Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 12 March 2009

Merhaba,

Hocam sen benim güllük güllüstanlik, sinirsiz, sinifsiz, sömürüsüz bir dünyanin olmasini istemedigimi saniyorsun yoksa? Ama gercek ülkemizin ilhak ve isgal edildigidir. Ve ülkemizi isgal ve ilhak eden devletler sonuna kadar despot, fasist, bagnaz, gerici ve [b]sapina kadar örgütlüdürler[/b]. Onlar hic bir zaman seni o zengin bölgemizde savunmasiz rahat birakmazlar. Eger Kürdlerin 600 bin Peshmergesi ve Israil gibi donanmis askeri technigi olsaydi böyle mi olurdu? Gecenlerde sana yazdigim bir yazida da belirttigim gibi Kürdlerin kendisni barbarliga karsi savunmasi icin silahlanmasi gerekmekte, cünkü sözkonusu devletler gelin iste istediginiz gibi yasayin demeyecekler.

Eger bugün Güney kismen özgürlesmisse bunun nedeni 200 bin Peshmergenin olmasindan kaynaklaniyor ki, bir o kadarda milis vardir. Yoksa kim Kürdlere hangi hakki verir? Eger PKK'de bu sayi yüksek olsaydi o zaman durum baska olurdu ama PKK'nin daha cok yanlis önderlikle sonurunu var, gerilla sayisi ile degil. Zaten Gerilla'nin sayi olarak cok olmasi problem yaratir.

Yani kisaca; Kürdlerin devletmesmesi, bagimsizligi bir zorunluluktur, cünkü baska türlü bölge devletleri Kürdlerin zenginlik kaynaklarini hep sömürecek, Kürdlerde aclik, susuzluktan kurtulmayacaktir. Hocam sorun tamamiyle siyasi oldugu icin ancak siyaside cözülür. Anarsistler, komünistler güzel düsünüyor, belkide en dogrusunu düsünüyor ama gercekci olmak lazim. Hiyerarsinin oldugu bir yerde esit dagilimda olmaz ki, insan bu yüzyilda da hiyerarsisiz yasamaz.

Örnegin cogu insanlar benim düsüncelerime utopik diyorlar, ben ise gercegi, ideal bir Kürdistan'i yazilarimda dile getiriyorum. Varsin bu düsünceler simdilik utopik görünsün ama 30-40 yil sonra hersey degisecektir.

Sinirlar zaten 50-60 yil sonra degisiyor. Dünyada 224 devlet vardir. Milliyetcilik ve bu devletlerin olmasi cok kan dökmüstür ama cogu halklar alni ak yasiyorlar. Yani benim demek istedigim esas olan sömürgecilige son vermektir. Yani Kürdler kendi kaderi üzerine kendileri karar versinler. Kürdistan simdi bagimsiz olsun, yabanci egemenliginden kurtulsun gerisi artik bizim özel sorunumuzdur. Eger sinirlari yeniden cizmek gerekiyorsa -ki, internet, satalitler odur insanlar arasi suni sinirlari yikmislar- yeniden cizmek, ve 50 sene sonra ortak bir platformda bulusmak icin kaldirmak vs. Simdi Iran, Türkiye, Suriye –Irak ayagi simdilik düstü- öyle kolay kolay demokratiklesmezler ama Kürdler isterlerse bu yüzyilda bagimsizligina kavusmasalar bile federasyonlasmayi yakalayabilirler. Kürdlerin herhangi bir statüye kavusmasi olmazsa olmazdir.

Tamam sen sinrilara, haritalara karsisin ama Kürdeler neden eziliyor, bunun üzerinede hic düsündün mü? Senin icin sinirlarin önemi yok ama Iran, Suriye, Irak ve Türkiye sinirlar icin kan döküyorlar, askelerini Kürdlerin bölgesinde geri cekmiyorlar ki, onlar Kürdlerin ne dilini biliyorlar, ne de kültürünü. Buna ragmen Kürdistan'i isgal etmisler burasi bizimdir diyorlar, bizi binlerce yildir yasadigimiz topraklarda esir almislar, aci ve eziyet cektiriyorlar?

