Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 30 October 2008

Aşağıda bold (kalın) yazımla verdiğim bölümler Hemdo'nun Kurd sıfatını Sumerce Ziggurat'ın Gur'undan türetmesini yanlış olduğunu yazmam üzerine aktarıdan da anlaşılacağı gibi Wikipedia'dan alıntılanmış yazılar. Bu yazılarda kurd sıfatının 'gur'la benzerliğine yada 'gur'dan türediğine dair bir tek kanıt bulunmaması bir yana benim Kardaka ve Kar sözcüğünü esas alan düşüncelrimi kanıtlar mahiyette. Alıntı yaptığı paragrafları bölüm bölüm deşifre edeceğim.

[b][en.wikipedia.org]

Land of Karda
From Wikipedia, the free encyclopedia

Land of Karda or Kur was the country located to the east of Tigris in what is today known as Kurdistan (land of Kurds) mentioned in Sumerian cuneiform tablets. The people of Karda were resisting Sumerian invasion.[/b]

Yukarda land of Karda or Kur, yani Karda yada Kur ülkesi deniyor. Ben Kardaka şeklinde vermiştim. Ortada 'Gur' formu yok. Sumerler kendi alfabelerinde Karda, Kur, ve Gur'u farklı yazımlarla yazabilmişler. Bunlardan biri yani K ile başlayan Karda yazımı açıkça bir ülkeyi ve bölgeyi işaret ettiğine göre ve de Sumerlerin Karda yazmakta bir zorlukları olmadığına göre, bu açık deyim ortada dururken Ziggurat kelimesine sözlük karşılığı bulunmayan bir anlam verip Ziggurattın ortasından bir hece ayırarak Kurd kelimesi 'Gur'dan türemiştir diye asılsız safsata üretmenin, Sumer yazımlarını karıştırmanın gereği nedir?

[b][en.wikipedia.org]

Kurdushum
From Wikipedia, the free encyclopedia

Kurdushum or Kurdusum, was a region in Zagros Mountains, east of Tigris mentioned in an Elamite text of 6th century BC. Kurdushum is mentioned as paying tribute to Artazoastra daughter of king Darius the Great of Persia and wife of Mardonius son of Gobryas (Gubaru) governor of Qutium (Land of Qurtie). Kurdushum may be the Elamite variation of Akkadian Qutium, but this is not clear since Elamite texts are still predominantly undeciphered.[/b]

Sumer, İ.Ö. 2100 yıllarında son buldu. Darius İ.Ö. 521 yılında kral oldu. İkisinin arasında 1600 yıl fark var. Tartışma konusu (tekrarımı bağışlayın) Kurd formunun 'Gur'dan türetildiğiydi. Darius döneminde Qutium deniliyor. Ortada ortada Q ve T içeren bir yazım var. 'G' ünsüzü yok. 'Gur' denmiyor. Qutium formu Yine Sumer sonrası gelen Akkadcadan alınmış. Elamcada Kurdusum'a dönüşmüş. Akkad dili sami, Elam dili dravidi aileden. Sumer dili hint avrupalı. Ortada dağ anlamına gelen sözcük hangisi? Bunların hangisi Ziggurat'ın 'Gur'u ile ilgili?

Hint avrupalı bir dile ait her hangi bir sözcüğü sami yada dravidi dillerde yazılmış farklı formlarını dayanak yaparak açıklayabilmek mümkünmüdür, dahası bilimselmidir?

Darius'tan 1600 yıl önceki bir dili Darius dönemi yazımını temel alarak anlamlandırmak bilimselmidir?

Bilim yöntemi tam tersinden işler. Yeni sözcüklerin anlamları, eski söcüklerle ilgisi bağlamında ve eski sözcüklerin taşıdığı anlam esas alınarak açıklanabilir. Darius döneminde yazıya geçmiş bir sözcüğün anlamını daha eski yazımlardaki benzerlerleriyle kıyaslayarak değerlendirebiliriz. Darius döneminde yazılmış sözcükleri daha önceki yazımlarda anlamı berrak olan sözcüklerle ilgisi ve ilişkisini temel alarak anlamlandırabiliriz. Ancak, Darius'tan 1600 yıl önce yazılmış bir kelimeyi Darius döneminin yazımını esas alarak, bu yeni anlamı bağlamında açıklayamayız.

