Çetin Çeko İsmail Beşikçi ile bir roportaj yapmış. Roportajda sergilediği yaklaşıma bakıldığında Beşikçi, Abdullah Öcalan ve örgütü konusunda bir bilinç kırılması yaşadığı görülmektedir.
Zaman zaman Öcalan ve örgütü hakkında doğruya yakın bazı belirlemeleri olsada 1984 eyleminden bugüne Türk egemenlik sistemin Öcalan ve örgütüne üslendirdiği misyonu anlamamıştır.
Beşikçi'de sürecin baskın atmosferi ile yönünü belirlemiştir. Silaha tapmıştır. Silahın baskın atmosferi altında Öcalan ve örgütüne üstlendirilen misyonu kavrayamamıştır. Tıpkı birçok birey ve çevre gibi.
Beşikçi Öcalan ve örgütüne destek vermekle aslında bilmeyerek Kürd milli potansiyelinin tasviyesini kolaylaştırmıştır.
Bu roportajında da söyledikleriyle bunu devam ettirmektedir.
Şu anki bakışıda yaşanan sürecin baskın havasına uymaktadır.
Sorunun devletin Öcalan ile görüşmelerine indirgemektedir.
İlahi Beşikçi devlet ilk defa mı Öcalan ile görüşüyor?
Öcalan TC devletinin beslemesi.
Hiçbir zaman kucağında düşmediki devlet görüşsün.
Ne zaman Öcalan ve örgütünün TC devletinin bir kontra örgütü olduğunu anlayacaksın?
Anlamak için başka ne olması gerekir.
Teorik tespitleri ortada.
Eylemleri yine.
Kemalizmi günceleştirmek ve devletin militer envanterlerinin eylemlerini üstlenmek veya onlar adına eylem koymak yeterli değilse başka ne olması gerekir?
Ortaya çıkan bunca belge ve pratiğe karşın Öcalan ve örgütünü Kürd önder ve isyanları ile eşitleştirmek ne demek?
“Koçgiri’yi, 1924 Beytüşşebap ayaklanmasını, 1925 Kürt direnişini, Şeyh Said’i, İhsan Nuri’yi, Ağrı ayaklanmasını, Seyit Rıza’yı, Dersim direnişini, Kadı Muhammed’i, Mele Mustafa Barzani’yi, PKK’yi, Abdullah Öcalan’ı, bunların yürüttükleri mücadeleleri biliyorum. Bunların fedakâr, vefakâr mücadeleler olduğunu da biliyorum.“(İsmaıl Beşikçi)
Beşikçi'nin Abdullah Öcalan ve örgütünü Kürd önder ve isyanları ile eşitleştirmesi bir bilinç kırılmasıdır.
Dahası Kürd önder ve isyanlarına en büyük haksızlıktır.
Öcalan Kürd lideri olmadığı gibi örgütüde Kürd mücadelesi veren bir örgüt değildir.
Dahası Kürd milli potansiyelini tasviye eden bir güçtür.
Beşikçi bunu kavramış değildir.
Öcalan Türk egemenlik sistemin bir beslemesi ve kontrasıdır.
Örgütü de Öcalan'ın tetikcisidir.
Bünyesinde topladığı Kürd yurtsever potanseline rağmen böyledir.
Ortaya salınmasından bugüne Kürd-Kürdistan'a verdikleri zarar yanında bir kazanım yoktur.
Kürdistan ülkesi ve milletiyle tamiri zor zararlara uğratılmıştır.
“Bu savaştır, normaldır” esprisiyle izah edilemez.
Kürd-Kürdistan'a verilen zarar bir planın adım adım uygulanmasıyla gerçekleştirilmiştir.
Beşikçi bunu göremiyorsa kimsenin suçu değildir.
Bu konu da kendisine yönelik yapılan eleştirileri her ne kadar Beşikçi “sağlıklı değil” desede aslında Beşikçi'nin yaklaşımı sağlıklı değildir.
Bu konu da Beşikçi bir bilinç kırılması yaşamaktadır.
Umarız Beşikçi bu tutumuyla Kürd-Kürdistan mücadelesine verdiği zararı görür.