Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 27 February 2009

he vallah selim ve sükrü cok eski dostturlar,dostluklari ölümüne bagli bir dostluktur buna herkes inansin.

hic bir zaman sükrü selimin arkasinda kötüdür,tilkidir,güvenilmezdir,kürdlükle alakasi yoktur,bölgecidir,kardesi öcalan kadar kürd kirandir,yaptiklari sadece kendisini gündemlestirip kitaplarinin reklamini yapmaktir diye söylememistir.

ayni sekilde selimde hic bir zaman sükrü egosittir,cezaevinde hic bir direnise katilmamistir,cezaevi sürecinde hep partiden uzak durmustur,hic bir eyleme katilmamistir,yetki almamistir,su anda yaptiginin sadece türk basinina malzeme tasimaktir bununla kendi internet sitesinin reklamini yapmaktadir,aslinda akp ve fetullahtan yardim almaktadir,onun icin varsa yoksa nasnamedir,ve bunun icin kürddegerlerini ayaklar altina almaktan cekinmeyen biridir,sükrünün direndik ,direndik demesinin aslinda koca bir yalan oldugunu,direnenlerin yaninda sükrü kalmamistir dememistir.

dostluklari nereye kadar oldugunu anlamak icin sükrü dolaylida olsa aygana bir kac söz yazdirmamistir selim hakkinda,
selimde can yüceye sükrü hakkinda yazi yazdirmamistir.

can yüce ile aygan arasindaki kavganin aslinda sükrü ile selim arasinda cereyan ettigini cümle alem biliyor yahu siz ne anlatmaya calisiyorsunuz.

vay dostluk vay.

sizin dostlugunuza imrenmemek elde degil allah bize sizin gibi dostlari nasip etmesin.
amin

devami var
az sonra

DOSTLUKLA ILGILI YAZI

Selim Çürükkaya ile Yayın Koordinatörümüz Şükrü Gülmüş'ün uzun yıllara dayanan bir birliktenikleri, Diyarbakır Zindanı gibi ortak acılarıın imbiğinden geçmiş, yakuti dostlukları var. Dostlukları kadar, farklılıklarının da olması bizim açımızdan bir yanlışlık değil, bir güzelliktir. Hatta, fanus içindeki kalbin camını kırmadan, adab-ı maheşeret içinde tartışmaları da bizler için Kürdi Demokrasi'nin bir yeniliğidir. Biz biliyoruz ki; farklıklar bir güzellik potasında yaşayacaktır. İşte Selim Çürükkaya'nın bizlere hatırlattığı bir ibretlik Kalkan söylemi. Ve Selim; 'Düşündü.. düşündü..Ben şimdi bu Duran ve Kalkan'a, Erdemsiz Selahattin'a ne diyeyim? Ne diyecem en iyisi bunu Hoca'ya yollıyayım. Hele o bişey desin. dedi ve bize yolladı yazıyı. Biz de kamuoyuna, bizi ilgilendiren bölümünü aldık. Sözümüz meclisten değil, tüm eski PKK'lilerden içeri? Nasnamenews/Kısa Yorum

KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, ABD yönetimine sunulan 'PKK raporunu' değerlendirdiği röportajında AKP'nin ve Türk Genelkurmayının gündeminde Kürtler için katliam ve tehcir politikalarının olduğunu söyledi.
Dönek hainlerin hepsini saldırı konumuna geçirdiler

Hewler'deki Abant Platformu'nu da hangi çerçevede değerlendiriyorsunuz?