Bilgisizce iddianın büyüğü ise Goran sözcüğünün kürtçe çoğul eki 'an' eklenerek 'Gur'dan türetildiği şeklindeydi. Eğer 'Gur' kelimesi dağ karşılığı olarak kürtçede yeretmesine ilaveten kürtlerin kendilerini isimlendirme sıfatı yani kürt sözcüğü yerine benimsendiyse niye kürtler hala dağa 'Gor' yada 'Gur' demiyorlar?

Kürtlerin herhangi bir lehçesinde dağa 'Gor' yada 'Gur' denmiyor. Dahası 'Gor' dağın tam tersi çukur ve mezar anlamında kullanılıyor.

[b][en.wikipedia.org]

Corduene (also known as Gorduene, Cordyene, Cardyene, Carduene, Gordyene, Gordyaea, Korduene, Korchayk, Gordian, Hebrew: [1]קרטיגיני ) was an ancient region located in northern Mesopotamia, present-day southeastern Turkey). For most of its history, it was a province of the Roman Empire, situated to the east of ancient Tigranocerta[2] According to the 1911Encyclopaedia Britannica, Gordyene is the ancient name of the region of Bohtan (now Şırnak Province).[3] It is mentioned as Beth Qardu in Syriac sources and is described as a small vassal state between Armenia and Persia in the mountainous area south of Lake Van in modern Turkey[4] Corduene was a fertile and friendly province, which acknowledged the sovereignty of Rome[5] It has been cited as a Kingdom to the east of the Tigris and as the country of the Carduchians (now Bohtan), a mountainous district, rich in pasturage, south of Armenia[6] (For a map of the region in which this Kingdom was located see[7]). Corduene must also be sought on the left bank of the Tigris. From 189 to 90 BC it enjoyed a period of independence. The people of Gorduene were known to have worshipped the Hurrian sky God Teshub[8]. The three principalities of Corduene, Moxoene, and Zabdicene are referred to as Carduchian dynasties by Toumanoff[9].[/b]

Yukarda geçen ve Kurdistan'ı işaret eden kelimelerin hepsi; Gorduene, Cordyene, Cardyene, Carduene, Gordyene, Gordyaea, Korduene, Korchayk, Gordian, Beth Qardu, Corduene, Muxus (bugünkü Müküs) sözcüklerin hiçbiri Sumerce 'Gur' unsuru taşımıyor.

Beth Qardu ise apayrı. Asur ve süryani yazımlarını esas alıyor.

Bu yazımların bir özelliği daha var ki o da Roma ve Bizans dönemi yazımlarının easas alındığı formlar olmalarıdır. Roma ve Bizans ile Sumer arasında, her iki yazım türünü zorlatarak geriye çeker ve Makedon istilasıyla açıklarsak bile Sumer'la aralarında 1800 yıl vardır. Roma ve Bizans, Makedonlara göre daha genç. Sumerle aralarındaki yaş farkı 2 bin yıldan fazla. Tarih sadece hikaye değildir. Kronolojidir, etimolojidir, arkeolojidir. Koronolojik sıralanma, günümüzden Roma, Bizans'a ulaşıncaya kadar kaç yıl geçmişse Bizans-Roma ile Sumer arasında da o kadar yıl geçtiğine tanıklık ediyor.

Bir diğer husus. İlk dönem Roma ve Bizansı'nın kürtlere dair coğrafya ve etnik tanımlamaları, yazımları İran yazım formunu esas alır. Farslar hala kürtlere Kord ve ülkelerine Kordestan diyorlar. Yukardaki yazımların oldukça yeni olduğunu forumlarından anlıyoruz. Corduene, Gorduene, Cordyene, Gordyene, Gordyaea, Korduene, Korchayk, Gordian formları İran yazımlarını Pehlevice ve farça yazım şeklini esas almıştır.

Cardyene, Carduene şeklindeki yazımlar daha sonraki dönemlerin ve özellikle Bizans dönemi eserlerinde rastlanılan formdur. Bizans yazımları daha yeni olmasına rağmen daha eski bir formu esas almıştır. Sebebine gelince. Süryaniler Bizans'ta önemli üst düzey görevler almak kalmadılar aynı zamanda Bizansın kültür hayatında çok önemli roller oynadılar. Eski yunan mitolojisine ve felsefesine ait kitaplar süryaniler aracılığıyla arapçaya çevrildi. Arap dünyası eski yunan felsefesini, tarihini süyayniler aracılığıyla kendi dilinde okumak imkanına kavuştu. Diğer yandan arapça, aramice ve süryanice metinler de yine süryaniler tarafından sistemli bir şekilde yunan diline çevrildi. Bu konuda Harran Okulu olarak isimlendirilen dönemin süryani din adamlarının ve çevrimenlerinin her iki kültürün yekdiğerini tanımasına büyük katkıları olmuş, çabalarının büyük etkileri olmuştur. Roma ve İran'a göre yeni olan Bizan'sın daha eski form olan Card, Carduene şeklinde eski Kard formunu kullanıyor oluşunun süryani ekolünde eski Asur yazımının esas alınmasıyla ilgisi vardır.

