Direkt zum Inhalt

Kani Yilmaz ve Sabri Tori Ölümlerinin düsündürdükler(2)

  Son dönemlerde Kani Yilmaz ve Sabri Tori’nin Güney Kürdistan’da katledilmesinden sonra, PKK’ya iliskin tartismalar yeniden gündeme geldi..Bir cok Kürd cevresi bu yasanan cinayetlere karsi sessizligini korurken, baz cevreler de farkli bicimlerde de olsa karsi tavir aldi..Ama, bu son politik cinayetlerin ardinda ortaya cikan gercek: KÜRD HALKI BU GELISMELERI KANIKSAMIS, ALISMIS VE YASANANLAR KARSISINDA HÜMANIST REFLEKSINI KAYIP ETMISTIR....Kuzey Kürdleri bu siyasal cinayetler konusunda farkli refleksler gösteriyorlar.1)PKK ve onun etkiledikleri kesimler „hayin cezasini buldu“ mantigiyla olayi degerlendirerek seviniyor..2)Bu cinayetlerin PKK’nin isledigi cinayetler serisinin yeni bir halkasi olarak degerlendirip mahkum eden Kürd kesimleri...3) Farkli gerekcelerle olay karsisinda 3 maymunu oynayan Kürd cevreleri diye toparlayabiliriz..Kani Yimaz ve Sabri Tori cinayetlerine karsi tavir alan kesimler, her nekadar kendi aralarinda ortak bir tutumlari yoksada , hepsinin birlestigi nokta, bu cinayetin „PKK tarafindan islendigi“ gercegidir.Bu cevreler, Kuzey Kürdistan’da 20 yil boyunca Kürdlere sahip cikmak, Kürdlerin ulusal ve demokratik taleplerini omuzlamak ve kitlelerle bütünlestirerek maddi bir güc haline getirme konusunda büyük bir handikap yasadi ve atomize oldular..Bazi Kuzey Kürdistanli cevreler, gecmiste PKK’ya „terörist“ ve „ajan“ demelerine ragmen, ansizin PKK’yi“yurtsever“ ilan ederek protokollar imzaladilar.. PKK’yi „temize“cikardiklari gibi kendilerine karsi ve sözlerimlerine karsi „inancsizligi“ da pekistirtiler. Cünkü, siyasal ve örgütsel durustan ziyade, cesitli kücük cikarlar icin „dinlerini degistirecek“ kadar eklektik bir tavir icinde olduklari görüldü..Diger bazi cevreler kendi basina bir akim ve odak olarak ortaya cikma yerine PKK’nin olusturdugu „Ulusal Kongre“ ve „Aydinlar Birligi“ gibi paravan örgütlerinde yer alarak PKK degirmenine su tasimaya basladilar.. Hatta bazilari PKK’den daha fazla bu paravan yapilanmalari „ulusal“ diye propoganda etmeye basladilar..Kisacasi, örgütler artik süreci kacirdiklari icin PKK’ye yamamaya, bagimsiz „aydinlar“ ise kim daha önce „PKK cevherini“ kesif etmisti yarisina girmislerdi..Kisacasi bazi istisnai cevreler haric, Kuzey Kürdleri, elbirligi yaparak PKK’nin Kürd toplumu üzerine siyasi, ideolojik ve askeri monopolunu Cünkü, tüm kesimler PKK’nin Kuzey Kürdistan ve hatta Kürdistan’in diger parcalarinda sahip oldugu güc karsinda imana gelmislerdi.. (Konuyu arastirmak istiyenler 1990 ve 1994 yilari arasinda PKK’nin borazanligini yapanlara bir göz atsin yeter)Böyle bir ortamda cok sesli bir toplum imkani olmasina ragmen partilerimiz, örgütlerimiz ve „aydinlarimiz“ „güce tapinma“ mantigiyle PKK’yi „salonfähig“ yapmalari ve PKK disinda kalanlari bitirmek icin yarismalari kendi ipini kendisi cekmek gibi bir tarihsel gercek olarak tarih kayit edecek..PKK cikisindan itibaren, totaliter bir yapilanma olarak ortaya cikti... Grup olarak ilk örgütlendigi dönemlerde dahi, girdigi tüm alanlarda diger cevreleri ve kadrolari yok ederek mutlak kontrolu saglamaya calismistir... Hilvan, Siverek pratikleri bunun kücük örnekleridir.. O dönem Siverek’te Ferid Uzun PKK’nin bu emellerine engel oldugundan dolayi katledildi... Ayni alanlarda bazi asiret yapilari anti-konrol pozisyonunda olduklarindan dolayi hedef haline geldi.. Sorun ortadan kaldirilmak istenen kisi yada asiretin „yurtsever“ veya „karsi devrimci“ olmasi degildi... Sorun „biz“ ve „bizim disimizdakiler“ ikilemi cercevesinde, „biz“den olmayan herkesin tavsiye