Mahmud Begê Mîllî, İngiltere, Fransa, Ermeniler ve Kemalistlere dair bazı notlar(3)
Mir Celadet Bedirxan'ın açıklamasında da görüldüğü gibi Ermeni-Kürd ilişkilerinde „Biz bilmeden ve bilinçsizce bir birimizi katlettik“ deniliyor. O döneme ait bir dizi belgede bu tespitler var. Fakat, süreç içinde Birinci Dünya Savaşı esnasında Kürdlere yönelik yapılan katliamlara ilişkin bir ölüm sessizliği dönemi başladı. Zaten daha sonra Kemalistler Kürdistan'ı kan gölüne çevirdiler. Kemalistlerin yaptığı Kürd soykırımında olduğu gibi, Birinci Dünya Savaşı esnasında kapılan Kürd kıyımıda verilere dayalı bilgilendirilmedi.. Zaten o süreçleri yaşıyan Kürd ulusal bilince sahip olan Kürd aydınları yok edildi. Bu işi ancak onlar yapabilirdi. Bilindiği gibi Kemalist iktidar birlikte Kürd ve Kürdistan'a ait olan her şey yasaklandı. Böyle bir ortamda „varlığı inkar edilen bir milletin“ soykırımında sözetmek pek makul değildi.
Yeniden Mahmud Begê Mîllî'ye dönelim.
Binbaşı Woolley döndükten sonra Mahmud Begê Mîllî'ye bir mektup yazıyor.
O mektubu olduğu gibi çevirip aktarıyorum:
„Milli Aşireti Reisi, İbrahim Paşa'nın oğlu Mahmud Beye, Weranşehir,
Saygılarımı sunduktan sonra size şunu bildirmekle iftihar duyuyorum. Suriye'deki Britanya Ordusunun Komutanı(geçici) General Barrow, bana aşağıdaki talimatı gönderdi.
General Barraw, sizin Müttefik Güçler Komutanı General'a göndermiş olduğunuz mektubu zevkle okudu. General Barraw 30 Haziran günü Urfa'da görmeyi umut ediyor. General Barrow teftiş için Urfa'ya geliyor. General Barraw beni size, babanıza ve aşiretinizin şeyhlerine selamlarını göndermekle görevlendirdi.
Sizin general ile bir görüşme yapmak zorunda olduğunuza inanıyorum. Bunun önünde hiç bir engel yok. Ayrıca bu görüşmeden çok mutlu olacaksınız. Çünkü, Britanya hükümeti Kürd Meselesiyle ilgilenecektir. Doğal olarak bir sonuca ulaşacağız ve çok şey düşünüyoruz.
Sayın Jackson'da size, kardeşleriniz, İsmail, Halil, Timur, Abdulrahman Bey'e ve aşiretinizin diğer şeyhlerine en içten selamlarını gönderiyor.
İmza
Leonard Wolly“
( Paul Du Veou, La Passion de la Cilicie, Paris, 1938, s.44)
General Barraw verilen tarihte „bir dizi hediye“ ile Urfa'ya geliyor, fakat Mahmud Bey görüşmeye gitmiyor. Mahmud Bey'in bu görüşmeye gitmeyişinin esas sebepleri hakkında fazla bilgimiz yok. Fakat, dönemin reel koşulları içinde bunun nedenleri bulunabilir. Bilindiği gibi yine aynı süreçte Binbaşı Noel Kuzey Kürdistan gezisine çıkıyor, Mahmud Bey ile de görüşüyor. Noel Mahmud Bey'in o dönem ilişkide bulunduğu farklı güçleri gözönüne alarak „pazarı kızıştırdığı“ yönünde tespitlerde bulunuyor. Fransa, Britanya, Kemalistler ve hatta Araplar, kısacası çeşitli hesap ve hedefleri olan herkes Millileri kazanmak istiyordu.
Çünkü, Milliler bölgede ciddi bir nüfus potansiyelleri ve askeri güçleri vardı.
Mahmud Begê Mîllî'nin Yüksek Komiserliğe verdiği bilgilere göre Milli Federasyonu „154 aşiretten meydana geliyor“( Paul Du Veou, La Passion de la Cilicie, Paris, 1938, s.44)
Fransız kaynaklarına göre Milliler „ 8000 aileden oluşuyor, 2500 suvariye ve 4000 tüfeke sahipler“ deniliyor.(Paul Du Veou, age, sayfa 44)
Mahmud Bey'in Urfa'da General Barraw ile görüşmeye gitmeyişinin bir çok nedenleri olduğunu daha yazmıştım. O dönem Millilerin Kemalistlerle ilişkileri var. Kemalistlerin bu görüşmeninin gerçekleşmemesi ne ölçüde etkide bulundukları tam olarak bilinmiyor. Ayrıca Mahmud Bey'in belli bir dönem sonra İngilizlere karşı mesafeli davrandığı biliniyor.
Mahmud Bey'in küçük kardeşi Timur Bey'in Fransız yetkilileriyle bir görüşmesi var.
Paul Du Veou bu görüşmeyi şöyle aktarıyor:
„Mahmud Bey'in küçük kardeşi, Milli aşiretinden Timur, aşiretinden şeyhlerle ve aynı zaman da 4 Kürd ile geldiler. Timur savaş sanatından anlıyor. Çünkü, o 1912 yılında Balkanlarda savaştı. Timur, atalarını soyan Türklerden nefret ediyor ve İngilizlere güvenmiyordu. Buna örnek olarak kardeşi Mahmud'un Urfa'da general Barrow ile görüşmeye gitmeyişini getirdi“ diyor.(age, sayfa 125)
Burada Timur İngilizlere güvenmediklerinden dolayı kardeş Mahmud Bey Barrow ile görüşmeye gitmediğini söylüyor.
O dönem „kemalistler Halawa'yı işgal ediyorlar“.
Timur Fransızlara „ Halawa saldırmayı öneriyor.. Kapitan Calvel kendisine teşekkür ediyor ve öneriyi ileri bir sürece bırakıyor“(Paul Du Veou, age, sayfa 125)
Paul Du Veou verdiği bilgilere göre „Calvel, Timur'a güvenmiyordu“ yönündedir.
Timur ile birlikte Fransız yetkililerinin yanına giden 4 Kürd Albay Capitrel'in bir mesajını götürüyorlar. Paul Du Veou'nin anlatımına göre „Fransa'ya sadık 4 Kürd Fransa için canlarını verdiler“ diyor.
Öyle görünüyor ki bu 4 Kürd Milli aşiretindeler.
Not: Oswald Madet Pinx'in „Chefs Kurdes“ adlı bu tablosu Fransızların bölgede olduğu 1919-1920 yılında yapılmıştır. Aslında bu tablonun tarihçesini incelemek kötü olmaz. Belkide Milli aşiret reislerinin içinde yer aldığı bir tablodur.
Devam edecek
Aso Zagrosi