Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 27 February 2010

Yazımın başinda belirtmem gerekiyor ki Federal Irak Devleti'ni Kürdler ABD'ye kabul ettirdi. Federal Irak, kesinlikle iddia edildiği gibi ABD'nin bir projesi değildir. Kürdler kendi çabalarıyla Federal Irak Devleti'ni Araplar'a ve Amerikalılar'a kabul ettirdiler.

Peki Kürdler neden bağımsızlığını ilan etmediler de Federal Irak Devleti'ni kurdular? Bunun bence bilinen birçok nedeni vardır. Eğer Kürdler bağımsızlığını ilan etseydiler hemen çevresi dört faşist ve despot devlet ile çevrili olan Kürdler her yönüyle kuşatılacak ve bu devletler tarafından bir ambargo uygulanacak, Mahabat Cunhuriyeti gibi bir iki haftada ezilecekti. Kürdlerin Yahudi olmamasından dolayı ABD Yahudilere verdiği her zamanki desteği Kürdlere vermeyecekti. Bunu Kürdler çok iyi biliyordu. Federal Irak Devleti şu anki uluslar arası konjöktürde Kürdlerin çıkarına daha uygundur. Tabii bu demek değildirki Başkan Barzani veya Kürdler en doğal hakkı olan bağımsızlıklarından vazgeçmiş bulunuyorlar. Talabani'nin “bağımsızlık hayaldır!“ demesi çok yanlış bir şeydir, çünkü 20-30 yıl sonraki Kürd nesilinin ne istediğini biz şimdiden bilmedigimiz gibi o dönemdeki uluslar arası konjöktürün nasıl gelişeceğini de bilmiyoruz. Kim bilir Kürdler bağımsızlığına ulaşmadan önce Orta Doğu'da daha ne taşlar devrilecektir. Bu nedenle Talabani'nin “bağımsızlık hayaldır!“ söylemi çok yersizdir ve gerçekleri yansıtmıyor. Onun geldiği seviyede bir politikacının böyle sesli düşünmesi bile çok yanlıştır.

Ben şahsen hep üstüne basarak belirttiğim gibi Kürdlerin Güney Kürdistan'daki Federal yapısını çok olumlu görüyorum. Kürd kasabı Saddam, Güney Kürdistan'da petrolü çıkarıyordu, ondan kazandığı paranın bir kısmıyla helikopterler, savaş uçakları, zehirli gazlar alıp Kürdistan'a gönderiyordu. Bunlarla Halepçe gibi soykırımlar gerçekleşti. Amerika'nın müdahalesinden sonra Kürdler'in önü açıldı. Yani, Baas Partisi dağıtıldı, ordu dağıtıldı, El Muheberat dağıtıldı. Bu, Kürdler'in önünü açtı ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi kuruldu. Şimdi biliyoruzki, Güney Kürdistan'da büyük bir inşa faaliyeti var; yollar yapılıyor, okullar, hastaneler yapılıyor, evler yapılıyor, refah yükseliyor. Önümüzdeki yıllarda daha olumlu, daha güzel gelişmeler olacağı kesindir. Zaten Kürdlere en iyi hizmeti ancak ve ancak Kürdler götürebilir, sömürgeciler değil.
Gelişmeler biliniyor ki, bazen bir çocuğun büyümesi veya dünyanın dönmesi gibi gözle görülmeyecek şekildedir ama gelişmenin her zaman olduğu kesindir ve asıl önemli olan da budur.

Kürdler açısından bu güzel gelişmelerden bir taneside Kürdistan Parlamento seçimlerin de Goran (Değişim Listesi), büyük sürpriz yaparak 25 sandalyeyle Meclis'e girmesidir. Kürdistan Demokrat Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği, “rüşvet var, kayırma var“ diye eleştiriliyordu. Böyle güçlü bir grubun Meclis'e girmesi, bu tür olayların Meclis'te sorgulanmasını, mümkün olduğu kadar minimuma indirilmesi sonucunu getirebilir. Bu açıdan Goran Grubu'nun Meclis'e girmesinin Kürd Demokrasisi açısından olumlu bir gelişme olduğu muhakkaktır. Ayrıca bu gelişme Güney'de otokratik bir rejim yerine demokrasinin sağlam bir temele oturtulmasına da sadece yardımcı olamakla kalmayacak aynı zamanda bu hareketin sivil bir Halk Hareketi olması Kürdistan'da bir ilk olacaktır.

