Brûsk AGIRÎ/Önümüzdeki iki yıl içinde, Zazakî'yi yok olmaktan kurtarmak için radikal tedbirler alınmazsa, on yıl sonra Zazakî artık yok olmaktan kurtulamayacak kadar yok olmuş olacak! Bu konuda hiç kimsenin en küçük bir şüphesi olmasın!
Gidişat bu şekilde devam ederse, on yıl sonra Zazakî konuşanlara rastlanmayacaktır. Dünyanın hiçbir yerinde, konuşulmayan bir dili tekrar konuşulur hale getirmenin mümkün olmadığını kabullenerek harekete geçersek, Zazakî'yi kurtarma şansımız artar.
Biz Kuzeyliler, genel anlamda, siyaseti bilmiyoruz. Bu bizim suçumuz değil, çünkü bizim büyüklerimiz de bilmiyorlardı. Kendi değerlerimize dayalı siyaset nasıl olur, kimse onlara öğretmemişti, onlar da, doğal olarak, bize öğretemediler. Bundan dolayı da 20. yy boyunca verdiğimiz bütün mücadeleler, uğraşlar, çabalar, emekler...
başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Devlet kontrollü asimilasyon prosesinin nasıl işlendiğini hala anlamış ve algılamış değiliz. Bundan dolayı da, soykırımcı devlet'in, hem kendi kurduğu, hem de kendi kontrolünde olan bir başka “Kürdçe“ tv kanalında, neden Zazakî programlara yer vermediğini anlayamıyoruz.
Oysa bunun cevabı oldukça basit: Zazaları başka yerlere yönlendirecek bir alternatif yok!
Şayet Kurmancî programlara yer vermezlerse, Kurmancî yayına önem veren Kurmancların Güneyli kanallara yöneleceklerini biliyorlar. Bu kitleyi kaybetmemek için, hoşlarına gitmese de, bu durum onlara Kurmancî programlara yer verme zorunluluğunu dayatıyor. Bunu yaparken de, programları, dil ve içerik olarak, beş para etmez bir seviyeye indirgemeyi tabiki unutmuyorlar.
Bu realiteden hareket edildiğinde, soykırımcı devlet'in, hem kendi kurduğu “Kürdçe“ kanalda, hem de kendi kontrolündeki diğer “Kürdçe“ kanalda, Zazakî programlara neden yer vermediğini anlayamamak için çok ama çok saf olmak gerek.
Ülkemizi işgal eden soykırımcı devlet, tekçilik temeli üzerine inşa edilmiştir.
Yani, bu devletin temelini inkarcılık, ırkçılık ve faşizm oluşturuyor. Bu ilkel ve barbar zihniyet bu devletin resmi politikası olduğu sürece, yani ordu iktidarda olduğu sürece, kendi dillerimizde eğitim arzumuz boş bir hayalden öteye gitmez.
Bu işgalcı ve soykırımcı devlete demokrasi gelmeden, ulusal haklarımıza sahip olamayacağımız açık ve kesindir. Diğer taraftan, önümüzdeki 10-15 yıl içinde de demokrasinin bu soykırımcı devlete uğramayacağı açık ve kesindir.
Fakat, 10-15 yıllık bir süreç Zazakî için ebediyyen yokoluş demektir. 10-15 yıl sonra, bu devlete nihayetinde demokrasi uğrasa bile, Zazakî artık konuşulmayan bir dil olmuş olacak. Konuşulmayan bir dile birilerinin sahip çıkıp onu yeniden konuşulur bir dil yapma zahmetine girmeyeceği ise, kesindir. Var olan diline sahip çıkmayan bir toplum, yok olan diline hiç mi hiç sahip çıkmaz!
Bu dilimizi kurtarma konusunda samimi isek, realist hareket etmek zorundayız.
Sunacağım projeye geçmeden önce, yıllar önce hazırladığım bir başka projeden bahsetmek istiyorum:
90'lı yılların sonlarında (tam hangi yıldı hatırlamıyorum), PYSK döneminde, “ROJ TV“ adlı bir tv kanalı projesi hazırladım ve bu projeyi PYSK merkez komitesine gönderdim. Benim projemdeki ROJ TV, sadece Kurmancî ve Zazakî olarak, son derece kaliteli yayınlar yapacaktı. Programların içeriği ve parasal kaynak hakkında berlirlemelerde bulunmuştum... Bu proje, dağınık olan merkez komite üyeleri arasında, gidip-gelir...