Şimdi Güney Kürdistan'da geliştirilen PKK'ye karşıt kampanyalar sözkonusu. Basın yayın aracılığıyla, diplomatik görüşmelerle bu yürütülüyor. Abantçı Fetullah tayfasının yaptığı PKK karşıtı konferans oldu. Bu sefer Hewlêr'i seçtiler ve Güney Kürdistan yönetimi iki tarafı da idare etmek üzere kısmi bir taviz verdi. Böylece PKK güney Kürdistan'dan tecrit edilmeye çalışılıyor. Güney Kürdistan yönetimi ile Türkiye yönetimi arasında PKK karşıtı bir ittifak yaratılmak isteniyor. Bununla birlikte izolasyon politikasının bir parçası olarak her cepheden PKK'ye dönük çok yoğun bir ideolojik saldırı söz konusu. Karalama kampanyaları var. Adeta düğmeye basılmış gibi yeminli PKK düşmanları harekete geçirilmiş durumda. Bir tarafta PKK karşıtlıklarıyla bilinen, ömürlerini PKK'ye karşı ideolojik mücadele yürütmekle geçiren Kemal Burkay gibi güçler var; diğer tarafta, dönek, hain bir sürü çevre var. Neredeyse hepsi böyle bir dönemde harekete geçmiş durumda. Şükrü Gülmüş'lerden, Selim Çürükkaya'lara kadar, bilinen hainlerin hepsi saldırı konumuna geçirilmişlerdir. Özellikle Fetullahçı basın ve AKP çevreleri bunları yeniden canlandırmaya, diriltmeye çalışıyorlar.
İşi sosyolog İsmail Beşikçi'yi devreye koymaya kadar da götürdüler. Aslında yazık oldu, olmaması gereken tartışmalar da ortaya çıktı. Yine PKK'yi Ergenekon'la iliştirmek gibi acayip şeylerden medet uman yaklaşımlarda söz konusu. Hatta JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan'ı bile PKK ve Önder Apo aleyhine konuşturmaya çalıştılar.

Bütün bunların hepsi böyle bir dönemde neden ve nasıl harekete geçti?

Bağdat'ta ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifakının oluşturduğu PKK'ye karşı planın bir uygulanması olarak gelişiyor. Tayyip Erdoğan'ın sözünü ettiği 'PKK'yi izolasyon' politikasının, kararının uygulanması oluyor. Bütün bu PKK karşıtı saldırıların amacı PKK'nin izole edilmesidir. Dolayısıyla bu saldırıların hepsinin PKK'yi izole etme karar ve planına bağlı olduğundan asla kuşku duymamak gerekiyor. Kemal Burkay'ı da, Şükrü Gülmüşü de, Abdulkadir Aygan'ı da, Selim Çürükkaya'yı da konuşturanlar hep aynı çevrelerdir. Hewlêr'de Abantçılara toplantı yaptıranlar da aynı güçlerdir. Bunlar açık ve anlaşılır durumlardır.

İş o noktaya kadar götürülmüştür ki; Abdulkadir Aygan gibi JİTEM elemanı olan birisinin bile PKK'yi karalamasından medet umacak kadar ileri vardırılmıştır. Oysa Abdulkadir Aygan gibi bir JİTEM'ciden, Ergenekoncudan PKK'ye karşı propaganda çıkartılabilir mi? Bu kişi daha 1981'de Kıbrıs'tan kaçarak PKK'ye gelmiştir. Muhtemelen o zamandan ilişkileri vardı. 1985'te PKK'yi KDP ve Komünist Partiyle çatışma içine düşüren provokasyonun yaratıcısı oldu. Kuzey Kürdistan'a girer giremez de doğrudan karakola giderek bir birliğimizi imha ettirmek için elinden gelen çabayı harcadı. Ardından JİTEM olarak bir sürü çalışma yürütmüştür. Bu kadar kirli olan birisinin PKK'ye karşı propagandasından bile medet umacak kadar zayıf duruma düşmek açık ki, bu politikayı yürütenlerin zor durumda olduklarını gösteriyor. Bir yandan JİTEM itirafçısından medet umuluyor; diğer yandan, PKK'nin Ergenekon'la ilişkilendirilmeye çalışılması yaşanıyor. O da Ergenekoncular konuşturularak yapılıyor. Eğer PKK'de bir Ergenekoncu ilişki aranacaksa, her halde bu Selim Çürükkaya olabilir, Şükrü Gülmüş olabilir. Doğu Perinçek ile ilişkide olanlar onlardı. Doğru Perinçek onları örgütlemiştir. Mehmet Şener tayfasını harekete geçirmiştir. Eğer Ergenekon Doğu Perinçek ise (tabi biz bunu bilemiyoruz) o zaman birer ucunun da Şükrü Gülmüş gibi, Selim Çürükkaya gibi kişilikler olduğu tartışma götürmezdir. Onun gerilladaki ucunun da Sait Çürükkaya olduğunu, Şemdin Sakık olduğunu herkes biliyor.