edilmesine endeksliydi..Cünkü, totaliter bir yapilanmanin olusabilmesi icin her seyden önce bir „ALAN“ gerekiyor.... Bu bir sehir, bir bölge veya bir ülke olabilir..Bu „Alan“da insanlarin iliskileri tüm dünyayla kesilir ve „yeniden yaratilmaya“ calisililir... PKK’ye katilan tüm yapilanmalar önce kendilerinden, gecmislerinden,ailelerinden ve cevrelerinden kurtulmalari gerekiyordu.. Yani birey olarak kendi yasaminin PKK öncesi sürecini yok etmesi ve yasama PKK ile baslamasi gerekiyordu... Cünkü, totaliter yapilarda dinsel yapilar gibi, dinin kabul edilis tarihi önemlidir... Ondan öncesi yasam bireyin basina bela olabilir..PKK olusumundan baslayarak gecen yüzyilin seksenli yillarin ortalarindan daha da hizlandirarak totaliter mekanizmalarini olusturmaya basladi.. PKK icinde kendi „gercekligi“, „yasalari“ ve sembolleri vardi... Birde PKK disinda „gercek olmayan“ ve „yalan“ bir dünya vardi.PKK kendi alanina cektigi insanlari prokust carkina yatirip, kisa olanlari gererek , uzun olanlari keserek carka uydurmaya calisti.. Bu sürec binlerce Kürd’ün canina mal oldu..PKK, kendi tanrisini da yaratmisti.. Tornada cikan en iyi „kul“ „Tanrinin gözüyle“ dünyaya bakabilendi...Bir kere „ALAN“ kontrol edildikten sonra „kisilerin kisiliklerini manipüle etme süreci basladi... Insanlar öyle bir duruma getirildiki: „ben yalnizca bana ögretilenleri bilirim“ duruma düstüler.. Cünkü, Kürdistan tarihine dirinislerine sirt cevrilmis, herseyi PKK’nin ortaya cikisina ve özellikle 1984 eylemleriyle baslatma „resmi tezi“ olusturuldu.. PKK kendisinden önceki Kürd hareketini „ilkel“, „aga“, „emperyalistlerin usaklari“ diye adlandirarak, kendisinin disinda var olan Kürd cevrelerinide „hayin“, „isbirlikci“ ve „ ajanlar“ olarak degerlendirip „dogma“ ve „tabu“larini olusturuyordu..Tabii ki bu esnada PKK, Kürd halkinin tüm maksimal talepleri olan „ Bagimsiz, Birlesik, Demokratik Kürdistan“istemlerini de monopoluna aldi... Bu yapilanmaya giden kisiler kendilerini analarinin kucaginda hisseden cocuklar“ gibiydiler.. Bireylerin bulustuklari mitoloji, ayni zamanda bireyleri manipüle eden bir aletti... Manipüle olanlar, baskalarini manipüle etmeye calistilar, sonradan gelenler bir baskalarini.... Tam bir kisir döngü ve cikisi olmayan bir kapali dünya olusturulmustu.. Bugün bazi cevrelerin PKK’den kopan kadrolara yönelik „katil“, „cellat“ ve „suc ortagi“ diye söyledikleri seyler, o ortamda „normal“ ve „yüce idealler“ icin her „namuslu“ Kürdün yapmasi gereken seylerdi.. Bir ideale kilitlenmis her bireyin manipülasyonun verdigi „acidan zevk almasi“ gerekir.. Belli bir süre sonra insanlar kendilerine soru sormaz.. Var olan alisagelen gelenekleri tatbik eder.. Bu esnada PKK gibi yapilanmalarda arinma „mutlak iyi“ ve „mutlak kötü“ diye kendisini dayatiyor... Olusturulan mekanizma icinde herkesin „kuskulu“ ve „ajan“ oldugunu varsayan „objektif ajan“ ve „ subjektif ajan“ degerlendirmeleri gerlestirildi... Böyle bir ortamda hic kimsenin can güvenligi olamaz.. Cünkü, her birey bilerek veya bilmeyerek düsman icin ugrasir savi ortalikta dolasir. Kisacasi böyle bir ortama girenler, hem „fiziki“ ve hemde „sembolik siddetle“ karsi karsiya kaliyorlar..Tanri, kutsal dogrulari, „kutsal idealleri“, düsmanlari mutlak bir sekilde tespit edilmis „kullarin“ yapmalari gereken herseyleride daha önce tespit edilmistir... Tanrinin emirlerini (dogru yada yanlis) yerine getirmek herkesin ve özellikle „taktiksel önderligin“ görevidir. Tanri’nin söylemleri celiskili ve birbirinden tümden karsit ta olsa onun bir bildigi var... Cünkü, kullarin akli Tanrinin kelamina eremez..Nasil var olmanin