Kerkük Patlamaya Doğru Gidiyor
Rêbîn Fetah'ın Kerkük'ten gönderdiği rapor
Kerkük'ün güvenlik durumu günden güne kötüleşmeye doğru gidiyor. Kerkük güvenlik sorumluları şehirde „tehlikeli“ bir durumun olduğunu gizlemiyorlar. Kerkük güvenlik güçlerinin eline geçen bilgilere göre terörist gruplar ve bunların içindede en belirginleri olan Baasçılar Kerkük bölgesinde kendilerini yeniden örgütlemişler ve gereken anı bekliyorlar. Bu ise tamda Sehwe(Rabun)nin saflarındaki yüzlerce kişi polis teşkilatı içinde görevlendirildiği bir döneme tekabül ediyor.
ARAPLARIN POLİS TEŞKİLATI İÇİNDEKİ ORANLARI ARTIYOR..
Irak'ın   özgürleşmesinin  hemen  ardından,  Kürdler Kerkük'te  askeri  ve  güvenlik açısında     hakim oldular.  Şimdi  durum  tersine  dönüyor. O günden  bu yana   Arapların   oranı  polis teşkilatı  içinde  artarken,  yeni hiç bir kürd    polis teşkilatı  içinde    görevlendirilmedi.
Başlangıçta   Kerkük  polis teşkilatı   Kürdler, Araplar, Türkmenler ve    Asuriler arasında    belli oranlarda   paylaşılmıştı.  Kürdlerin oranı %42,  Arapların %29, Türkmenlerin %28 ve  diğer    kısım ise   Suryani-Asurilere  verilmişti.  Fakat bu son yıllarda   Kerkük vilayetinde     Arap  milletine ait   yoğun bir şekilde   polisler  işe alındı.  Aktüel olarak   polis  teşkilatının   yapısı  eskisi gibi değil,   büyük bir değişikliğe  uğramıştır.  Irak  merkezi hükümeti   yavaş  yavaş   onlarca ve  yüzlerce    Arap  polisinin   görevlendirilmesi  için talimat  verdi.  2006 ve 2009  yılları arasında  çeşitli aşamalarda ve bazende  Kerkük   Polis  Teşkilatının  yöneticilerine  dahi haber vermeden   çok sayıda  Arap ve Türkmen  işe alındı.
2006  yılının başlarında  Kerkük'ün  Hewice  kazasında   Araplardan  400 ve Türkmenlerden 300  polis    işe  alındı.    Daha sonra   yeniden  300   Türkmen  daha alındı.  Geçen yılda     şehidlerin  aileleri adı altında  „Taze“  nahiyesinde  bir   başka  polisler   işe  alındı.  Yine geçen yıl  bir  seferde  106 ve  başka  bir seferde  26   tane  Arap  subayı     polis  teşkilatında  görevlendirildi.
Kerkük vilayetinin kaza ve nahiyelerinin polis teşkilatının genel sorumlusu General Serhad Qadir yaptığı açıklamada başta Kerkük'te yaşıyan etnik yapılar arasında polislerin görevlendirilmesi konusunda varılan oran antlaşması bir kenara bırakılırsa şimdiye kadar tek bir Kürd işe alınmadı, diyor.
Fakat,   polis  teşkilatı  dışında    Kerkük'ün   siyasi ve  güvenlik  durumundan  dolayı  2003  yılının  başlarından beri   bazı  Kürd tarafların  şehirde  varlıkları   mevcuttur.
KDP ve YNK  Asayiş  güçleri  gibi..
Fakat, bu güçlere daha çok partilerin güçleri olarak bakılıyor. Kerkük'teki Araplar ve Türkmenler Asayiş Güçlerinin Kerkük'ten çıkarılmasını istiyorlar.
Bu güçlerin dışında  2003  yılının başlarından itibaren YNK  bir tugay Peşmerge'yi   Kerkük  bölgesine yerleştirdi.   Bu  Peşmergelerin    idaresinde   sorumlu  olan  General Şerko'dur.  YNK'nin  bu askeri güçü    Suleymaniye'yi  Kerkük'e bağlayan  ana yol   ve  Kerkük kapısına  kadar  olan   alanda  bulunmaktadır.
