Direkt zum Inhalt

Kerkük Asli Sahiplerine Dönüyor!

Türkiye’de seçimler yapılacak mı, yapılmayacak mı tartışmaları eşliğinde nihayet öngörülen tarihte kazasız belasız sonuçlandı. Sonuçlandı sonuçlanmasınada bu kez sistemin sahibi ordu seçim sonuçlarını nasıl hazmedeceği tartışmaları başladı.Bilindiği gibi ordunun baskısı sonucu seçimler öne alınmıştı. AKP’nin geriletilmesi düşünülmüştü. Fakat hesapları tutmadı. Ordunun desteklediği kendi sivil uzantısı partiler AKP karşısında bir varlık gösteremedi. Halk militarist savaş telallarına yol vermedi. Bilindiği gibi seçimler Türk ordusu Kürdistan’ın Güneyini işgal etti ha edecek atmosferi altında gerçekleşti. Ordu şu an üstündeki şoku gidermekle meşkul. “Derin” tahliler üretmenin peşinde. Durulmuş gibi görünen savaş tamtamları yeniden ateşlenir mi, edilmez mi bilinmez, ama dişi çekilmiş Türk ordusunun bir işgal hareketine başvuracağı beklenilmiyor. Bu şu anlama gelmiyor. Köşede gelişmeleri seyretmekle yetinmeyeceği kesin. Kürdistan’nın Güneyini istikrarlaştırmak için her yol ve yönteme baş vuracağıda kesin. Fakat ne yararsa yapsın Kürd millet yürüyüşünü durduramıyacağı artık kendileride anlamış bulunuyorlar. Buna rağmen Kürd milleti lehine gelişecek tüm olumluluklara karşı duracaktır. Kuşkusuz Kürd siyasal önderliği hesabını buna göre yapmışlardır. 27 Temmuz 2007 tarihinde Dokan’da YNK ve KDP yetkililerin yaptıkları ortak toplantı bu arayışın sonucudur.* * *Tüm gözler Kerkük ve işgal altındaki Kürd topraklarının nereye bağlanmasına yol açacak referanduma çevrilmiştir. Kürd siyasal önderliğin verdiği demeçlere bakılırsa referandumun zamanında yapılacağıdır. Kürdler, tüm güçleriyle Kerkük’e endekslemişler. Kerkük meselesi başta Irak Arapları ile olmak üzere ilgili tüm çevrelerle büyük pazarlık konusu olmaya devam etmektedir. Irak Geçici Anayasasına Kerkük’ün statükosunu belirleyecek 58. Maddesi üzerinde anlaştılar. Fakat arka arkaya gelen Iyad Allawi ve Caferi Hükümetleri yapılan anlaşmaya uymadılar. Gerekeni yapmadılar. Kürdleri daima uyaladılar. Zaman kazanmaya baktılar. Ama buna rağmen Ocak’2005 tarihinde Kerkük’te yapılan mahali seçimlerde Kürdler, oyların yüzde 63,5’ini alarak hem Kerkük Valiliğini, hemde Kerkük Vilayeti Meclis Başkanlığını ele geçirdiler. Aralık’2005 seçimlerinde de Kerkük’ten 9 millet vekilinden 5’ini kazandılar.Bu arada Irak Geçici Anayasasının 140. Maddesiyle Kerkük ve işgal altındaki Kürd yerleşim bölgelerinin normaleştirilmesi üç aşamalı sürece bağlandı.Bu süreci işletmemek için tüm Kürd düşmanları harekete geçti. Fakat Kürd önderliğin güç dengeleri iyi okuması ve izlediği milli siyasetle bu zorlukları birer birer aşmayı başardı.Uluslararası konjuktör Kürdlerin önünü tam açmasada eskisi gibi aşılmaz da değildir.Soğuk savaş dönemi anti-Kürd cephesi toz-buz olmuştur. Anti-Kürd cephe içinde yer alan güçlerin milli çıkarları uzlaşmaz ve çatışır hale gelmiştir.Sovyet bloğunun dağılmasıyla tek süper güç olarak dünya da sahne alan ABD’nin ortaya koyduğu GOP ile stratejik müttefiği Türkiye ile arasına kara kedi girdi. Milli çıkarları çatışan her iki ülke konumuna geldiler. Aralarındaki görüş ayrılıkları ve çıkar çelişkileri giderilemez duruma geldi. Süren tüm ikili görüşme ve buluşmalarda ilerleme sağlamanın ötesinde güvensizlik giderek derinleşti.Bu durum Türkiye’yi İran ve Suriye ile yakınlaşmasına yol açtı. Türkiye-İran, Türkiye-Suriye ilişkileri tarihte belki de bugün olduğu kadar olumlu yönde gelişmedi. Türkiye’nin bu ülkelerle varolan tarihsel düşmanlıkları ve çelişkileri derin olmakla beraber bugün ortak çıkar zemininde buluşabiliyorlar. Ortak düşman Kürdler olunca buluşmamaları ve anlaşmamaları için hiç bir neden kalmıyor. Bügünkü duruma bakılırsa ABD-Kürd ilişkileri hem İran’ı, hem Suriye’yi, hem Türkiye’yi zor duruma düşürüldüğü herkesin ortak kanısı. Bu nedenle Kürd düşmanı bu her üç ülke aynı zeminde ABD karşıtı temelde buluşabiliyor. Siz buna Kürd karşıtı cephe de diyebilirsiniz.