Sayın İsmail Griki gibi birçok Kürd'ün böylesi partilerin ortaya çıkmasıyla milli birliğin dağılacağı kaygısı olabilir ama bence bu tür bir kaygı yersizdir. Çünkü Arapların Kürdlere saldırması durumun da Goran Listesi KDP/YNK'nin yanında yer alacağı, Kürdistan'ı tıpkı onlar gibi savunacağı kesindir. Stalin'in sevdiğim bir sözü vardı. “Güvenmek iyidir ama kontrol daha iyidir!“ Bir demokraside üç dört partinin olması hem diktatörlükleri engeller hem de demokrasinin iyi işlemesini sağlar, çünkü bunlar daimi birbirlerinin yanlışlarını eleştirmek ve birbirlerini kontrol etmek dahası alternatif öneriler önermek ve geliştirmek zorundadırlar.

Diğer bir hususta ABD'nin çekilme sürecinin başlamasıdır. ABD tamamen çekilirse “Kürder ile Araplar'ın çatışacağı“nı düşünenler vardır. Bana göre Kürd kasabı Saddam döneminde bu bakımdan bir endişe vardı, çünkü Saddam'ın elinde kitle imha silahları vardı. Kürdler bu silahlara karşı kendilerini koruyamıyorlardı. Şimdi böyle bir tehdit yok. Araplar Kürdlere saldırmayı düşünseler bile, Kürdler o saldırılarıyı karşılayabilecek güçtedirler.

Kerkük sorunu da ancak Kürdlerin istediği bir biçimde, yani 140'ıncı maddenin uygulanmasıyla çözülebilir. Sayın Beşikçi: “Bunun için bütün Irak'ı içeren bir sayım, ayrıca Kerkük'te bir sayım ve bir de seçim yapılması gerekiyor. Arap partilerinin, Kürd partilerinin, Türkmen partilerinin katılacağı o seçimde herkes aldığı oy oranında Kerkük Meclisi'nde temsil edilecektir. Örneğin siz 25 oy aldınız, 25 oyunuzun karşılığı kadar, öbürü 32 oy aldı, 32 oyun karşılığı kadar, yani herkes aldığı oyun karşılığı kadar temsil edilecektir. Çözüm budur,“ diyor ve bence bu tespit çok yerindedir ve doğrudur.

Bu tespitleri yaptıktan sonra Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi'ne ilişkin politikasında olumlu yönde bir değişim olduğunu görmek lazım. Bu da Amerikan politikalarıyla ilgilidir. Amerika Orta Doğu'da istikrarlı bir Irak, istikrarlı bir Türkiye istiyor. Bu istikrar, petrol ve gaz akışının sürekliliğini sağlayacak ve ABD'nin oradaki çıkarını koruyacak. Bu çerçevede Türkiye de bir biçimde artık Irak'taki gelişmelere müdahil olmak istiyor. Bu durumda Türkiye, ister istemez Güney Kürdlerine karşı olumlu bir politika izlemesi gerektiğini düşünüyor ve bunu yapmakta da mecburdur.

Bilindiği gibi petrol önemli bir sorundur. Nabuccu için örneğin Kafkas bölgelerinde boruları dolduracak yeterli gazın ve petrolün bulunamadığı söyleniyor, ama gerek Kürd bölgesinde olsun gerek Arap bölgesinde olsun çok önemli petrol kaynakları var. Bunlar Nabucco'yu besleyebilir. Son açıklanan rakamlara göre, dünya petrol rezervinin yüzde 8'i Irak'ta, yüzde 2'ye yakını da Güney Kürdistan'da. Bu durum, Kürdleri reel politik bakımından önemli bir unsur haline getiriyor. Bu da Türkiye'nin gerek Kürdlerle, gerek Bağdat yönetimiyle daha sağlıklı ilişkiler kurmasını gerektiriyor.

