Direkt zum Inhalt
Submitted by Aso Zagrosi. on 24 January 2009

Kırsal kesime geçerek Mîr İzzeddin ve Memluk güçlerine karşı savaşan Kasım Canpolat „bir çok çatışmada başarılı“ çıktı(Şerefxan, age, sayfa 250)
İşin ilginç yanı tamda o sıralarda Osmanlılar devreye girmeye başlıyorlar..

OSMANLI DEVLETİ VE CANPOLATLAR

Kasım Canpolat ile Mîr İzzeddin ve Mısırlı Memluklar arasında çatışmaların sürdüğü tarihsel süreçte, „Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Mısır, Şam ve Haleb fethine çıkmıştı“(Şerefxan, age, s, 250) Kasım Canpolat ve Çerkes Hayri Bey birlikte Sultanı karşılamaya gidiyorlar ve maiyetine giriyorlar. (Şerefxan) Fakat başka kaynaklar, „Yavuz Sultan Selim'in 5 Ocak 1516 yılında Kasım Canpolat ile birlikte İstanbul'dan ayrılarak„(Soberheim'den akt. Selim, age, s 36) Konya'da Sinan Paşa(gerçek ismi Vicomte Scipione Cigala) ile buluşup Anteb ve Kilis üzeri alana doğru yürüyorlar. Bu arada Kasım Canpolat „ Memlukların Haleb valisi Hayri Beyi ikna ederek efendisine ihanet etmesini sağladığını“ Selim Soberheim'den aktarıyor.

İki ordu Haleb'in kuzey yakasında Marc Dabik diye bilinen bir alanda karşı karşıya geliyor. Mısırlılar büyük bir yenilgi alıyor. Memluk Sultanı Gavri bu savaşta öldürülüyor..
Eğer biz, Soberheim'ın anlatımlarından hareket edersek, Canpolat'ın İstanbul'dan Sultan birlikte yola çıktığını veri olarak alırsak, bu ilişkinin „Çaldıran Savaşı“ esnasında kurulduğunu bir ihtimal olarak düşünmek gerekir. „Çaldıran Savaşı“ 1514 yılında yapılıyor, Mısır seferi ise 1516 yılında.. Bu ilişki İdrisi Bitlis'i üzeri de kurulmuş olabilir.. Fakat, Şerefxan'da böyle bir tespit yok..

Selim ise bu süreci değerlendirirken „ Osmanlı Sultanı 1.Selim Memlukların tehlikesini bertaraf etmek için Canpolat ile anlaştığı bu ittifakın Mısırların yenilgisine neden olduğunu“ yazıyor(Selim, age, sayfa 26) Osmanlı Ordusu 22 Eylül 1516 yılında Şamı, 22 Ocak 1517 Gaza Savaşıyla Filistini ve 27 Ocak 1517 yılında Kahireyi işgal ediyor.. Kasım Canpolat tüm bu savaşlarda Yavuz Sultan Selim ile birliktedir. Tüm bu savaşlar boyunca Kürdler Osmanlı ordusu saflarında ciddi bir rol oynuyorlar.
Osmanlı Orduları Şamı işgal ettikleri zaman “Lübnan Emirlerinden –Şuf Emiri- Fahredin de gelip Sultan'a bağlılığını“ bildiriyor.(Selim, age sayfa 37)
Aslında bu esnada Kasım Canpolat ile Emir Fahreddin arasında ilk tanışma ve dostluk ilişkisi gelişiyor. Bilindiği gibi daha sonraki süreçte Canpolatlar Fahreddinlerin başında bulunduğu Lübnanlı Dürzilere sığınıyorlar. Ayrıca bu iki çevrenin dinsel ortaklıkları yanında “ırksal“ birliktelikleri de vardı. Emir Fahreddin'de Kürd asılıydı.. Bunlara “Ma'an“ yada “Mahani“ denir. Sayın Siweriki Mahani ailesi için şöyle yazıyor: “Mahan, Eyubi Kurdi'nin oğlu Rabihi'nin oğludur. Ataları Fars ülkesinde yaşıyordu(bu konuda Cemil Rojbeyani'nin Fars Kürdleri adlı çalışmasına bakabilinir-Aso) Önceleri Cizire'ye daha sonra büyük dedeleri Mahan, Eyubi Kurdi'nin oğlu Rabihi'nin oğlu Lübnan'a sürgün edildi ve oraya yerleşti............ Tarihçi Muhamed Emin El Mahani(aynı aileden geliyor) ’Fahreddin El Mahani'nin bazı torunları bize, bizim aslımız Kürd ve biz o ülkede yaşamışız' diye yazıyor.(akt. Siweriki, Kovara Metin, sayfa 158)

Yanı sonuç olarak Eyyubi devletini yıkan Memluklara karşı Kürdlerin ve Eyyubileri destekleyen kesimlerin büyük bir kini ve tepkisi vardı.. Osmanlılar, Memluk'lara karşı savaşa girdiği andan itibaren bir dizi Kürd kesiminin desteğini aldılar..
Osmanlı Sultanı bu fetihlerinden sonra İstanbul'a geri döndüğü zaman Kasım Canpolatı ve oğlu Canpolat Canpolat'ı beraberinden götürüyor. O zaman Canpolat Canpolat, Şerefxan'a göre “18 yaşında“(age, sayfa 250), diğer kesimlerine göre “12 yaşında“ idi.(Selim, age, s 39)