* * *Irkçı-şoven Kürd millet düşmanları her yerde aynıdır. Etnik kimliği değişsede yaptığı ve yapmak istedikleri değişmez. Arap ırkçı-şoven çevreleri “Irak'ın Arap kimliği silindi” deyip gözyaşı döküyor. Irak denilen kondu ülke ve devletin dağılması karşısında sömürgeci emelleri yeniden depreşiyor. “Arapları tehcir etme yoluyla Kerkük'ü Kürt kenti haline getirip bölme işlemi, yaralı Irak'ın parçalanmasından, Arap kimliğinin ve Arap milletine aidiyetinin yok edilmesinden başka bir şey değil” deyip Saddam dönemine dönmenin hayalini yaşıyorlar. “Kerkük ezelden beri Iraklıdır” derken bu ırkçı-şoven çevreler, Irak’ın ne zaman oluşturulduğunu bilmiyor gibi konuşuyorlar. Kürd millet düşmanları hep bir ağızdan bu besteyi seslendiriyorlar. Kürd milletinin tarihi yürüyüşünü Bağdat’da boğmak için elbirliğiyle büyük bir çaba içindedirler. Politıkaları “Irak'ın siyasi ve coğrafi bütünlüğü”nü korumak üzeri inşa ettiler. Bunu gerçeleştirmek için tarihi düşmanlar kardeşlik postuna büründüler. Türkiye-İran, İran-Suudi Arabistan beraberliği bunun somut örneğidir. * * *Türk egemenlik sistemi, varlığını Kürd yokluğu üzerine inşa etmiştir. Bunu topluma egemen kılmıştır. Bazı istisnalar hariç Kürd millet haklarına karşı inkar ve imha da direnmeleri bu anlayışın sonucudur.Kürdistan Bölge Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, "Türkiye’nin Kürdlerin varlığı ile bir sorunu var" derken bu gerçeği dile getirilmeye çalışmaktadır.Dikkat edin. Uzun bir süredir Türk cenahta “Kuzey Irak’a girelim mi girmeyelim mi” tartışması var. Tüm kesimlerin ortak görüşü girelim şeklindedir. Dil ucuyla “girmeyelim” diyenlerde aslında “girelim, ama kazanacağımızı garantiliyerek girelim” şeklinde düşünceye sahiptirler.Çünkü algılama, ”Türkiye bu savaşı kazanamaz!” “Top yekün savaş ve çatışma sürecini derinleştirirse Türkiye kaybeder“ şeklindedir.“Öyleyse Türkiye, Kürdleri yenecek zamanı kollamalıdır.” Bunun bir diğer anlamıda budur. Eğer Türkiye’nin bu savaşı kazanmasına kanat getirilirse „Haydi aslanlarım, girin bir an önce şu Kürtlerin haddini bildirin“ denilecektir. Bugüne kadar Kürdleri bir millet olarak görmeyen, dahası inkar ve imhayı dayatan, uygulayan ve destekleyen Türk çevrelerin mantığı bu olmuştur. Hiç şunu düşünmemişlerdir. Kürdlerinde Türkler kadar hakkı var. Bize hak olan onlarada hak. Bırakalım onlarda bizim sahip olduğumuz haklarına kavuşsun düşüncesi akıllarının ucunda bile geçmez. * * *Onlar, “sınır ötesi operasyon”, “sıcak takip”, “serbest bölge oluşturma”, “işgal”, “Dünyanın neresinde olursa olsun Kürtler lehine gelişecek her olumlu gelişmeye karşı olacağız” ile kafayı bozmuşlar. Bu nedenle ne eder eder Kürdistan’ın Güneyini işgal etmeyi önlerine koymuşlardır. Fakat bunun ulusal ve uluslararası zorlukları var. Bu zorluklarını “terörizme karşı mücadele” gibi masum gerekçelere dayandırmaya çalışıyorlar. Fakat eskisi gibi kimseyi ikna edemiyorlar.Uluslararası hukuka göre bir ülkenin bir başka ülkenin sınırları içinde operasyon yapma hakkı yoktur. Böylesi bir fiilin haklılık kazanması için ortada bir anlaşmanın olması gerekir. Karşı tarafın rızası olması gerekir.Saddam döneminde TC-Irak arasında böylesi bir anlaşma vardı. Karşılıklı danışıklı onaylı zaman ve süresi belli sınırlı bir operasyon yapma durumu TC açısında sözkonusuydu. Fakat Saddam’ın iktidardan düşmesiyle Irak, bu anlaşmayı feshetti. Bu nedenle hem Irak nezdinde, hemde uluslararsı hukuka göre bu anlaşmanın hükmü yoktur.Bu bağlamda TC’nin Irak topraklarında fiili bir askeri operasyon durumunda işgalci durumuna düşecektir. Bu da uluslararası hukuka göre suçtur.Denilebilir ki, uluslararası hukuku tanıyan kim. Gücü olan teredüt etmeden bu suçu işliyor. Doğru, ama bir şartla güçün varsa tabi. Bu durum TC açısında masaya yatırıldığında TC’de olmayan bir şeydir. TC bu gücü kendinde bulduğu an Kürdistan’ın Güneyini işgal etmekten bir an olsun teredüt etmez. Sorun bir işgal hareketinde TC’nin ulusal ve uluslararası alanda karşılaşacağı sorunlardır. TC’nin göze alamadığı budur.O halde mesele açığa kavuşmuştur. Tarihi Kürdistan kenti Kerkük yüzyıllardan sonra hukuki olarak asli sahipleri Kürdlerin ellerine yeniden geçecektir.Bir sonraki aşama Kürdistan Devleti ilan etme aşamasıdır.Ogünlerde uzak değildir.28 Temmuz 2007

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.