Bu kadar tafsilat yeter.

Gelelim Gor-anın Sumerce "dağ" anlamına gelen "Gur"dan türetilmesine. Önce, Goran'ın Gewr'den türetildiğine göz atalım.

Hurmuzgan ruman
Atiran kujan
Hosan şareve gewre gewregan
Zorkeri Arep kırdine Habur
Gihane pale pêşE Şarîzor
Jın u kênikan ve dîl bêşinan
Merdî aza dîlên ji ruyuvêhînan
Revite Zerdeşt maye bêdest
Bizika nakit Hurmuz ve hiç kes.

Metin hewrî lehçesinde dile getirilmiş. İ.S. 7. yüzyıla ait. Arap yayılmacılığının Kürdistan'a ilk saldırılarını konu alıyor. Buradaki Gewre Gewregan, herbendlerin herbendi, başrahip anlamında kullanılıyor. Gew(v)r kelimesi Sorani ve Hewri lehçelerinde yaygın olarak büyük anlamına geliyor. Zazakide gırd deniyor.

Sumerce gir, ateş demek. Kürtçede agir, adır ve ater şeklinde yer alıyor.

Sumerce de 'Gur' sözcüğü de var ve bölmek anlamına geliyor.

Sumer dilinde ikinci bir 'Gur' var, o da dönmek-döndürmek anlamına geliyor.

Ziggurat'ın 'Gur'u bu yapıların çok katlı olmasından dolayı bölüm anlamındaki 'gur'a mı tekabül ediyor, yoksa sarmal mimarisinden dolayı dönmeklemi ilgili sorusunu cevaplamayı sumerologlara bırakıyorum. Ancak açık olan bir şey varki o da Sumerce 'Gur'un dağ anlamına gelmediğidir.

Bunun dışında Sumerce bileşik sözcük olarak 'Gurgıl' kelimesi var. Çok büyük olmak anlamına geliyor. Burada büyüğü ifade eden kelime 'Gıl'dır. 'Gal' şeklinde söylendiğinde de yaşça yada mevkice büyük olanı ifade ediyor.

Sumerce 'gir' ateş demek.

Ben, yazımda 'Goran'ın sumer diliyle ilişkili olmadığı anlamında herhangi bir ifade ortaya koymazken bu bilgilerin ışığında 'Goran sözcüğü sumerceyle ilişkili değildir demekten bilinçli bir şekilde kaçınmıştım. Goran sözcüğünün Sumerce ateş ve aynı zamanda büyük anlamına gelen 'gir' sözcüğüyle ilgisi var. Kürtçenin lehçelerinde yer alan büyük ve ateş anlamına gelen kelimelerin mezin-mazin kelimesi dışında tümünün Sumerce 'gir' sözcüğüyle ilişkisi vardır. Ancak, Gor-an ın 'gur'la ve dağla bağı yoktur, 'gur'dan türememiştir. Sumerce 'gir'le ilgiye zazaki adır ve eski hewri leçesindeki ater de dahildir.

Bunlara ilaveten Sumerce 'kur' sözcüğü de var ama dağ anlamına geliyor. Yanlışın kaynağı da burada yatıyor. Kaynaklar Kurd-aka demiyor. Kur'un dağ anlamına gelmesi, ehliyetsiz etimologların elinde Kard formunu dağla yani Kur ile ilişkilendirme yanlışına elveriyor. Oysa Kur sözcüğü Kar'dan farklı. Kar'ın anlamını da Wikipedia alıntı uzmanlarına ev ödevi olarak bırakacağım.