Bu yılın başında  Peşmerge  bakanlıklarının birleşmesinden sonra  KDP'de  Kerkük bölgesine  bir  tugay  peşmerge yerleştirdi.   KDP  tugayida    Hewler'den  Kerkük'e   giden  anayol  boyunca   Kerkük  kapısına  kadar  olan alanda  bulunuyor.   İki  parti ,     tugayları     partilerle  ilişkisi  olmayan  güç  olarak gösterme çabası var.  Bu  iki  tugayın       komuta  kademesinde  bir çeşit  birleştirme   oluştu.   YNK'ye  bağlı tugayın başına   bir KDP  sorumlusu ve KDP'ye bağlı tugayın başına bir  YNK  askeri  sorumlusu  getirildi.
SEHWE POLİS UNİFORMASI ALTINDA
Kerkük'te yaşıyan etnik yapılarının hepsi askeri ve silahlı güçlere önem veriyorlar. Güvenlik durumuna bakıldığı zaman silahlar bahane...
Bir kaç yıl önce Amerikalı güçlerin desteği ile Arap için Kerkük vilayetinde bazı bölgelerin güvenliğini sağlama bahanesiyle SEHWE oluşturuldu. Yarı resmi bir şekilde silahlandırıldı. Bu güçler başlangıçta 11000 cıvarındaydı. Zap bölgesinden Taze nahiyesine kadar olan bölgeye yayılmışlardı. Millet açısında ezici çoğunluğu Araplardan oluşuyor. Fakat, Taze nahiyesi sınırlarında 500 Türkmende Sehwe'nin saflarında bulunuyor. Ayrıca tek tük Kürd te Sehwe'nın saflarında bulunuyor. General Serhad'a göre sayıları bir elin parmaklarını aşmıyor.
General Serhad Qadir Sehwe'nin askeri güçlerini 3 gruba ayırıyor. Bir kısmı „samimi“dir, polis ve güçleriyle beraber çalışıyor. Diğer bir kesimi ise Amerikalılarla birlikte çalışıyor. Son grup ise hala teröristlere yardım ediyor ve onlarla ortak hareket ediyor.
General  Serhad Qadir'ın anlatımlarına göre  „Sehwe'nin  saflarında  yer alan  yüzlerce  kişi  teröre  karşı  yasanın 4.maddesinden,   adam kaçırmayi  cezalandıran  421.maddeden ve  adam öldürmeden(436.madde) dolayı   mahkeme tarafından  istenmektedir. Fakat, güvenlik meselesinden dolayı  kendilerine dokunulmuyor“    diyor.
Sehwe'nin  bu  askeri güçlerini  Kerkük  polisine  katmak  için büyük bir çaba var.  Daha önce  de Sehwe'nin  bu askeri  güçlerinden 400 kişi  Kerkük  polis  teşkilatında  görevlendirildi.  Geçmişte  Sehwe'nin   3000 askeri gücünü  Kerkük  Polis Teşkilatında  görevlendirmek amacıyla  General  Serhad Qadir'ın   başkanlığında   bir  komisyon  oluşturulmuştu.  General  Serhad Qadir  diyor ki  „Komisyon  geçmişte  Baasçı  olmayan ve   teröristlerle  ilişkisi olmayan kesimleri   seçip   ve görevlendirmek içindi.   İsimler  tespit  edildikten sonra   Bağdat'ta  gönderildi. Şimdi  Bağdat,   bu  silahlı  güçlerden  1600  kişinin   Kerkük  Polis Teşkilatında   görevlendirilmesi  için  talimat  göndermiş „ diyor.
Polis yöneticisi General Serhad Qadir bize yaptığı açıklamada „Biz Bağdat'tan eğer bu oranda Arabı görevlendirmek istiyorsanız, Kürdler ve Türkmenlerden de yeni polisler alınmalıdır. Çünkü, bu yeni atamalar Kerkük polis teşkilatının yapısını değiştiricek“ dedi.
