen hikayesindeki insanlar nasıl ilk defa yıldızların ısıgını gördüklerinde korkuyorsa, biz de barısın aydınlatıcı ısıgından o kadar rahatsızız... Zeitgeist ve Venüs Projesi ne öneriyor? Ortaya koydugu ütopyaya ulasmak mümkün mü? [b]AÇLIK, YOKSULLUK SON BULABLR[/b] 'Zeitgeist Hareketi' ve Venüs Projesi nedir, neyi amaçlıyorsunuz? Venüs Projesi gelistirdigi planla, özet olarak huzurlu ve sürdürebilir temeller üstüne oturmus evrensel bir toplum vaat ediyor ve insan haklarının bir kagıt parçası degil, yasam tarzı oldugu bir toplumun altını çiziyor. Proje ilk defa ’Zeitgeist Addendum' belgeseliyle uluslararası kamuoyuyla paylasıldı. Zeitgeist hareketi Venüs Proje'sinin aktivist kolu olarak yer alıyor. Venüs Projesi gelecegi gösteren bir ayna degil; Projenin amacı zaten bildigimiz seyleri uygulamaya koyup sürdürülebilir gelisimis medeniyet seviyesine ulasmak. Yıllar süren savas, açlık, yoksulluk ve insanların haksız yere çektikleri acılar aslında önlenebilir olmakla beraber, kabul edilemez bir gerçek. Bunun için de bildigimiz medeniyetin yeniden en bastan tasarlanması gerektigini düsünüyoruz. Bu amaçtan daha azını hedefleyen bir girisim günümüze kadar yasananların devamına yol açacaktır. Hareketimiz, su ana kadar var olmus olan hiçbir politik ekonomik ve sosyal sistem gibi yol almayacak. Yakın gelecekte paradan, politikadan, bireysel ve ulusal çıkarlardan bahsedilmeyen, amacı yüksek bilinç ve huzur seviyesine ulasmak olan bir toplum öngörüyoruz. Çok idealist görünüyor olabilir fakat bu düsünce yıllar süren deneysel arastırmalar sonucu ortaya çıktı. Yapmamız gereken egitim, ulasım ve temiz enerji kaynaklarının üstüne gitmek. Birçok insan daha yüksek etik degerlere sahip uluslararası kanunların veya anlasmaların sürdürülebilir bir toplum olusturmada en etkili yol olduguna inanıyor. Etik seviyesi en yüksek insanlar politikacı olup bizi yönetseler bile günümüzde yasadıgımız sorunları yasamaya devam edecegiz. Çünkü asıl ihtiyacımız olan dünyanın kaynaklarını akıllıca kullanmak... [b]DÜNYA KAYNAKLARI HERKESE AIT[/b] Küresel rekabet ve teknoloji hızla ilerlerken, uluslar ve insanlar ortak tehditlerle karsı karsıya... Asırı nüfus artısı, enerji kıtlıgı, küresel ısınma çevre kirliligi, su kıtlıgı, ekonomik buhranlar, kontrol edilemeyen salgınlar gibi sorunlar hepimizi tehdit ediyor. Birçok insan bu durumların ortaya çıkmasını önlemek için ugrasmasına ragmen sosyal ve çevresel problemlerin devam etmesinin nedeni, dünyanın zengin kaynakalarının çogunun bir kaç güçlü devletin ve onların finansal çıkarları için kullanması. Eger hala devam eden uluslararası sorunların sona ermesini istiyorsak, Dünya'yı ve onun zengin kaynaklarını parsellemek yerine tüm insanlgın ortak mirası olarak kabul etmeliyiz. [b]Bu amaca ulasmak için neler yapıyorsunuz?[/b] Zeitgeist hareketi ve Venüs Projesi hızla büyüyor ve her gün yüzlerce kisi katılıyor. Her Çarsamba ABD'de yayınlanan radio programında proje ve fikirlerimizi anlatıyoruz. Danimarka'dan Cngiltere'ye hatta Meksiya kadar uzanan paneller düzenliyoruz. 2010 yılında ise tüm dünyayı gezmeye baslayacagız. ’Satılık gelecek' ve ’Dünya 2.0' adlı iki film su an yapılıyor. Venüs Projesi hakkında detaylı bilgileri bu filmlerle de paylasacagız. Venüs Projesi'nin dizayn takımın basında olan Andrew Buxton benim çizimlerimi hayata geçrmek için oldukça çaba sarfediyor. Projedeki binlerce kisi insanlara bu fikri tanıtmak için çalısıyor. [b]KAYNAGA DAYALI EKONOM[/b] [b]Bahsettiginiz gibi Venüs Projesi'nde paraya dayalı sistem tamamen ortadan kalkıyor fakat bu projenin hayata geçemsi için çok büyük miktarda para gerekiyor. Bu bir çeliski degil mi?[/b] Evet öyle. Fakat günümüzde bütün hizmet ve ürünlerin parasız karsılandıgı kaynak bazlı bir ekonomik sistemde yasamıyoruz. Aslında dünyada kaynak bollugu var. Bizim kaynakları paylastırma fikrimiz parasal hiç bir sisteme baglı olmayacak ve piyasa ekonomisinin yarattıgı ’kısıtlı kaynak' yalanını ortadan kaldıracak. Bugün çok yüksek teknolojiye saihibiz. Fakat sosyo-ekonomik yapımız çag atlamamıza engel olusuturuyor. Tamamen borçsuz ve herseyin bol bulundugu bir dünya yaratabiliriz. Teknolojinin ve bilimin insanlar için ve zekice kullanımıyla yüksek refah seviyesinde, çevreci bir toplum olusturmak istiyoruz. Bunu gerçeklestirebilecek paramız yok, fakat ihtiyacımızdan fazla kaynagımız var dünyada. Bu nedenle kaynak bazlı ekonomiyi savunuyoruz. Venüs Projesi'nin bir yaptırım gücü yok. Bize düsen dünya için iyi olacagını düsündügümüz fikirleri kamuoyuyla paylasmak. Fikirlerin beden bulması için insanların bu fikre inanmasına ve anlayısına ihtiyacımız var. Tüm dünya için bu sekilde uygulanabilir planı olan baska kimse yok. Evet su anki parasal sistemde finansal destege ihtiyacımız var fakat insanların projeyle ilgili fikirleri konusup paylasaması bile bahsettigmiz toplumun temellerini atıyor. Bizde bu fikirlerin paylasımı için filmler basta olmak üzere tüm interaktif paylasım olanaklarını kullanıyoruz. [b]Hareketiniz giderek sosyal bir olaya dönüsüyor. Herhangi bir hükümetten veya sivil toplum kurulusundan destek geldi mi?[/b] Hiçbir hükümet ve topluluktan destek almıyoruz su anda. Hareketiniz filmden sonra özellikle internet ortamında paylasılan videolarla çıg gibi büyüdü. Bu olay interaktif paylasım çagı için ilk isaretler olablir mi sizce? Evet internet, büyük medya kurulusları tarafından ihmal edilmesime ragmen fikir ve bilgi paylasımı için en büyük umudumuz. [b]HEPMZ GENEL BLNCN KÜÇÜK PARÇALARIYIZ[/b] Hareketinizle New Age akımı arasında bir baglantı var mı? Hayır, hiç bir baglantı bulunmuyor. Cnsanlıgın yön ve amaç algısını degistirmesi ve güncellemesi gerekiyor. Temel problem insanoglunu dogadan ayrı bir varlık gibi düsünmek. Oysa bütün degerlerimiz, inançlarımız ve davranıslarımız dogal bir süreç oldugu kadar doganın kanunlarının bir parçası. Hepimiz dünyada varolan genel bilinçin küçük parçalarıyız. New Age akımının idealistligi ve insanlık yararına düsünceleri lafta kalıyor ve arzularına ulasmak için amaç ve metodları bulunmuyor. Zeitgesit hareketinin ve Venüs Projesi'nin Türkiye'deki durumu hakkında düsünceleriniz neler? Türkiye'de Zeitgeist hareketi ve Venüs Projesi çok fazla destek aldı. Bir çok gönüllü, hareketimize katıldı. Onların katılımıyla Venüs Projesi büyümeye ve gelismeye devam ediyor. [b]Venüs Projesi nedir?