Direkt zum Inhalt

Ismail Besikci Hoca’nin Son Makalesi Üzerine

 Geçen nisanın başında sayın İsmail Beşikçi’nin “Kürd Tarihini Artık Kürdler Yazıyor” adlı makalesini ben de bir çok Kürd gibi Kürd internet sitelerinde okudum..Makalesinin başlığına ilk baktığım andan itibaren Sarı Hoca’nın Kürd tarih yazımının iyi ve can alıcı bir noktasına dikkat çektiğini düşündüm.... Çünkü, uzun süre boyunca Kürdlerin tarihi Kürd düşmanları tarafından, Kürdleri millet olarak yok saymak, Kürdistan tarihini çarpıtmak amacıyla yazıldı... Kürdistan tarihini yazan ikinci bir kesim ise çeşitli dönemlerde büyük güçlerin bölgeye gönderdikleri ajan veya çeşitli yöneticileri tarafından yazıldı.. 3.kesim ise çok az olmalarına rağmen Kürd dostu olan vicdanlı araştırmacılardı.( Kürdler için büyük bedeller ödeyen Sarı Hoca’da bu kesime dahildir.)4.kesim ise kendi tarihine sahip çıkan ve yazan Kürd tarihçileri.. Ben Sarı Hoca’nın söz konusu olan makalesini okuduğum zaman “Kürd Tarihini Artık Kürdler Yazıyor” başlığı altında Kürd tarihçilerine ve eserlerine yönelik genel bir değerlendirmeyi bulmayi umuyordum... Ama, makaleyi okuduğum andan itibaren durumun böyle olmadığını gördüm... Çünkü, makaleyi okuduğum zaman Kürd tarihi yazımıyla doğrudan ilişkili olmayan bir dizi konu işlenmiş... Kürd yayın evleri, Kürd dergileri ve Kürd internet siteleri gibi...Makalenin konusu “Kürdler artık kendi tarihini yazıyor” olunca Kürd tarihi ile ilgili çalışma yapan ve eser veren bir çok Kürd kendi isimlerini makalede bulmayınca haklı olarak makaleye karşı eleştirisel davrandılar.. Ayrıca basın ve yayınların dışında Sarı Hoca Kürd şairleri, romancıları ve hikaye yazarlarına da yer vermişti..Sarı Hoca’nın makalesini okuyan dikkatli okuyucu, rahatlıkla Hoca’nın kullandığı başlıkla makalenin içeriğinin çelişkili bir durum arzettiğini görür. Ayrıca, tarihçilerin seçiminde hangi kriterleri kullandığı hususu da muğlak bir şekilde ortada duruyordu.. Bundan dolayı bir çok insan Hoca’nın ya “ideolojik” davrandığını yada “ subjektif” bir tutum içinde olduğunu yazmaya ve söylemeye başladı...Hiç hesapta olmamasına rağmen dün bazı Kürd İnternet sitelerinde Sarı Hoca’nın makalesinin ikinci bölümü çıktı...Ben makalenin bu ikinci bölümünü okuduğum zaman, bu sefer Hoca’nın makalesinin anabaşlıklığından tümden koptuğunu, gelen eleştirilerden dolayı her önüne gelen Kürd şahsiyetinden söz etmek zorunluluğuyla karşı karşıya kaldığını gördüm.. Zaten Sarı Hoca’nın makalesinin ilk bölümü çerçevesiz bir durumdaydı.. İkinci bölüm Kürdlerin “Keşkol”una dönmüş durumdadır.Hoca’nın makalesinin ikinci bölümünde bazı Kürd tarihçileri hariç , sözü edilen Kürdlerin %90’nın tarih ile tarih yazıcılığıyla hiç bir ilişkileri yok... Bir çokları politikacı, meslekten olmasa gazeteci veya başka meslek gruplarına dahiller.. Ama, tarihçi değiller... Bir çoklarının Kürd tarihi konusunda verdiği bir ürün yok... Zaten Hoca’nın isimlerini verdiği bir çok Kürd şahsiyetinin tarihçi olma diye bir iddiaları da yok!Ben Sarı Hoca’nın makalesine “Kürd Tarihini Artık Kürdler Yazıyor” başlığından ziyade “Kürdler de artık yazıyor” anabaşlığını daha uygun görüyorum..Ayrıca, Hoca’nın makalesini okuyan Kürd tarihçileri, siyasetçileri ve diğer bilim ve sosyal dallarda çalışan Kürdler, kendilerini “Kürd Tarihini Artık Kürdler Yazıyor” sepetinin içinde görmeyebilirler... Hatta, bazılarıda haklı olarak bu konuda itirazlarını seslendirebilirler..Hoca’nın bu makalesi bana Kürd tarihçilerine bir haksızlık gibi geliyor..Son yıllarda Kuzey Kürdistanlı bir dizi Kürd tarihçisi, Kürdler ve Kürdistan tarihi hakkında ciddi bir çalışma içindeler ve değerli eserler vermekteler..Ama, Sarı Hoca’nın makalesinin içinde isimleri