Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 23 October 2008

Saddam rejiminin 2003 yılında yıkılmasından sonra, Irak'ta bir çok gelişme oldu.
Bir dizi hükümetler kuruldu, geçici ve daimi anayasalar hazırlandı, seçimler yapıldı..Yazılı ve sözlü olarak Kürdlere ve Kürdistan'a ilişkin çok söylenmesine rağmen, Kürdlerin temel hakları konusunda Arapların tutumu hiç değişmedi..
Araplar Bağdat'ta durumlarını biraz güçlendirdikleri andan itibaren Kürdistan üzerine ordularını gönderdiler.. “Xaniqin krizi“ bunun en bariz ve açık örneklerinden biriydi.
Kürdlerin temel hakları konusunda Araplar hep sorun çıkarıyorlar..
Ne Kerkük, ne Peşmergelerin durumu, ne petrol yasası, ne dışilişkiler, ne merkezi hükümetle Kürdistan arasındaki ilişkiler ve ne de merkezi hükümetin yetkileri konusunda bir antlaşma var..
Bu yukarıda saydığım sorunların hiç birinin Arapların ulusal ve dinsel haklarıyla ilişkisi yok.. Kimsede Arapların hakları üzerine tartışmıyor.. Araplara her şey mübahtır..
Sorun olan Arapların Kürdlere vereceği ve rıza göstereceği haklardır.. Araplar, Kürdlere hiç bir şeyi layik görmüyor. Hatta Kerkük ve diğer işgal altındaki Kürdistan bölgelerinin sorunları bir yana, bugün Kürdistan hükümetinin sahip olduğu yetkileride çok görüyorlar..
Irak devletinin kuruluşundan beri Kürdler hep Bağdat yolundadır..
Irak merkezi hükümetler zayıf oldukları dönem Kürdlerle masaya oturmuşlar ve çeşitli antlaşmalar imzalamışlar..(1958, 1970, 1991, 2003 vs.vs)
Ne zaman merkezi iktidarlar güçlerini toparladılarsa Kürdistan üzerine ordularını gönderdiler..
Bugünde yaşanan budur.
Yaşanan sorunları çözmek amacıyla geçenlerde Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzani başkanlığında bir Kürdistan delegasyonu Bağdat'ta gitti..
Kürdistan delegasyonu 3 temel konuda Bağdat ile görüşme masasına oturdu. Bir hafta boyunca ilgili taraflarla çeşitli görüşmeler yapıldı..
Irak merkezi hükümetinin durumu/yetkileri, Bağdat-Hewlêr ilişkileri ve ABD ile imzalanacak stratejik antlaşma meselesi..
Sonuçta hiç bir soruna çözüm bulunamadı..
Bu görüşmelerde çıkan tek sonuç: Tüm sorunları komisyonlara göndermek..
Sorunların çözümü için KDP, YNK, Dawa Partisi, Irak İslami Partisi ve Abdulhekimlerin başını Meclisi E'la'nın katılımı ile 5 komisyon oluşturuldu. Bu komisyonların 15 Kasıma kadar ortak bir uzlaşmaya varmaları gerekir.

Bu komisyonlar aşağıdaki hususlar konusunda ortak bir uzlaşıya varmaya çalışacaklar:

1) Merkezi sistem iligili bir komisyon oluşturulacak.. Bu komisyon iktidar ortaklığı ve Anayasa maddelerininin durumunu irdeleyecek.(Kürd tarafından Dr. Fuad Mahsun ve Dr. Roj Nuri Şawes katılacak)
2)Ordu ve Güvenlik komisyonu.(Dr. Berhem Salih ve Dr. Roj Nuri Şawes,Cabar Yawer, General Şêrwan ,Babekir Zebari ve Arif Teymur)
3) Maliye ve petrol komisyonu(Dr. Berhem Salih ve Nêçirvan Barzani)
4)Kerkük vb bölgeler için komisyon(Dr.Muhamed İhsan ve Kürdistan hükümetinde başka üst düzeyde yetkililer)
5)Dışişler için komisyon(Dr. Hoşyar Zebari, Dr.Letif Reşid Kürd tarafı olarak katılıyorlar)
Irak'ın içinde Araplar Türkiye, İran ve tüm Arap ve İslami dünyadan aldıkları destekle kendilerini ev sahibi, hak veren, hak alan olarak Kürdlere dayatıyorlar..
Kürdlere ait ne varsa her şeyi sorun haline getirerek kendilerine ve çıkarlarına uygun sonuçlara varmak istiyorlar..
Türkiye ve İran gibi ülkeler Kürdlerin ulusal ve insani hakları sınırları konusunda doğrudan sürece katılmış bulunmaktalar.
Çeşitli bahanelerlede olsa bu devletler sürecin anti Kürd cephesinde ciddi çabalar içindeler. Kürdistan Başkanı'nın bu iki ülke yetkilileriyle yaptığı son görüşmelerdede bu durum açık bir şekide görülüyor.. Her ne kadar teorik olarak bizim Kürdler kabul etmeseler de Irak içindeki sorunların çözüm yolları Bağdat'ta değil, Ankara ve Tahran'da geçiyor. Steffan De Mistura Kerkük ve mahali seçimler yasasına dair projesini Irak'taki taraflara sunmadan önce Ankara ve Tahran'a gitti ve onların düşüncelerine başvurdu.
Güney Kürdistan kazanımları dört bir yandan kuşatma altındadır.. Araplar, Türkler ve Farslar bize hiç bir hakkı mübah görmüyorlar.. Tüm bu güçler imkan buldukları andan itibaren Güney Kürdistan kazanımlarını kuşa çevirmeye çalışacaklar..
ABD'nin Irak'ta bulunması Kürdlerin çıkarınadır.. Bugün “Irak-ABD Stratejik Antlaşması“ üzerine ciddi bir şekilde tartışılıyor. Araplar her tarafta yürüyüşler yaparak ve açıklamalarda bulunarak antlaşmaya karşı çıkıyorlar.. Kürdistan Başkanı Tahran'da İran Dışişler Bakanı ile birlikte yaptığı basın toplantısında “ ABD askerlerinin 2009 Temmuzunda şehirlerden çıkaağını ve 2011 yılında Irak'tan çekileceğini“ söyledi.. İran devletinin bu antlaşmaya karşı tutumu biliniyor. İran Irak'taki tüm yandaşlarını bu antlaşmaya karşı harekete geçirmiş bulunmaktadır.. Bu konuda Kürdler üzerinede baskı kuruyor.
Sayın Selahadini Muhtedi geçenlerde kaleme aldığı “Ta tendûreke germe“ adlı makalesinde Arapların Kürdlere karşı yaptıkları soykırımı ve Enfalleri anlatıktan sonra Kürdleri araplara karşı sokaklara dökülerek antlaşmayi savunlarını istiyor. Hatta Sayın Selahadini Muhtedi bırakın ABD ordusunu tüm ordularının Kürdistan'a gelmelerini istiyor.. İsmail Beşikçi hoca bir yazısında Kürdlerin ABD ile olan ilişkilerini “ yılana sarılma“ meselesiyle açıklamış ve bunu Kürdlerin yaşama istemine bağlamıştı.
Şimdi Kürd ve Kürdistan düşmanları bizi “yılanımızdanda“ etmek istiyorlar..
Araplar, Farslar ve Türkler Kürdleri dört bir yandan kuşatarak bir Kör düğümü (Kürd düğümü) oluşturmuşlar.. Bize bir İskender kılıcı lazım...

Ferzende Serhedi

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.