Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 12 Mai 2008

Degerli Arkadaslar!

Asagida Sayin Solaxi'nin "Günes Dogu'dan Dogar" yazima verdigi cevaplari okuyacaksiniz. Bu önemli yazilar maalesef asagida bir yerde zincirde kayboldular ve bence tartisilmadi. Ben bu tartismayi cok önemli buldugumdan sadece cevap yazilarini buraya aktardim. Elestiri ve önerileriniz icin simdiden tesekkürler.

Merhaba Alan,

1- Sosyalist olmadığını söylüyorsun. Toplumların evrimini tarihsel maddecilikle açıkliyorsun. Kusura bakma ama tezlerin apartı.

2- Batıya rasyonalizm atfederken, doğuya duygusal yakıştırmasında bulunuyorsun. Önce rasyonalizmin karşılığı duygusallık değil, mistisizmdir. Burada bir hata var.

3- Doğu'nun ekonomik ve teknolojik geri kalmışlığının başlıca hazırlayıcısı olan sömürgecilik olgusunu inkar ediyorsun. Çin ve Hindistan henüz 60 yılını bitirmemiş iki devlet. Batılıların askeri üstünlükleriyle işgal edip yoksullaştırdıkları bu iki ülke onulmaz nüfus sorunlarına rağmen dünyanın sayılı ekonomileri olmayı sıfırdan başlayarak değil sıfırın gerisinde bir noktadan başlayarak başardılar. Çin ve Hindistan nükleer teknolojiden, bilgisayar teknolojisine, iletişim teknolojisinden otomotiv teknolojisine kadar batılı ülkelerin yüzyıllarını alan gelişmeleri kısa bir zaman diliminde sığdırdılar. Fazla değil birkaç on yıllık süre sonunda Avrupa ülkelerinin birçoğunu geçeceklerinden emin olabilirsin.

4- Teknoloji üretimi sermayeyi ve eğitimi zorunlu kılar. Eğitime ve araştırmaya yatırım yaptığınız zaman teknoloji üretmemeniz için neden yoktur. Bugün zengin olan birçok ülkenin yarı-bağımlılığı onların teknoloji transferi yada bizzat üretmelerinin önünde engeldir. Bu ülkelerin yönetimlerini kontrol altında tutan istilacı Batı, bu ülkelerin pazarları olarak kalmasını istediğinden eşitsiz rekabet koşullarında bu ülkelerde var olan endistriyi bile istediği zaman iflasa götürme imkanlarına fazlasıyla sahiptir.

5- Sömürgecilik olgusunu ve askeri zoru gözardı ederek Doğu'yu mistisizme saplanmış ama Avrupa'yı rasyonel (akılcı) olarak tanımlaman sonuç olarak üstün ırk nazariyesinin değişik sözcüklerle ifadesinden başka hiç birşey değildir. Önce mistisizmi sopa gücüyle dayatan, palazlandıran, siyasi ve askeri güvencelere kavuşturan uluslararası ittifakın Doğu'ya yaklaşımına bakmak lazım.

6- Senin uygar ve demokratik dediğin, değerlerine sevdalandığın Avrupa ülkeleri 100 binlik Lüksemburg'a devlet statüsü verir ve stratejik önemi çıkarlarıyla çakıştığı için 1,5 milyonluk Kosova'yı devletleştirirken, senin 40 milyonluk milletini ve 590 bin km. karelik ülkeni çağdışı yönetimlerin baskı cenderesine hapsetmiş durumdadırlar. Kürdistan'ın işgali Avrupa devletlerinin silah yardımıyla, ekonomik ve siyasi yardımlarıyla sürdürülmektedir. Avrupa yardımı bir yıllığına kesse Türkiye ve Suriye rejimleri alabora olur. Batının yardımı olmaksızın Suriye ve Türkiye'nin Kürdistan'ı 6 ay bile işgalinde tutabilmesi imkansızdır. İran'da da aynı durum sözkonusudur. İran'ın biraz daha varlıklı bir ülke olması nedeniyle yardım almaksızın kürtlere karşı bir kaç yıl savaş yürütme şansı vardır daha fazla değil. Kürtler en güçlü zamanında Saddam'ın ordularını 4 kez yenilgiye uğrattılar. 1975'te ihanete uğradılar, kuşatıldı ve yenildiler.

