Direkt zum Inhalt

INSANA NOTLAR: 2-DOĞRULARI SÖYLEMEK

INSANA NOTLAR: 2-DOĞRULARI SÖYLEMEK, NAM-I DIĞER NAMUSLU OLMAK

Doğru söyle, canımı ye! Doğru giden şaşmaz! Allah doğrudun ayırmasın!

Gerçekten böyle diyenler ve düşünenler sözünün eri midirler acaba! Kendileri doğru yolda mıdırlar?

Hele bunların ilahlara sığınmalarına ne demeli?

Gelin bu konuyu değelim biraz!

Benim bildiğim başka bir doğru daha var! Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar, onuncuda da gömmüşler!

Çocukluğumda doğru söylersen dövmeyeceğim deyip, doğruyu söylettikten sonra kıyasıya çocuğunu döven atalar görmüştüm.

Yani söylenen doğrular oranında mükafat değil, ağırlaşan cezalar alındığını gördüm.

Ben de yaşadığım elli yıllık yaşamım boyunca, gerçekleri söylemenin ceremesini çektim.

Dinlediğim ilk öyküler, din uluları Nesimi ve Hallac-ı Mansur’un söyledikleri doğrular nedeni ile derilerinin yüzülmesi idi...

Büyüklerimiz ve bütün devlet yetkilileri, çocuklarının ve vatandaşlarının doğru söylemesini isterler. Bunu sağlamak için de baskı uygularlar. Fakat kendileri yalan söylerler ve doğru söylemek için baskı görmezler. Sanırım onlar da söyleyecekleri doğrular oranında artacak bir ceza görmekten korkmaktadırlar .

Başta generaller ve emniyet kuvvetlerinin, sonra reisi cumhur, başbakan, bakanlar, parlamenterler, dinayet resi, sivil ve resmi tüm görevli devlet memurları bol bol yalanlar söylemektedirler.

_Kaç dergi okuyorsunuz?
_Üç! (Doğrusu hiç, maaşım elvermiyor ki, diyemiyor öğretmen...)

_Sünnetsiz bir Ermeni PKK teröristi daha, ölü olarak ele geçti. (Aslında yaralı yakalandı, intikam hırsındaki timlerimiz tarafından sonradan kurşuna dizildi. Sünneti kontrol edilmedi, çünkü Kürt ve müslüman olduğu zaten biliniyordu. Ama, önüme konulan yalanları, haber olarak okumak zorundayım, diyemiyor sunucu...)

_KIzılbaşlar ve komünistler ana-bacı tanımazlar! (Yani onlarla seks yaparlar! Bu kadar da alçakça yalan söylenir mi? lslam dininde, birini olmayan bir şeyle itham eden, yaptığı hakareti ışlemış sayılır. Bunu bile bile böyle bir iftirayı nasıl yaparım, diyemiyor din bilgini. Ve Allahın nazarında devletinin bekaası için, anası ile seks yapmışlığa usul usul razı oluyor! Ne diyelim, Allah mesut etsin!)

_Asıl Türk biziz! (Doğrusu dedelerimiz Türkçenin T’sini bilmezlerdi. Kürtlerin, Kurmanci ve Zaza dili Konuşan alevi mehzebinden olanlardanız. Çoğunluğumuz, Koçgiri ve Dersim Direnışlerinde büyük katliyam görmüştür. Bir daha kırılmaktan korktuğumuzdan aslımızı gizlemeşe çabalarız. Atalarımızın geldiği bölgenin Kürdistan olması nedeni ile, burda ikamet eden Türk kökenliliere bile Kürttür gözü ile bakıldığı yerde, zaten bu “asıl Türk” palavramıza kimse inanmıyor. Sürgüne geldiğimiz yöre halkı bize Kürt demeyi sürdüre dursun, biz devekuşu gibi kafamızı kuma gömüp, asıl Türküz diyerek konumumuzu korumaya çalığacağız. Ne apalım, bu da bir yaşam yoludur, diyemiyor{bazı Sivaslı, Malatyalı, Tuncelili, Erzincanlı)lar!)

_Ülkücüler milliyetçidirler, vatan için mermi atan kahramanlardırlar! (Doğrusu devlet, sünni gençlerden oluşan gençlik örgütümüzü cellat olarak kullandı. 12 Eylül darbesi Paşalarının, solun gücünü abartmaları nedeni ile yansız olduklarını ima etmek için önderlerimizi de topladı. Yerimize, sola karşı cezadan mauf tutulmalarına mukabil, yeraltı dünyası diye bilinen “dayı”ları kullanmağa başladı. Böylece devlet kanalı ile eroin ışinde buluşturulduk. Neden 12 Eylül öncesinde ülkücü mafiya yoktu? Neden eroinciler yakalanınca “ne yaptımsa ülkem için yaptım ve dini-milli bütüncüyüm” diyorlar? şimdi öldürülme korkusu taşımadan bu doğruları nasıl söyleriz!) diyemiyor ülkücü maşalar...

Doğru söleyeni ceza bekliyor, yalan söyleyeni mükafaat.