PYSK'nın ömrü, ne yazık ki, uzun olmadı ve kısa bir süre sonra fesedildi. Aradan bir süre geçtikten sonra, PKK Med/Medya Tv'nin ismini değiştirip, ROJ TV yaptı.
Yıllar sonra PKK'dan ayrılanlardan, benim projemin daha PYSK fesedilmeden PKK'nın eline geçtiğini ögreniyorum. Fakat PKK'nın TV'si hiçbir zaman o harika isme layık bir TV olmadı.
***
Şimdi Zazakî için bir TV projesi öneriyor ve bunun bir önceki projenin kaderini paylaşmamasını diliyorum.
Bir Tv kanalı kurmak öyle kolay bir iş değildir. Çünkü olay sadece parayla bağlantılı değildir: çok ciddi ve her alanda birikimli bir aydın kadrosu, bu işin olmazsa olmaz ilk şartıdır.
Günde 15-20 saat yayın yapabilecek elde-avuçta hazır bir şey olmadığı için, parasal kaynak sağlandıktan sonra, en az iki yıllık bir hazırlık süreci gerekir.
Bu işi, VATE Grubu dışında, kimsenin üstlenemeyeceğini, üstlenseler dahi, bu yükün altından kalkamayacaklarından eminim ve sizin de emin olmanızı umuyorum.
Parasal kaynak için, bütün Kürd sitelerinde, bir aylık bir imza kampanyası başlatmayı öneriyorum. Ülkede internet yaygın olmadığı için, Avrupadaki bütün Kürdleri bu imza kampanyasına destek vermeye davet ediyorum. Toplayacağımız imzaları, VATE Grubu'na sunarak, bu işi yüklenmelerini onlardan hem rica, hem de talep etmeliyiz.
VATE Grubu'ndan bu işin öncülüğünü değerli yazar Malmîsanij ve Mûnzûr Çem'in üstlenmesini öneriyorum.
Sağlıklı bir TV kanalı kurabilmek ve devamını sağlayabilmek için en az 10 milyon euro gerekir. Bu parayı halkın arasında toplamak hem mümkün değil, hem de binbir türlü sorunlara sebep olur. Bu işin sağlıklı bir şekilde başarıya ulaşabilmesi için, paranın toplu olarak tek bir kaynaktan gelmesi gerekir. Toplayacağımız imzaların, değerli yazar Malsîsanij ve Mûnzûr Çem'in öncülüğünde bu “kaynağa“ sunulmasını öneriyorum.
TV kanalının ismine dair önerim:
Kuracağımız bu TV kanalı, yok olmakla karşı karşıya olan bir dilimizi yok olmaktan kurtarma görevini üstlenecek. Bundan dolayı da üstleneceği bu kutsal göreve yakışır bir isme sahip olmalı.
Böylesine büyük ve kutsal bir görevi üstlenecek bir TV kanalına en uygun isim, Dersim Soykırımı'nda soykırımcı devlet'e asla boyun eğmeyen, 5 yıl boyunca son savaşçısına kadar mertçe direnen, asla ve asla unutmamamız gereken küçük ama kahraman Demanan Aşireti'nin isminden başka bir isim olamaz: DEMAN TV
Bu isimle, başta o kahraman savaşçılarımızın, yüzbinlerce şehidimizin ruhunu şad edeceğimizden emin olunuz! Özgürlüğün, direnişin, onurun sembolü olan bu kahraman aşiretin, kahraman savaşçılarının o güzel ismini, şimdi başka güzel bir amaç için kullanarak, tarihimizi/geçmişimizi hiç de kolay kolay unutan bir halk olmadığımızı ıspatlayarak, özgürlüğümüz için beş yıl boyunca, barbarlar ordusu'na karşı, son savaşçısına kadar mertçe direnen bu kahraman savaşçılarımızı anarak, onlara minnettarlığımızı da belirtmiş olacağız.
DEMAN TV, Demenan Aşireti'nin onurlu mücadelesinin sembolü olacaktır.