7- Kürtler Avrupa'ya ikbal aramak için çıkmadılar. Devletin resmi rakamlarına göre 7 bin yerleşme yeri haritadan silindi. İlaveten; işkence, siyasi kararlarla verilen ağır hapisler, Kürdistan'a uygulanan ağır ekonomik müeyyideler aracılığıyla kitlesel yoksullaştırma ve sokak infazları kürtleri göçe mecbur etti. Unutmaki bu saydıklarım Batı'nın istekleri doğrultusunda, Batı'nın oluruyla, Batı'nın silahları ve Batı'nın finansörlüğüyle gerçekleştirildi. Bu durumda kürtler sorun çıkarılan, var olan sorunları tırmandırılan diğer ülkelerden göçedenler gibi batının "yedek sanayi ordusu" içerisindeki ucuz emek pozisyonuna icbar edildiler. Batının maliyetlere tesir eden ucuz emek ihtiyacına ek olarak Batı nüfusunun yaşlı oluşu olayı tetikleyen ayrı bir etmendir. Gelenlerin entegrasyonu ucuz emek tahtında azami karı garanti ederek batının rekabet gücünün ayakta kalmasına hizmet için amaçlanmaktadır.

8- Batı, birçok halk arasında olduğu gibi kürtler arasında da kendi "misyonerlerini" yaratmış görünüyor. Batının okullarından diploma alanlar kendi halklarının "uygar" batı tarafından yine "uygarlık" adına hangi ızdıraplara mahkum edildiğini sorgulayıp bu ne menem uygarlıktır demek yerine klasik sömürge katipleri gibi kırbaç sahiplerinin erdemleri üzerine söylev çekiyorlar. Sömürge ülke aydınlarının görevi, sömürgeleri, hırsız, sahtekar ve işgalci Batı ülkelerinin sadece kendileri için var olan demokrasilerine eklemlemek değildir. Aynı demokrasinin ilkelerinden hareket ederek temel hak ve hürriyetlerin sömürge konumundaki ülkelerden hangi amaçlarla ve hangi çıkarlar uğruna esirgendiğini sorgulamaktır. Senin ülkene sömürge statüsü ve sınırlar bile çok görülürken alladığın pulladığın Batı uygarlığının Kürdistan'a ilişkin suskunluğu ve gayriinsani kasıtları dile getirilerek "hani uygarlık nerede, demokrasi nerede, özgürlükçülük nerede" diye sorgulamak için kendine aydınım diyenlerin kıçına diploma bağlaması gerekmiyor. Bir beyin, tek göz ve tek kulak yetiyor.

Selam ve sevgilerimle.

Merhaba,

yazdiklarinizi aynen katiliyorum. Eger yanlis anladimsa lütfen düzeltin!

Ben Bati'da barbarliga ragmen gelisen örnegin bilim ve teknoloji, sanat ve kültürün iyi oldugunu, onlardan ögrenmemiz gerektigini, onlarin bu yönlerini (siz dogru tarif etmissiniz) Dogu'nun mistisizmiyle, ahlak degerleriyle ve sosyal insaniyla birlestirip yep yeni bir KÜLTÜR gelistirmek gerektigini düsünüyorum.

Elbette ben Bati'nin barbarligini (örnegin 1. ve 2. Dünya savasi döneminde) hic bir zaman unutmadin. Ama cag degisti. Biliyorsunuz ki Bati cikarlarini düsünüyor. Bati simdi kendi arasinda barisik bile olmayan Kürdlere neden yardim etsin?

Sömürgecilik hakkinda yazdiklariniza katiliyorum. Peki sizin cözümünüz nedir? Sizce biz ilkin kendimizde baslamamali miyiz?

Kürdlerin düsmanlari zaten var. Cahilligimi affedin, belki sizi yanlis anladim, benim Bati'nin iyi yönlerini aslinda onlar barbardir diye redd mi etmem lazim, onlari kendime düsman mi görmem lazim. Ya da ne yapmam lazim?

Sizce ne yapalim? Kürd Kültürü iyi, Kürdler iyi, sorun dört despot devlet ve onun pesinde birde Bati mi diyelim?