Asker ve polis, Peshmerge ve milis tamamen saldiri icin degil savunma icindir. Kürdler kurtulmadan, özgürlesmeden Orta Dogu'ya demokrasi falan hic bir zaman gelmez. Orta Dogu'da demokrasi ancak ve ancak Kürdler üzeri gelir. Kürdlerde fasist, irkci, kökten dinci, sövenist akimlarin olmayisi bunu mümkün kiliyor. Sen bakma bu forumlarda iki üc kisinin birbirlerini rencinde etmelerine. Sen en iyisi ayakta olan 10 milyon Kürde bak. Sinirlari yeniden cizmek gerekiyor ki, diger halklar ile özgür ortamda yine bulusasin.

Asagida bu konuyla ilgili bundan bir kac yil evveli yazdigim bir yaziyida ekliyorum.

Selam ve sevgiler

[size=x-large]Etki ve Tepki[/size]

Tabii bilimler ile ugrasanlar tepkinin etkiden dogdugunu biliyorlar. (Aksiyon-Reaksiyon) Nerede siddet varsa orada karsi siddet bir doga kanunu olarak olacaktir. Bu dogal olayi insanlara indirgedigimizde istegimizin disin da birsey midir diye sorabiliriz. Ya da söyle: Siddetin siddeti dogurdugu dogrudur ve biliyoruz, peki asil siddetin kaynagi nereden geliyor?

Insan biyolojisine baktigimizda hayvan ve insanin birbirinden ayrilisi on milyon yil öncedir. Tas devri insanina Homo Habilis ve Australopithecinen deniliyor. Bunlarin devamina, yani ates devri insanina Homo Erectus denilirken (son iki milyon yila damgasini vuruyor), onlarin takipcisi Homo Sapiens ve Neandertalensis son bir milyon yilindan beri taniniyorlar.

Neandertalensis 40 bin yil önce tamamen ölüp tarihten silinirken Homo Sapiens, yani bizler halen dünyanin „efendileri“ olarak yasiyoruz. Neandertalensis'i Homo Sapiensler mi yok etti, kendileri mi yok oldugu üzerine bilgi yok denecek kadar azdir.

Görüldügü gibi „insan olmak“ kisa degil cok uzun bir zamanin neticesi sonucudur. Degisim ya da evrim sadece sosyal degil, ayni zamanda genetik ve fizikseldir. Örnegin bundan otuz bin yil önce insanlar ortalama 1.30 cm büyüklükteyken simdi 1.75 cm'dir. Ya da o dönem her insan ortalama 30 yasinda ölürken simdi bu yas 75′dir.

Atesi bulan, fakat dil bilmiyen, sadece hayvanlardan yüzde iki daha fazla zekaya sahip olan bu maymunsu insan, yani düsünen hayvanlar, ates etrafinda bulusup komünikasyon ile toplumlasiyorlar. Bu toplumlasmanin asil nedeni insanin sosyal varlik olmasiydi. Tipki diger hayvanlar gibi.

Toplumlasan insanlar tabisi geregi kültürlesiyorlar. Fakat bundan önce magarada ve agac kovuklarinda dogal olarak KORKU icerisinde dogaya boyun egip on milyon yili askin yasiyan insan tipi vardir. Bu insan tipi her ne kadar bu gün dogayi yendigini söylese dahi halen o dogaya karsi derin korkunun icinde oldugunu biliniyor. Bu korkuya „asil korku“ ya da „ilk-korku“ da deniliyor. Tipki sexuell güdülerimizin „asil güdü“nün, yani asil nedenin tabii soyunu „cogaltmak“ oldugu gibi.

Bu asil korku icimizde sadece dogaya karsi degil, en cokta insana karsi vardir. Yani insan hem dogadan hem de insandan korkuyor. Iste aslinda saldiri korkudan geliyor. Yani siddetin asil kaynagi korkudur. Örnegin eger TC Kürdlerin bagimsizligindan veya bölgeyi Kürdlere kaybedeceginden korkmasa Kürdlere saldirir mi, ya da baski ve zulüm uygular mi?