AKP bu Ergenekoncuları almış konuşturuyor ve onlara dedirtiyor ki, 'PKK'nin kendisinin Ergenekon'la ilişkisi var.' Halbuki Ergenekon'u arıyorsa, konuşturduğu insanlara baksın. Madem onları konuşturuyor, o zaman acaba kendileri de mi Ergenekon'la ilişkili oluyorlar? Tabi bunları biz bilemiyoruz. Fakat bunlar çürük ve boş çabalarıdır. 'Çamur at izi kalsın' misali çabalar diyeceğiz; ama PKK o kadar ak ve temizdir ki ne kadar çamur atılsa da hiçbir iz bırakmaz. Çünkü PKK tarihin en mazlum halkının 35 yıldır fedai çizgisinde kahramanca mücadelesini yürütüyor. Güneş kadar yakıcı ve temizdir. Hiçbir leke onu kirletemez; nitekim kirletememektedir.

Şimdi bu izolasyon politikasının her halde son aşaması 29 Mart yerel seçimleri olacak. Güya seçimlerde AKP'nin kazanması sonucu yurtsever ve demokratik güçler marjinal konuma düşürülerek izolasyon tamamlanmış olacak. Tayyip Erdoğan'ın ifade ettiği izolasyon aşaması bunlardan oluşuyor. Muhtemelen bu politikayı ABD ve Irak yönetimleri de belirlemiştir. Yani söz konusu raporda yer alan PKK'yi tasfiye planının birinci aşaması bu olabilir.

PKK yönetiminin iltica ettirilmesi arayışı beyhudedir

BEHDİNAN-ANF
Gündem Online'den bir bölüm. Nasnamenews/Haber

yorumsuz agir .. 27 Feb, 2009 03:46:37 avatar Şükrü Xoca güzel bir manşet atmış''Toprağın kanını içenler''TPAO önemli bir adres ve adreste bulunanlardan biriside, Botan kod adlı,eski batman milletvekili Nizamettin Taş ve ekibi o dönemin bazı sırlarını açıklıyabilirler. TPAO daki bazı karanlık noktaların çözümünde Nizamettin Taş konuşursa ki,konuşmalı.. Üzerinde durulması gereken bu ADRES'ten çok şey öğrenilebilir. Dilerimki,sayın Taş,bazı konuları kendi halkıyla paylaşmasının tam zamanıdır.

bu yaziyi ayni zamanda sükrünün nasnamesinede gndermistim bana verilen cevabi asagida aktariyorum. Delil Dersimi .. 27 Feb, 2009 03:19:19 avatar Sevgili Delil; Seli Çürükkaya ile Şükrü Gülmüş'e ilişkin ve "onların" ağzından verdiğin yorumunu beklemeye aldık, yani vermiyoruz. Bu tür (onların ağzından birbirleri aleyhinde söylediğini iddia ettiklerin) söz alıp vermelerde, söz konusu kişilerin de, kendilerine ilişkin yazanı bilme hakkı vardır. Dolayısıyla, mahlasla yazan okuyucularımızın da buna dikkat etmesini bekliyor, başarılar diliyoruz. benim cevabim bu editör mahlasini kulanan süleyman ise onu muhatap almam mümkün degildir,bana süleyman gibi biri kimlik soramaz bu süylemanin haddine düsmez,haddini bilmesini salik veriririm. benim nasname olarak tek bir muhatabimvar oda sükrü gülmüstür ve benim kimligimi soracaklarina benim yazdiklarimin yalan oldugunu söylesinler ve biz bu tür konusmalar yapmadik desinler. bunuda ispatlamak boynumun borcu olsun etik olmadigi icin simdlik bir sey demiyorum taki,bunlar delil iddialarini ispat etmek zorundadir diyene kadar. ayrica süleymana sunu demek isterim senin bulundugun nasnameye depremler yaratacak bilgi akisnin saglerken benim kimligim pekumurunuizda degildide simdimi akliniza geldi be süleyman. senin kiblenide biliyoruz cezaevlerindeki direniscileride biliyoruz. hadi hadi

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.