Neden biz dünyadaki tüm iyi olan herseyi kendimiz icin filitreden gecirip alamiyoruzda hep reddediyoruz?

Saygilar

Sevgili Alan,

Bilim insanlığın ortak malıdır. Ancak bilimsel bilgi ve teknoloji bile alınır satılır emtia durumuna indirgenmiştir. Teknoloji, kullanıma sürülen ürünleri itibarıyla zaten emtiadır. Ancak yeni teknikler yaratmaya ve insanın hizmetine sunmaya yarayan bilimin aynı mantıkla ticarileştirilmiş olması kendine uygarım diyenlerin bilim karşısındaki pozisyonlarına uygarlık dememizi engelliyor.

Bilim teknoloji insanın refahına koşulduğu ölçüde uygarlığın devindiricisi olma özelliği kazanıyor.

Başımıza yağan bombalara, uğratıldığımız soykırımlara bakınız. Ülkemizin işgali teknolojik üstünlükle sağlanmış durumda. İşgale elveren teknolojiyi birinci dereceden muhatabı olduğumuz ortadoğu tiranlıkları üretmiyor. Teknoloji, kullanım eğitimiyle, finansıyla birlikte "uygar" dünyadan transfer ediliyor. Çoğu kez karşılık ödemeden, hibe şeklinde. Bu nasıl uygarlıktırki insan olmayı bir yana bırakınız, bir canlı türü olarak kürtlerin soykırımlarına hayvan koruma cemiyetleri bazında bile tepki vermekten kaçınmaktalar. Herhangi bir kürk hayvanı için hayvan hakları diyerek, nesli tükeniyor diyerek, kendi ortamında özgür bırakılmalıdır diyerek meydanları dolduranlar bizim akibetimiz hakkında çıt çıkarmıyorlar.

Bilim ve teknoloji her zaman uygarlık anlamına gelmiyor. Bilimi ve teknolojiyi ellerinde bulunduranların kürtlere karşı cürümleri tahtında insanlıklarını sorgulayacak olan en ilkel yaşam tarzından gelenler bile insani hasletleri itibarıyla bu kanemici barbarlardan binlerce kez daha uygar değilmidirler?

Bizim ülkemizin boşaltılması yine aynı "uygar" çevrelerin karlılık hesaplarının yarattığı bir sonuç değilmidir?

Onların "uygarlıkları" bizlerin gaspedilmiş haklarımız ve mezarlarımız üzerine inşa olunmamışmıdır?

Batının eğitim kurumlarında eğitim almaya, pozitif bilimleri öğrenmeye, mesleki bilgiler öğrenmeye evet. Bunun için gerekirse yüz dil öğrenmeye evet ama onun "uygarlığına" hayır demek için yeterli sebebimiz var. Batının yaşam tarzı, ahlaki biçimlenmesi batı toplumlarının ihtiyaçlarına cevap verir tarzdadır. Onun uygarlık hatta insanlık ölçüleri kendi çıkarlarına göre tefsir edilmek durumundadır. Avrupa demokrasisi özü itibarıyla Roma demokrasisinin genişletilmişidir. Eşitler arasında demokrasi öngörmesi anlamında eskinin kopyasıdır. Farklılığı ise eşitlerin sınırının genişletilerek nicel anlamda daha çok katmanın eşitlere katılmış olmasında yatıyor. Özellikle bireysel hakların ve eşitliğin hiç değilse kağıt üzerinde garanti edilmiş olması bu genişletmenin ürünüdür.

Biz farklı bir toplumuz. Sömürgeyiz. Batı ile aramızda toplumsal şekillenme olarak farlılığın dışında uçurum misali eşitsizlik var. Dahası batının refahına ödenmiş diyet, batının ısınması için sobasında yakılan odunuz. Batının kendi arasında işlettiği haklarda eşitlik ve ilişkilerde hümanizm ilkesi bize sıra geldiğinde toplu yoketmeler ve işgal altında bulundurma eylemine dönüşüyor. Batının demokrasisi sömürgelere anti-demokrasi olarak yansıyor. Eşit olanlarla olmayanlar arasında çifte standart uygulanıyor. Bu gerçeği göremeyenlerin, Kürdistan'ın nasıl sömürgeleştirildiğini ve kimler adına, kimlerin çıkarları gerektirdiği için sömürgeden daha geri bir statüde tutulduğunu açıklama şansı olmaz. Bir olguyu açıklayamayan onu anlama ve karşı tavır geliştirme şansından da yoksun kalır.