Bilindigi gibi Uzak-Dogu'da Karete, Kung-Fu, Teak-Wando gibi kendini savunmak icin sporlar yapilir. Bu sporlarin hepisinin amaci icindeki korkuyu yenmek ve özgüveni arttirmaktir. Yani perfekt Kung-Fu veya Karate bilen bir insan kendisinden zayif bir insana hic bir zaman saldirmaz. Eger birisi kendisine saldirirsada yapacagi eylem sadece gelen saldiriyi bos cikarmak icindir. Yani saldiri oldugu halde, gelen her yumrugu onun denginde karsilik vermez, onu bosa cikarip karsisindakini yorarak, büyük zarar vermeden yenmek. Kisacasi Uzak-Dogu savunmasinin felsefesi budur.

Bazi bilim insanlari insanin sahip olma, hiyerarsi, digerlerinden iyi, güzel ve üstün olma koplexini bu ilk-korkular neticesi sonucu oldugunu söylerken, büyük düsünür Carl Sagan, insanoglunun asil barbarligini sürüngen Komplexe'e bagliyor. (R-Complex = Reptilian Complex)

Carl Sangan'a göre insanlarin beyninin altinda yer alan „beyin sapi“, sürüngen dönemde genetik izler tasiyor.

Buna karsilik insanlarin Neo-Cortex denilen gelismis beyin yapisindaki bilgi ve kültür ile o beyin sapindaki ilkel sürüngen icgüdülerini, hiyerarsi, sahip olma vs. asma cabasi vardir.

Demek ki „Etki ve Tepki“ nin nedenleri sadece disarda degil beynimizin icindedir de diyebiliriz. Insanin insan olma mücadelesini ilk etapta kendisini degistirmesi gerektigini bu baglamda da anlamak mümkündür. Yani o tasavvuf'taki „nefsi yenme, benlikten kurtulma“ kavramini da böyle anlayabiliriz.

Yapilan tüm bu örnekler ve bilgiler sözkonusu „Etki ve Tepki“ nin bize „siddete karsi hemen siddet“ demenin yanlis oldugunu aciklarken, bunun bazen maalesef kacinilmaz ve istemimiz disi basvurulan bir yöntem oldugunu da, mesru müdaafa, yani savunma hakki olarak da dogruluyor.

Bu baglamda her insan dünyanin neresin de olursa olsun emegini, dilini, kültürünü, cinsini, rengini, yani bir bütün var olma eylemini herkese karsi savunma hakkina dogasi geregi sahiptir diyebiliriz.

Peki bu hak nasil kullanilir? Dagdan kayan bir tasi düsünün. Tasin elbette kaymasinin nedeni vardir. Hakli veya haksiz olabilir. Düstügü yer eger kendinden daha sert ise, kendisini kuskusuz parcalayacaktir. Eger yumusak ise parcalamadan icerisine gömülecek, kaybolup gidecek veya öyle kalacaktir. Eger zayifsa onu paramparca edecektir.

Iste bence zayiflarin paramparca olmamasi ve ezilmemeleri icin hemen hepsinin birlesmeleri gerekiyor. Birlesip güclenen zayiflar kaymak üzere olan, ya da kayan tasi hepberaber durdurup bir daha kaymamasi icin gereken önlemleri alabilirler.

Aclik, susuzluk ve yolsuzlugun hüküm sürdügü, zindanlarin tiklim tiklim dolu oldugu, issizlerin had safhaya ulastigi, iskence, tecavvüz, insan yakmalar vs'nin bol oldugu bir ülkede 30 a bölünmüs, birlikten uzak Kürd toplumunun özgürlesmesi mümkün mü?

Kim ne istiyorsa istesin. Her insan'in elbette düsleri olmalidir. Fakat herkes “yeni“ bir toplum icin sürüngen (R-Complex) ya da “insan olma“ (Neo-Cortex) arasinda tercih yapmak zorundadir diye düsünüyorum.