Nereden bakarsak bakalım her şey Kürdlerin lehine işliyor ve gün be gün gelişen bağımsızlığa doğru adım adım yaklaşan Kürdlerdir. Kürdlerin zaten kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur ama kazanacakları koskocaman özğür ve bağımsız ülkeleri Kürdistan vardır. Bence sabırlı olmak ve bu uğurda yavaş, yavaş soğukkanlı bir şekilde ölesiye çalışmak ve umutsuzluğa asla kapılmamak gerekiyor. Federal Irak'taki Kürd devletinin temellerinin sağlam oturtulmasına da zaman gerekiyor. Bu tür işler bir iki günde maalesef olmuyor. Tabii Bağımsız Kürdistan Devleti'ni kurmak zor ama imkansız olmadığını belirtmek gerekir, ki 10 sene öncesini düşünmekte yarar vardır; Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı Celal Talabani'nin Irak'a Cumhurbaşkanı olacağını 10 sene evveli kim düşünebilirdi?

[url=http://alanlezan.net]alanlezan.net[/url]

.......................... milyonlarca yilda olusan fosil fuelleri bir yilda tuketmek elbette dunyanin bir suru dinamigini kaydiriyor.-feedback sistemleri alt ust ediyor keske olmasa bunlar ama keske ile insanlik yurumuyor. vesselam bir satirla uyarida bulundugum alan bana kamyon kamyon hakeretlerde bulundu simdi hani nerde diyecek balik hafizali neyseki yaazili ve buralarda ben de ona bu pazarda vaktiyle cok uyduruk curuk mal sokusturldu lutfen artik buna son verin derim kendi tarzimda derim simdi ME daha kibar daha guzel soylesin ben aradan cekileyim adaam berlin duvarinin uc katini zihnine ormus bir kere hek modeli islemiyor amma boyle amma soyle o duvar yikilacak alan da kurtulacak senin ne isine kurdistani enerjiyi minciklarsin bizim yaklasamadigimiz bir suru ilginc dunyaya cok da guzel tasvirlerle giriyoorsun dedim defalarca kendin ol kendi ustalik alanlarindan bize yaz ki dunyamiz genislesin bize almanyanin sokaklarinda attigin adimlari taslari kuslari sevgililerini (kurmacasini elbette-ozell hayatini merak eden yok) karanligini yanlizligini iysini kotusunu oksayanini hoyartini anlat onlari kendine ozgu yazim tarzinla gayet guzel anlatiyorsun bunlar hosikcilik degil daha once yazdim bilmedigin hissetmedigin alanlara girirp narrativlik yapilmaz hakkin var ama hakla yapilan her sey gordugun gibi guzel ve dogru olamiyor ben sana daha ne diyeyim. yeri geldi harpagosun da kulaklarini cinlatayim einstein darwin filan demeisti tokustuk onun bize anlatacagi einsteinlerin uc kati darvinlerin bes katinin onun anlatiklarinda zenginlesecgi kendine ait seyler vardi-asikardi harpagos bu isi mukemmel yapiyor zamanla einsteini da darwini de mana anlaminda cebinden de cikarabilir o onlari degil onlarin yenileri harpagosu dinler filan fistik mesel budur yoksa alani da bir ana dogurmus ben de de insaf sempati empati bulunur 8zaman zaman yokmus gibi gorunse de) oksanmak ister.insanca guzel bir duygudur ben de isterim hem oksanmak hem oksamak sevgi alaninda kurdistan cocuklarina sevgimi kimse sorgulamasin tepem atar ancak onlarin yanlis yollarda omur curutmesini istemem arada kiziyorum ee ne var bunda? genclikten morukluga geciste olur bunlar vesselam Gez: Önceki Mesaj•Yeni Mesaj Seçenekler: Mesaja Cevap Ver - Bersiv bide•Mesaja alıntı yap Konu Görüntülendi Yazan Gönderildi Enerji meselesi, Vincent-Letya-Alan Modeli ve kurdistan 33 HeK 27/02/10 21:55

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.