[/b] Alternatifler yaratmadan bir kültürü elestirmek yararsızdır. Venüs Projesi barısçıl ve sürdürülebilir küresel bir toplum yaratmaya yönelik sosyal degisim planları önerir. Cnsan haklarının sadece kagıt üstündeki bildirilerden ibaret olmadıgı, bir yasam biçimi oldugu alternatif bir sosyal tasarımdır. Venüs Projesi sürdürülebilir dünya toplumu için su anda bildiklerimizi uyguladıgımız takdirde erisebilecegimiz gelecek vizyonuna sahiptir. Savasın, kıtlıgın, açlıgın, fazla insanın ve acının sadece önlenebilir degil aynı zamanda kabul edilemez görüldügü kültürümüze bilimsel bir yeniden tasarım anlayısı getirir. Daha azını yapmak, günümüz dünyasının mevcut sorunlarının yıkıcılasarak devam etmesine neden olacaktır. Basitçe belirtilecek olursa, kaynak tabanlı bir ekonomi paraya degil özkaynaklara odaklanarak verimli ve insana yakısır bir ortam için adil ürün dagılımını saglar. Bu, ürün ve hizmetlerin para olmadan, kredi, takas, borçlanma ve kulluk/kölelik olmadan elde edilebildigi bir sistemdir. Birinci hedef kıtlıgı yok etmektir. Kaynak tabanlı ekonomide, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artı bilgisayarlı otomasyonlu üretim ve stoklama ile kıtlıgın üstesinden gelinecektir. Bu, gelismis ulasım sistemleri içeren güvenli enerji-verimli sehirler ortaya çıkaracak, genis kapsamlı saglık bakımına ve amaca uygun egitime olanak saglayacaktır. Bu yeni tasarının amacı güç, malvarlıgı ve zenginlik gibi sıg ve benmerkezci hedeflere karsı çıkan, insan ve çevre kaygılı yeni bir sistemi heveslendirmektir. Bu yeni haz insanların gerek manevi gerekse de maddi anlamda yaratıcılık ve öz-tatminle gelismelerini saglayacaktır. [b]Venüs Projesi ile komünizmin farkı nedir?[/b] Komünizm para ve emegi kullanarak sınıfsal tabakalasma yaratır ve komünist gelenegi korumak için seçilmis personele sahiptir. En önemli nokta ise komünizmin kıtlıgı ortadan kaldırmak için ne bir plana ne de verimli üretim yöntemlerine sahip olmasıdır. Cnsan is-gücü yerine makineli üretimin gelecekte hakim üretim faktörü olacagını varsaymaktadır. Fasist ve kapitalist rejimlere karsı kendini korumak adına büyük askeri harcamalar yapılır. Venüs Projesi'nin ya da kaynak bazlı ekonominin komünizm benzeri bir yapı oldugunu düsünmek hatalıdır. Komünizmin paraya, bankalara, orduya, polis gücüne, hapishanelere, karizmatik liderlere, sosyal sınıflasmaya ve atanmıs liderler tarafından yönetime sahip olusu bunu gösterir. Venüs Projesi'nin amacı ise para kullanımına olan ihtiyacı asmaktır. Tüm mallar ve hizmetler, saglık destegi ve egitim herkese açıldıgında polis ve hapishaneler, bankacılık, reklamcılık, borsa simsarlıgı, askeriye ve hükümete de ihtiyaç kalmayacaktır. Venüs Projesi politikacıları tüm fiziki tarafların yönetilip çalıstırıldıgı bilgisayarlı sistemlerle degistirecektir. Bilgisayarların rol almayacagı ve yönetmeyecegi tek sey insanların izlenmesi, gözetlenmesidir. Bu son derece gereksizdir ve toplumsal olarak da saldırgan ve rahatsız edicidir. Cnsani kaygı olmadan salt teknoloji kullanan toplumun hayatta kalmak için dayanagı kalmamıstır. Komünizmle beraber fasizm ve kapitalizm ideallerini gerçeklestirmek için yapılan her sey tarihte basarısız bir deney olarak kalacaktır. Komünizm insani ve çevresel ihtiyaçlarla ilgilenmeyen ideolojiyle yönetilen politik bir sistemdir. Komünizm parayı ve bankaları, orduyu, polis ve hapishaneleri, karizmatik kisilikleri, sosyal sınıflandırmayı kullanarak önceden göreve getirilmis liderlerce yönetilir ve dayatma kullanır. Venüs Projesi paraya olan ihtiyacı asmayı amaçlamaktadır. Komünizmin ilgi alanı is-gücünün durumu ve isçi sınıfıdır. Venüs projesinin amacı emegi önce sınırlandırmak sonra tamamen kaldırmak ve toplumu yüksek teknolojiyle donatıp üretimi bu sekilde gerçeklestirmek üzerinedir. Amacımız hiçbir sey yapmayan ve bos zamanın tadını çıkaran bir toplum yaratmak degil. Aksine insanlara sınırsız imkânlarla kesfetme, yaratma, katılma ve ögrenme tanıtılacak. Venüs Projesi insanları ayıran tüm yapay sınırları ortadan kaldırmak için bilim ve teknolojiyi küresel ölçekte insanlıgın kullanımına sunar. Sistem para kullanmadan mal ve hizmetleri herhangi bir fiyat etiketi, borç, takas veya herhangi bir tür kölelik gerektirmeden hazır kılar. Eger teknolojimizi akıllıca kullanırsak mal ve hizmetlerin tüm dünyaya yeterli olmasını saglayabiliriz. Herkese sunulmus tüm malların üretimini ve dagıtımını dagıtım merkezlerindeki makineler ve otomasyon ile saglayacagız. Bu yüksek teknolojinin amacı insanları özgürlestirerek herkesin kendi ilgi alanlarını takip etmesini saglamaktır. Mal ve hizmet üretiminde insan katılımına olan ihtiyacı asabilirdik. Hiçbir tür vergilendirme ve mecburiyet yok. Cnsan sistemlerimiz tarafından savunulacak bir hükümetimiz yok. Onlar her zaman yetersizliklerini kanıtladılar. Bilgisayarlı sistemler ve sibernetikler sosyal sisteme uyarlanmalı ve küresel kaynakların kaldırma kapasitesiyle uyumlu çalısmalıdırlar. Makinelerin esas amacı imalat ve dagıtımda hiç kimseye kâr saglamadan temiz çevreyi koruyarak herkese hizmet saglamaktır. Cnsanların kaynaklara erisimi oldugunda çogu suç yok olacaktır. Polis gücü, ordu ve hapishanelere olan ihtiyaç da bununla birlikte tarihe karısacaktır. Tabii ki bu egitimde gerekli bazı degisimlerle de örtüsür. Umarım bu bazı noktaları netlestirmede yardımcı olur. Komünizmden farkı ile ilgili basitlestirilmis bir tarif oldugunun farkındayız. [b]Hükümet olacak mı?[/b] Parasal sistemden, sibernetik yüksek teknolojili kaynak bazlı ekonomiye geçis yapılırken parasal sistemden bize kalan temel miraslar olan sistem analizcileri, mühendisler, bilgisayar programcılarına...vb. ihtiyaç duyulacak. Onlar herhangi bir politika gütmeyecekler veya diger insanlardan sınıfsal üstünlükleri olmayacak. Onların isi çevrenin düzenlemesi ve restorasyonları mümkün oldugunca kendi dogal çevresine ve denizine uygun biçimde tasarlamak olacak. Onlar ayrıca sehri tasımaya, tarıma, sehir planlamasına ve üretime en uygun sekilde ekonomik planlı halde yapacaklar. Bunlar her zaman modifikasyon islemleri, güncelleme ve ihtiyaçların sürekli degisen uygarlıga ayak uydurarak yapılır. Gelisimde belirlenen bir sınır yok. [b]Venüs projesi'nin anormal davranısları olan insanlara çözümü nedir?[/b] Anormal davranıslar anormal toplum durumları, yetersiz beslenme, düsük maas, motivasyonun azalması, yanlıs kisilere özenme, alanıyla ilgili zayıf egitim... gibi unsurlar tarafından olusur. Insanlar her zaman bulundukları çevrenin etkisini yansıtırlar. Günümüzün en varlıklı kisileri bile entelektüel yetersizlikten acı çekmektedirler. Onlarda çevreyi ve diger insanları suistimal ederek suç isliyorlar. Bizler kasinolarda saldırganca kumar oynamayı suç unsuru olarak görmüyoruz, ama gelecekte onlar kesinlikle bizim bu dogru ve normal olarak saydıgımız sapkın davranısımızı diger sapkın davranıslarımızdan birisi olarak degerlendirecekler. [b]Anormal davranısları olan birinin digerlerini öldürmesini savunuyor musunuz?