Daha sonra “Yavuz Sultan Selim Kasım Canpolat'ın bir bacısı ile evleniyor. Sultan'ın bu kadından olan bir oğlu Canpolat ailesinden bir bayan ile evleniyor.(F. Perrier, La Syrie sous le Gouverneman de Mehemet Ali sayfa 203-204)
Şerefxan Bedlisi, Êzidi Şeyh'i Mir İzzeddinin Haleb Valisi Karaca Paşa'nın hizmetine girdiğini ve bazı entrikacılar aracılığıyla adı geçen Paşa'yi etkilemeye muvaffak olduğunu yazıyor.. Karaca Paşa Sultan'a bir rapor yazıyor ve şöyle diyor: “ Kasım Bey'in Haleb'e dönmesine göz yumulduğu taktirde burada şiddetli bir karışıklık ve taşkın bir kargaşalık çıkacaktır.(Şerefxan, age, sayfa, 250)

Şerefxan Sultan'ın “jurnallara kulak verdiğini, Kasım Beyi öldürdüğünü ve oğlunu hazine hesabına yetiştirilen çocuklara katılması için saraya alındığını“ yazıyor.( age, s 250)

Selim ise “Kasım Bey'in Erzurum'da öldürüldüğünü ve mezarının hâlâ orada bulunduğunu“ yazarak bu durumu doğruluyor.(age, s 39)
Kasım Canpolat'ın öldürülmesinden sonra Sultan “ O taraftaki Kürdlerin beyliğini Şeyh İzzeddine veriyor“(Şerefxan, age , sayfa 251)
Selim'de bu yaşanan gelişmeyi doğruluyor ve Sultan'ın Kasım Canpolat'ın yerine “Kilis ve çevresindeki Kürdlerin lideri olan Şeyh İzzeddin'i atadığını ve Canpolat Canpolat'ı da Saraya kapatığını“ yazıyor.(age, sayfa 39)

Fakat Îzzeddin El Yezidi olarak bilinen Mîr İzzeddin kısa bir süre sonra yaşama veda ediyor. Mîr İzzeddin'in “çocukları olmadığından ve yakın çevresinde bu işi yürütecek birileri çıkmadığından, Sultan Şeyh İzzeddin'in Antakya taraflarından bulunan özel mülklerinin Sultanlık emlakına katılmasını ve Kürdlerin Hükümetinin de Hasankeyf hükümdarları soyundan gelen Melik Muhammed'e verilmesini uygun buluyor“(Şerefxan, age, s 251)

Selim ise o tarihsel süreci irdelerken “İzzeddin El Yezidi'nin ölümünden sonra Sultan Antakya'nın Kürd asılı valisi Melik Alim'i onun yerine atadı“ diye yazıyor.(Selim, age, s 39)(1)

Canpolat Canpolat Osmanlı Sarayında sivil, askeri ve dinsel eğitimini tamamladıktan sonra Sarayın “Protokol Bakanlığına“ getiriliyor..(Selim, age, s 39)
Daha sonraki süreçte, Canpolat Canpolat Osmanlı Ordularının tüm fetih seferlerine katıldı. Bu seferlerden bazıları “Belgrad, Rodos ve Buğdan(Bağdat) a yönelik yapılan seferlerdi.
Bu arada Canpolat Canpolat'ın tüm savaşlar boyunca gösterdiği başarılardan dolayı onunla Kanuni Sultan Suleyman arasında yakın ilişkiler gelişiyor.
Canpolat Canpolat, Kanuni'den Yavuz Sultan Selim döneminden el konulan babasının mülklerini kendisine geri verilmesi talep ediyor. Şerefxan ne var ki diyor: “ O şeytanlık yerde Canpolat Bey'in oraya dönmesi halinde çıkabilecek kargaşalıktan kaçınarak, kendisine Haleb'e bağlı bir başka sancağı uygun gördü“ diyor.
İşin enteresan yanı Şerefxan sözkonusu bölgeye “Şeytanlık Yer“ diye söz ediyor.. Şerefname'nin tercumesini yapan sayın M.E Bozarslan haklı olarak Şeferxan'ın “ Yezidilerin şeytana karşı duydukları sempatiden ötürü böyle yazmıştır“ diye dipnot düşüyor. Aslında buda gösteriyorki Kilis, Anteb, Maraş ve Halebe kadar olan bölgede Êzidi Kürdler siyasal, askeri ve dinsel bazda tayin edici bir rol oynuyorlar.. Osmanlı Sultanları yada Memluklar onları hesaba katmadan bazı kararları alamıyorlar.. Şerefxan'ın “Şeytani Yer“ tespiti yabana atılacak gibi değil...

(1)Aslında burada bir kaç sorun var. Birincisi; Şerefxan “Şeyh İzzeddin'in Antakya
taraflarından bulunan özel mülklerinden“ söz ediyor.. Selim ise “Antakya'nın Kürd asılı valisinden“ söz ediyor. İkinci sorun ise Mîr İzzeddin'in yerine atanan Kürd şahsiyetinin ismi. Birincisi Melik Muhammed derken, ikincisi melik Alim diye kayda geçiriyor.
Aslında bu soruna en iyi cevap Şerefname'nin orjinal'ine bakmak gerek yada bu konuda yapılan çevirilerine.. Birde Selim'in yararlandığı bazı eski kaynaklara....Benim aktüel durumda buna imkanım yok.(aso)

Devam edecek..

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.