Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 4 March 2010

Bilindiği gibi aile, toplumun en küçük bir birimi olarak kabul edilir. Aile denince genellikle aynı evde oturan anne, baba ve onların evlenmemiş çocukları anlaşılır. Bu tip aileye "çekirdek aile" denir. Evlenmiş ama çocukları olmayan çiftlere aile denilmez. Bir aile ne ise bir devlette aynen onun gibidir. Aile toplumun küçük bir birimiyse devlette toplumun en önemli büyük bir birimidir. Bir aile nasıl işliyorsa bir devlette aynen öyle işliyor.

Çırılçıplak dünyaya ayak basan bir çocuk anne ve babasız yaşama imkanı yoktur. Anne ve baba, ya da bunlardan birisi çocuğu besler, büyütür, bakar, eğitimini sağlar. Örneğin bir insanın cebinde bir metelik parası olmadığını ve sokakta para dilendiğini düşünelim. Çoğu insanlar bu insanın aç susuz kalması ilgilendirmez ve bu kişiye bir Cent dahi vermezler. Bunu bazı kardeşler de bile yapmaz ama anne ve babanın doğasal güdüleri buna asla müsaade etmez ve anne ve babalar çocukalara doğadan kaynaklanan iç güdüleriyle canını bile verirler. Bazı anne ve babalar ya da aileler çocuklarına karşı sert, acımasız ve baskıcıda olsalar yine çocuklarını aç susuz bırakmazlar.

Nasıl ki bir ailede anne ve baba doğadan çocuklarına karşı bu yardım duygularına sahiplerse aynen öylede devlet mekanizması halkına karşı sorumludur. Devlet elbette bir bakıma baskıcıda olsa bir toplumun anne babası gibi olduğu gerçekliği vardır.

Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık olarak da tanımlanır.

Hukuki açıdan devlet, genellikle unsurlarından hareketle tanımlanır. Buna göre devlet; "Ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir." Bu tanımdaki unsurlar şunlardır:

  • İnsan unsuru: Halk ya da millet unsuru olarak da adlandırılabilir. Belirli bir alanda birlikte yaşayan ve çeşitli bağlarla ortak yaşama iradesi gösteren insan topluluğudur. Bir devleti oluşturacak insanların sayısı hakkında bir alt sınır olmamakla birlikte devletin niteliğine göre makul bir alt sınır kabul edilebilir. Modern yaklaşıma göre millet unsurunun kurulabilmesi için manevi nitelikte bağlar yeterli olup bu manada birlikte yaşama iradesinin doğması yeterlidir.
  • Egemenlik unsuru: Siyasal iktidar unsuru olarak da adlandırılan bu unsur, Devletin esas kurucu unsurudur. Belirli bir yeryüzü parçası üzerinde yaşayan insan topluluğunun üstün irade çerçevesinde örgütlenmesidir. Egemenlik kavramı otoriteden farklı olarak ülke içinde biricik meşru güç kaynağı olmayı ifade ederken ülke dışında (uluslararası alanda) bağımsız olmak anlamına gelmektedir.
  • Ülke unsuru: Ülke, coğrafi anlamda bir bütünlük teşkil eden ve sınırları belirlenebilir bir kara parçasını ifade eder. Ancak devletin sınırları konusunda bir tartışma bulunması mümkündür ve devlet sınırları öngörülebilir bir toprağa sahip olmalıdır. Devletin ülkesi kara ülkesi, deniz ülkesi ve hava ülkesi olarak üçe ayrılır. (Kaynak: Wikipedia)

Kürdler sıkça vurguladığımız gibi bir topluluk değil bir toplumdur ve dolayısıyla bir ULUS'tur. Toplulukların devlet olmayışı önemli değil ama bir ulusun devlet olması olmazsa olmazdır, çünkü başka türlü nasıl ki sokaktaki dilenciye insanlar bir Cent bile vermiyorlarsa başka devletler de aynen öyle Kürdlere gereken hizmeti vermezler. Neden versinler ki? Kürdler onların babasının oğlu mu? Hele bu komşu devletler bir de sömürgeci ülkelerse, yabancı bir aile gibi o ülkeyi sömürüp soğana çevirirler.

Bazı Kürdler maalesef halen bu gerçeği kavramamışlar ve devlet otoriter veya baskı aracı olduğu için devleti reddediyorlar. O zaman bu Kürdler devletin ortadan kalkmasını istiyorlarsa ilkin var olan devletleri yok etsinler ve en sonra da Kürd devleti yok olsun, çünkü Kürd devleti olmazsa kim Kürdlere gereken hizmeti götürür? Kürdlere de okul, su, ekmek, eğitim, fabrika, asker, polis, mal ve can güvenliği lazım değil mi? Eğer sömürgeci devletler buğüne kadar Kürdlere gereken hizmeti götürseydiler bizim de bu konular üzerine yazmamıza hiç gerek olmayacaktı.