Kerkük  bölgesinde   toplam olarak    11 bin  polis var.  Bunlardan  3500'u    Kerkük'ün  kaza ve nahiyelerine  bakan    polis   yönetimine  bağlı. Bu alanın sorumlusu olan General  Serhad Qadir  göre    kaza ve nahiyelerde   görev yapan   polis teşkilatında  Arapların  oranı %46,  Kürdlerin ise  %26   oranındadır.   Ona  göre    Kerkük şehrinin içindeki   orana  bakıldığı zaman  Kürdlerle Araplar arasında  belli bir balans ve eşitlik var.  Polislerin  bir  toplantısında  bir yöneticinin  açıklamasına göre  acil müdahale  gücü olan  bölümde   yönetici bazında  Türkmenlerin  oranı  Kürdlerden fazladır.
General  Serhad Qadir  göre  „Kürdlerin  Kaza ve Nahiyelerdeki Polis Teşkilatında   sayılarının azalmasının  nedenlerinden biri        daha fazla  Arap asılı polislerin     işe alınmasıdır.  Diğer  bir  nedeni ise  Kürd  polisler   Arapların  oturduğu  bölgelere  gitmek istemiyor.  Fakat    Arap  polislerin  Kürd bölgelerinde   görev almama  gibi  bir  sorunları yok.  Kürd  polisleri    Azadi,  Rahimawa, Şiwan ve Pirde'de  görev almak istiyor.  Fakat bu böyle  olmaz. Kürd  polislerinin  diğer bölgelere ve   mahalelere  gitmeleri gerekir.  Fakat,  Araplar  kendi  görevlerinin  bilincindeler ve sorunları yok“  diyor.
General  Serhad Qadir   Kerkük'te  görev  yapan bazı Kürd  subaylarını  eleştiriyor ve diyor:  „7 yıldan beri Kerkük'te görev yapmalarına   hala    sicillerine  ilişkin  evrakları yok. Bazen de  öyle  hareket ediyorlar ki  beni şaşırıyorlar“  ...
KÜÇÜK BİR ALAYDAN BİR TÜMENE..
2003 yılının başında Kerkük bölgesinde Abdulamir Malik komutasında Irak ordusunun küçük bir alay oluşturuldu. Asker sayısı 1000 cıvarındaydı. Fakat bu alay kısa bir süre içinde gelişti, tugaya dönüştü ve aktüel olarakta Irak ordusunun 12 . Tümeni haline geldi. Asker sayısı ise 14 bin cıvarındadır.
Ayrıca onların danışma alayının dışında istihbarat alayıda Kerkük bölgesindedir. Ayrıca Kerkük'ün kaza ve nahiyelerinde 4 tugayları var.
12. tümeninin eski sorumlusu Adbulamir bir kaç gün önce görevden alındı ve yerine başka birisi geldi. O baştan itibaren Kerkük'e bir alayı yerleştirmek için çok uğraştı. Bir askeri gücü de Şiwan, Daraman ve Pirde'ye yerleştirmek istiyordu. Fakat, onun çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. Aynı zamanda Kerkük Güvenlik Komisyonunun Başkanı olmak içinde çok çabaladı, fakat reddettik. Bizim temenimiz gitmeden önce halkın teşekkürünü almak için iyi bir şey yapmasıydı. Fakat, halkın ezici çoğunluğu onun gitmesinden memnundur“
Kürdlere göre Abdulamir'in çabalarının arkasında siyasi nedenler vardı. Fakat onlar bu çabalarını şehirdeki güvenlik olayına bağlıyorlardı.
