[size=x-large]GECELER![1][/size]

Gece karanlik, sesizlik, „durgunluk“ demektir. Düsüncelerin yogun oldugu saatlerdir Gece! Gündüzün uyumus hali belkide. Geceler! Katran karasi geceler. Nedense geceleri uyku girmiyor Mirxas'in gözüne. Aslinda öyle önemli günübirlik sorunlari yoktur ama buna karsin dünya sorunlarinin hepsinin kendi sorunlarymis gibi algiliyor. Biliyor; böyle düsünmek aslinda dogru degil ve bostur ama O bir kere öyle düsünüyor, dahasi öyle düsündügü elinde degil. Savaslar, aclik, susuzluk, sefalet diz boyu ... Evrensel sorunlari bir kenara biraksa, sadece Kürdlerlen ilgilense bile isin icinden cikamiyor. Bir insan yalniz basina ne yapabilir ki? Belki milyoner olsan sevdigin bir kac kisi yardim edebilirsin. Onlara balik avlamasini degil, hazira konmasiyla tek tek bireylere yardimci olabilirsin. Ya baska? Baskada yine bir sadist gibi dünyada olup bitenlere bakip, hic bir sey yapmamaktan vicdanin varsa, vicdan azabi duyacak, uykusuz geceler yine gecireceksin, cünkü dünyadaki bütün kahpelikleri, pustluk ve alcakliklari biliyorsun. Onun geceleri aslinda siyah degil masmavidir. Arada sirada biraz internette sunu bunu okuduktan sonra balkona cikar uzaya, sonsuz, bucaksiz gök yüzüne bakar durur. Saman yolu! Sirius. Ve dünyanin öbür tarafinda olan günes!

Gece bir yanilsamadir. Aslinda gece denilen birsey günes gölgesinden baska birsey degildir ama gece karanlıgında, binbir yakomozları barındiriyor. Baykuslar, fareler, yarasalar, drakula falan belki ilgisini cekiyor.

Gece sevgi demektir. Insanlar neden geceleri genelikle sevisirler? Gecenlerde bir yerde okudum. New York'ta herhangi bir yilda cereyan gitmis, o yil New York'lilarin en cok cocuk dogurdugu yil olmus! Geceler kadin rahimi gibidirler, bazen aci dogrururlar.

Mirxas gece karanliga daldiginda, kimsenin olmayisi, sesizlik ve durgunlugun olmasidir belkide sevdigi. Masmavi gökyüzü ve yildizlar. Kim bilir bu ucsuz bucaksiz maviligin icerisinde kac bin tane baska yasam bicimi vardir? Bizler yalniz uzayda yasiyan varliklar olamayiz. Kim bilir onlar belki bizim varligimizdan biliyorlardir ama ekolojik atmosferimize karismiyorlar. Allah denilen birsey var miydi acaba? Allah olsaydida sifirdan ve hicten var olamazdi. Onunda bir yaraticisi olamaz miydi?

Mirxas bugün yine cok yorgun. Cani hic birsey yapmak istemiyor. Mirxas hayat yorgunudur. Manik depresyonlar kendisini rahat birakmiyor. Sik sik intihar etmeyi düsünmüstü. „Neden yasamaliyim?“ demisti: “Benim icin yasamanin hic bir anlami yoktur.“

Insanlar nedensiz dünyaya geliyor, 8 saat calisiyor, 8 saat yatiyor, geriye kaldi 8 saat. Oda alis-veris, yeme-icme ve temizlige gidiyor, derken insan yaslaniyor ve ölüm kapiya dayaniyor. Böyle yasamaktansa yasamamak daha iyidir diyor. Böylesi bir yasamin anlami nedir? Mirxas gezmek dolasmak istiyor ama yapamiyor. Agir depresyonlari vardir. Agir depresyonlar gelince yerinden kimildayamiyor. Yatiyor yataga, düsünüyor kara, kara. En cokta intihar icin planlar yapiyor. Ama ölmek icin, intihar icin cesaret lazim. “Ya sakat kalirsam ne olacak ?“ diyor kendi kendisine.

Mirxas yasamdan igreniyor. Yasam Mirxas'a büyük ve zor bir yükmüs gibi geliyor : “Neden dogdum?“ diyor. “Dünyada yeterince insan yok muydu? Benim dogmamin anlami neydi?“ Geldigi gibide gitmeliydi. Kimseye yük olmamaliydi. Ondan öteye kendisinde bir bütün yasama arzusu yoktu. Cani her nedense yasamak istemiyordu.

Bazi günler olur ki dünyayi kucaklamak istiyor. Planlari coktur. Ne yapacagini sasiriyor, nereye gidecegini bilmiyor. Bir daldan bir dala atliyor. Böylesi günler uzun sürmez. Depresyonlar tekrar geliyor. “Neden ben?“ diyor. „Bu ne bicim bir kader?“

Lise son siniftaydi. Okulun bitmesine alti hafta kalmisti ve imtihanlar vardi. Imtihanlardan cok korkmustu öyleki geceleri uyku gözlerine girmemisti. 19 yasinda ilk manik ataki yasiyor. Hastaneye düsüyor, ilac aliyor. Hastaliktan ve ilaclarin yan etkisinden okuluna devam edemiyor. O günden bu güne hastalik pesini birakmiyor.