Kürtlerin batıya entegrasyonu yada eklemlenmesi kürtlüğün bitişi demektir. Öcalan'da entegrasyonu aynı ifadelerle savunmuyormu? Entegrasyon fikri 1830'ların Berlin'inde teorize edilmiştir. Kürtlerin devletten mahrum bırakılması kararıdır. Uygalamaya konulması kürtlerin o güne kadar var olan devletçiklerinin birbiri ardısıra kanla, soykırımla tasfiye edilmesini beraberinde getirmiştir. 20. yüzyılın başlarında oyunun çok aktörlü hale gelmesiye kürtlerin ülkesi dörde bölünerek farklı tiranlıklara entegrasyonu öngörülmüştür. Bitmeyen kürtlüğü bugün bellek olarak batıya entegre etme faaliyeti sürdürülmektedir. Batıya ve Türkiye'ye göç etmek zorunda bırakılanlar kürtlük bilinci en diri olan kürt topluluklarıdır. Öcalan'ın Erzurum, Elazığ, Malatya gibi faşistlerin kol gezdiği yöreler yerine Cizre, Nusaybin, Hakkari, Amed, Cabaxçor, Muş, Siirt, Mardin gibi yörelerde habire serhildan masalıyla halkı mobilize edip bu yöreleri danışıklı bir döğüşün kurbanı haline getirerek boşalmasına çanak tutmasını tesadüflerle açıklayamayız. İşte bu noktada başkaldırmak gerekiyor. Hem tehcire hem entegrasyona.. Ve şu soruyu her kürdün sorması elzem hale geliyor. Kürtler entegre olmak içinmi muhacerete mecbur edildiler?

Sömürgeciliğe başkaldırı, önce kültürel başkaldırıdır. Bir toplumun kendine ait olan değerleri sahiplenmeye kalkışmasıdır. Kürtlerden bunu esirgerseniz direnmek ve kurtulmak için hiçbir sebepleri kalmaz.

Düşüncelerinizi, sömürgeciliğe karşı kararlı duruşunuzu diğer yazılarınızdan biliyorum. Aramızda önemli bir fark olmadığınız da.. Fakat entegrasyon meselesini farklı algılıyoruz. Farklılık olması doğal. Ayıp yada günah bir yanı yok. Değerli Hocam'a önerim şudur. Lütfen bu entegrasyon meselesini çok daha tefarruatlı ve özellikle diasporada yaşayan kürtlerin geleceği açısından bir kez daha düşününüz. Avrupa'nın kürtlere ilişkin tavrının hümaniter olmasını bırakınız son derece korsanca nitelik taşıyor olması karşısında beni fazla haksız çıkarmayacağınız kanısındayım.

Mukabil saygılarımla.

Disco'ya gitmekte bir Kültür'dür ama Bati egemen Kültürü discoya gitmek degildir. Kültürü sadece kadin erkek iliskilerinden ibaret görenler büyük yaniliyorlar. "Cagdas" toplumlarda kadinin vucudu kadina aittir, baba ve kardesin namusu kadinin bacaklari arasinda aranamaz, ve baba ve erkek kardisinin kadinin vucudu üzerine hic bir hakki yoktur. Kadinin vucudundan bir tek kadin sorumludur ve kadin vucuduyla istedigini yapar. Fuhus üzerinde tartisilmasi gereken ayri bir konudur. Wikipedia'daki yazida da görülecegi gibi Kültür ayni zamanda gelisimin kendisidir (fortschritt) Bizim toplumlar anlasilan cok geri kalmislardir. Bu yazinin almancasini eger zamanim olursa ileride tercüme edecegim. Ayrica Solaxi'nin bahsettigi sömürgecilik ve kültürel entegraysyon üzerinede detaylariyla durmaya calisacagiz. Bu konuda Max Weber'in tezlerinede bir göz atacagiz. [url=http://en.wikipedia.org/wiki/Culture]http://en.wikipedia.org/wiki/Culture[/url] [url=http://de.wikipedia.org/wiki/Kultur]Almancasi[/url]

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.