[i]Alan Lezan, Berlin - 3 Subat 2000[/i]

Merhaba. Şimdi sizin yazıyı okuyunca bir süre kendimle baş başa kaldım, bir taraftan duygularım(özellikle intikam tarafı) diğer taraftan ise aklım. Duygularım; [i]"Jan uzatma bas imzayı şu Alan'ın yazısına."[/i] Aklım ise pis pis sırıtarak [i]"ne o dostum, 19 yaşındaki Odysseia serüvene tekrar başlamayamı karar verdin"[/i] diyerek beni köşeye şıkıştırıyorlar. Sonra bir zamanlar CNN'deki Çevik bir bir röpörtajı aklıma geliyor, röpörtajın sonunda spiker son soru olarak Çevik bire [i]"ütopyanız nedir"[/i] diye soruyor. [i]"İnsanların beraber yaşadığı, kimsenin kimseyle kavga etmediği, savaşların olmadığı bir dünyayı düşünüyorum."[/i] Evet Kürdistan kıyımının, T.C. devletinin şavaş tanrısı [i]Aresi[/i] bunları söylüyordu. Çevik birde bunları düşünüyorsa o halde bu savaşlar, katliamlar neden. Kim başlatıyor bunu?. Bilmiyorum!. Ben birey olarak ağzım sütten yandığından dolayı artık her şeyi üfleyerek yiyorum. Özellikle [i]özgürlük, bağımsızlık...[/i] gibi kelimelerin her ne kadar asil, herkesçe yüce oluşu kabul edildiği göz önüne aldığımda bunlar hakkında elimden geldiğince kimsenin tepkisini çekmeden konuşurum sokakta, nette. Ama aslında bu kavramların içinde kan, hayat,ölüm.. yatığının çok yakınen tanığı olarak, artık nefret ediyorum bu kelimelerden. Alan, bende Kürdistan taraftarıyım, yani herkes gibi bir ülkemiz olsun ama bunu istemek neyi değiştirir. Şimdi ben kalkıp [i]ben bağımsız bir Kürdistan istiyorum[/i] demek Ortadoğu'daki o kurtlar vadisin'de hem de içinde ABD gibi Başkurt ta varken ne gibi bir değişiklik olur. Savunmak ayrı bir şey,[b]artık fazla insanımızın ölmeden kısa vade politik çözümler istemek[/b] farklı bir şey. Ve ben diyorum Kürdler zaten yeteri kadar kan döktü, madem ki dört tarafımız puşt zulası o halde bizde küreseleşen, köy olan bu dünyada, siyaset denilen şeyi kullanarak kısa vadede demokratik, federasyon... gibi çözümlere gidelim. Çok mu hayranım bu çözümlere hayır, utanç verici. Ama sizde benim gibi savaşın kirli yüzünü görseydiniz, emin olun 20 tane çocuğunuz olsaydı tekini bile bu uğurda ölümüne feda etmezdiniz. Tek kişinin bile artık ölmesini istemiyorum,çünkü zaten gereğinden fazla can verdiğimize inanıyorum. Biliyorum şimdi herkes küfür ediyor bana. Alçak, hain...falan. Umurumda da değil. Hayır yurt ve ülke için insan ölüme gider,zaten gitmesen karşı taraf öldürür. Ama şu dünyayı bir gözönüne alın, ülke için savaş iyi ama bunu gerçekten nimetlerini kim alıyor, kim faydalanıyor. Newyorktaki,Washingtondaki o gökdelenlere,göbekli ağzında pipo olan kravatlıları düüşünün.Dolları ve petrolü düşünün. Ve bağımsız ile özgür ülkeyi Troya'yı savunmak kadar yüce ve masum, olamadığını anlayın. [i]Not; Eğer Kürdistanı bulunduğu devletlerde demoktatik,federasyon gibi çözümdenlerden hariç Bağımsız Kürdistanın nasıl kurulacağına dair gerçekçi bir manifestoyu bir arkadaş ele alırsa çok memnun olurum[/i]