[/b] Akli dengesiz ya da anormal açık konusmak gerekirse çıkarı için parayı yönlendiren bu sistemin insanları dogayı kirleten, kendilerinin ölümüne neden olan kanseri yaratan veya insan yasamına hiçbir katkısı olmadan veya bir araba almak için borç para almıs insanlar son ödemeyi yapamadıkları zaman tekerlek, direksiyon yada ödenmis olan seylere esdeger seyler mi alırlar ya da bütün arabayı mı alırlar? Yada belki kaynaklar için insan hayatına kıyan kisileri de yargılayabilirsiniz, hala ulusların liderleri kaynaklar için tüm bir sehri yada ülkeyi bombalayıp öldürmekte. Bunu kaynaklar için yapıyorlar, pazarın güvenligi için yapıyorlar ve prosedürlere uygun olarak hareket ettikleri için onur sembolü olarak bu kisilerin parklara heykelleri mi dikilecek? Eger toplum ’dengesiz' yada ’sapkın' davranıslı insanları bitirmeyi istese bu makul bir toplum yaratmak için korkunç derecede insan ölümü gerektirirdi. Hayır biz insan öldürmeyi savunmuyoruz. Biz bu toplumu bir canlının içinde büyüyen ve zamanla yayılan bir kanser gibi görüyoruz. Kendi basına kontrolsüz yürüyen teknoloji sonunda insanların alım gücünü bitirdi ve isini tamamladı. Bu yüzden yeni sosyal dizaynlar ortaya çıkmak zorunda. Biz zamanı geldiginde büyük olasılıkla askeri bir diktatörlügün olacagını öngörüyoruz. Biz insanlara kaynak bazlı ekonominin konseptini tanıtıyoruz. Böylece onlar diger mümkün olasılıkların var oldugunun farkına varacaklar. Monoton ve tehlikeli isler yerini yüksek teknolojiye bırakmak zorundadır. Kaynak bazlı ekonomide insanlara projelendirme, gezi, digerlerine çalısmalarında yardım etme, dizayn, yaratma,... vb. veya sanat ve bilimde çalısma(eger isterlerse). ’Insanlar ne yapacaklar?diye sorduklarında bu beni üzüyor. Beyinleri tek taraflı çalısıyor. Hayatlarında çalısmaktan baska olasılıklar olabilecegini düsünemiyorlar ve en çokta çalısma konusundaki bu düsünceler hoslarına gitmiyor. Çocuklar , onlar tazeyken her sey hakkında merakları var ve onlar buna tesvik edilerek büyütülürse çok yüksek ilgi ve kabiliyetleri olacaktır. Su anki kültür ’insan merakı'nı, fırsatlarını, yeteneklerini ve tembel yapan durumları yaratmakta mükemmel is görüyor. Insanlar artık bu kosulları yaratan bagnazlık, nefret, önyargı, kisiye özgü saplantılı davranısların bulunmadıgı bir ortamda dogacaklar ve bunları tanımayacaklar. Bizler insanları çevre kosullarının sekillendirdiginin farkındayız Ve eger bu kültür degistirilmezse insan davranıslarında da çok az degisme olacaktır. Ana motivasyonları para olan insanlar hakkında endiseleniyorum. Mesela bir doktor insan hayatını daha iyi hale getirmekte, ilaç alanında, saglık alanında ve birçok alanda tutkusunun yerine parayı koyuyorsa bu sektöre güvenemezsiniz. Parayle motivasyonda suç islemek çok yüksek düzeyde olacaktır. Üretim ve basarımda da öyle. Size para ödüllendirmesi olmadan motive edilmeye dayanan basarılmıs, planlanmıs, yaratılmıs ve mükemmellestirilmis sonsuz örnek verebilirim. Para denen bu ödüllendirmeden çok daha büyük ödüllerin insanlar için degeri var. Bu ödül denen sey kültürün veya tesvikle gelistirilmis degerlerin sekillendirilmesiyle belirlenir. Devlet için sadece makul insanların yetistirilmesi yeterli degil mi? Bu toplumun eksiklerine isaret etmek veya ofislere yüksek moral verilmis karakterde insanlar seçmek yeterli degildir; bu uygar bir toplum için çok az olurdu. Gerekli olan sey dünya kaynaklarının akıllı yönetimi, çok yönlü olarak çevrenin çalısmaya uygun hale getirilmesi, sosyal meselelerin varolan kaynaklarla düzgün bir biçimde harmonizesi ve gezegenimizin tasıma kapasitesidir. Devlet için mükemmel erkek ve kadınlar seçilip basa getirilse bile yeterli kullanılabilir kaynak olmadan ve ileri teknoloji olmadan savaslar, yoksulluk ve yıkım asılamaz hemde ne kadar çok yasa çıkarırlarsa çıkarsınlar yada ne kadar anlasmaya imza atarlarsa atsınlar. Bizim hayat standatlarımızı yükseltecek olan demokrasi degildir. Bizim kaynaklarımız bunu saglayacaktır su, ekilebilir alan, yeni teknolojiler gibi. Yaglı cafcaflı konusmaların ve kagıtsal anlasmaların insanların sosyal meselelerinin çözülmesiyle alakası yoktur. [b]Venüs projesi anormaller için olur muydu?[/b] James Harvey Robinson insanın uygun çalısma adamı olduguna inanıyordu. Bu iddayı destekleyen bir durum yoktur. Bir bitki kendisi büyüyemez. Bitki topraga, besine, günes ısıgına..vb. ihtiyaç duyar. Herhangi bir bitkiye ne kadar genetik yükseltme yaptıgınız fark etmez, o kutuplarda büyümeyecektir. Insanoglu evrimini yöneten unsurlar içinde aynı fiziksel kanunlar geçerlidir. Insan davranısları ve degerleri kendiliginden olusmaz, bunlar kültürün verdigi bir yanüründür. Büyük ihtimalle gelecegin tarihçileri bizim normal olmayan yapaylıklarımıza, vahsetimize, batıl inançlarımıza, insanlarımızın farklı uluslar arasında köprü kurmak yerine askeriyeye yatırım yaptıgımızı fark edeceklerdir. Anormallikler ve tiksindirici davranıslar mahrum bırakılma ve korkutulmalardır. Venüs Projesi insanların simbiyotik bir bütün olarak sistemleri yasayan etkilesimli, yeniden düzenlenmis egitimi öneriyor. Çocuklar artık bagnazlık, ırkçılık, hırs, sosyal olarak rahatsız edici davranıslar ve kalıplar olmadan büyütülür. Örnegin, çok ofistike Alman ailelerin 2.dünya savasının bitimine yakın zamanlarda çöp kutularından toplanan yiyecekler üzerine savasıyorlardı. Linç girisimleri güneydeki kitlelerde yanlıs bilinçlendirmenin bir yan ürünü olmustu. Geriye kalan soru bizim degerler sistemimizin bizim toplumumuzu ne kadar sürdürüp devam ettirecegidir. Bu egitim ve çevreyi degistirmek insan dogasıyle alakalı degildir , insanlıgı dünyanın tasıyabilecegi ölçüde egitebilmek insan davranıslarıyla alakalıdır. sizler onurlu ve etik insanları basa getirirsiniz fakat ortada çıkartılan yasalara uygulanabilecek bir çevre yoksa. Mesela orada yiyecek büyütmeye yeterli tarım alanı yoksa insan davranısları eski sert tutumuna geri dönecektir. Ve bu da yine yolsuzlugu getirir. Mükemmelligin reddedilmesi evet bu ütopya gibi geliyor fakat öyle bir ütopya ki sürekli geçis yasadıgımız ve yeni seyler ögrendigimiz. Herhangi bir sosyal sistemin nihayetinde yetenegi uygun degisim saglamak için bütün toplum üzerine kurulu olmalıdır. Biz olsun veya olmasın yeryüzündeki zeki yasam tanımı yapacaktır. [b]Zengin ve Güçlü Kesim Karsı Çıkmayacak Mı? [/b]Pek çok durumda zengin ve güçlü kesimin böyle bir topluma karsı çıkacagı hakkında söylenenler dogrudur, ancak eger onlar endüstrilerinde otomasyonu kullanmaya devam ederlerse, ki rekabet etmek için kullanmak zorundalar, milyonlarca insan makinalarla yer degistirecektir. Bu yalnızca montaj hattı isçilerini degil, onların yanında doktorları, mühendisleri, mimarları ve digerlerini de kapsar. Bu insanlar satın alma güçlerini kaybettikçe, onlara bagımlı olan endüstriler islevlerini yitirecektir. Bu da bu köhne paraya dayalı sistemin sonunu getirecektir. Onlara endüstrilerini sonlandırmalarını söylemek anlamsızdır; açgözlülükleri zaten sonunda onları islevsiz hale getirecektir. Ancak dünyadaki tüm kaynakların yeryüzündeki insanların ortak mirası olarak korundugu bir dünyada bilim ve teknoloji insan yararı için kullanıldıgı zaman yeryüzünde akıllı bir yasamdan gerçekten söz edilebilir. Venüs Projesi Ütopik bir Toplum Mu? Venüs projesi ütopik bir fikir degildir. Biz, hatalı bir kavram olan ütopik topluma inanmıyoruz. Böyle bir sey yok. Toplumlar her zaman bir geçis halindedirler. Biz, çogu problemimizin sebebini isaret eden alternatif bir yön öneriyoruz. Insan ve teknolojik basarı için bir son sınırdan bahsedemeyiz – her zaman degisime maruz kalacaklar. Çevreyi koruyan ve insan hayatını iyilestirecek degisiklikleri basarmıs bir toplum tasarlayabilsek bile hala yeni bir asamanın baslangıcında duruyor olacagız. Dünya Üzerindeki Herkesin Hakkı Olan “Yüksek [b]Standartlı Yasam“ Üzerine Ne Düsüyorsunuz? Ve Buna Karar Veren Kim Olacak? [/b]Kaynak bazlı ekonomide günümüzde