O simdi 36 yasindadir. Sanki son 17 yili yerinde sayarak gecirmis. Hastaliktan baska hic birseyle ugrasmamis. Is hayati nedir bilmiyor. Bir iki kere yalniz yasamayi denediysede basaramadi. Ailesine geri döndü. Mirxas yasamdan cok korkuyor. Ya Annem ve Babam ölürlerse bana ne olacak, kim bana bakacak diyor. Evin tek cocugu ve calisamiyor, kendi kendisine bakamiyor. Alis veris yapamiyor. Yaptigi tek sey arada sirada birseyler yemek ve gerisini eger manik degilse uzanmak. Kafasinda olan problemlerden yattigi yoktur. Günde üc dört saat ya yatar, ya da yatmaz.

Mirxas neler düsünmez ki? En cok ölümü ve dünyadaki haksizliklari düsünür. Positif hic birsey düsünmez. “Keske hastalik olmasaydi da Kürdistan'da olsaydim“ diyor. Oranin günesi, suyu ve topragi bana yeterdi. Ama Mirxas Avrupa toplumu icerisinde dogmus büyümüs. Buna ragmen Kürdlere olan haksizliklari, Kürdistan'i, varoslardaki ac susuz cocuklari pek iyi biliyor. Kürdler icin birseyler yapmak istiyordu. Ama hic birsey yapamiyordu. Cok vicdan azabi cekiyordu. “Yahudiler ve Kürdler“ diyordu. Bu iki halk dünyada en büyük zulmü gördüler, hemde dünyanin gözü önünde. Kimse birsey yapmiyor. Neden bu haksizlik? Bu da benim hastaligim gibi birsey olsa gerek. Ama neden? Biz ne yaptik ki Allah bize bu kadar aci cektiriyor?

Mirxas'in cevresi cok kötüydü. Annesi bir terzi dükkaninda babasida duvarciydi, insaatta calisiyordu. Iyi kötü gecimini sagliyorlardi. Cevresindeki insanlarin cogu Mirxas'in hastaligini -psikiyatride en zor hastaliklardan biri olmasina ragmen- anlamiyor, Mirxas tembeldir diyorlardi. Oysa O lise son sinifa kadar basariyla okula gitmisti. Kime ne anlatacakti? Hastaligi ancak böyle hasta olanlar biliyordu. Annesiyle iyi anlasiyordu ama babasi calismasi icin büyük baski yapiyordu.

Aksama dogruydu. Mirxas bir mail aldi. Mail englishbaby.com'dan gelmisti. Mirxas buraya inglizce yazisabilecek bir arkadas bulmak icin yazilmisti. Anne ve babasindan baska arkadaslari yoktu. Cok yalnizdi. Maili gönderen Binet Richard Attipoe adinda 25 yasinda bir siyah ve cok güzel bir kadindi. Binet Kongo'da yasadigini yaziyor ve spor bakani olan babasinin helicopter kazasinda ödügünü ve kendisine 5.423.000 US Dollar miras biraktigini ve bu parayi Avrupa'ya aktarmak istedigini, fakat üvey annesinin kendisinin pasaportuna ve diger evraklara el koydugunu onun icin Binet'in Avrupa'da birisine ihtiyac duydugunu ve Mirsax'in englishbaby.com'da sayfasini, resmini görünce kendisine asik oldugunu ve parayi onun kontosu üzerine Avrupa'ya aktarmak istedigini yaziyor.

Mirsax maili okuyunca once sasirdi. Gözlerini ovaladi maili bir daha okudu. Mailde Binet iki üc fotografinida göndermisti. Biliyorum diyordu, bazi Afrikalilar yalan söylüyor, amaci Avrupalilardan biraz para koparmak. Ama inan bana diyordu, ben seninle yasamak istiyorum ve senden bir metelik dahi istemiyorum. Babamdan bize kalan para herseyimize yeter, fakat Binet Mirsax'in hasta oldugunu bilmiyordu.

Ayrica Binet üvey annesinden kactigini, Senagel'da Amerikan Iltica Campina sigindigini, cok kötü kosullar altinda yasadigini, gecimini su an vucudunu satmakla sagladigini yaziyordu.

Mirsax sok gecirmisti. Nasil olurda insanin 5,5 milyon US Dollari olsun ve gecimini vucudunu satmakla saglasin? Binet'in hic mi orada iyi bir arkadasi veya akrabasi yoktu?Mirxas Binet'i bir an evvel oradan kurtarmak istiyordu ama yapacak hic bir seyide yoktu. Ne arkadaslari vardi ne de parasi.