Jan Merhaba, ben özgür ve bagimsiz Kürdistan diyorum ama savastan hic bahsetmedim. Bana göre Kürdistan'da artik savas olmamali, eger olacaksa ETA, IRA misali sömürgecilerin metropellerinde eylemler düsünebilirim ki, onada gerek yok, cünkü Kürdlerin sansina artik muazzam gelisen teknoloji ve iletisim araclari vardir. Senin dünyanin öbür ucunda evinde oturup benimle yazismandir Kürdistan'i ileride bagimsizlastiran. Fazla beklemeyede gerek yok. Bekleyelim bes on sene, PalTalk'lar, Forumlar, Siteler ki her Kürdün evine muhakak girecektir. Dikkat edersen ben Kürdistan sorununun siyasi oldugunu savundum ve ancak siyaside cözülür dedim. Tabii savunma olmazsada olmaz. Belli bir askeri gücün olmasi önmelidir, öyle ki kimse sana karismasin. Sana yazdigim gibi bizler bu yüzyilda dünyayi kurtarmayiz ama Kürdistan'in özgürlestirip bagimsizlastirabiliriz. Hemde bir kisi ölmeden diyecegim ama Gandi bile bunu basaramadi. Bizim düsmanlarimiz barbar kardesim, bizim düsmanlarimiz kötü. Eger Türkler yerine ingiliz veya Amerikalilar olsaydi simdi cok geri cekilmislerdi. Ama ben bu satirlari yazdigim bugün bile Türkeler Güney Kürdistan'a, Kürdistan demekten bile korkuyorlar, Kürdlerin varligini bütün dünya bildigi halde onlar inkar ediyorlar. Unutmayalim ki, insanlik tarihi iyi ve kötüler arasinda savaslar ve mücadeleler tarihidir. Ben eger bagimsizliga kadar savas diyorsam bu kesinlikle silahi alin adam öldürün demek anlaminda degildir. Savas siyaside verilir, sanat ilede verilir, senin gibi burada sadece yazmak, düsünceni dile getirmek ilede olur. Ama her ne olursa olsun, nerede baski, sömürü ve zulm varsa orada bir direniste muhakkak olacaktir. Istersen sen bir seyirci olarak kal. Benim vicdanim benim bir seyirci olmami kabul etmiyor. Ben bir sahis olarak Kürdlerin zengin bölgelerinde aclik ve susuzluk, egitimsizlik icinde yasamalarini asla kabul edemem. Bu dünyada benim icin üc degerli olgu vardir: 1. Saglik 2. Özgürlük 3. Bagimsizlik Bu üc degerli olgudan baska diger hersey talidir. Bu federasyon vb. konularda da sunu diyecegim; Ben federasyonu bagimsizliga bir ön asama olusturdugu icin kismen destekliyorum ama örnegin Arapca, Farsca veya Türkcenin Kürd bölgesinde resmi dil olmalari, onlarin okullari ve askerlerinin olmasini istemiyorum. Bizler Kürdistan'da sömürgecilige tümden, yani askeri, siyasi, kültürel ve okonomik olarak silip atmamiz sarttir. Bu olmadigi müdetce Kürdler hep ezileceklerdir. Tercih senin diyecegim ama eger bir Kürdsen senin tercih sorunun bile yoktur. Baskiya, sömürüye, zulme, isgal ve ilhaka karsi bas kaldirmak bir insanlik görevidir. Evrensel mi olmak istiyorsun o zaman ilkin dilinin, kültürünün, ekonominin bagismizligini savunmali ve bu degelerlerlen dünya toplumu icinde, yani esas etnik, bireysel ve sosyolojik kimliginle evrensel olabilirsin. Selam ve sevgiler