Siyasi boyutun dışında 12. Tümen başından itibaren bölge halkından insanları tutuklamaya başladı. Son girişimleri ise Selahadin Üniversite'sinde arkeoloji bölümünün 3.sınıfında okuyan A. M'yi tutuklamasıdır. A.M eğitimi için Dubiz bölgesinde bulunan eski bir yapı üzerine araştırma yapmak için gitti. O, 12. Tümen tarafından hukuksuz bir şekilde tutuklandı ve Bağdat'taki Musenna hapishanesine gönderildi. Şimdiye kadar mahkeme kararı olmadan tutuklu bulunuyor.
Kerkük Kaza ve Nahiyelerinin Polis Teşkilatının sorumlusu General Serhad Qadir de 12. tümeninin halktan insanları tutukladığını gizlemiyor ve diyor : „Bir çok defa basın toplantısı yaparak 30 terörist yakaladıklarını söylüyorlardı. Tutukluları polis karakoluna getirdikleri zaman görülüyordu ki çok kötü işkenceye uğramışlar ve hiç biri terörist değil. Onlar, Savunma Bakanlığına yazı yazarak bunlar teröristler diyorlardı. Bizde hiç birinin terörist olmadığı yazıyorduk ve mahkemeler onları serbest bırakıyordu.
GÜVENLİK DURUMU KÖTÜLEŞMEYE DOĞRU GİDİYOR
Irak  Parlementosu  seçimlerinden  önce  Irak'taki  Amerikan Askeri Güçlerinin   komutanı  General R.  Odierno   Kerkük ve  diğer  koparılan bölgelerde   polis, ordu ve Amerikalı  güçlerinden   oluşabilecek   ortak bir  gücün önerisini  yapmıştı.  Irak Başbakanı Maliki ve  Kürdistan Başkanı Mesud Barzani  bu öneriye  onay vermişlerdi.
Bu güç    132  kişiden  oluşturuldu ve Kerkük  şehrine   gelen yolların   giriş bölümlerine yerleştirildi.  Bunun   kontrol   noktaları  oluşturuldu.  Her ne  kadar    bu   kontrol  noktaları   seçim propagandaları ve  seçim  süreci  için   öngörüldüyse de ,  fakat     bu    kontrol noktalarının    niçin çabuk bir  şekilde kaldırıldığına  dair  hiç bir bilgi yok.
Her ne kadar bu kontrol noktaları Kerkük etnik yapılarının birbirlerini ateşli bir şekilde suçlamaları ve emniyet güçlerine suçu yüklemeyi sona erdirilmesi bahanesiyle yapıldıysada, bazı çevrelere göre bu işin arkasında Irak ordusu vardır. Irak ordusu bu noktaları kontrol ederek Kürdler için büyük bir tehlike oluşturur.
Tüm bunlara rağmen, Kerkük'ün güvenlik durumu karışmaya ve patlamaya gidiyor. Son bir kaç gün içinde Kerkük içinde ve çevresinde bir kaç terör olayı oldu. 19 Nisan'da Kerkük içinde bir polis yöneticisine saldırı yapıldı ve ağır yaralandı. 20 nisan da ayarlı bir bomba patladı. Bir polis uzun menzili ve dürbinli bir silahla vuruldu. Polisler Hey Seneha bölgesinde yaptıkları aramalarda bir kaç kişiyi tutukladı. Bu arada şehir içinde ve dışında iki terörist grup yakalandı ve 3 terörist ölü ele geçti. Yine bu günlerde Kerkük şehrinin müftisi Ela Tikriti tutuklandı.
İki hafta önce  terörist gruplara ait   500 ve 600 arasında   yayınlara   polis tarafından el konuldu.  Hepsi   2003'ten  günümüze kadar olan Baasçıların  faaliyetlerini konu ediyor.
General  Serhad Qadir   şöyle  diyor:   „Belgeler  öyle  gösteriyor ki Baasçılar   terörist  faaliyetlerini   gerçekleştirmek için  kendilerini   çok iyi bir şekilde   yeniden  organize etmişler.  Bunların  uygun  bir  anı bekledikleri    korkusu var.  Saklamıyorlar da ...  Güvenlik  durumunun  kötüleşmesini bekliyorlar..
Çev: Aso Zagrosi
 
        
     
       
       
       
       
       
      