Asur ve Sumer tabletleri Kard-aka formunu esas alıyor. Sondaki 'aka' sözcüğü Asur dilindeki 'ukh'un karşılığı olarak ülke anlamında. Ermenice'de de yaygın olarak yer bulmuş. Yerleşme birimlerinin sonunda oğ-uğ-uk şeklinde varlığını sürdürüyor. Geriye Kard unsuru kalıyor. Berrak yazımlara rağmen Kard formunu görmezlikten gelip bunun yerine dağ anlamına gelen Kur'u esas alsak ortaya 'Dağ ülkesi' anlamında bir sözcük çıkar. Dağ ülkesi etnik bir nitelemeye imkan vermiyor. Coğrafik ağırlıklı bir deyim. Kaldıki Sumer döneminde Sumer'in Kuzey'indeki dağlarda Hurriler yaşıyor. Transkafkasya'da daha sonra Urartu'ya dönüşecek Azzi-Hayaşa kavmi var. Başkentleri Kastel Ziata. Daha sonra araplar aramilerden öğrenerek Hıns-ı Ziyad diyecekler. Henüz Harberte ve Xarpêt'e dönüşmemiş bugünkü El-aziz yani.

Sumer döneminden bahsediyoruz. Ortada Mitanni yok henüz. Mitanni'nin devlet olarak varlığına dair en erken işaretler 2 bin yılı ile 1900 lü yıllar arasına tarihleniyor. Bunu ikiyğzyıl geriye götürsek bile Sumer'le şağdaş değil. Hitit, 1750 yıllarından itibaren tarih sahnesinde yer alıyor. Henüz Hattuşa yok, imparatorluk dönemi başlamamış. Kaniş dönemi ve eski krallık denen devlet dönemi Kayseri yöresiyle sınırlı. Sumerle arasında asgari 400 yıl var. O halde Sumer kaynaklarının Mitanni yada Hitit'e vurgu yapması imkanı yok demektir. Kronolojiyi ihmal ederek, farklı tarihi dönemleri eşitleyerek yada biribirine katarak tarih bahsi tartışılabilirmi? Kaldıki girişte de uyarmaya çalıştığım gibi 'Kardaka' formunu yabana atmaya ve popülist bir yaklaşımla kürtleri 'kur'la, dolayısyla 'dağ'la açıklamaya da elimizdeki bilgiler bağlamında fazlaca yetkili değiliz. Adama hangi dağlılardan bahsedildiğini soranlar da çıkar. Kimseye bırakmadan biz soralım. Eğer dağsa, dağlıysa Sumer döneminde bölgede meskun olan hangi dağlılar kastedilmiş olabilir?

Bu Sumer'in kuzeyiyle ilgili değerlendirmedir. Sumer'in doğusunu değerlendirmeyi de bir başka yazıya bırakalım.

نەناسراو (not verified)

Thu, 10/30/2008 - 22:12

Daha evvel uzun yazilarar olan antipatimi dillendirdim. Yinede yaziyi okudum ve gordum ki bazi noktalarda yazdiklarim kastettigimden daha ileride bir yere oturtulmus. yine gordum ki bazi noktalarda da yanlis anlasilmisim. Sayin HeK´in Mezopotamya ve Kurt kulturunun bir baglantisi olmadgini yonundeki yazisina, cevab niteliginde boyle bir baglantinin oldugunu belirtmek icin KURD kelimesinin kokeninin Sumer dilinde oldugunu soyledim. Ismi Sumerce olan bir halkin Mezopotamya kulturne uzak olmasi mumkun alamiyacagini kast etmistim. Simdi gelelim bu bahs ettigim hususu kuvvetlendirmek icin verdigim orneklere. KUR kelimesinin Sumerce de dag manasina geldigini belirttim. ZigGURat ornegi (kelimenin manasi uzerinde hala tartismalar oldugunu icin) simdilik yanlis bir ornekti. Ama siz bunu benim kast ettigimden daha ciddiye aldiniz. Dilinde dag kelimesi KUR olan Sumerlilerin ZAgros daglarina KUR dememis olmalari mumkun mu. Mezopotamya Kulturunun babasi olan Sumerlilerin cevresindeki cografyaya verdigi isimler Turkiye gibi bagnaz milletler oralara hukmetmedigi icin Sumerliler dil olarak oratadn kalktikdan sonrada hayatta kalmislardir. Ornek ´Irak´ isminin Sumer sehri ´Uruk´tan geldigi tezler arasinda bulunmaktadir. Yani Sumerin KUR dedigi daglara Asurlular/Babilliler ve daha kuzeydeki Hurri/Urartularda pekala kullanmis olabilir ki, ayni cografyada yasayan halka verilen ismin icinde hep bir `KUR` hecesinin bulunmasi da bu tezi kuvvetlendirmektedir. Iste bu nokta da `KUR`hecesinin olasi degismis sekillerinden biri olabilecek `GUR`an kelimesi ortaya cikti. Tamda Kurdistanin kalbi denecek bir yerde duruyorlaar va yasadikalari cografyanin adi tamda `GUR` hecesi ile basliyor. Bu da bir ornekti. Itiraf etmeliyimki su hali ile pekde bilimsel bir ornek olma uzelligini gostermiyor. Uzerinde biraz daha calismak gerekmektedir. Cunki gerek konu gereksede verilecek cevaplar cogalinca, cevaplari kisa tutmak gerekiyordu. KARDA (ulkesi) ve Elamca KURDUSUM kelimelerine gelince. Siz yazinizin birinde bana bu daglara KUR diyen bir ornek verin deyince. Bu baglamda bu iki ornegi wikipediadan verdim. Cunki ucuncu bir sahisda Kurdistanin bir zamanlar buyuk intimalle Sumerce KUR hecesine dayanan ismlerle isimlendirildigini gostermekteydiler. Kurdusum orneginin Sumerlerden 1600 yil sonra olamsi, ornegi orneklikten cikarmiyor ki. Cunki biz Sumerliler Kurdusum dedi demiyoruz. Koku Sumer dilindeki KUR´a dayanan ve Kurdistana (Zagros) daglarina verilen bir isimlendirmeden bahs ediyoruz. ve bunun sizin sorunuza bir cevab olduguna inandigimizdan bu ornegi vermistik. Evet yazinin sonunda da Cukura dustuk. internet sozlugune gore CUKURun Kurtcesi su imis `goncal, kort, kûrt, çal` Dikkatimi KORT kelimesi cekmedi desem yalan olacak. Hem KUR kelimesinin bir turevi KURD (millet adi) oluyor. Hem de GOR kelimesinin bir turevi KORT (cukur) oluyor. Birbirlerine benzemiyor desem yalan olacak. Bu karada cuKUR kelimesinin son hecesi de dikkate deger bir sekilde KUR hecesi barindirmaktadir ki. Ben cukur kelimesin (butun dillerde) `kazimak`fiili ile alakali olacagini dusunmekteyim. not: Sumerlerin bir HIND_AVRUPA halki oldugunu hicbir yerde okumadim. Bu tezinizin kaynagi ne acaba?