Kaypakkaya, “Mustafa Kemal hareketi, emperyalizme (Alman) başlı egemen sınıfın, başka emperyelizmlere (ıngiliz-Fransız-ltalyan) başlı komparador burjuva sınıflarla yer değıştirmesi hareketidir. Hiç milli yönü yoktur. Gerçek bağımsızlık için mili ve demokratik yeni bir devrim gerekir”, dediği için ışkencelerle katledildi.

Beşikçi, “Kürtler bir millettirler ve kendi kaderlerini kendileri tayın etmelidirler” dediği için yıllarca hapsedildi.

“Türkiyede ışkence var, insan hakları ihlal ediliyor” diyen Akın Birdal’ın bedeni kurşunlarla parça parça edildi, Allahtan ölmedi...

Tanrılar adına hareket ettiğini savlayan tüm sahtekarlar yalan söylerler. Bu, hiç bir dinle sınırlı değildir. Bu nedenle iktidardakiler dindar geçinirler. Saddam, Bush, TC yönetenleri ‘Allah bizimledir’ diye propoganda ederken: Kürt gerillalarını, devrimcileri, Talibanları dinsiz veya şeytana uyanlar olarak göstermektedirler!

Doğrunun sihirli etkisi bilindiğinden ve sonunda kazanacağından korkulduğundan, asılında doğru söyleyenleri, savunanları etkisizleştirilmek için dinsizlikle suçlarlar!

Dürüstlük, namusluluk ve erdem denen şey, gerçeği söyleyebilme cesaretidir. Bu da hiçbir din ve hiçbir milletle sınırlanamaz! Yani her dinden ve milletten gerçeği savunma cesareti gösterenler çıkar! Fakat, bu olağanüstü bir durum olduğundan sayıları çook azdırlar. Bu nedenle Kürt kökenli bir politikacı (ısmet ?), “BıR MEMLEKETTE NAMUSLULARDA NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMADIKÇA O MEMLEKET ıFLAH OLMAZ!” demış! Fakat kendisi de o cesareti gösteremediğinden ikinci gurupta kalmış!

Bunun gibi, çıkarlarını düşünen insanlar gerçeği umursamazlar. Asıl umursamadıkları şeyin insaniyetleri, onurları ve namusları olduğunun ayırdında olmadan!..

Menfaat, egemenler tarafından belli bir hizmete karşılık sunulmaktadır. Örneğin Kürdistan’ın sömürge statüsünün sürmesi için kanını, canını sunan Türk halkına, en verimli alanları verilerek mükafatlandırılmaktadır. Örneğin Malatya’nın en düz ve sulak arazilerine Türkler getirtilip yerleştirilmışlerdir.

ışte bu yararını koruma (bir çakıl taşı bile vermeme) telaşı, tüm çıkarcıları hasiyetsiz kılmaktadır. Bu nedenle egemen ulusa ait bireylerde gerçeği dillendiren insan sayısı çoook azdır.

Kürdistanı kaybetme korkusu, Türk ulusunu doğruları söylemekten alıkoymamakta mıdır? Onursuzlaşma bahasına Kürtlerin ayrı kültürleri, farklı dilleri bulunduğu hatta var olrukları bile inkar edilmekte değil midir?

Onurlu Türk sayısı lsmail Beşikçi, Çetin-Ahmet-Mehmet Altan’lar, Orhan Pamuk gibi gibi birkaç isme düşmemış midir?

Türk halkı bu onursuzluğa düşmeşe, düşürülmeşe layık mıdır?

ınsanı insan eden, bölüşme sorumluğudur. Doğruyu söylemek te (sahip olunan) bilgilerin bölüşümüdür. ışte bu duygunun gelıştiği modern insan, medya kurumları oluşturmuş ve dünyayı yeni gelışmelerden haberdar etmek için güçlü ‘bilgi yayma merkezleri’ oluşturmuştur. Örneğin basın!..

Fakat Türk basını da hasiyetsiz olmayı, gerçeği yaymaya tercih etmıştir!

Bir çok hayvan az çok düşünüyor, bölüşen tek hayvan ise insandır!

ınsanlaşmak için bildiklerimi sizinle bölüşmeğe çalışıyorum.

Size doğru söyleyin demeye dilim varmıyor, benim korkum egemenlere benzemektendir!

Yalan söylerseniz, birçok kapının önünüzde açıldığı şanslılardan; doğru söylerseniz acılar içinde ezaevlerinde çürüyen veya ölen mazlumlardan olabilirsiniz!

Bazen de hiçbiri! Yani ne talihli, ne de kahraman!..

Çekeceğiniz çilelerdir yalnızca size kar kalan!

KIrk Tanrıya da inansanız, gerçeği dillendirmediğiniz müddetçe, o inandığınızı savladığınız Allahın yarattığı Kürt gerçeğini savunun bir ateist kadar olabilir misiniz?!

ışte, sizi namuslu, erdemli kılacak ama çile ve ziyan dolu yol; gerçekçilik!

ışte size yarar getirecek, ama insanlıktan ve insan olma meziyetlerinden mahrum edecek yalancılık!

Buyurun kendiniz seçin!

Hasan Dere

2005-03-16

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.