[url=http://www.newroz.com/modules.php?name=News&file=article&sid=6269]Bazen insanın eli hiçbir şeye varmaz. Bazı zamanlar olur ki insanın kolu
kanadı tutmaz. Öyle anlar olur ki insanın ağzından tek kelime dökülmez. Ve
gün olur ki insan herşeye lanet okur ve inceldiği yerden kopsun der.
Evet, tam da böylesi bir andayız. Tam da böylesi bir süreçten geçiyoruz. Tam
da sözün bittiği noktadayız.
DTP siyasi ve medyatik bir linç sonucu katledildi. Tam da Ahmet Kaya'nın
medyatik bir şovla Türk elitleri tarafından katledilmesi gibi. Aynen
Bayramiç'te, İzmir'de, İstanbul'un göbeğinde sıradan insanların salt Kürt
olmalarından dolayı her renkten Türk tarafından linç edilmeleri gibi. Tam da
Kürdistan'ın her ilçesinde Türk güvenlik güçlerince hergün katledilen, lince
tabi tutulan Kürt çocukları gibi.
Ukala ve şımarık Türkler -ki bunda Kürtlerin rolü oldukça fazla- utanmadan,
sıkılmadan linç ettiklerine şimdi de akıl veriyorlar. "Şöyle yapsaydınız,
böyle davransaydınız sizi linç etmezdik" diyorlar.
Sonuç olarak şunu kabul etmemiz gerekiyor. Ukalalaştırdığımız, şımarttığımız
Türkler bize iyi bir ders daha verdiler. Tabii anlayabilirsek. Tabii tüm bu
yapılanlardan sonuç çıkarabilirsek.
Kürdistan'da estirilen azgın devlet terörü, DTP'nin siyasi bir linç sonucu
katledilesi ve Türkiye'de Kürtlere yönelik başlatılan sürek avı ve pogrom
öncesi dalgaya karşı Kürtlerin kendilerine ilişkin sonuçlar çıkarması
gerekir.
1. Kürtler Türk anayasasının kendileri için hiçbir bağlayılıcılığının
olmadığını ilan etmeli, Kürdün insanlıktan çıkarılması ve hiçleştirilmesini
öngören Türk anayasasını yırtıp atmalılar.
2. Kürtler, bunun yerine kendi anayasalarını, sözleşmelerini yapmalı ve
ne istediklerini, nasıl bir yaşam düşündüklerini dünya aleme ilan etmeliler.
Dünyada kendi anayasası, temel sözleşmesi olmayan başka bir halk, ulus yok.
3. Kürtler Demokratik Toplum Kongresi'ne (DTK) işlerlik kazandırmalı,
bunu kendi yasama organı olarak şekillendirmeli; içinden, bağrından bir
yürütme organı çıkararak de facto, fiili durum yaratmak için tüm olanak ve
yeneteneklerini seferber etmeliler.
4. Kürtler bu aşamadan sonra Türkiyelilik söylem ve polikasından el
çekmeli, yönlerini Ankara'dan Amed'e çevirmeliler. Türk devleti, Kürdistan'ı
kendi yurdu görmüyor. Görmediği için de Kürdistanı tam bir sömürgeci
anlayışla, kışla ve işgal kuvvetiyle yönetmeye, elde tutmaya çalışıyor.
5. Kürtler, Türk televizyonlarının proğramlarına çıktıklarında en az
dört Türkün salvo ve çapraz ateşi altındalar. Kürtler bu proğramları boykot
etmeli, bu alanı hevesli Kürt palyaçolara bırakmalılar.
6. Kürtler, Kürt parti ve örgütleri, Belediye Başkanları,Milletvekilleri ve DTK tüm açıklamalarını Kürtçe yapmalılar. Şayet Türkler
merak ediyorlarsa buyurup tercüme ettirsinler. İki dillilik ancak böyle
gelişir, emr-i vakilik kazanır.
7. Dünyanın hiçbir yerinde inkar edilenler, varlıkları hiçe sayılanlar
ya da ezilen ve sömürge konumunda tutulan hiçbir halk kendini imha etmek
için çaba gösterenden, sömürgeciden barış dilenmemiştir. Barış dilenmek,
sabah akşam barışın güzelliklerini anlatmak, bir yerden itibaren güçsüzlük
ve çaresizlik olarak algılanıyor. Ayrıca barış çabaları ezen ulustan, egemen
toplumdan geldiğinde bir anlam ifade eder. Ezilen, baskı altında tutulan,
sömürgeleştirilmiş bir halk zaten vermiş olduğu mücadelenin kendisiyle
barışa hizmet ediyor, bu yönde çaba sarfediyor. Siz güç olduğunuzda, kararlı
ve ısrarlı bir çaba içinde olduğunuzda, bedeli, faturayı karşı taraf için
ağırlaştırdığınızda kapınızı çalacak mutlaka çıkar.
8. Bugünkü koşullar altında PKK dağda, Sayın Öcalan içerde olduğu
müddetçe ne barış mümkün, ne de Kürt sorununun çözümü. Bu nedenle de lafı
evelemeden, gevelemeden açık ve net olarak söylemek gerekir. Bu hem Kürtleri
ve hem de Türkleri rahatlatır ve belli bir noktadan sonra sorunun daha net
anlaşılmasına, çözüme ve barışa hizmet eder.
9. Her renkten Türk Kıbrıs'taki Türkler için ne istiyorsa Kürtler de Kürdistan için en az onu istemeliler: İki cumhuriyetli, iki toplumlu, iki
dilli adil ve her yönden eşit bir devlet. Bunun daha aşağısı Erdoğan'ın
Milli Birlik ve Bütünlük Projesi kapsamında Almanya'daki ellibin Sorb'un
haklarına tekabül eder.
10. Not: Kürtler şunu kendilerine sormalılar: Bir kısım Kürt genci, Kürt
kızı bu yazgı değişsin diye dağa çıkar, canını bu halkın kurtuluşu uğruna
adarken, onların mücalesini desteklediklerini söyleyen ovadaki Kürtler neden
tıpış tıpış kemalizmin ordusuna askerliğe giderler?
11. Ve son söz: Açılımı Erdoğan ve Ankara başlatmadı. Patent
Amerikalıların. Aracı, elçi Mesud Barzani. Erdoğan'ın ardından Barzani'yi
Beyaz Saray'a davet eden Obama'ya hediye göndermek gerekir. Kek Ehmed Kürt
Hewlêr'e giderek şapkasını Barzani'nin masasına atmalı ve DTP'nin şild ve
anahtarlarını teslim etmelidir. Gerisi artık Obama ve Barzani'ye kalıyor.
[/url]