Ben sahsen Kürdlerin bağımsız devleti olmadan Kürdlerin temel sorunlarının çözüleceğini düşünmüyorum. Tabi devlet deyince de bir çok devlet biçimi vardır. Bunların başlıcaları şunlardır:

Üniter (Tekli) Devletler

Siyasi otoritenin tek merkezde toplandığı, merkezî otoritenin tek bir anayasa ile sağlandığı devletlerdir. Yasama organının yaptığı kanunlar bütün ülkede uygulanır. Örnek: Danimarka, Fransa, İngiltere, İsrail, İtalya, İrlanda, Norveç, Yunanistan, Türkiye

Karma (Bileşik) Devletler

Birden fazla devletin kendi aralarında gerçekleştirdikleri bir anlaşma ile birleşmeleri sonucu oluşan devletlerdir. İki şekilde olabilir:

  • Konfederasyon: Bağımsız devletler tarafından egemenliklerini koruma şartı ile oluşturulan ve üye devletlere diledikleri zaman ayrılma hakkı tanıyan karma devlet biçimidir. (günümüzde örneği yoktur, eski İsviçre, Almanya ve ABD)
  • Federasyon: Ortak bir anayasa altında birleşen devletlerin oluşturduğu devlet biçimidir. Bu tip devletlerde ayrıca her federasyonun kendi anayasası, yürütme ve yargı organları vardır. (Örn: Almanya ve ABD) Kanada, Avusturya, İsviçre, Avustralya, Rusya, Irak

Monarşik Devlet: Egemenliğin tek kişiye ait olduğu devlettir. Günümüzde örneği: İspanya, İngiltere...

Oligarşik Devlet: Egemenliğin belli bir sınıf veya gruba ait olduğu devlet biçimidir.

Teokratik Devlet: Egemenliğin kaynağının dine dayandığı devlet biçimi. Din adamlarının sözü geçer.Her şeye din adamları karar verir.

Demokratik Devlet: Egemenliğin halka ait olduğu devlet biçimidir.

Bugün anladığımız anlamda devlet (Modern Devlet) 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

Bütün toplumlar, bir devletin varlığı ile nitelenmezler. Avcı ve toplayıcı kültürler ve küçük tarım toplumlarında devlet kurumları yoktur. Devletin doğuşu, insanlık tarihindeki ayrıcı bir geçişi göstermektedir, çünkü devlet oluşumunda söz konusu olan politik gücün merkezileşmesi, toplumsal değişim süreçlerinde yeni dinamikleri ortaya çıkarır.

Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen bir çok iç savaşlar kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan iç savaşının anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.

Devlet, çağdaş toplumlarda en önemli kurumdur. Siyasal kurumların en iyi örgütlenmiş olanıdır. Üstün bir yaptırım gücü, zorlama olanağı vardır. Polis, jandarma, ordu yanlızca devleti yönetenlerin emrindedir. (Wikipedia)

Bizim istediğimiz devlet biçimi Federal Demokratik Kürd Devleti'dir. Demokrasi ise bilindiği gibi düşünce özgürlüğü, tolerans, pluralizm (çoğulculuk) siyasi, ekonomik, kültürel özgürlüktür ve tüm bunların hiç kötü bir yanı yoktur.

Yukarıda da belirttiğim gibi nasıl ki bir küçük çocuk anne ve babasına, ailesine yaşamı için gerek duyuyorsa, Kürdler gibi bir toplum ve ulusun da aynen öyle bir devlete ihtiyacı vardır. Genelde devlete, özelde Kürd Devleti'ne karşı çıkanlar elinin avucunu yallaya dursunlar. Kürdler devletini kuralı 19 yılını tamamladı. Araplarla birlikte kurulan bu federal devlet geçicidir. İleride bu devlet tam bağımsızlığa kadar gidecektir. Artık geriye dönüş yoktur ve dünyanın 193 devleti de bu yüzyılda var olamaya devam edecektir. Belki bir kaç devlet yıkılsada yerine başka devletler kurulacağı kesindir ama esas olarak devlet birimi bu çağda yok olmayacaktır. Bin yıl sonra neyin nasıl olacağını kestirmek zaten mümkün değil. Dünyanın Cennet olmasını kim istemez?

Kürdler de diğer dünya devletlerindeki gibi evinden tutun kab kacağa, mobilyaya kadar her şeyide var. Ama ne yazık ki, Kürdlerin evine hırsız girmiş ve elinden anahtarları almış, yediği içtiği yetmezmiş gibi birde Kürde acı ve işkence çektiriyor. İşte iş o ki hırsızın elinden anahtarları almak ve hırsızı evden kovmaktır. Ancak ondan sonra hırsızın yapmış olduğu tahribatı onarabilirsin. Güney Kürdistan'ın sahipleri işte bunu başarmıştır ve evlerini 19 senden beri onarmaya koyulmuşlar. Sıra Kuzey, Doğu ve Güney-Batı'da. Kolları sıvayalım derim.

Halihazırda Kürdlerin büyük bir kesimi halen sömürgeci partileri seciyor ve Kürdistan'ın bir ÜLKE ve Kürdlerin bir ULUS olduğundan bihaberler. Halkımızın gözünü açmak, onların bilinçleşmesini sağlamak için yazı yazmak benim için fedekarlık değil, bir görevdir. Ve hırsızlar evimizde olduğu ve evimizi işgal ve ilhak ettiği sürece ben ömrümün sonuna kadar üzerime düşen bu görevi yerine getirmekte kusur etmeyeceğim. Temennim o ki, onurlu, dürüst ve kalbi temiz daha çok genç yaştaki Kürdler bu işi oynayarak, severek, zevkle yapsın ve torunlarımıza haydutlardan arındırılmış güzel bir ülke hediye etsinler. Biz çok acı ve işkence çektik, yaşamın en doğal haklarından mahrum bırakıldık, anadilimizi bile yasaklı olduğu için öğrenemedik, sürgünde yaşamak zorunda kaldık ama torunlarımız tüm bunları yaşamak yerine bilim, teknoloji, sanat ve kültürle uğraşsın, bol bol eğlensin.

Sonuç olarak anlamayanlar için: Ben Teokratik, Monarşik, Oligarşık, Otokratik, Faşist ve Despotik devlet biçimlerinin hepsini reddediyorum. Benim için geçerli tek devlet biçimi halkın eğemenliğinin olduğu Demokratik Devlet biçimidir.

[url=http://alanlezan.net]alanlezan.net[/url]

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.