Diyarbakir Cezaevinde Apo`cu Sistem ve Itirafçilik- 2
Bu örnegi vermemdeki sebep, Mücadele ortaminda hatta sicak savas ortaminda itirafçilarin çikmamasi olanaksizdir. Ancak akilci ve ihtilalci bir ruhla yetistirilen insanlardan itirafçi çikmasi çok zor, çikarsa bile, eger bunlar eylem alaninda düsmanla isbirligi yapmamislarsa, yeniden kazanmak veya tarafsizlastirmak gerek. Eger itirafçilik topluma zorla dayatiliyorsa (örnegin hem TC hemde PKK tarafindan bu yapildi ve yapiliyor), o zaman binlerce itirafçi, kurucu, ajan, ihbarci v.s çikar. Kuzey Kürdistan`da bilinçli bir politikayla ihbarci ve itirafçi bir nesil yetistiriliyor. Bu politika tamda Kürt düsmanlarinin arayipta bulamadigi bir seydir. Fasist TC 1980`lerde itirafçilardan sinirli yaralaniyordu. Ancak 85`lerden sonra bunlarda sinirsiz yararlanmaya basladi. Sadece bilgi almak ve kisileri yakalatmakla kalmadi, operasyonlara çikarma, bunlarin bilgi ve tecrübelerinden yararlanip gerilaya ve devrimcilere karsi kontra eylemlililer yapmak, Kürt yursever ve devrimcilerini katletmek gibi. Dikkat ederseniz, her apo`cu bir istikbaratçidir. Bunlar toplumun her alaninda herkes (kendi arkadaslari ve öbür Kürt örgütleri dahil) hakkinda istikbarat toplarlar. Ve bu bilgiler Apo`ya raporla ihbar ederler. 1991`de Diyarbakir cezaevindeyken Cezaevi sorumlusu Abdulhekim Güvendi. PKK`lilarin anlatiklari kadariyla önceden MK`ye kadar çikmis biriydi. MK`ye çikmamissa bile sorumlulardan biriydi. Cezaevi idaresiyle siyasi tutuklular arasinda iliskileri sagliyordu. Bir veya iki sohbetimiz oldu. Bilgili ve cana yakin biriydi. Sonradan itirafçi oldu. Abdulkadir Aygan`in anlatiklari kadariyla bunlar ekip olarak kontra eylemlerine katilip birçok insani katletmisler. Abdulhekim Güven`i örnek vermemin nedeni, neden bu insanlar düsmandan hiç baski görmeden partilerinden kaçip itirafçi oluyorlar. Baska ülkelerden bu tür örnekler çok azdir. Aslinda bu tür insanlarin hepsinin, birgün konusmalari gerekiyor. Neden itirafçi oldular? Bunun cevabini bulmak için, PKK içindeki pragmatist iliskilere, davranislara, ahlaka, karar verme ve yargilama mekanizmasini incelemek gerekiyor. Cezaevinde herkes herkesi takip ediyordu, kimse kimseye güvenmiyordu. Apo, sanki (dinlerde anlatildigi gibi, Tanri her seyi görür ve duyar derler) tanri gibi hepsinin arkasinda onlari takip ediyor ve dinliyordu. Olusturulan mekanizma Baas ideolojisiydi. Örnegin Suriye ve Irak Saddam yönetimi döneminde (Suriye Kürdistan`i dahil), baba oguldan; ogul babadan; kardes kardesten ve esler birbirlerinden (ajan olabilir diye) kuskulanirlar. Diktatörlerin olusturdugu böyle bir sistemde daha rahat ve uzun süreli halki yönetebiliyorlar. Bu, tanri ile kul, köle ile köle efendisi arasindaki iliskilere benziyor. Demokrasinin olmadigi ve tek kisinin yönetigi böyle bir yönetim biçiminde insanlarin ruh hali degisiyor ve tek yönlü bir egitimle halkin bir kesiminin beyinleri yikaniyor. Böyle bir kisilik tipi kördür. Almanya`da oldugu gibi yillarca Hitleri desteklediler. Hitler gücünü halktan aliyordu. Gerek Saddam gerekse Hafiz Esat`lar güçlerini halktan aliyorlardi. TC`de ayni biçimde gücünü halktan aliyor. Halkin hepsi olmasa bile, büyük bir kesim, bu iktidarlari destekliyorlardi ve destekliyorlar. PKK`dada böyle bir kisilik yaratilmis. Cezaevinde herkes herkesi sorumlulara ihbar ediyordu, Sorumlularda birbirlerini Apo`ya ihbar ediyorlardi. Elestiri özelestiri mekanizmasi: Kimse Apo`yu elestiremez ancak Apo herkesi elestirir, ve insanlar apo`yu anlamadiklarini ona layik olamadiklarini, o yüzden ajan ve kemalist faaliyeti içinde olduklarini itiraf ediyorlardi. Herkes kendini düsürmek ve Apo`nun kölesi oldugunu itiraf etmek zorundaydi. Iste itirafçiligin ana kaynagi buydu. Partisi içinde düsürülen veya düsürülmek istenen insanlarin bazilari düsmana hemen teslim oluyorlardi. Kabul etmeyenler ya namusluca direnecek (bu davranis infaz edilmek demekti. Buna direnen birçok üye infaz edilmis). Aponun politikasina uymayanlarin önünde birkaç yol kaliyor:
- Kaçik izini kaybederek saklanmak ve muhalefet yapmak
- Kaçip düsmana teslim olmak, ve itirafçi olmak
- Intihar etmek,
- intiharvari eylemlere girip kendini feda etmek,
Bazilarinin seçtigi yol, kaçip düsmana siginmaktaki sebepte, Kuzey Kürdistan`da siginip orada kendini kuruyabilecek ve mücadeleyi sürdürebilecek baska bir alterenatif güç olmayisindandir. Çünkü ayrilan herkes PKK da ihraç edilir ve ajan oldugu ilan edilir. Böyle bir durumda insanlar nereye siginacaklar, kendilerini nasil kuruyacaklar. Avrupa`ya çikanlar için bir devlet güvencesi var ama Kürdistan`da kalanlar ne yapacak. Bazilari Fasit devlete sigininarak çözüm ariyorlar. Itirafçilarin % 90`i ajan degiller. Çaresizlikten dolayi düsmana siginiyorlar. Ve düsman bunlari kirli savasta kendi halkina karsi kullaniyor. Itirafçi olmanin baska nedenleride var. Örnegin PKK`da söyle bie anlayis var. Ne kadar Kürt cezaevine girerse o kadar fazla mücadeleye katilim olur. Bundan dolayi surumlularin bir kismi yakalanir yakalanmaz bildigi herseyi söyler. Bu yanlis ve temelsiz bir düsüncedir. Bu, halki Kürdistan devrimden, devrimcilerden ve yurseverlerden nefret ettirmektir; Bagimsizlik savasindan uzaklastirmaktir. 1991 Subat ayinda Mehdi Zana Avrupa`dan gelirken gözaltina alinip Diyarbakir Cezaevine getirildi, kendisi yillarca bu cezaevinde yattigi için yabanci degildi. 35. Kogustaydik ve eski anilari, direnisleri, iskenceleri anlatiyordu. Kendisiyle birçok sohbetlerimiz oldu. O yil (1991 Newroz`unda) özellikle PKK ve TC Sömürgecileri tarafindan Newroz ayaklanmasi propogandasi yogun bir biçimde yapiliyordu. Gelisen serhildanlari, ve mücadeleyi Botan`da bogma amaçli oldugunu ve TC`nin ve Apo`nun anlasarak sahneye koyduklari bir oyun oldugunu sik sik tartisiyorduk. Çünkü erken dogan çocugun yasama sansi olmadigini biliyorduk. Özellikle Mehdi Zana`nin PKK` lilarla olan bu tartismalari, kisa sürede kendisine karsi bir antipatiye dönüstü. Yeni gençler havalandirmada volta atarken atesli tartismalarinda:Mehdi Zananin yillarca cezaevinde yattigi için kafayi yedigini ve saglikli düsünemedigini, baskan Apo`ya karsi oldugunu, propogandasi yapiyorlardi. Bu duyduklarimi hiçbir zaman kendisine anlatmadim, çünkü çok üzülecekti. Bu tür propagandalar beni üzdü. Insanlari karalama, çamur atma, ajanlikla suçlama PKK içinde bir hastaliktir. Bir gün mehdi Zana bir tartismada: Bu dediklerimi aynen baskaninizada bildirin. Ve sakayla karisik: belki benide kogusta bogup cenazeme sahip çikarsiniz. dedi.Daha sonra bana: Bunlar Ferit Uzun`uda katledip cenazesine sahip çiktilar dedi. Apocular kendilerinden olmayan bütün Kürdistanli aydin, yurtsever, devrimci, hata tarafsizlari bile düsman sayar ve objektif veya subjektif ajan suçlamasi yapar. Bu fasizan düsüncenin amaci düsmana hizmettir. Ancak 91 Martinda cezaevindede herkes Newroz ayaklanmasiyla kürdistan da kurtarilmis bölgeler olacagini, ve hatta bazilari tamamen özgürlesecegini söylüyordu. Bunu bir provokasyon oldugunu ve mücadeleyi dahada geriye götürecegini bölgenin insanlastirilacagina inanmiyordu. Bilinçli olarak Kürt ayaklanmasini bastirmak için yaratilan Newroz Ayaklanmasi