Direkt zum Inhalt
Submitted by Bedri MEDLER on 29 August 2010

PKK ve A. Öcalan'ın siyasi literatöründe “komplo” önemli bir yer tutar. Her şey bu şaşalı kelime ile izah edilir. Kuşkusuz oluşturulan komplo teorisinde kendilerine daima mağduriyet rolü biçilir. Kimi beyin özürlüde buna mürit tavrıyla sarılır. Vahiy, fetva gözüyle bakılır.

Aslına bakılırsa PKK ve önderinin olduğu yerde komplo eksik olmaz. Dahası PKK, önderi ve komplo siyam ikizleri gibidir. Öcalan berbat, pis, aşağılık bir komplocudur.

Dışındaki Kürdler bir yana onun oltasına takılanların bir bütünü komplolarla düşürülmüş, başına gelmedik olay kalmamıştır. PKK'ye bulaşan herkes onun komploları ile korkunç kişilik erizyonuna uğramışlardır. Pis işlerde birer tetikçi olarak kullanılmışlardır. Çevresinde bir caniler çetesi oluşturmuştur. Herbiri birer mankurt olup çıkmıştır.

Düşürülmüş, kendine, ailesine, halkına, milletine yabancılaşan bir nesil yaratmıştır. Zaten “kişilik çözümlemeleri”nde bu düşürülen, içi boşaltılan, kendisine yabancılaşan kişileri malzeme olarak kullanmıştır.

A. Öcalan'ın Türk egemenlik sistemi tarafından sokağa salınması aslında Kürd milletine karşı başlı başına kendisi bir komplodur.

Efendileri tarafından sokağa salınan kontra A. Öcalan, kendi değişiyle; 'paraysa para, kadınsa kadın, entekletüel birikimse o' ile desteklendi. Pazanlandırıldı. İşte önderiniz denilip Kürdlere dayatıldı.

Kendisine alan açıldı. Yüksek düzeyde bir söylem ve eylem stratejisi ile görevlendirildi. Onun önceli yoktu. Gelecekte onunla örgütlenecekti.

Onun dışında herkes “hain”di. Kürd milli değerlerine sahip olanlara saldırı gerekçesi bu kavram oluyordu.

Ajanlaşmış yapı ve kişilere karşı silahlı yönelim” yaklaşımlarına gerekçe oluyordu.

Ondan sonra Kürd millet bireylerine, ailelere, aşiretlerine, kadrolarına, önderlerine yönenerek birer birer ortadan kaldırılmaya başlandı.

Kürd Kürd'e düşman ettirildi, vuruşturuldu. Kürd millet birliği tarumar edildi.

Bunun üzerine nur topu gibi kontra bir yapı oturtuldu.

Kürd millet kökü kazımak için Türk devletinin önlerine koydukları plan sürece yayılarak uygulandı.

Türk devleti-PKK stratejik işbirliği temelinde danışıklı bir savaş sürdürüldü.

Bu dün görülmedi. Ama bugün bunun tüm verileri ortada.

Dağlıca, Aktütün, Sarıyayla, Gediktepe, Hantepe, Reşadiye, Dörtyol,

Bu baskınların hepsi TC-PKK ortak operasyonlarıdır.

Hantepe ve Dağlıca’da baskın öncesi ön mevzilerin boşaltılması.

Heronların merkeze gönderdiği görüntülerin görülmemezlikten gelinmesi.

Bölgeye gönderilen helikopterin PKK'nin silahlı adamlarını görüp üzerlerinden sadece uçması, ateş etmemesi, geri dönmesi neyin nesi?

Sonra hiçbir şey olmamış gibi beklemeye başlamaları.

Baskınların olması ve her baskında birçok asker ve polisin öldürülmesi.

Arkasında “terörist, şehit” deyip çığlığı basması,

Türkleri harekete geçirip Kürdlere saldırtması.

Kürdleri PKK'ye yönlendirmesi.

Tüm bunların bir nedeni olmalı.

TC-PKK arasında danışıklı bir savaşın olduğu, bu savaş ortamında Kürd milletini esaret altında tutmanın yanısıra Ordunun hakimiyetini sürdürme ve savaş ortamında doğan rantı elde tutma amaçlıdır.

Bu az-buz bir meblağ değil.

Milyar dolarlarla ifade ediliyor.

Afganistan, Pakistan'dan gelen eroinin Kürdistan ve Türkiye'deki kontrol, taşıma, sevkiyat ve pazarlamada Türk ordusu tekel konumundadır.

Savaş gerekçe gösterilerek milyonluk orduya ihtiyaç var adı altında büyük bir silah alımı sözkonusu. Silah alımlarından kazanılan komisyonların meblağıda yabana atılacak gibi değildir.

Türk devleti-PKK işbirliği devam ededursun Kürdler başına bir çorap örülür. Ağızlarına urfa biberine bandırılmış bir parmak bal sürülür.

Son çalışan parmak “demokratik özerklik” anbalajlı.

Koca koca adamlar bunun üzerine teori oluştura dursun fikrin sahipleri bunun ne anlama geldiğini bilir. Bu koca koca adamlara bakıp bakıp bıyık altında kıkırdır.

Araya fazla zaman geçmeden İmralının atanmışları buna açıklık getirir.

Sur’un Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, “Bizim ortak vatan, resmi dil, marş ve bayrak sorunumuz yok“ der işin altında çıkar.

Ne oldu?

Olan oldu.

Dağ fare doğurdu.

29 Ağustos 2010

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.