Direkt zum Inhalt
Submitted by Aso Zagrosi on 31 October 2013

Kürdler ve Kürdistan’a karşı sömürgecilerin farklı alanlarında uyguladıkları jenosid sonucu yaratılan ulusal kolektif hafıza kaybı ve hafıza kırımı sonucu Kürdler de tarihte yaratıkları bir dizi değerlere sırt çevirerek ve onları başka etnik gruplara mal ederek işin içinden çıkarlar.
Başkalarının bizi yok etmek için anlattıkları çiroklar bizim de çiroklarımız oldu.
Mesela bir çok çevrede(bazı Kürdlerde dahil) yaygın olan kanıya göre Kürdistan’da yapılan el sanatları başka etnik gruplara aittir.

Tarihte çeşitli madenler üzerine desen yapma sanatı olan “Zêrnişanciyan” başka başkalarına hep mal edilir.

Eski Kürdistan’da bu çalışmaların çok yaygın olduğunu biliyoruz.
İslamiyet döneminde ise daha çok 12.yüzyılda ise başta Musul, Amed ve Cizre olmak üzere Kürdistan’ın bir çok alanında Zêrnişanciyanlık ciddi bir şekilde yaygınlık kananıyor. Sanıyorum Maden Kazasında çıkan madenlerde bundan ciddi bir rol oynadı. Bugün dünyanın bir çok müzesin de Musuli ismini taşıyan bir çok eseri bulabiliyoruz.

Kürdlerin şansızlığı el sanatlarıyla uğraşan Kürdler, kullandıkları imzalarında “Kürd” yada her hangi bir Kürd aşiretinin ismini yada hiç bir isim koyamadan yaptıklarından dolayı, Farslar, Araplar ve Türkler her şeye sahip çıktılar.

El sanatları konusunda istisnai olan Kürdlerde vardı.

Bunlardan biri Mahmudê Kurdî dir.

İngilizlerin “Mahmud the Kurd”, Fransızların “Mahmoud le Kurde” ve Arapların “Mahmud al Kurdî yaşadığı dönemde el sanatlarında bir devrim yapıyor.
Mahmudê Kurdî’nin yaşamı, doğum yeri ve eğitimi hakkında bir şey bilmiyoruz.(bu husus Kürd araştırmacıların önünde önemli bir görev olarak duruyor.)

Onun hakkında kesin olarak bildiğimiz tek şey onun Kürd olduğu, yaşadığı dönemde el sanatları konusunda “Mahmudê Kurdî”nin marka olduğu ve eserlerinin sadece Kürdistan ve Ortadoğu’da değil Venedig ve Almanya baştan olmak üzere bir çok ülke de büyük bir alıcı bulduğudur.Hatta bazı Avrupa ülklerinde onun eserlerinin sahtesini yaparak “Mahmudê Kurdî” imzasını kullandıklarını biliyoruz.

Bir kaç yüzyıl önce yayınlanan bir kaç eserde Mahmudê Kurdî’nin Venedig’e gelip yerleştiği ve orada atelye kurduğu söyleniyor. Son yıllarda ise Mahmudê Kurdî’nin eserleri Venedig tücarları üzerine Avrupa’ya yayılmasından dolayı böyle kanın oluştuğu söyleniyor.(Araştırmaya açık bir konu)
Mahmudê Kurdî’nin yaşadığı dönem esas olarak 15.yüzyıl olduğu söyleniyor. Hatta bazı kaynaklar onun Akkoyunlu Uzun Hasan’ın hizmetinde olduğunu da yazıyorlar.

Bugün Avrupa’nın çeşitli müzelerinde (Louvre, Saint Louis Art Museum, Cividale del friulli, Museo Archeologico Nazionale, Britsh Museum, Museo Stibert de Florence, Ermitage, Eglise Santa Maria Assunda ) bulunan 13 eseri elimize ulaşmış bulunmaktadır.

Belki yarın daha başka eserleri ortaya çıkar.

Umut ederim ki, Kürdlerde onun eserlerine sahip çıkar, Mahmudê Kurdî Kürd edebiyat ve sanat dünyasının öncülerinden biri olarak hak ettiği yerine kavuşur.
Biz millet olarak Mahmudê Kurdî gibi Kürd şahsiyetlerine borçluyuz.

Mahmudê Kurdî Venedig ve Avrupa’a el sanatlarında devrim yaptı.
Merak eden arkadaşlara önereceğim Sylvia Auld
Renaissance Venice, Islam and Mahmud the Kurd: A Metalworking Enigma” eserdir.(Daha sonra bu konu üzerine duracağımdan geçiyorum)

Tu gelek rast dibêjî, 'kurd ne berhemên xwe nîşan (îmze) dikin û ne jî xwedîtî lê dikin!' Mixabin.. Te dîsan karekî hêja kir ji bo kurdan. Ji vê 4 yan 5 sal berê gava ez li Diyarbekrê bûm, min li bazareka muzayedeyê ya ku li Hotêl Dedeman hat kirin, ji van berhemên kurdî dît. Min xwast ez hemû bikirim, lê mixabin her perçeyek ne kêmî çend hezar dolaran bû. Hemû ji hêla 'Diyarbakır Valiliği' (!) hat kirîn. Min tenê wêneyên wan yek bi yek kişand û li vir belav kir: Berhemên Kurdî ku Li Hotêl Dedeman Li Diyarbekrê hatin firotin: http://www.saradistribution.com/berhemenantikiamed.htm Li bin van berheman nîşan (îmze) hebû, lê tenê nîşana 'Diyarbekr' yan 'Silêmanî' bi tîpên erebî hatibû nivîsîn. Te pîroz dikim û hêviya berdewamiya van xebat û lebatên te dikim. Goran

Kek Goran  welatê bê  xwedî  wisaye Pêwîste  Kurd   xwedan  ji  dîrok û  berhemên  xwe  ên  dîrokî  derkevin.   Heke  tiştekî piçûk jî    li bazara talankeran  bête  firotên  pêwîste  Kurd  bikirin..  Ev dîroka me ye.  Neyar û dujminên me wan dikirin   an  vedişêrin  an ji  hole radikin.  Di vê derê de    li ser  milên  Kurdên  welatparêz  erkekî  netewî heye...  Spas  ji bo   şîroveya te.   Rojbaş

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.