[i]L.A.Waddel, Egyptian Civilization: Its Sumerian Origin and Real Chronology and Sumerian Origin of Egyptian Hieroolyps, London 1930.[/i] Kaynaklardan diğeri Colin Renfrew'e ait. [i]Arkeologi och SprÃ¥k[/i] adını taşıyor. İsveççe baskısı [i]1993 yılında Brutus Östlings Bok förlag[/i] tarafından gerçekleştirilmiş. Orijinal adı (aslı ingilizce): [i]Arkeology and Language.[/i]

نەناسراو (not verified)

Fri, 10/31/2008 - 03:46

In reply to by نەناسراو (not verified)

[url=http://en.wikipedia.org/wiki/L._A._Waddell]L. A. Waddell[/url]

نەناسراو (not verified)

Fri, 10/31/2008 - 04:52

In reply to by نەناسراو (not verified)

Önce bir şeyi belirteyim. Ben faraziye yürütmüyorum. İnternet sözlüğüne bakıp şu kelime şuna benziyor, ee diğeri buna benzediğine göre acaba anlamı budur deyip iki yazı sonra eh o da değilmiş demek zorunda kalmıyorum ve kalmak istemiyorum. Bunlar önemli değil. Önemli olan yöntemdir. Tarih bizden önce yaşanmış ve sonuçlanmış bir süreçtir. Bizim faraziyelirimize ve algılamamıza bağlı olarak değişmez. İkincisi ve esas olanı, tarih belgedir. Tarih bahsinde ortaya çıkarılmış, çözümü yapılmış, üzerinde ihtilaf olmayan bilgileri kullanırım. Biline tarih bu tür bilgilerle sınırlıdır. Gerisi varsayımdır ve tarih disiplini varsayımı kabul etmez. Bütün bunlar senin çabalarını, merakını, sorguluyor olmanı yadırgadığım ve küçümsediğim anlamına gelmiyor. Aksine son derece değerli buluyorum. Temennim her kürdün senin kadar geçmişimize merak sarıp, araştırması ve sorgulamasıdır. Bundan üç bin sene ne olduğu pek de önemli değil deyip bilgiçliği kendine alıkoyanlara bu alanda metelik vermeyişime karşılık senin sorgulayıcılığına büyük değer veririm. Saz çalmayan tel kadrini bilmezmiş. Aynı merakın ve kısmen aynı çabanın içerisindeyiz. Ben kurd formunun yeni olduğunu söyledim. Bugünkü formla kürtlere eskiden ne dendiğini açıklamaya çalışırsak ya dağa çarparız, ya çukura düşeriz. Çünkü bu yöntem bilimsel değildir. Mesudi'nin kurd'u dağları gösterir. Sumer'in kur'u yine dağı gösterir. Tersine çevirirsen çukuru gösterir. Kur şimdiye kadar saydıklarımızın dışında 'derin' anlamına da gelir. Kur, sıpa ve oğul anlamına da gelir. Sonuca bakın. Mesudi'nin Kurd'uyla Sumer yazıtlarının gösterdiği Kur'dan başka yere çıkabaldinizmi? Dediğim yere çakıldınız değilmi? Kürtleri çukura, dağa, sıpaya mahkum etmenin ve bunlardan türetmenin hiç anlamı yok, gereği de yok. Bu milletin coğrafik yükseltiler, çukurlar dışında, ucu sıpaya çıkan betimlemler dışında etnik bir ismi yokmuydu? Kürtlere bakanlar insanları görmeyip dağlarımı görüyorlardı? Kürtlerin sosyal düzenlerini, o günkü teknik donanımlarını, kültürlerini görmeyenler kürtlerin sadece dağlılıklarımı görüyorlardı? Kürtlerin Sumer'le ilgisi açık, bas-bas bağırılarak