yasadıgımız eksikliklerin çogu teknolojik yaratıcılık ve israfın azaltılması yoluyla kolayca giderilebilir. Örnegin, su kıtlıgının oldugu yerlerde bir çesit buharlastırıp yogunlastırma yöntemi kullanılabilir. Denizden karaya kanallar insa edip bu kanallar transparan kaplamalarla örtebiliriz. Bu sistem, suyun buharlastırma yoluyla tuzdan arındırılması için kullanılabilir. Yalnızca Florida eyaletinde 100 cm2'de 50 watt'a varan enerji elde edilebilir ki günümüzde bu enerji günes ısı yogunlastırıcıları tarafından saglanamamaktadır. Yeni sehirlerdeki bütün anayollar, park yerleri ve çatı yüzeyleri, fosil yakıtları kullanmadan halkın bütün ihtiyaçları için suyun ısıtılması amacıyla kullanılabilir. Yalnızca jeotermal enerjiyi (yerkürenin dogal ısısı) kullanarak, tüm dünya halklarının ihtiyacını önümüzdeki bin yıl boyunca karsılanabilir ancak bu enerji türü nispeten daha az kullanılmaktadır. Ayrıca dalga ve rüzgar enerjileri, ısı yogunlastırıcıları ve henüz kullanılmayan pek çok kaynak daha mevcuttur. Bilim henüz, yeryüzündeki bütün insanların yararı adına bolluk üretmeyi görev edinmemistir. Yüksek standartlı bir yasam, toplumun bütün bireyleri için tıbbi yardım, egitim, yiyecek, giyecek, barınma, eglence, serbest zaman aktiviteleri ve daha fazlası gibi hayatın sürdürülebilmesi için gerekli kosullara ulasabilmesi demektir. Tümüyle ortadan kaldırılana kadar çalısma saatleri önemli ölçüde azaltılabilir. Planlı eskitme ve aynı ürünün pek çok farklı üretici tarafından çogaltılması ortadan kaldırılarak ve reklamcılık, satıs, avukatlar, ticaretle ugrasanlar, bankacılar ve üretim dısı mesleklerle ugrasanlara olan ihtiyacın üstesinden gelindiginde bütün insanlar için çok daha fazla mal ve hizmet saglayabiliriz. Günümüz orta sınıfı geçmisin bütün krallarından daha iyi yasamaktadır. Kaynak bazlı ekonomide, bilim ve yenilikçi teknolojinin genel egilimi herkesin için daha yüksek yasam standardı olusturulmasına yönlendirildigi zaman, hayat tarzlarımız günümüzde hayal edilen her seyin üstesinden gelinmesini saglayabilir. [b]Kaynak Bazlı Ekonomide Kararları Kim Verecek? [/b]Kimse vermeyecek. Dünyanın tasıma kapasitesine göre ve daha yeni teknolojilerin ortaya konmasıyla kararlar alınacaktır. Bütün endüstriyel ve fiziksel komplekslerde bulunacak elektronik sensörler yardımıyla bilgisayarlar bize bu bilgiyi saglayabilir. Doktorlar Gibi Daha Çok Çalısan Insanlar, [b]Sanatçılar Gibi Kisilerden Daha Çok Kaynak Mı Talep Edecekler? [/b]Kaynaklar, üzerinde fiyat etiketi olmadan herkes için kullanılabilir oldugunda ve kisilere limitler koyulup pay edilmedigi zaman insani degerler önemli ölçüde degisecektir. Çogumuza, planlı eskitme ile yaratılan yapay kıtlıga batmıs bir uygarlık ögretildi. Para ile motive olanlardan son derece süphe duyuyorum. Çok stresli hiçbir meslege ihtiyacımız olmayacak; stres seviyesi yüksek meslekler, yenilikçi teknoloji sayesinde asamalı olarak ortadan kaldırılana kadar hızlı personel rotasyonuyla pratik olarak tasfiye edilebilir. [b]Peki Ya Din Ne Olacak? [/b]Venüs Projesi'nde öne sürülen kavramların hiçbiri dünyadaki çogu din ögretisiyle uyusmuyor. Belki de en büyük fark bizim aslında bu yüksek ahlaki degerleri dünyadaki milletler için ise yarayan bir gerçekçilige dönüstürmek istiyor olmamızdır. Eger ülkeleri, bütün milletleri gelistirecek olan ve ortak miras adı verilen projeye katılırsa kaynakta herkes için maddi kazanç var. Projeye katılmayı reddedenler ise kazanılan bu gelismelerden mahrum kalacak. Herkes sahip oldugu inanç sistemine ibadet etmekte özgürdür fakat kimse baskalarını da bunu yapmaya zorlayamaz. Herkes istedigi yere herhangi bir kısıtlama olmadan gidebilir. Eger yapıcı olarak hareket edemezlerse cezalandırılmak veya hapse atılmak yerine onlara yardım edilecek. Hatta kendi basına gitmeyi tercih eden milletlerin de gelismelerden yararlanabilmesi için sürekli çaba harcanacak. Bu onların inançlarına, kültürel gelenek ve göreneklerine kesinlikle müdahale etmeyecek. Gelenek, görenek ve inançlar insanların içinden zorla çıkarılamaz sadece önemsiz inançlardan egitim yoluyla kurtulmak mümkündür. Askeri yöntemi degil egitim yolunu tercih ediyoruz. Bu daha uzun zaman alsa da onların, hep birlikte toplanıp kaynakları paylasmanın yararlarını görmelerini istiyoruz, tıpkı tüm ABD halkının birlesip sınırlardaki çatısmaları durdurması gibi. Bu ülkelerin hepsi kaynak sıkıntısı çekiyor ve bu isin faydalarını görmelerini istiyoruz. Onları hiçbir seye zorlamıyoruz. [b]Her Sey'in Etiketsiz Oldugu Bir Sistem Tesvigi Ortadan Kaldırır Mı? [/b]Serbest piyasa sistemi basarıya ulasmak için azim ve istek yaratır fakat bunun yanı sıra yozlasmayı, hırsızlıgı ve açgözlülügü de besler. Bizim amacımız kimsenin sıg ve bencil zenginlik, mal, mülk ve güç amaçlamadıgı bir destek sistemi olusturmak. Günümüzde ekonomik engeller yenilesmeyi, yaratıcılıgı ve kisisel hırsı büyük ölçüde sınırlıyor. Venüs Projesinde imkanlar herkesin ihtiyaçlarına cevap vereceginden, para kimsenin yaratmasına veya basarılı olmasına yardımcı olamayacak. Biz bütün insanların, bütün ürün ve hizmetlere, saglık, egitim, barınma, gıda ve daha fazlasına erisebilmesini destekliyoruz. Sadece yasamsal ihtiyaçları saglamak yeterli degildir. Tasarılarımızın yeni destek sistemi olusturmasını istiyoruz. Cnsanlık, zihinsel evrimi için, yüksek seviyedeki merak güdüsünü sürdürmek için ve kıtlıkların üstesinden gelmek için mücadele etmek zorundadır. Savundugumuz egitim sekli dogal kaynakların zekice kullanılmasına ve doganın korunmasına dayalıdır. Serbest piyasa sistemi ile ilgili utanç verici bir sey de bosa geçen insan yasamlarıdır -alısveris merkezlerinde gün boyu tezgahların arkasında satıs yapılmasını bekleyen genç kızlar, sanayi tesislerinde zihinsel kapasitelerinin çok azını kullanarak çalısan kadın ve erkekler gibi. Gelecegin okullarında insanlar, digerleriyle zihinsel iliskiler kurabilmeyi, birlikte çalısmayı ve dünyayı daha iyi bir yer yapmak için fikirlerini paylasmayı ve kaynakları savas ve askeriye alanlarında kullanmamayı ögrenecekler. Eger bunun önemini kavrayamazsanız söyle düsünün: Devletler birlesip sınırlardaki milisler ortadan kalkarsa ve Amerika bölgesel tartısmalardan kurtulursa aynı süreç teknolojinin ve bilimin tüm dünya sakinlerinin yararına kullanıldıgı her yerde küresel olarak kabul edilebilir. Bu düsünceler yıllardır toplanan bilgilere dayanıyor. Eger biz kendi düsüncemizi uygulamakta basarısızlıga ugrayıp var olan sanayi kurumlarına boyun egersek, digerleri bizim düsüncelerimizi bizim için hayata geçirecek. Ayrıca ben azim ve hırsa inanıyorum fakat günümüzün para temelli kurulusları tarafından olusturulmus olan sıg ve ben-merkezli destek ve hırs sistemine degil. “Neden buradayız?“ sorusu, hiçbir dayanagı olmayan felsefi bir sorudur. Clahiyatçılar bu soruyu cevaplamak için girisimlerde bulunmaktalar. Bizim cevabımız evrimin ürünü olarak burada bulundugumuzdur. Bilimsel cevap “Neden buradayız?“ sorusunun degil “Farklı yasam biçimlerini olusturan süreçler nelerdir?