Kurdistan sorunu ulusal,ulusal oldugu kadarda sinifsal sorunlari olan bir sorundur. Bir ulke iskal ve fiili ilhak durumundaysa öncelikli sorun özgurlesmedir. Yani iskal ve ilhakin son bulmasidir. Bu son bulma kurumsal olmak zorundadir. Kurumsal cözulme sömurgeciligin kurumlariyla tasfiyesi anlamindadir. Özgurluk ulusal oldugu kadar sinifsaldirda lakin özgurlugun olmazsa olmazi sömurgecilik ve iskalin son bulmasiyla es anlamli olan özgurluk bu kosullarda olusma sansina sahiptir. Tum dunya bireyleri ve uluslari dunyaya kendi penceresinden bakarak kendi ulusal politikalarini olustururlar. Ulusal penceresi olmayan uluslar ise yani Kurtler gibi sömurgeciligin zulmu altinda inleyenler öncelikli olarak kendi pencerelerine sahip olmak durumnundadirlar. Kurt penceresinin olusturulmasi ise ancak ve ancak Kurt ulkesi ve milletinin özgurlesmesiyle mumkunken,sorunun cözumunu ne basitlestirmek nede karmasiklastirmak Kurtlerin isi olmamalidir. Kurtlerin olmazsa olmazi ULUSAL ÖZGURLUK VE ISKALIN SON BULMASIDIR. YANI SÖMURGECILIGIN TASFIYESI. Yirmibirinci yuz yilda mikro milliyetcilik ve mikro devletcilik genel bir politika olarak kabul görurken bunun Kurtlerden esirgenmesi ise uzerinde dusunulmesi gerekli olan bir konu oldugu unutulmamalidir. 1960 larin sonu itibariyle baslayip 1970 yillarda genis kitlelerde kabul gören KURT SIYASAL TEZLERI genel olarak sol yaklasim tarafindan olusturulmustur. Burda dikkat edilmesi gerekli olan sey ise Kurt sol hareketinin özgurlukcu,bagimsizlikci bir cikis noktasini milad kabul ederek Kurt sorununun cözumu konusunda sömurgeciligin tasfiyesini olmazsa olmaz olarak genis gitlelere tasimis olmasidir. Kurt sol hareketi her nekadar yasanilan dönemde dunyayi yorumlamada savrulmalar göstermis olsada bu durum genel icin söz konusu degildir. Ama Kurt sol hareketinin temel ortak noktasi bagimsiz bir Kurdistan olmustur. Sorun Kurt sorununa sol veya sag bakis acisi degil her Kurdun kendi ulusal sorunana dunya standartlarindanmi yoksa sömurgeci ideolojik kusatmadanmi baktigiyla aciklanabilirken sözu fazla yuvarlamak sanirim dogru degildir. Kurt sorunu millet ve devlet sorunu olarak algilandigi oranda sömurgeci kusatma kirilabilir. yoksa 100 yillik bir mucadelenin kirintilariyla sömurgecilikle uzlasmak Kurt ve Kurdistani tavir olmamalidir. Kurtler genel olarak kendilerinin icinde olmadiklari paylasimda rol sahibi yapilmak isteniyor. Söz konusu rolle Kurtlerin dört sömurgeci devlet icinde kirintilarla yetinmesi saglanmaya calisilirken,Kurtlerin bagimsiz politika gelistiriyor olmamasi ise genel olrak bir Kurt acmazi olarak bizim ve dunyanin önune konuyor. Dunku reel sosyalizm dayatmasinin bukunku adida dunya realitesi olarak önumuze konarken bizlerin sesiz kalmasi yarin bugunlerin yargilanmasi veya sorgulanmasinda söz hakkimizin elimizden alinmasi anlamina gelen genel konsensus Kurt sorununda cözum degil bir yeni yuzyillik daha cözumsuzlugun dayatilmasidir. Bugun Kurdistanin dört parcasinda motorize edilebilecek milyonlar varken,Kurtlerin elinde yuzbinlerce kadro yaratma imkani varken,Kurt siyasal taleplerini hayati islemez hale getirerek guc olmak varken hala Kurtlerin sömurgeciligin yedeginde politika uretmesidir anlasilmaz olan. Sevgili Alan katiksiz anti sömurgecilik Kurt millet varliklarinin ve özgurlugunun savunulmasi oldugu kadar sömurgeciligin butun kurum ve kuruluslariyla tasfiye edilmesi oldugu gercegini daha cok anlatmak geregecek. Bu konuda en azindan uzerine duseni yapiyor olman umutlari yesertme kavgasinda yanliz olmadigimiz gercegini herkese hatirlatiyor. Beynine ve yuregine saglik. Selam ve Sevgiler

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.