Mezopotamya deniyor. Her ikisi de ovada, kürtlerin ovalı oldukları, yerleşik oldukları yerine sadece dağlı, çapulcu, talancı olduklarımı görülüyordu? Asur istilacı. Günümüz emperyalizmine benzer tarzda sömürgeci. Akkad ve Kalde dönemi Babil'i hakeza öyle. Onların mirasçısı Araplar onlardan beter inkarcı ve istilacı. Farslar, Grekler, Makedonlar, Romalılar işgalci. Hepsi birlikte ilhakçı. Bunlara ait yazımların dağları göstermesi doğal ama kürtler adına facia. Bunların gösterdiği dağa tırmananların kürtlerin geçmişiyle ilgili olarak yuvarlanması ve çukura düşmesi kaçınılmaz. Günümüz Türkiye'sinin kürtlere dair yazımlarından kürtlere tarih biçilmesini anımsatan bir yönteme itibar etmekliğimiz sözkonusu. Benim zorlayarak, düşünmeye, araştırmaya sevkederek kırmaya çalıştığım, aşabileceğimizi sandığım anlayış bu işte. Kur yerine Kar ve Kir köklerini esas alarak araştırmalarınızı sürdürün. Coğrafik yükseltilere takılmak yerine eski metinlerde geçen gerçek bilgileri arkeolojik verilerle kıyaslayarak, akraba dillerle mukayese ederek, sağlıklı etimolojik tahliller yapabilmek için akraba diller ve kürtçenin lehçeleri üzerine bilgilerinizi genişleterek, mimariden taş işlemeceliğine, tahta oymacılığından halı kilim motiflerine, ziynet eşyalarından kap kacağın formuna, silahlardan alet ve avadanlıklara kadar geniş bir çerçevede yoğunlaşın bakalım karşınıza ne çıkıyor? Bırakın bu dağ dağlı edebiyatını. Bizlerin tesatüre ihtiyacımız yok. Diğer bir yandan bu yanlış yönelimle geçmişimizi karartıyor, geleceğin araştırmacılarına altından kalkamayacağı yanlışlar deryası miras bırakıyoruz. Bir milletin başına gelecek felaketlerin en büyüğü tarihini yabancılardan öğrenmesidir derler. Kaldı ki bizler, bir zamanlar ülkemizin işgalcileri olmuş düşmanlarımızın anlatımlarını esas alarak tarih nazariyesi kurguluyoruz. Tarihimizi düşmanın anlatımlarından indirmekle kalmıyor onların zaviyesinden görmeye çalışıyoruz. Bu kürt tarihimidir? Kürtlere reva görülen tarih bumudur? Ben kimseyi çukura düşürmüyorum. Zaten düşmanın çukurunda olanı çekip düze çıkarmaya çalışıyorum. Anlayan anlar. Anlamayana bir daha anlatmak boynumun borcu. Yazılarımın uzun yada kısa oluşu konuya bağlıdır. Kimsenin isteğine bağlı yazmıyorum ve hele ısmarlama yazılar hiç yazmıyorum. Bir konuyu ele aldığımda ne kadar yazmam gerekiyorsa o kadar yazıyorum. Çoğu kez kısa kesiyorum ama uzun yazmıyorum. Koca tarihle ilgili bir sayfalık yazılar bile uzun geliyorsa insanlarımızın bilimsel konulara ilgisini ve hazmetme yetisini Hazreti Mevlaya havale ederim. Bilmediklerinin üzerine oturanların başı her zaman göğe varır. Benim böyle bir şansım yok. Yerim alçak, çünki bildiklerimin üzerine oturuyorum ve bildiklerimin kalınlığı ise bir sigara yaprağından daha ince.