“ sorusunun cevabıdır. Ayrıca buna Jacque Fresco'nun Paranın Satın Alamayacagı En Cyi Seyler(The Best That Money Can't Buy) kitabının 19. sayfasındaki “Batıl inançtan bilime“ bölümünde de rastlıyoruz. Para veya ödülden ilham alan insanlara inanmak üzere yetistirildiniz. Michael Angelo, da Vinci, Bell, the Wright Brothers, Darwin ve daha pek çok geçmiste yasamıs takdir ettigimiz insanlar esasında problem çözmeyle ilgilendikleri için çalıstılar, maddi kazanç için degil. Bu insanların durumlarında çogu zaman para ikinci derecedeydi. Zengin olmak isteyen insanlar çogunlukla is adamı veya borsacı oldular ki onların çok azı yaratıcı kisiliklerdir. Tek tesvigi maddi kazanç olan insanlardan her zaman korktum. Güney Pasifik'teki adalarda insanlar kendilerine yetecek kaynaktan fazlasına sahip. Muz, hindistan cevizi, balık ve ekmek agacı gibi kaynakların çok bol olmasına ragmen insanlar devamlı olarak deniz ulasım gereçleri, kanolar, kulübeler ve dokuma giyisiler üretmek için çalısıyorlar. Hiç para kullanılmamasına ragmen çalısma hırsları yasam standartlarını yükseltiyor. Amerika'nın ilk günlerinde bir adam ve karısının bir kulübe insa etmesi birkaç ay sürüyordu. Günümüzde bir evi, aslında yapımında hiç katkısı olmayan bankacılara verilen ücretleriyle birlikte ödemek yaklasık 30 yıl alıyor. Eger kendi hesaplarınızı, tüm yasamsal ihtiyaçlarını karsılayabilen birininkiyle karsılastırırsanız aslında zengin bir insanın -tüm bunlara ulasabilme gücü oldugu halde- günde 25 ögün yemek yemedigini, etrafını yüzlerce müzik aletiyle doldurmadıgını ve yüzlerce araba biriktirmedigini görürsünüz. Bu kaynakların insanlara dagıtılamaması degil, suç, yolsuzluk ve aldatmaca için sorumlu olan kaynak yetersizligidir. Bütün dünyanın birkaç ülkenin kontrolü altında oldugunu ve farklı durumlardaki avantajlarına göre diger ülkeleri kötüye kullandıgını düsünün. Tüm teknik elemanlar ve diger herkes yüksek bir yasam standartlarına sahip olacak: savas, bölgesel çatısmalar, ekonomik zorluklar, borç, ve birçok suçun temeli ortadan kalkmıs olacagı için, insanları iten hırsın sonu gelmis olacak. Venüs projesini tarafından önerilen bu yeni toplumda insanın egitilmesi ve yetistirilmesi, bilimin temel yasalarına ve insan ve çevre arasında tüm ömür boyu sürecek olan karsılıklı iliski genel bilincine dayalı olacak. [b]Bu Insan Dogasına Aykırı Degil Mi? [/b]H.G Wells, “Yirminci yüzyılın baslarındaki yenilik karsıtları, insan dogasının degismedigini ve degisemeyecegini belirtmeyi çok severlerdi. Magara adamının, daglarda piknik yapan banka memurları gibi hissettigini hayal edin veya Confucius ve Buddha'nın düsüncelerinin Rousseau, Karl Marx ve De Windt'inkilerle kolayca degistirilebildigini hayal edin. Onlar cahil degildi sadece insanlıgın geçmiste tecrübe ettigi nerdeyse bütün olaylarla ve günümüzde karsılastıgı durumlarla ilgili yanlıs bilgilendirilmislerdi.“ demistir. Robert Boguslaw, The New Utopians'ında “Norman R. F. Maier'ın(ve digerlerinin) yıllar önce belirttigi gibi “insan dogası“ terimi genel olarak insan hakkındaki cahilligimizi gizlemek için bir perde olarak kullanılır. Cnsanlık üzerine yapılan tartısmalarda ileri sürülen daha basit bir görüs, insanın hareketlerinin iç güçler tarafından oldugu kadar dıs güçler tarafından da belirlendigini görmezlikten gelir.“ demistir. Arthur C. Clark ve daha pek çok bilim kurgu yazarının dikkat çektigi gibi insan dogası sorusunu yönelten kisi saf, toy ve çocuksudur. Jacque Fresco'nun Cleri Bakmak(Looking Forward) kitabından: “Kültürel antropoloji, sosyoloji ve psikoloji hakkında çok az sey biliniyorsa, önerilen yenilikleri “ise yaramaz, insan dogasına aykırı“ diye geri çevirmek çok kolaydır. Bir çok insan için “insan dogası“ dedikleri seyin bir kaçıs olmadıgını anlamak çok zordur. Cnsanlar ayna gibidir, büyük oranda çevrelerini yansıtırlar. Eger insanlar dünyaya önceden ayarlanmıs ve otomatik tepkiler içeren bir “doga“ ile gelmis olsalardı uygarlasma imkansız olurdu. Eger böyle olsaydı karıncalar gibi, hayatlarımızı, zamanın etkisiyle çok az degisen sablonların içinde yasardık. Bizimle ilgili muhtesem olan sey, dünyaya mümkün olan en fazla esneklikle gelmis olmamızdır.“ Jacque Fresco'nun Paranın Alamayacagı En Cyi Seyler (The Best That Money Can't Buy) kitabının 89. sayfasından: “Bagnazlık, ırkçılık, milliyetçilik, kıskançlık, batıl inançlar, açgözlülük ve bencillik gibi davranısların hepsi yetistirilme tarzımızla güçlendirilen, ögrenilmis davranıs biçimleridir. Bu davranıs biçimleri birçok insanın düsündügü ya da inandıgı gibi atalarımızdan miras kalmıs özellikler ya da “insan dogası“ degildir. Eger çevre degismeden oldugu gibi devam ederse, benzer davranıslar ortaya çıkar. Digerleriyle iliskilerimiz göz önüne alındıgında dünyaya bos bir levha ile geliyoruz. Son tahlilde katlanılamaz insan davranıslarını ele alan herhangi bir yargı o davranısı yaratan çevreyi degistirme amacı gütmeyen önerilerle yaklasır. Cnsanların ihtiyaçlarının karsılandıgı bir toplumda, yapıcı davranıslar desteklenir, topluma uyum saglamakta zorluk çekenler hapse atılmak yerine topluma kazandırılır. Belli bir ahlaki davranıs isteniyorsa, bu insan arzuları ve düsünceleriyle iliskilendirilmelidir. Cslevsel ahlak, tüm insanlar için yasanılabilir çevreye ulasma süreci seviyesini saglayabilir. Bunu söylerken, duygusal ve zihinsel olarak tatmin edici olan temiz hava ve su, gıda ve hizmet, saglıklı ve yenilige açık bir çevreden bahsediyoruz. Para temelli bir sistemde çogunlugun ilgisine hizmet eden çözümler yaratmak zordur. Bunların hiçbiri günümüzdeki sosyal yapının kapsamlı bir yeniden tasarımı ve sonunda paraya dayalı sistemin kaynaga dayalı ekonomik sistemle yer degistirilmesi olmadan düsünülemez. [b]Kıtlıgı Ortadan Kaldırmak Için Yeterli Enerjimiz Var Mı?[/b] Var. Eger çöl sıcaklık deristiricilerini, rüzgarı, dalgayı, gel-git kaynaklarını kullanırsak açıga çıkarılmamıs enerji kaynagımız neredeyse sınırsız. Körfez akıntısının, Czlanda akıntısının ve Japonya akıntısının sadece bir bölümünü kullansak bile bugün dünyadaki enerji sıkıntısına son verebiliriz. Eger son kırk yılda savas için harcadıgımız parayı temiz enerji kaynaklarının gelisimine harcasaydık dünya bugün insanlık için çok daha iyi, güvenli, temiz bir yer olurdu. Potansiyel jeotermal enerji neredeyse sınırsız ve tüm dünyanın ihtiyaçları için yeterli enerjiyi kolayca saglayabilir. Eger dünyanın dıs kabugunda var olan jeotermal enerjinin yüzde birini bile kullanırsak, dünyadaki petrolden elde edilen enerjinin yaklasık olarak bes yüz katını elde edebiliriz. Bu enerji kaynagı, fosil yakıt kullanan enerji istasyonlarıyla kıyaslandıgında neredeyse hiç kükürt açıga çıkarmaz. Buna ek olarak jeotermal tesisler, diger enerji istasyonlarıyla kıyaslandıgında çok daha az yer kaplar. Jeotermal kuyular açmak diger enerji kaynaklarından çok daha çevrecidir ve maden kuyularına, tünellere, açık ocaklara ve atık depolarına hiç gerek kalmaz. Bu potansiyel enerji kaynakları yerkabugunun yaklasık 6 mil derinlikte olan en dıs katmanlarında bulunmaktadır. Ve bu enerji kaynakları tüm dünyada, Güney Afrika'daki Andes Dagları'ndan California Körfezine kadar olan