propogandasi neticesinde, Botan`da Kürtler silahlanip her tarafta barinaklar kazdilar ve 91 Newroz Günü Sokaklara çikarak gerilanin sehirlere inecegini beklediler. Ve böylece Botan`da kurtarilmis bölge ilan edeceklerdi. Ancak Gerila yerine tankiyla topuyla uçaklarina bölgeyi kusatmis TC ordusu, polisi, miti, timi, Jitemiyle her tarafi bombalamaya basladi. Halk akin akin Kürdistan ve Türkiye metropolerine göçetmeye basladi. Cizde ve Sirnak basta olmak üzere birçok yer kuruculara terkedildi. Ayni oyun 1980 öncesi Hilvan, Siverek ve baska yerlerdede tekrarlanmisti. PKK buralarida MHP`ye asiretlere terketmis ve kaçmisti. Dikkat edilirse nerede mücadele yüksekse orada devrimciler, yurseverler katledilir, provokasyon yaratilir ve mevzi düsmana terkedilir. Dünya`nin hangi ülkesinde ayaklanma günü düsmana ihbar edilmistir. Bu mücadeleye tirpanlama ve bitirmedir. 91 `ya yaratilan bu provokasyon ortami, mücadelenin ve gerila savasinin Kürdistan`nin geneline yayilmasini engelendi. Ayni dönemde cezaevinde açlik grevi basladi ve düsmanin tüm kurul ve kuruluslarinin protesto edilecegi karari alindi. Yani TC mahkemelerine çikilmayacakti. Ancak bu karar uzun sürmedi, çünkü kurtarilmis bölgeler kurulmamis ve düsman Botan`i yasanmaz hale sokmustu. Birkaç ay sonra yine mahkemelere çikilmaya baslandi. Ancak bu karar o dönede PKK`nin aldigi bir kararmiydi yoksa sadece Cezaevi komitesinin aldigi bir kararmiydi? Onu ögrenemedim. Cezaevindeki egitim çalismalarinda, 14, 15, 16 ve daha yasli olan, temiz Kürt gençlerini kafalari Apo`nun çüzülmeleriyle yikanir ve bunlar hemen öbür Kürt örgüt ve sahsiyetlerine karsi düsmanca tavir alirlar. Çünkü Apo, kendileri disindaki (Din üzerine düsünceler kitabinda) tüm parti ve örgütleri ve Kürt sahsiyetlerini ajan ilan etmistir. Bu gençlerin ilk ögrendikleri kendileri disindaki tüm Kürtlerin düsman olduklaridir. Ilginç bir örnek vermek istiyorum. Sonraki yillarda tanidigim 17 yasinda bir genç Diyarbakir cezaevinden tahliye olur. Babasi ve akrabalari tarafindan eve götürülmek için kiralanan bir dolmusla yola çikarlar. Yolda babasi sorar: Nasilsin oglum, cezaevi nasil geçti, ne yaptiniz? Diyor. Oglu bir bomba gibi patlar, baslar slogan atmaya: Biji serok Apo, biji serokè netewiii.....hewal! diye bagirir. Soför bir anda irkilir, Ne oldu: Apo`cular baskinmi yapti? Diyor. Dolmustaki herkes birbirine bakar, babasi terden sirilsiklam olmus bir halde, ogluna bakar, akrabalarina bakar, sonra yaninda oturan kardesinin kulagina fisildar: Eyvah basima kül dökülsün, oglum cezaevinde delirmis. Diyor. Bu durum halk arasida bir fikra olarak anlatilir.Sonra genç eve kadar, baslar Apo`nun hayatini anlatmaya. Onlara artik hewal diye hitap eder. Baba, amca, dayi abi yok hepsi hewaldirler. Ama onlar daha önce gencin anlatiklarini Apo`culardan dinlemislerdi.Babasi bir daha kardesinin kulagina fisildar: oglum cezaevine girmeden daha terbiyeliydi daha efendiydi, bana bile hewal diyor. Diye yakinir. Bu bizim toplumumuzum nasil yozlastirildigi ve kisilere tapinmanin en üst seviyeye çikarildigina, düsman için yeni müritler ordusu olusturulduguna tanik oluyoruz. Burada kürt halkina karsi saldirgan bir ruhla yetistirilen Kürt gençleri disari çiktiklarinda bu yeni ahlaki toplum içindede sürdürüyorlar. Kendilerinden olmayan herkes düsmandir. Bütün Kürtler ajandir, analar, babalar, kardesler, bacilar, arkadaslar hepsi, yani Apo disinda herkes ajandir. Buna inananan bir genç, ailesi dahil herkese saldirabilir ve katledebilir. Cemsit Aliki Devam edecek
Re: Diyarbakir Cezaevinde Apo`cu Sistem ve Itirafçilik- 2