merhaba Hemdo kurd kulturu ile mezopotamya kulturu arasinda bag yoktur demedim. Benim tartismaya acmaya calistigim konular sunlardir 1-mezopotamya kultrunu -veya her hangi bir kulturu sdece guellemek abartamk manasizdir.(kadim mezopotamya kultrur deyince-kadim olmayan baska kulturlerin varligina isaret etmis olunuyor. budurumda es kaza atasi babasi kadim madim kultur uretmemis olan bugunku milletler ne yapacak. pigme ornegini bu sebeple veriyorum. ayrica tarih durdugu yerde durmuyor. diyelim ki bundan 500-1000 yil sonra kurd cocuklari donup 500-1000 yil oncesine baktiginda-yakin tarihinde pek kadimlik shasha parlaklik gormeyince ne yapacak? asagilik kompleksine mi kapilacak?. dunku kulturler ile bugunku durumlar rasindaki baglantilari kurarken biraz ozenli olmak gerekmiyor mu? 2-mezopotamya kuturu -artik nerde baslayi nerde bitiyorsa, sadece tek bir kavime tek bir ulusa ait olamayaak kadar yaygin bir alanda olusmus.bu kulturun biraktigi izlerin hepsi bugun asindan da "iyi-dogru-benimsenebilir" diye tanimlanamaz. gecmisteki izler icin de ayni seyler soylenebilir. firavunlar piramitleri dikerken kole olup tas tasiyor olsaydiniz firavunun anasina avradina dum duz gitmenz beklenirdi. anca bugun turist olaraj keops u gezenler icinde firavunun anasina avradina kufur ete ihtiyaci duyana pek nadir raslanir. vs vs vs kulturu elde avucta tutarken ve onun bes bin kusur yildan bugune zlerini surerken daha dikkatli olmak gerekir vs vs vs. mezopptamya kulturu ile bugunku kurd kulturu arasinda baglanti var midir? mutlaka vardir ancak turk kulturu ile bugunku kurd kulturu arasindada -malesef mi diyelim- bir baglant vardir veya mezoptamya kulturu ile saddam arasindada baglanti vardir ne yapacagiz simdi? turunden bir tartismaya davet ti benimki. bu sebeple bana o yaziyi yazdirtna -kadim mezopptamya kulturu- diye baslayan turde yazilari okuyunca ister istemez dusunelerimi yaziyorum. kurdler mezopotamya kulturu baglantilari ile ugrasirken avrupada yasayan ve burda dogmus kurd vcocuklari tirk tv lerinde recep ivedik seyredip onu taklid etmekteler. haberiniz olsun da... neseli ve saglikli gunler. HeK

Etnik grup kavramı, genel kabul gören klasik anlamında Gürcü etnolog Dragadze tarafından şöyle tanımlanmıştır: "Etnos... tarihî olarak belli bir bölgede yerleşmiş, nispeten istikrarlı dil ve kültür özelliklerine sahip, birliklerinin ve diğer benzer formasyonlardan farklarının bilincinde olan ve bunu [b]kendi[/b] koydukları bir adla (etnonim) ifade eden sağlam bir insan topluluğudur."

Sayin HeK, 1. Anlasilan bahsettiginiz hususta sizi yanlis anlamisim. Bu yanlisi duzelttigini icin menmun oldum. Pigmelere gelince sunu diyebilirim. Pigmelerin atalari boyle birsey yapamamislarsa bunun suclusu ben (Kurdler) degil herhalde Pigmelerin atalaridir. Benim derdim basimdan askin ve malesef Pigmeleri dusunucek halde ve konumda degilim. Bundan 500/100 yil sonra torunlarimiz bize nasil bakar bilmiyorum, ama inanin butun ugrasimiz onlarin daha ozgur bir dunyada yasamalri icindir ki, bunu basarabilirsek ne mutlu bize, basaramassak bunun suclusu biz degil bizden onceki nesildir. 2. Mesopotamya kulturunu genis bir alanda olustu ama bunun bugun mirascisi konumunda iki halk vardir. biri nesli tukenmek uzere olan asurlular/Suryaniler digeride Kurtlerdir. Araplar kultur atalari olarak Mezopotamyayi saymazlar. geriye baska bir halk kalmiyor. Biz hakli olarak bu muhtesem mirasin, mirascilari olarak one cikiyoruz. Soylediklerinizin diger kismida dogru seyler, ama yinede size katilmiyacagim, cunki bugunki ortadoguda gecer akce `dogru`degildir. Dogru olan ve dogruyu soyliyen doksan dokuz koyden kovuluyor. Dogrunun gecer akce olacagi bir donemde size % 100 katilirim. AMA simdilik kusura bakmayin. simdi dusmanin silahi ile silahlanmanin zamanidir. yoksa bundan 500-1000 yil sonra KURD diye bir millet olmayacak.

