Direkt zum Inhalt

“Prokust Çarkı”-3

Göçmen muhacir Ertuğrul Özkök’ün nasırına basılmış.Ciyak cıyak bağırıyor.Bağırması sebebsiz değildir.Foyası açığa çıkıyor.Foya açığa çıktı mı hesap-planları bozuluyor.Ertuğrul’u bu kadar zıvanadan çıkaran bir gerçeğin dile getirilmesi oldu.Michigan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mücahit Bilici, pat diye “Kral çıplak” dedi.Ertuğrul, bu gerçek karşısında deli-divaneye döndü.Mücahit Bilici’ye etmediği hakaret kalmadı.“Kral çıplak” dediği için adama “örümcek kafalı” dedi.Peki Ertuğrul’u bu kadar saldırganlaştıran Mücahit Bilici ne demiştir?Ertuğrul ve onun gibi Balkan ve Kafkasya göçebe mühacirlerini suçüstü yaptığı açıklamasını aşağıya alıyorum."Türkiye’deki mücadele, Balkanlar ile Anadolu arasındaki mücadeledir. Kültürel olarak tanımlanmış iki sınıf koalisyonunun mücadelesidir.Bir tarafta etnik olarak Türk olmadıkları halde Türklüğü benimseyip genelleştirenler, diğer tarafta etnik olarak Türk oldukları halde üzerlerine özel tanımlanmış Türklük empoze edilenler var.Bir tarafta Batılılar, sözümona laikler ve göçmenler var, diğer tarafta Anadolulular, dindarlar ve yerliler var.Bir tarafın başkenti Çanakkale, Tekirdağ, Beşiktaş ve İzmir’dir.Diğer tarafın başkenti Üsküdar, Kayseri, Erzurum ve Diyarbakır.Bir tarafta devleti kuranlar var, diğer tarafta üzerlerine devlet kurulanlar var...Bir tarafta Türkleşmiş ve Türkleştiren göçmen komitacı milliyetçiliğin Balkanlar ve Kafkaslar’dan gelen gruplardan kurulu koalisyonu var.Öbür tarafta yeni-Türkleşmeyi reddeden ama asıl Türklüğü kabul edilmeyen Türkler (Anadolu Türkleri) ile değişik mağdurlardan (Kürtler vd.) koalisyon var." Bu söylenenlerin neyi yanlış? Söylenenlerden yanlışlık yok. Ertuğrul’un kızdığı yanlışlık değil, bunun niye deşifre edildiğidir.Adamın zoruna bak.Birgün şeltesini sırtına almış yollara düşmüş, gelip eloğlunun ülkesinde kondusunu kurmuş. Göcebe mühacir diktatörlüğünü kurmuş. Türk değilken Türkçülüğü herkese dayatmış. Karşı çıkanları katliam ve soykırımdan geçirmiş. Ülke sahiplerine “ya sev ya terk et”i dayatmış. Birileride, “Be adam ne oluyoruz, bu ne hiddet, bu şiddet, dağdan gelmişsin bağdakini kovmaya çalışman reva mı?” dediğinde Ertuğrul’un uykusu kaçmış.Göçmem muhacir, hızını alamamış vurun abalıya dercesine bu coğrafyanın en kadim milleti olan Kürdlere hakaret etmeye işi vardırmış.“Güneydoğu’nun Kürt’ünü bu ülkenin "asli evladı" sayıp da Rumeli’nin milyonlarca şehit vermiş çocuğunu "Balkan komitacısı" diye aşağılamanın hangi ahlaki, hangi vicdani, hangi bilimsel izahı vardır. Ben Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğuyum. Rahmetli babam, ‘Burası son vatanımız, başka gidecek yerimiz yok’ derdi. Evet yok.” Bırak şimdi ahlak, vicdan ve bilimseliği. Bu değeryargıları sizde zaten yok. Bunların göçmen muhacirler tarafından iğdiş edildiğini bilmeyen mi var. Bunu geçiyoruz. Şimdi sadede gelelim.Her milletin bir vatanı var. Her milletin ilk vatanı son vatanıdırda. Ama sizin gibi göçmen muhacirler için nerde sabah orda akşam misali ahlak, vicdan vs. değeryargıları gibi vatan’ında bir önemi yok. Zaten işgalci babanızın demek istediğide budur. Nerde sabah orda akşam misali. Birgün zora girildiğinde vatana ilk ihanet edecek olanlar sizin gibi ahlak, vicdan ve vatan sevgisi olmayan göçmen muhacirler olacaktır. İlk işiniz kendinize bir “son vatan” daha bulmak olacaktır. Ha gideceğiniz başka yeriniz mi “yok”, o zaman sığıntı olarak geldiğiniz bu toprakların asıl sahiplerine saygılı olun. Fakat siz dağdan gelenler bağdakini horluyorsunuz, elindekini alıyorsunuz, malını mülkünü çalıyorsunuz, dilini yasaklıyorsunuz, varlığını inkar ediyorsunuz, bu da olmadı katlediyorsunuz. Siz ne pislik heriflersiniz.1 Mayıs 2007

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.