bölgede, Afrika'daki Rift Vadisi'nde, Atlantik-ortası sırtında ve tüm Bering geçidinde ortaya çıkarılmaya müsaittir. [b]Plan Nedir? [/b]Eski binaları onarıp tadilat yapmaktansa bastan asagı kendine yeten yeni binalar insa etmek çok daha faydalıdır. Yeni sehirler, son teknolojilerden yararlanan, temiz, güvenli ve cazip yerler olabilir. Çogu durumda dairesel bir düzenden yararlanılacak. Kullanılabilir bütün gezegensel kaynakları arastırmamız gerekiyor. Clk deneysel sehir ya da planlama merkezi, tarıma elverisli arazi, üretim kosulları, ulasım, teknik eleman, nüfus ve sürdürülebilir bir kültür için gerekli olan diger seylerle ilgili arastırma yürütecek. Bu arastırma, dünyadaki insanların ihtiyaçları ve dünyanın kapasitesine dayalı olarak sosyal ve teknolojik gelismeyi insancıllastırmak için yapılan küresel planlamadaki degiskenleri belirlememizi saglayacak. Bu en iyi, gezegensel kaynaklarımızın bilgisayarla kontrol edildigi ve sürekli güncellendigi bir sekilde düsünülebilir. Ilk sehrin görevi, tasarlanmıs olan degiskenlerin geçerliligini kontrol etmek ve gerekli olan degisiklikleri yapmaktır. Ayrıca bu yeni sosyal yönelisin kitap, dergi, TV, radyo, seminerler, tiyatro ve eglence parkları gibi birçok cephede ilerlemesini saglamasının yanı sıra. Sonraki sehir için otomatik binaların tasarımı ve denenmesi sürecini yürütecek. Bu arastırma ayrıca temiz alternatif enerji kaynaklarının çıkarılmasını ve elde edilen yeni maddeler kullanılarak kıtlıgın üstesinden gelinme olasılıgını arastıracak. Bu yeni sistem geçis döneminde insanların ihtiyaç duyacagı her seyi karsılayacak. Medeniyetin devamını saglamak için, gelismis teknoloji ve insanlıga zarar vermeyen kullanılabilir dogal kaynaklarla isbirligi içinde olmalıyız. Örnegin bir bölgedeki nüfusun karakteristik özellikleri, ne kadar okul ve hastane yapılacagını ve ne kadar ekipmana ihtiyaç duyuldugunu belirleyecek. Bazı tıbbi yapılar gezici digerleri de kara veya denizde prefabrik olarak kurulacak. Geçis dönemi boyunca yokluk çeken bölgeler, yemek pisirmek ve suyu arındırmak için ısı yogunlastırıcılarla desteklenecek. Bu bölgelere gönderilen yiyecekler nakliyat masrafının düsmesi için kurutulmus ve sıkıstırılmıs olarak gönderilebilir. Paketleme bakterilerine ayrısabilir olacak ve bu sekilde gübrelemeden iki kat daha fazla kirlenmez olabilecek. Yeterli alanı olmayan bölgeler hidrofonik çiftlikler, karaya dayalı balık çiftlikleri ve deniz çiftlikleri kullanacak. Enerji rüzgardan, günesten, ısı yogunlastırıcılardan, günes pilinden, dalgadan, canlı kütleden, jeotermalden ve öbür kaynaklardan saglanacak. Nitelikli elemanlardan olusan disiplinler arası bir takım, projenin gerektirdikleriyle uyum içinde, kitlesel çapta mal ve hizmet üretmek ve sunmak için otomatiklestirilmis sistemler üzerinde çalısacak. Bunlar gelecegin askerleri olabilir, dünyayı ve insanları korumak ve iyilestirmek için büyük ve barısçıl bir seferberlik. Bu hiçbir zaman yapılamadı ve ancak para engel olmadıgında yapılabilir. Soru paramızın olup olmadıgı degil, “bu yeni gidisatta basarılı olmak için kaynagımız ve olanagımız var mı?“dır. [b]Kaynaklar Nasıl Esit Dagıtılabilir ? [/b]Para veya benzeri bir materyal olmadan ürün ve hizmetlerin dagıtımı, dagıtım merkezleri tarafından ayarlanacaktır. Bu merkezler yeni ürünlerin avantajlarını sergileyecek, anlatacak ve örneklerle göstereceklerdir. Sergi merkezleri yeni ve uygun ürünleri gösterecek ve düzenli olarak güncelleyecekler.Eger Yellowstone Ulusal Parkı ziyaret ediyorsanız, yeni kamera veya kayıt cihazlarını kontrol edecek, kullanacak ve bir baska degisim merkezine bırakacaksınız. Ürünler,topluluga bilgisayarlı merkezlerin yanı sıra evlerinde genis ekran televizyonlarla 3D olarakta gösterilecek.Eger bir ürünü almak isterseniz herhangi bir fiyat etiketi , irtifak hakkı veya borç olmadan bulundugunuz yere teslim edilecek.Konut,giyim,egitim, kisisel bakım veya eglence gibi herhangi bir ihtiyac için geçerli olabilir. Ürünlerin hammaddeleri botlar, tek hat trenler, mag-lev trenler, boru hatları ve pnömatik tüpler gibi otomatik tasımacılıkla üretim yerlerine ulasacak.Otomatiklesmis ve bilgisayarlı envanter sistemleri olusan talepleri karsılamak amacıyla dagıtım merkezleri ile üretim merkezleri arasındaki koordinasyonu saglayacak.Bu sekilde denge yüklü ekonomi korunabilir.Israf,yokluk ve istila bu sekilde giderilebilir. Sonuç olarak ürün ve hizmetler bolca üretilip en ucuz sekilde hizmete sunulacaktır. Bugün herhangi bir üretim sırasında %75lik bir hammadde israfı söz konusudur.Kaynak tabanlı ekonomi de bütün atılar geri dönüstürülecektir.Öncelikle ürünler en yüksek kalite de, uzun ömürlü ve az yada hiç tamir gerektirmeyecek sekilde üretilecektir.En son veya en moda tasarımlar söz konusu olacagından bir eskimeden söz edemeyiz.Böylelikle israfın da önüne geçilebilir. Ürünler tasınırken, yükleme veya bosaltma içinde enerji korunacak.Örnegin; bosaltma üniteleri ana kargo üzerinden ayırılabilir olacak ve kendi alt ünitesine yerlesecek bu sekilde gemiler ve liman zaman kaybetmeyecek.Trenler ve uçaklar içinde aynı yöntem kullanılacak. Bagaj ve yolcular farklı kompartımanlara ayrılarak, tren ve uçakların zaman ve enerji tasarruflu aynı zamanda da daha efektif olması saglanacak. Tüm tasımacılık ise elektrik bazlı araçlarla gerçeklestirilecektir. Sibernetik toplumda; okula gitmek kadar kisisel egilimlerine, sanat ve bilim çalısmalarına yada seyahate daha fazla vakitleri olacaktır.Gezmek, çalısmak, eglenmek ve katılım gibi bir çok secenekleri olacak. Bankacılık, sigortacılık, reklamcılık, pazarlamacılık, ordu gibi alanlarda çalısanlar eskiye oranla daha yararlı olacaklardır. [b]Katılım Hakkı Insanlara Ne Garanti Ediyor ? [/b]Çıkarlar veya para kullanımı olmadıgı için, bilgi sahteciligi, fikir istismarı ile az kazanc yada avataj kullanma gibi durumlar söz konusu olmayacak. Hiçbir sosyal sınıf katı, sosyal engel, katılım sınırlaması veya yeni fikir kısıtlaması olmayacak. Temel amaç, bilgiye tam erisim, mal ve hizmetlerin herkese teslimatı. Toplumun cezasını çekecegi harcanmıs yasam için bugün herhangi bir çocuk; sokak köselerinde uyusturucuya çekiliyor.Kaynak tabanlı ekonomi de çocukların gezecegi, ögrenecegi veya deneyimleri için yerler olacak. Çocuklar ne kadar zeki olursa digerlerinin hayatı da o kadar iyi olacak. [b]Egitim,Isbirligi ve Saglık Sistem içine Nasıl Entegre Edilecek ? [/b]Eger çocukların topluma katkı yapan üyeler haline gelmesini ve biribirleriyle olumlu, yapıcı iliskiler kurmasını istiyorsak bunu ancak istenen davranısları üreten bir ortam tasarlayarak basarabiliriz. Örnegin çocuklar küçük motorlu bir aracın nasıl hazırlandıgını istiyorsa dördü aracı kaldırırken, ikisi de aracın tekerlerini takmalıdır. Bu sekilde montajı tamamlayacaklar aynı zamanda bu aydınlanmıs egitim formu ile de isbirliginin avantajlarını takdir etmis olacaklardır. Okullarımızda deneyimler ; monoton veya zorunlu olamaz yada rekabet içeren, ancak dogrudan sınıfın tamamının katılımı ile deneyimlere dahil olacaklar. Çocukları eglendirme zanaatı gölün ortasındaki tepe gibidir. Çoçuklar, oraya