Direkt zum Inhalt

İNSAN OLANA NOTLAR: 1-DORUKLARA ÇIKMAK

Bir doruşa çıkmağa karar vermişseniz, öyle küçük ve yakın tepecikler değil, çevrenizdeki en yüce ve en sarp dağa çıkmağa azimli iseniz!

Öyle bir şahika ki, ulaşılması olanaksız!

O yücelerden insanlara kuşbakışı bakmak her babayiıidin karı değildir! Ama siz çıkıp, erişilmesi olanaksız noktaya oturacak ve anlatılamaz zevki tadacaksınız! Yani başarılamazı başaracaksınız!

O zaman kulaklarınızı çevrenize kapatıp, hazırlıklarınıza başlayınız.
Çünkü, bu akıl almaz işe yeltenene çoğunluk, deli ya da parasını nereye harcayacağını bilmeyen zengin bir ahmak sanısı ile bakacaktır.

Eğer söylenenlere çok duyarlı biri iseniz, amacınızı kimseye açmanıza gerek yoktur. Sessizce hazırlanınız.

İpiniz, kazmanız, bataniyeniz, suyunuz, ekmeğiniz velhasıl bir tırmanıcıya gerekli taşıyabileceğiniz asgari ölçüde malzemenizle yürüyüşünüze başlayınız.

İlk kilometrelerde yükünüzün ağırlığını hissedersiniz. Kan ter içinde kalacaksınız ve giderek artan eğilime yöneldikçe ağırlığın sizi daha bitap düşürdüğünü duyumsayacaksınız! “Keşke bu kadar alet almasa idim” diyecek kadar yorulabilirsiniz. Siz yoruldukça mesafenin kısaldığını düşünün ve devam edin.
Yol kısaldıkça dikleşmektedir. İçinizi bir korku alabilir. Bu işi, başaramayacağınız duygusuna kapılabilirsiniz.

Oysa siz suyunuzun ve ekmeğinizin yarısını tükettiniz. Yarı ağırlıktan kurtulduğunuzu anımsayınız. “Tırmanıcılığın asıl hüneri bu yamaçları aşmaktadır” diye düşünün ve yürüyüşünüzü sürdürünüz!

Son kilometrelerde soğuğu dizlerinizde hissetmeğe başladınız. Parmaklarınız, kulaklarınız ve burnunuz dayanılmaz bir acı ile yanmaktadır. Rüzgarın bu kadar soğuk olabileceğini daha önce hayal bile edemezdiniz. Ayak parmaklarınızın donduğunu sanmaktasınız!

Başınızı yarım gerilere çevirip “dönsem mi acaba” diye içinizden geçirmektesiniz. Fakat ileri bakınız, tepeye ramak kalmıştır. Çok yoruldunuz, çok acılar çektiniz. Fakat vardığınız nokta bile, her insanın varamayacağı bir yerdir. Bir de en tepeye çıktığınızı düşünün ve sürdürün.

Nihayet doruktasınız!

Şimdi aşağılara bakınız. Bulutları, ağaçların uçlarını ve kuşları uçarken üstlerinden gördünüz. Ovalara baktınız, sinek kadar ağaçlar ve karıncadan küçük insanlar gördünüz.

Tepede bir gece konaklayıp, ayın ve güneşin ayaklarınızın altında bir yerde doğduğunu ve battığını gördünüz.

Aşağıdakiler hakkınızda şöyle düşünür olabilirler.
“Şu zırdelinin çıktığı yere bakın! Atın ahmağı rahvan insanınki sporcu olur derler!”
“Manyak işte, işi gücü olmayan ve parasını nereye harcayacağını bilmeyen bir varlıklı...”
“Onu bilirim, zaten hiç yararlı ve akıllıca bir iş yapmazdı!”
Akıllı ve yararlı iş ne ise!

Fakat, bir azınlık ta:
“Helal olsun adama, nasıl da çıkmış oraya. Gerçekten bir rekor kırmış. Bravo doğrusu!” der.

Olasıdır ki, gişiminizden önce yakın çevrenize amacınıızı çıtlatsaydınız, destek olacaklarına aşmak zorunda kalacağınız ilk tepeleri oluştururacaklardı.
Siz bir doruğa çıkmak istiyorsanız çıkın! Orda oturmanın zevkini çıkarın! Utkunuz kalmasın!

Ama, alkşı ve destek beklemeyin. Aksine belki de ömrünüzün en acı hakaretlerine uğrayacaksınız.

Fakat sizi tenkit edenlerin, yaptığınızı hiçbir zaman başaramayacağını anımsayın!
Ölçütünüz, eyleminizin insanlığa zarar vermemesidir.

Öyleyse buyrun dilediğiniz zirveye çıkın!

Ama bir yurt, bir ulus yaratmak en yüce zirve değil mi sahiden?

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.