Aso'nun geçenlerde yazına koyduğu başlığı
devralarak bir şeyler söylemek istiyorum
Dün gece yaşanan tartışmaları kaçırdım.Bugün yeniden
var olan yazıları okumaya çalıştım.
Arkadaşların birbirlerine karşı kırıcı davranmalarını
doğru bulmuyorum.
Yukarı da anabaşlığa çıkardığım Kürdistan dünyası çok ciddi
iç sorunlarla karşı karşıyadır.
Nasıl mı?
Bunları çeşitli arabaşlıklar halinde açmaya
çalışacağım.
1) Kürdistan diye adlandırdığımız bu coğrafyada bir devletimiz yok.
Yüzyıllardan beri bu topraklar çeşitli devletlerin denetimi altındadır. Birinci dünya savaşından sonrada bu ülkenin cesetleri üzerine 4 devlet
kuruldu. Yüzyıldan beri bu dört devlet Kürdlere karşı kıyım savaşını yürütüyor. Esas amaçları kıyımlardan geri kalan Kürdleri asimile etmekti.
Bu imha savaşı Kürd direnişi sayesinde başarısızlığa uğradı. Ortaya ciddi bir "Kürd ulusal Bilinci" çıktı.
2)Bu Kürd ulusal bilincin ortaya çıkmasında ve güçlenmesinde anabaşlığa taşıdığım Kürdistan renkleri ciddi rol oynadılar. Kuzey Kürdistan bazında tarihe baktığımız zaman, Alişêr'in önderliğindeki "Koçgiri Direnişi", önce Cibranlı Xalid'ın önderliğinde ve daha sonra Şeyh Said önderliğinde gelişen
"1925 Devrimi" ve yine Alişêr ve Seyid Riza'nin önderliğinde gelişen "Dersim Direnişleri" Zazaların Kürd ve Kürdistan davası için yaptıkları ortadadır. 1925 Devrimin yenilgisinden sonra idam giden Kürd liderlerin son sözlerine bakmak yeterlidir. Bu liderler büyük oranda Zaza kökenliydiler.( Garo Sasoni ve o dönemde Xoybun'un açklamlarına bakınız) 1960 lardan sonra kurulan Türkye KDP sinin 3 ilk sekreterlerine yani Said Elçi, Faik Bucak ve Dr. Şivan'a bakmak yeterlidir. Mevcut sahip olduğumuz "ulusal bilince" bir çokları yanı sıra bu geleneğe borçluyuz.
3) Dünyanın en zengin topraklarından biri olan bu coğrafyada bazılarına göre 40, bazıları ise daha yukarı çekerek 60 milyon Kürd'ün yalşadığını söylüyor. Bu verilen rakamları aşağıda çeksek, Kürdistan topraklarını bölen
devletler için ciddi bir tehlikedir. Bu devletler kıyımla becermediklerini
farklı kanalları kullanarak hedeflerine ulaşmaya çalışacaklar. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Bununda en klasik bilenen yöntemi "böl ve yönet" politikasıdır.
4)Asırlardan beri merkezi bir devlete sahip olmayan Kürdistanlılar, kendi dar dünyalarının içine kapanarak varlıklarınıda sürdürmeye çalıştılar. Hatta yukarıda anabaşlığa çıkardığım din, dil, lehçe, mezhep ve aşiret ilişkileri herbiri için bir savunma kalkanı olabildi. Ama bu dar dünyalarda kıyımlara hedef oldukları zaman, dağın karşı yakasındakileri seyirci kalıyordu. Daha sonra sıra diğerlerine geliyordu. Kürdistan'da yaşanan her kıyımdan sonra bu darlaşma daha da derinleşti.
5)Yukarıda anabaşlığa taşıdığım Kürdistan renkleri bu ülkeyi gulistanlaşıran ve güzelleştiren artılarıdır. Bu ülkeyi güçlü kılan özellikleridir. Sağlıklı bir şekilde ele alınmasa bu renkler, bu ülkenin en zayıf noktaları haline gelebilirler. Burada Kürdlere büyük bir görev düşüyor.
6)Türk devleti, milyonlarca Kürdü ulusal kimliklerinden arındırırarak, Türklerin hizmetine soktuğunu biliyoruz. Devlete karşı var olan Kürd direniş cephesini bölmeye çalışacağı açıktır. "Ebubekir Pamukcu olayını" biliyorsunuz. Türk devleti Pamukcu'yu cezaevinde çıkarıp Çağaloğlu'da ona "Zazaların Kürd olmadığını" yayacak bir yayınevi kuracak.. Malmizanij bu olaydan haberdar oluyor ve onu yurtdışına kaçırıyor. Fakat, Pamukçu yine İsveçte "Pİya" dergisini çıkardı.(Daha fazla bilgi için Malmizanij'ın açıklamalarına bakınız. Ayrıca Pamukçu'da bunu kabul etmek zorunda kaldı) Bugün Zazacılık yapanların ezici çoğunluğ geçmişte Türk solunun saflarında Kürdlere "Irkçı, milliyetci" suçlamalarından bulunuyorlardı. Kürd hareketi geliştikce bu sefer de Kürdlere "sömürgeci " demeye başladılar.
7)Bugün Irak'ta Feyli Kürdleri Kürdistan Listelerine oy vermiyorlar. Bağdat'ta bir milyon Kürdten söz ediliyor. Bağdat'tın bir çok mahalesinin belediye başkanları Feyliler. "Sadr City" belediye başkanı gibi.. Kürd Listesi 15 yada 20 bin oy alıyor.
8) Son seçim yasasına Araplar "Şebekleri azınlık" olarak kabul edip kota verdiler. Êzidileri "Azınlık" olarak kabul edip kota verdiler. Bir dizi Êzidi ve Şebek Kürdleri bu yaşanan duruma karşı hawar ediyorlar. Êzidi Mîri Mir Tahsin Kürdistan'dan yurtdışına kaçtı ve Almanyada iltica etti.
9) Ermeniler ERmenistandaki musluman Kürdleri kovdular ve geriye kalan Êzidilerden "Êzidi Milletini" oluşturdular. Kısacası bugün ERmenistan'da resmi olarak Kürd yok!!! Ermeni "entellektüelleri" Kürdlerin varlığına son vermekle "ERmenistan'ın Ulusal Güvenliğini" garanti altına aldıklarını konferanslarda dile getiriyorlar. Onlara göre onlar" Êzidi sorununu çözmüşler ve Zazalar konusunda ise büyük adımlar atmışlar".. Yine onlara göre başkalarının "silahla yapamadıklarını, onlar kalemle yapmışlar".
10) Başkalarını bir kenara bırakalım. Bu coğrafyanın sorunlarına ilişkin bizim bir politikamız olmalıdır. Biz eğer ülkemizin bu renklerini ciddi bir şekilde ele almasak, sağlıklı polikalar ve ilişkiler geliştirmesek tarih karşısında suçlu konuma düşeriz. Kürdlere, dinlerine, dil ve lehçelerine ilişkin ciddi çalışmalar yapılmasa, seyirci kalınırsa, hepimize başklarına kuçuk lokma oluruz.
Şimdilik burada kesiyorum
Selamlar
Kajin