ulasmak için önce kürek çekecekler ardından tepeye tırmanacaklar. Bu tarz egzersizler, hem ruh saglıgı, hem basarı hem de tesvik için oldukça önemlidir. [b]Kanunlara Ihtiyaç Nasıl Bitirilecek ? [/b]Bugün, insan davranıslarını kontrol etmek için yasalar hazırlıyor yada sapkın davranıslar esnasında olusan fiziksel kosulları incelemeden bilimsel tezler üretiyoruz.Zamanla Dünya kaynaklarını insanlar, alakasız yasalar ve toplumsal sözlesmelerin sonucu olarak tüketecektir. Kaynak bazlı ekonomide, yapay kanunlar veya kuvvetler sosyal sorumlulugun bir fonksiyonu olamaz. Ancak çevreyi kötülerden korumak olacaktır. Buna örnek olarak insaların borç olmaksızın istedikleri hammaddeye ualasabilecegi sekilde tasarladıgımız sehirler var.Bu aynı zamanda hırsızlıgı da ortadan kaldıracaktır. Kötüleri cezalandırmak süsüyle yasaları atlatan veya zorlayan önlemleri uyguladılar. Sosyak girisimin kusurları giderilirse böylce yasa ihtiyacı da ortadan kaldırılmıs olacaktır. Biz sistemleri ortadan kaldırarak,yolsuzlugu ve insan acılarını bitirmeyi teklif ediyoruz.Güvenli, temiz, toplu tasıma sistemlerine sahip, hız, dur isaretlerine veya polislere gerek olmadan yasanabilecek sehirler öneriyoruz. Diger örnekler ise hava ve sudur. Her ikiside yasamımız için gerekli olan ve dogada bolca bulunan yasalara baglı kalmadan tüketebildigimiz araçlardır. Madeninden akan bir suya bakıp kimse ne kadar harcandıgını izlemez.Çünkü bolsa izlemeye gerek yoktur. Vurgulamalıyım ki, küresel yönetim sayesinde kendini elit zanneden bir kaç kisinin dümenden bir dünya hükümeti kurmasının tek amacı vardır o da itaat ettirmek.Gezegendeki hiçbir insanın veya bu sekilde olan bir globallesme vizyonu olamaz ve bu sekilde yönetimler güçlenmez. Toplum, insani endise ile ırk,renk, mezhep yada kanunlara bakmaksızın herseyi daha yararlı yapmak için tasarlanmalıdır.Yasaların insan yasamını iyilestirmek amacıyla yapıldıgına inanmamız isteniyor.Oysa yasalar yetersizligin yan ürünüdür. [b]Asıl soru su ; birisi bizim için karar almak zorunda diye düsünmeden nasıl gelisebiliriz ? [/b]Dogal hukuk,çevreyi ve tüm yasamı destekleyen insan iliskilerini içerir ve daha rahat anlasılır. Dogal hukuk bireyler veya toplumlar için ciddi sonuçları olmadan ihlal edilemez.Doga kanunları bütün canlı sistemlerine hakimdir. Örnegin su,günes veya besin maddeleri olmaksızın bitki ve hayvanlar ölür. Kıtlık, açlık içinde bir ortam ve yoksulluk herkes için bir tehdit olusturur. [b]Bireyler sehirlerin dısında yasayabilir mi ? [/b]Evet özellikle enerji açısından kendi kendini devam ettiren evler(self-sustaining houses) üzerinde daha çok arastırma yapıldıgı zaman, insanlar nerede dilerlerse orada yasayabilirler, fakat bu tür bir sehirde yasamanın bir çok avantajı olacaktır. Yeni sehir; temiz hava ve suyun, saglık hizmetlerinin, iyi beslenmenin, bilgiye ulasım ve herkes için egitimin oldugu topyekün bir çevre saglayacaktır. Yeni sehirde; sanat ve müzik merkezleri, tam donanımlı atölyeler, bilim laboratuvarları, hobi ve spor alanları, sanayi bölgeleri olacaktır. Bu yeni sehirler ayrıca ikamet bölgelerine kısa bir mesafede her çesit eglence ve dinlence alanları saglayacaktır. Bu tip bir teknoloji kaçınılmazdır. Atık geridönüsümü, yenilenebilir ve temiz güç üretim sistemleri ve her çesit hizmet tümlesik ve sibernetik yöntemlerle idare edilecektir. Hayat tarzı ve kisisel tercihler gibi insan islerinin yönetimi tamamen bireyin kendisi tarafından seçilir. Tabii ki, insanlar seçtikleri yerde yasamak konusunda özgür olacaklar. Fakat bu sehirler bir çok kırsal alan, park ve orman alanları içericek sekilde planlanmıstır. Bireysel ikamet alanlarında, mahremiyet hissi için evlerin arasında yeteri kadar bitki ve agaç olacaktır. Gelecegin sehri için bizim önerimiz, insan potansiyelinin en iyisini ortaya çıkarmak için gerçek kestirilebilir, sürdürülebilir ve teferruatlı bir çevreyi temsil eder. Bu sehirler sadece kaynak ve bilgi saglamakla kalmayacak aynı zamanda devamlı büyüyen, bireyselligi, yaratıcılıgı ve isbirligini tesvik etmek için tasarlanmıs, ve içinde yasadıgı çevreye ve insana duyarlı üniversite sehirleri olacaktır. Venüs Projesinin amacı tektipçiligi tesvik etmek degildir. Amacımız her bir bireye ihtiyaçlarına göre en iyi aletleri ve bilgiyi saglamaktır. Bu sistem sundugu onerilere, yapıya ve sosyal sistemin diger ögelerine yönelik yapıcı elestirilere açıktır. [b]Yiyecek veya telefon, bilgisayar ya da kitap gibi ihtiyaç duyulan nesnelerin dagıtımı nasıl olacak? [/b]Esya ve hizmetin para ya da jeton olmaksızın dagıtımı, dagıtım merkezlerinin kurulması yoluyla gerçeklestirilecektir. Bu dagıtım merkezleri, yeni ürünlerin avantajlarının anlatılıp tanıtıldıgı bir sergiye benzemektedir. Örnegin, eger Yellowstone Ulusal Parkını ziyaret ediyorsanız, dagıtım merkezinden bir kamera alıp kullanabilirsiniz, sonra eger isterseniz, bir baska dagıtım merkezine depolama ve bakım isinden kurtularak bırakabilirsiniz Ürünlerin görüntülendigi bilgisayarlı merkezlerin yanında, her evde 3-D ve düz ekran görüntüleme olanagı olacaktır. Eger bir ürün isterseniz, bir siparis verirsiniz ve ürün otomatik olarak konutunuza getirilir. Bu ürünlerin üretimi için gerekli olan tüm hammade otomasyona baglı gemiler, tek raylı tren(monorail), manyetik tren (mag-lev train), boruhatları (pipelines) ve havalı tüp sistemi (pneumatic tubes) gibi nakil araçlarıyla dogrudan üretim tesislerine nakledilecektir. Üretimin talebi karsılaması, tercihlerin ve tüketimin sürekli degerlendirilmesi için otomatik bir envanter sistemi hem dagıtım merkezleri hem de üretim tesisleriyle baglantılı olacaktır. Bu yolla bir dengeli-yüklenen (balanced-load) ekonomi saglanabilir. Böylece kıtlık, üretim fazlası ve atık engellenir. [b]Kisisel nakil araçları olacak mı, olacaksa toplum bunların kötüye kullanımını nasıl engeller ? [/b]Evet, içlerinde kendi güvenlik sistemleri bulunan kisisel araçlar olacaktır. Eger sürücü kuralları ihlal ederse araç otomatik olarak kenara çeker ve sürücüye uygun yordamı tekrar eder. Hala anlasılmamıssa yol yardımı gelir. Bu yardım militan polis formundan çok duruma yardımcı olmak isteyen insanlardır. [b]Neden Venüz Projesi kadar devrimci bir yaklasımın gerekli oldugunu hissediyorsunuz? [/b]Mevcut sistem herkese yüksek hayat standartı saglamaya muktedir degildir, ve esas amacı kâr oladugu için çevrenin korunmasını da garantileyemez. Bütün suçlu is dünyası da degildir, onlar da rekabet kosullarında böyle davranmak zorunda kalırlar. Buna ek olarak otomasyon, sibernetik ve yapay zekanın kullanılmaya baslamasıyla birlikte insanlar yerine otomasyon sistemlerinin kullanılmasında simdiye kadar görülmemis bir artıs olacaktır. Sonuç olarak, bolca üretme kapasitesine sahip oldugumuz halde, gitgide daha az insan ürün ve hizmetleri elde etme sansına sahip olacaktır. Bu Jeremy Rifkin'in Çalısmanın Sonu : Küresel gücünün Çöküsü ve Pazar-Sonrası Çagın Dogusu (The End of Work: The Decline of the Global Labor Force and the Dawn of the Post-market Era (Putnam, 1995) adlı kitabında ayrıntılarıyla incelenmistir. Venüs Projesi mevcut otomasyon ve yapay zeka uygulamalarında deneyimlenen olumsuz durumu, tersine çeviren yeni bir yaklasım önermektedir. Bu proje bu tür yaklasımların toplum üzerindeki feci sonuçlarını bertaraf eder. Örn: milyonlarca isçinin isten çıkarılması, vasıflı ya da vasıfsız. [b]Neden paraya karsısınız? [/b]Eger dünyadaki bütün para yokedilseydi, ekilebilir arazilerimiz, fabrikalarımız, gerekli kaynaklarımız ve teknik personelimiz oldukça herhangi birseyi insa edebilir hatta bir bolluk saglayabilirdik. Buhran zamanlarında vitrinlerde elektrik süpürgeleri ve otomobiller vardı. Dünya herzamanki dünyaydı. Sadece insanların cüzdanlarında para ve alım güçleri yoktu. II. Dünya Savasının baslarında A.B.D nin sadece 600 birinci-sınıf savas uçagı vardı. Yılda 90,000 savas uçagı üreterek hemen bu arz eksiginin üstesinden geldik. II. Dünya Savasının baslangıcında soru suydu: Gerekli savas araçlarını üretecek bütçeye sahip miyiz? Cevap “hayır“ dı. Yeteri kadar para ya da altınımız yoktu ama gereginden fazla kaynagımız vardı. A.B.D. 