***
Aşağıda, Güney Kürdistan Hükümeti'ne sunulması için Kurmancî olarak hazırladığım kampanya metninin, 20 Temmuz 2009'da, kampanyaya katılan bütün Kürd sitelerinin, topladıkları imzaları, VATE Grubu'na göndermelerini rica ediyorum!
www.vateonline.se
KAMPANYAYA SERDESTKIRINA ZAZAKÎ
NEHÊLIN BILA ZAZAKÎ WENDA NEBE!
JIBO SHÎYANA KURDISTANÊ
Girramandar serokmînîster N. Barzanî,
Pêshketinên li Kurdistana Bashûr ne tenê hemû Kurdên li seranserê dinê dilsha û kêfxash dikin, lê her weha gîyanên sed hezaran nemir û hemû gorbihûshtên Kurdistanê jî, ku li kar û kiryarên we tim û tim temashe dikin, bi van pêshketinên li parcheyek welatê me gesh û sha dibin, hêvîdar û serbilind dibin.
Ev pêshketinên gesh û hevîdar li Kurdistana Bashûr, hezar mixabin, jibo parcheyên din ên welatê me hê xewn û xeyal in. Û em dizanin, ev rewsha me ya kambax, gîyanê nemirên me diêshîne û hêvîyên wan dishikîne.
Niha, li bakûrê welatê me, yek ji du zaravên me yên bakûrî, jiber asîmîlasyonek sed salî ya tund û tûj, ber wendabûnê ye. Ev zaravê me yê kevnar, ku koka xu ji Hewramanî digire, her weha zaravê serokên me yên gorbihûsht Shêx Seîdê Pîranî, Seyîd Rizayê Dêsimî û sed hezaran nemirên Kurdistanê ye. Ev zarav zaravê me yê Zazakî ye, ku her weha bi navên Dimilî, Kirmanckî, Kirdkî û Dêrsimkî tê nasîn.
Ger di demek gellek kurt da, jibo serdestkirina vî zaravê welatê me, tevdîrên radîkal neyên girtin, ev zaravê me yê kevnar dê wenda bibê û serdestkirina wî dê êdî ne mumkun be. Wendabûna vî zaravê me yê kevnar dê, berî her tishtî û her kesî, gîyanê sed hezaran nemirên Kurdistanê biêshîne û hêvîyên wan bishikîne. Û li alîyê din, hezar heyf e ku ev zaravê me yê kevnar êdî neyê peyvîn û bi wendabûna wî, dijminên chand û hêjahîyên me vê “serketina“ xu pîroz bikin!
Em Kurdên Bakûrî, ji shîyana (hukumeta) Kurdistanê daxaz û tika dikin, ku nehêlin ev zaravê me wenda bibe, ku nehêlin daxaza dijminên chand û hêjahîyên me bê cî, ku nehêlin gîyanê serokên me yên nemir Seyîd Rizayê Dêrsimî, Shêx Seîdê Pîranî û hemû gorbihûshtên Kurdistanê biêshe!
Heta ku demokratî bê Tirkîyeyê û em Bakûrî jî bi vê rêyê bibin xadî mafên xu yên neteweyî, em ji shîyana Kurdistanê daxaz û tika dikin - jibo parastin û jîyandina zaravê me yê Zazakî - jibo avakirina kanalek têlevîzyonê, pishtgirî û alîkarîya aborî bidin Grûpa Vate'yê.
Bi vê pishtgirî û alîkarîyê dê shîyana Kurdistanê ne tenê vatinî û berpirsyarîya xu hevber hêjahîyên welatê xu bîne cî, dê her weha gîyanên hemû nemir û gorbihûshtên me jî gesh û sha bike, wan serbilind û hêvîdar bike!
Û bi vê kar û kiryar û xizmeta we ya pîroz, bi gishtî hemû Bakûrî, bi taybetî hemû Zaza dê dilsha û kêfxash bin, bi we serbilind bin û ji we sipasdar bin!
Digel giramîyên kûr, em silavên xu li Shîyana Kurdistanê dikin!
Tim û tim pêshketin û serketin para we be!
Beshdarên Kampanyaya Serdestkirina Zazakî:
Brûsk Agirî
ben Vate ye para aktarmaya hazirim/ cok YERINDE bir kampanya