sayılan şahsiyetler içinde kaybolan Kürd tarihçileri Kürd ve Kürdistan tarih yazımı içinde devenin yanında kulak gibi kalıyorlar.. Hoca’nın saydığı isimler büyük oranda Türkçe eser veren Kuzey Kürdleridir...Kürd ve Kürdistan tarihi ile ilgili Kürdlerin çalışmalarına bakıldığı zaman “Kürd Tarihini Artık Kürdler Yazıyor” perspektifiyle soruna yaklaşım gösterildiği vakit Kürdistan’ın diğer parçalarındaki Kürd tarihçileri çoktan bu işe el koymuşlardır. Kürdistan’ın diğer parçalarında Kürdlerin Kürd tarihi ile ilgili yaptıkları çalışmalar ve verdikleri ürünler ülkemizin tarihine ilişkin çalışmaların esasını oluşturmaktadır.. Kuzey Kürdistan bu konuda çok zayıf durumdadır.. Hatta Kürdlere ilişkin Osmanlı belgelerini dahi biz çevirip yayınlamadık.. Ama, Güney Kürdlerinden Abdulreqib Yusuf “Osmanlı Arşivlerinde Kürdler”i 3 cilt halinde yayınlamaya başladı..Kürd tarihçileri çoktan beri Kürd tarihine ilişkin esas çalışmanın sahipleriler..Eğer bu gerçeklik hâlâ bugüne kadar tam olarak Kuzey Kürdistan’a yansımamışsa, bu Kürdler tarihini yazmıyor anlamına gelmiyor.. Kuzey Kürdlerinin TC’nin terörü dışında en büyük handikapları dil sorunu ve Kürdlerin farklı alfabelere sahip olmasıdır..Yoksa Kürd tarihçileri Kürd siyasal tarihine ilişkin, Kürd edebiyat tarihine, Kürd sosyal ve siyasal hareketlerin tarihine ve Kürdlerdeki dinsel yapılanmaların tarihine ilişkin çok ciddi ve kapsamlı araştırmalar yapıyor ve eserler veriyorlar..Bugün Kürd tarihçileri Kürd ve Kürdistan toplumun tüm dallarını mercek altına almış ve karınca gibi düşmanların tüm çarpıtmalarını aşarak Kürd tarihini yeniden yazıyor..Ortada büyük Kürd tarihçileri var.. Örnek bazında:Ahmed Teqi, Ahmed Xoce, Ahmed Otman, Ahmed Davud, Enver Mayi, İbrahim Omer, Rahimi Qazi, İsmail Haqi Şawes, Tofiq Wehbi,Jelali Emin Bey, Cemil Rojbeyani, Hasan Mahmud Heme Kerim, İhsan Ali Galib Naqşibendi, Huseyin Nazim, Huseyin Husni Nukriyani, Dr. Cemal Reşid Ahmed, Dr. Huseyin Barzani, Dr. Aziz şemzini, Dr. Muhsin Muhamed Huseyin, Dr. Cabar Qadir, Dr. Fuad Heme Xurşid, Dr. Kawus Kaftan, Remzi Qazaz, Reşid Yasemi, Zubeyir Bilal İsmail, Şefiqa Ali, Salih Kaftan Sıdıq Borakayi, Abdulreqib Yusuf, Abdulrezaq Dunbuli, Abdulaziz Yamulki, Ali Seydo Gorani, Aladin Sicadi, Saleh Sadulla, Kerim Zend, Dr. Kemal Mazhar, Kemal Nuri Maruf, Muhamed Ali Awni, Muhamed Merdoxi Kurdistani, Mahmud Mela İzet, Nawşirvan Mustaf, Kelimulay Tewcudi, Keywan Azad Enwer, Muhamed Ali Suleyman, Hebibullay Tabani ve Dr. Maruf Xaznedar Kürd tarihçilerinden sadece bir kaç tanesidir.Yukarıda sözünü ettiğim tarihçiler bugüne kadar Kürdistan hakkında binlerce kitap yazdılar... Özgür Kürdistan’ın kuruluşundan sonra daha genç bir tarihçi kuşağı ortaya çıktı ve çok ciddi eserler veriyorlar.. Burada onların isimlerini vermeye çalışırsak makale makale olmaktan çıkar...Sayın Sarı Hoca makalesinin ikinci bölümünde Kek Mesud Barzani, Kemal Mazhar ve Cemal Reşid’in Türkçe’ye çevirilen kitaplarını örnek olarak veriyor... Ama, ne yazık ki bu kitapların hepsi Arapçadan Türkçeye aktarılmışlar... Yoksa bugün Kürdistan’da Kürd tarihinin esas yazılım dili Kürdçedir.Sonuç olarak sayın Sarı Hoca’nın “Kürd Tarihini Artık Kürdler Yazıyor” makalesinin içinde farklı yelpazelerden gelen Kürd şahsiyetleri içinde Kürd tarihçileri kaybolmuş.. Sarı Hoca’da kimse kırılmasın diye Kürd şahsiyetlerinin isimlerini veriyor.. Yarın daha başkaları niçin benim ismim yok diye yakınacak... Hoca’da kimseyi kırmamak için “sende haklısın” diye yazı serisini dahada uzatmak zorunda kalacak... Çünkü, makalenin çerçevesi “Kürdler artık yazıyor” oldu... Yazan Kürdlerde bugün çok..Rojgar_merdoxi@arcor.de11.06.07

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.