'ne savası kazanması için gerekli üretim ve verimliligi saglayan, elverisli kaynaklar ve teknik personeldi. Öyle gözüküyor ki; bir ulusun gerçek zenginligi; onun dogal kaynakları ve kıtlıgın önlenmesi dogrultusunda, daha insancıl bir yasam tarzına ulasmaya çalısan insanlarıdır. Bütün sosyal sistemler; politik felsefe, dini inanç veya ahlaki degerlerindan bagımsız olarak eninde sonunda dogal kaynaklarına dayanır. --Yani temiz hava ve su, ekilebilir toprak-- ve yüksek yasam standartı için endüstriyel ekipman ve teknik personel. Para temelli sistem yüzlerce yıl önce tasarlandı ve bu zamana uygun degildir. Biz hala bugünki sorunların çogunun sorumlusu bu modası geçmis sistemi kullanıyoruz. Süphem yok ki bugün en zengin insan bile Venüz Projesinin önerdigi yüksek enerjili toplumda çok çok daha iyi hissedecektir. [b]Bu yeni kültürde, toplumun yönüne karar verecek,teknik bir gruptan faydalanmayı mı öneriyorsunuz?[/b] Hayır. Venüs projesi, pek çok açıdan, edinilmis sabit fikirleri temsil eden modası geçmis, politikacı seçimlerinin yerine bilgisayarların geçtigi sibernetik bir toplum olusturmayı hedefliyor. Bu sosyal açıdan saldırgan ve zarar verici olarak degerlendirilmesine ragmen, teknoloji, hiçbir zaman bireylerin yasamını gözlemez ya da dikte etmez. Motion Pictures 1984, Brave New World, Blade- Runner, ve Terminator 2'de oldugu gibi, bazı insanlarda, teknolojinin hayatlarımızı ele geçirmesi konusunda korku olusturdu. Venüs Projesinin tek amacı; bireylerin maddesel ihtiyaçlarını karsılayacak mal ve hizmeti saglarken, tüm insanların manevi ve entelektüel potansiyelini gelistirmek. Özel sirketlerde çalısan insanların kapıdan içeri adım attıkları ve kartlarını bastıkları anda özel bir diktatörlüge hizmet ettiklerini hissettikleri söylendi. Venus Projesi, baska bir açıdan, herkesin yasamını daha iyi yapabilmek için teknolojinin en iyisinden faydalanabilir. Önerilen sistemde, çalısma günleri kısaltılacak ve böylece bireylerin daha çok bos vakti, daha saglıklı bir yasam biçimi ve stresten arınmıs bir çevresi olacak. [b]Bu sosyal yönetimde sibernetik yaklasıma vurgu yapılmasının nedeni nedir? [/b]Teknolojinin bu yönde gelistigini gösteren yeterli kanıt var. Bilgisayarlar ve yapay zeka çevresel geribildirimler aracılıgıyla gelismeye devam ettiginden, bilgisayarlar sosyal sistemimizin yönetilmesi konusunda daha uygun kararlara ulasabilirler. Bugün, otomasyon sistemler uzay gemilerini atesleyebilir ve uzak gezegenlere uçus haritalarını belirleyebilir. Sibernetik bir toplumda çok yönlü teknolojiyle, en sonunda, hükümette, üretimde ve mal ve hizmetlerin dagıtımında insana olan ihtiyacın üstesinden gelebiliriz. Sibernetik sistem aracılıgıyla, dengeli yük ekonomisi kolayca sürdürülebilir. Bu, insanoglunu “çalısma günü“ dünyasının sıkıcı ve monoton görevlerinden kurtaracaktır. Evet, sonunda pek çok is yavas yavas kullanımdan kalkacaktır. [b]Insanlar ne yapacak? [/b]Her çesit arastırma ve gelisme, yaratıcı sanat ve el sanatları, seyahat ve kesif ve gelecegin sunacagı her türlü sınırsız fikir ile mesgul olacaklar. Sibernetik ve bilgisayarlastırılmıs teknolojinin potansiyelinin sonunda fark edilmesi, ancak, evrimlesmek için gelmis geçmis en devrimci sistemin gelistirilmesi ile insanların hayatını gelistirir. Uydu ile haberlesmenin ve kisisel bilgisayarların tanıtımına sahit olmaya basladıgımızdan beri, ulusların fikirleri ve bilgiyi sansürlemesi olanaksız hale gelmistir ve bu sonunda uluslar tarafından konulan bütün yüzeysel sınırları ortadan kaldıracaktır. [b]Öngördügünüz toplumda güç istismarına karsı korunma yöntemleriniz neler? [/b]Kaynak bazlı ekonomide, yozlasmanın temelini olusturan paraya olan ihtiyacın üstesinden geliyoruz. Öngördügümüz toplum, bütün mal ve hizmetleri bir bedel etiketi olmadan herkes tarafından elde edilebilir hale getirir. Bir hükümetin görevi, insanlıgın gidisatında politikacılara duyulan ihtiyacı geride bırakarak, bunu saglamak olabilir ancak simdiki zamanda hükümet kararları güç seçkinlerinin etkisi altındadır. Sibernetik yapı, sadece kaynakların dagıtımı, temiz havanın, suyun ve insan hayatını güzellestirecek bütün kolaylıkların saglanmasını yönetecek ve gelistirecektir. Tekrar etmek gerekirse, bu, insanları kontrol etmez ya da bireylerin hayatlarını yönetmez— aksine, günümüzün para yönlü kültürünün çok daha ötesinde bireysel baslangıç ve yaratıcıgın gelismesini körükleyebilir. Sibernetik sistemlerin kurulmasından korkan pek çok kisi mevcut, oysa bu korku yersizdir. Korkulacak sey teknoloji degil. Bizim kaygımız cansız teknolojinin kendisinden ziyade bu teknolojinin kötüye kullanılması olmalıdır. “Insan dogası“nın aksine, “insan davranısları“na yapılan vurgunun sebebi nedir, açıklar mısınız? Klasik algıda, bütün insanların, bir takım önceden belirlenmis ve programlanmıs davranıs ve degerlere egilim gösterdigi “insan dogası“ diye bir sey yoktur. Bizi ilgilendiren kesinlikle degisebilen insan davranıs ve degerleridir. Eger bu davranıs ve degerler degisiyor olmasaydı bizler hala magaralarda yasıyor olurduk. Ilgilenmemiz gereken soru; “insan davranıslarını belirleyen faktörler nelerdir“. Biz, insan davranıslarının da dogal fenomenler gibi adil olabilecegini düsünüyoruz. Geleneklerimiz, davranıslarımız ve degerlerimiz kendi kültürümüzün yan ürünleridir. Eger ortam degismezse benzer problem ve davranıslar yeniden olusacaktır. Venüs Projesi, insan davranıslarında en iyiyi ortaya çıkaracak ve bütün uluslar için maksimum saygıyı saglayacak bir ortam saglamayı öneriyor. Ikinci Dünya savasından sonra yasanan durumlara bakalım: En saygın aileler bile bir parça yiyecek için kavga ederken görülüyorlardı. Insanların temel ihtiyaçları karsılanmadıgında, kendileri ve ailelerinin hayati ihtiyaçlarını karsılamak için gereken her türlü davranısı sergilerler. Bu katılımlı demokrasideki herkes için, hayatın gereklerini kullanılabilir hale getirerek ve anlamlı, üretken bir egitim aracılıgıyla zararlı davranısları etkileyici bir sekilde düsürebiliriz.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.