sembolü „düsünüyorsam öyle ise varim“, basegmenin sembolü ise „ boyun egiyorsam, öyleyse varim“ seklindedir..PKK’nin olusturdugu mekanizma icinde „var olmak“ icin „hiclesmek“ gerekir.Bunu insanlar PKK’ye ilk katildiklari dönem, yaptiklari sözde özelestirilerinde yapiyorlar... Tüm gecmislerini reddediyorlar, yasamlarini PKK ile baslatiyorlar.. Bu insanlar PKK zindanindan „ kactiktan“ sonra bu sefer baskalari kendilerine „siz PKK süreci icinde yaptiklariniz suclari anlatin“ diyor. H.H Yildirim arkadas „Bir Kara kutu daha ortadan kaldirildi“ adli yazisinda , S. Cürükkaya son makalesinde bu soruyu gündeme getiriyorlar..Bu arkadaslarin istemi haksiz bir istem mi? Hayir.. Kuzey Kürdistan Ulusal Kurtulus Mücadelesinin 30 yillik bir dönemini monopoluna alan, manipüle eden, „tek tip düsünceyi“, tek yapilanmayi siddetle empoze eden, carka uymayanlari yokeden, kacanlari fiziki olarak ortadan kaldiran, disindaki yurtsever gücleri terörle susturan bir totaliter ve „türk derin devletinin“ elinde masa olan bir yapilanmayi sorgulamak ve gercekleri ortaya cikarmak kadar dogal ne var? Ama, sorun bu kadar basit degildir...Cünkü, kacanlara „bildiklerinizi anlatin“ denildigi zaman, sanal PKK ile sinirli degil, yaptiklarini da anlatmalari gerekiyor... Ortada Bingöl’de Türk askerlerinin öldürülmesi meselesinde „Apo-Semo“ ikilisi arasindaki kendilerini kurtarmak icin karsilikli suclamalari var ve biliniyor.Yillar boyunca „taktiksel önderlik“ diye hem birbirlerine ve hem de disariya karsi kilic olarak kullanilan, halen tanrilarindan „ruhi „ olarak tam kopusu gerceklestirmeyen ve kendilerine yeni bir „din“ veya yol bulmayan insanlara bir dayatmadan bulunmak ne kadar mantiklidir?PKK öncesi süreclerini „yok eden“ ve „PKK süreclerinide ortadan kaldiracak“ kisilerin elinde savunabilecekleri yasamlarinin gerekliligi ifade edecek geride ne kalir?Ben bunu cok basit bir vurgu derecesine getirdim.. Ama, yasananlarin o kadar da basit olmadigini biliyorum..PKK’den kopan insanlarin caresizlik icinde kimseye yâr olmama durumlari neticesinde saga sola egilim göstermeleri „zayifliklarindan dolayi efendi degistirme“ gibi öznel tespitlerle aciklanmayacak kadar derin ve genis caplidir.Ayrica her tarafa el atmis ahtapot yapilanmasini analize etmeye yetmez..Birakin yilarca PKK saflarinda yer alan ve bir dizi olaya aktif olarak katilan insanlarin kendi yanlisliklariyla hesaplasmalarini, gecen yüzyilin 90‘li yillarinda „PKK her seyi aldi götürdü“ ve „biz gec kaldik“ mantigiyla gecmiste icinde yer aldiklari örgütlere ve örgüt arkadaslarina hakaret eden, jurnallayan, PKK ve Apo’ya methiyeler dizen insanlar dahi yaptiklari yanlisliklarina samimi yaklasmiyorlar.. Bunlarin bir cogu kraldan daha kralci olmalarina ragmen, yol kenarina birakilmalarina ragmen hâlâ ses cikarmiyorlar.. Gecmiste PKK icin „ajan örgütlenmesi“ daha sonra „Yurtsever“ örgütlenme ve daha sonra yeniden basa dönerek „biz demedik mi?“ diyen cevrelerde hâlâ zikzaklarinin özelestirisini yapmiyor..Bugün Kuzey Kürdleri, duygulardan, kinden ve pesin hükümlerden uzak, genis yelpazeleri kapsayacak platformlarda bütünlesmeye gitmelidir. Cünkü, bu son ölümlerde bir kac gün icinde unutulur.. Eger ciddi bir yapilanmaya gidilmese baska ölümler gündeme geldigi zaman sesler daha kisik cikar ve idealler daha sönüklesir..Bugün kenarda sagda ve solda kararsizlik gecirenler yine 90‘li yilarin basi gibi les kargalari gibi nimetlere giderler..O zaman yine yanlis yaptik diyecegiz.. Ama, yine gec kalmis oluruz..Kaniler ne ilk ne de son olacak....Cünkü, cark isliyor....

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.