merhaba pigmeleri kafana takasin diye yazmadim. pigmeler gibi shashali tarihimiz olmasaydi bile bugunku taleplerimiz olmaliydi-buna yerden goge kadar hakkimiz var demek istiyorum. kurdlerin bugun acil olarak Statu-hak-hukuka ihtiyaci var mi var. buna ulasmak icin yol mezopotamya tarihine sahip olmaktan mi geciyor? bana gore hayir- mezopotamya tarihi ve kurdlerin baglantisi bu konuya yaklasmak iicin bile bizim once milyonlari bulan kurdlerin recep ivedik gibi bir tork serseriden gundelik kulturunu almasina alternatif olusturmak. bu yapilmadigi surece mezopotamya kulturu yedi cedden uzerine tapulu bile olsa elinden yagdan kil ceker gibi alirlar. nitekim bugun bu is boyle Louvre ve british laibrary ye gezzenler tanik olmustur ordaa kurdlerden soz edildigini duyaniniz goreniniz var mi? oysa bu iki dev muzenin salonlari mezopotamya kultur kalintilari ile dolup tasar. dogruyu soylemek egriyi soyleemek meselesi degil benimki soyledigini IYI bicimde kabul ettirecek bicimde soylemektir. bunun icin kivam lazim bilgi lazim gorgu lazim frankfurt kitap fuarina biryantinli ve boyanmis saclarla uc bes adet arapca alfabeli kitapla ve guler yuzlu(muhtemelen yetenekli de) bir heykeltras amcaya (amcacigim kitap fuarinda elinde hancer ile haykiraan adam heykeli relevant degil sen bize soyle dizindeki cocuga kitap okuyan sarikli bir Xani heykeli yap!" diuyecek ismarlayan irade lazim-elestirel interaksiyon lazim lazim oglu lazim. isin dogrusu egrisi ap ayri bir konu. hurmetler HeK soylediginizi sandiginiz degil nasil anlasildiginiz onemlidir malessef dunya boyledir

Sayin HeK, Goriyorumki forumda yazi yazmanin zorlugu yaninda iletisim zorlugu da var. Yazilan yazidan, her zaman insanin kastettigi anlasilmiyor cunki, sozlu iletisimde bazen vurgularla kastimizi daha acik bir sekilde karsimizdakine iletiriz. Malesef bu usuldeki iletisim bir zorluguda bu vurgulamanin (yeterince) yapilamamasi yuzunden, yazilarimizi kastettigmizi gibi karsimizdakine iletemiyouz. Bunda benim Turkcemin(bence) yetersizligide bir rol oynuyor. Sonunda ne munazara bu sebeble hic umulmayan bir yere de variyor. Bazi (sozlu) tartismalarda kendimi bazen hic ummadigim bir zamanda hic de arkasinda olmadigim bir konuyu savunur bulurum. Bunun bir benzerinide malesef bu tarismada yasiyorum. Bunun sebebide aslinda yazilanlarin ve kasitlarin, iletisim seklinden dogan sebeblerle, bazen biraz yanlis anlasilmasidir. Insallah bir baska konuda daha iyi anlasilabiliriz de, daha dogru bir munazara yapariz. ornek: Sayin Kenan'in bir yazisinda yazdigi "Kurdi forumu yenidir" sozunu ben "Foruma Kurdistan yenidir" gibi algiladim. Bu esas husus yanlis anlasilinca var git sen hesap et tartisma nereye gider/ditti. ya da var git hesapla yapilan tartisma nekadar verimli oldu/olur. saygilarimla. not: Sayin HeK yazi usulunuzun ve yaziyi yazma hizinizin da bu durumun olusmasinda kucuk bir payi vardir.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.