Mirsax ve Binet bir hafta boyu maillestiler.

Mirxas Binet'e kendi durumunu izah etti. Binet'de senden birsey beklemiyorum dedi. Ister paran olsun isterse olmasin ben sana asigim diye yazdi ve Mirsax'a Banka Müdürü'nün mail adresini gönderdi. Oraya yaz ve durumu izah et dedi. Mirxas Banka Müdürü'ne bir mail atti. Ertesi gün hemen cevap geldi. Mirxas'in Kongo'da bir avukat tutmasi gerekiyormus. Ancak parayi avukut aracigiyla Avrupa'ya aktarabiliriz demisti.

Benim evim Benzinligin hemen yanibasida caddenin digger tarafinda. Ben bazen oraya sigara almak icin ugruyorum. Aslinda canim sikilmiyor ama arada bir canim Sipan ile konusmak istedigi icin bende oraya sik sik ugruyorum. Sipan Kigi'li bir Kürd. Kendisi fizik okuyor, zaten fizikten baska kafasinda hic birsey yok. Devlettten okumak icin burs aliyor ama yetmediginden haftada üc-dört gün saat 16.00 ila 24.00 arasi benzinlikte kasaya bakiyor.

Mirxas'ta benim gibi sik sik benzinlige ugruyor ama genelikle asik suratli, sanki birisi kendisine birsey yapmis gibi bize küskün, dargin bir hali var. Sigarasini alir almaz hemen kaciyor. Zaten halinden belliki insanlardan kacan bir tip. Neyse; Bir gün öyle icimden geldi: „Alles klar?“ dedim. „Okay!“ dedi.
„Birsey icmek ister misin?“
„Hayir!“
„Gel ya! Bizimle birseyler ic!“ dedim ve yanina gittim kendisine iceceklerin oldugu raflari gösterdim, ne icersen ic dedim, benden. „Iyi“ dedi. „Seni kiracagima ... birseler mirildandi -ben ne söyledigini anlayamadim – rafa dogru gitti ve bir „Mixery vodka flavour iced energy“ aldi hemen yanibasindaki ayak masasina yanasti. Sipan kasa yapiyordu, bende Sipan'in arkasinda oturdugum sandelyede kalktim yanina gittim ve: „Ne o?“ dedim. „Moralin mi bozuk!“ „Hayir!“ dedi ve Bize Binet olayini acikladi. Sipan hemen: „Sakin ha!“ dedi. Kadin kesin dolandirici.

Ben kendim Mirxas'i bir kac kez görmüstüm ama yukarida onun hakkindaki seyeri Sipan bana anlatmisti. Aslinda ben Mirxas'i sadece Kürd oldugundan ve Sipan'in bana anlattiklarindan baska tanimiyorum. Yani anliyacaginiz bu bizim ilk konusmamizdi. Onun icin ben bu Binet hakkinda sesimi cikarmadim ama ben de Sipan gibi kensin dollandiricidir diye icimden gecirdim. Yani dollandirici olmazsa kim gelir bu dünyada sana 5,5 milyon dollar kontona aktarir? Bazi insanlar kardeslerinin kontosuna bin veya iki bin dollar bile aktarmazken ...

Sigaralarimizi ictikten sonra, birazda oradan buradan bahsettikten sonra Mirxas onbire dogru evine gitti, Sipan yavas, yavas icmeye devam etti ve onikiye dogru zil zurna olmustu, öyleki kasayi ben yaptim, daha dogrusu ona yardimci olurken o sirada Sipan'in kiz arkadasi Songül geldi, ikimizin kasayi yaptigini görünce vay sen misin? Sen nasil icersin? diyerek Sipan'i azarlamaya basladi. Ben tabii sesimi cikarmadim yavas, yavas evimi dogru yürümeye basladim.

Sipan cok sakin ve belirttigim gibi zeki bir Kürdtü. Songül'den hoslaniyordu ama kendisini sevip sevmedigini bilmiyordu. Bazen Songül'ü cok sevdigini, sonra sevmedigini söylüyordu. „Ben!“ diyordu „aslinda icki ictigimde mutluyum. Ben ickiyi daha cok seviyorum, anliyor musun?“ Ha, ha, ha! Bunu bana sikca söylemisti. Kiz sakiz gibi yapismis birakmiyor abi! Ne yapayim? diyordu: „Bana bir akil ver?

Ben Sipan taniyali bir kac ay olmustu. Aslinda eskidende taniyordum ama Kürd oldugunu bilmedigim icin sigarami alir ve disari cikardim. Bazen hos bes ettigimiz olur, ondan sonra ben geri cekilirdim. Sonra bir gün onu taniyan birisi bana onun Kürd oldugunu söyleyince bende ona bir gün senin Kürd oldugunu duydum, sen Kürd müsün diye sormustum, o da evet demisti ben Kigiliyim. Derken bende ondan sonra benzinlige sik sik ugramis hal hatirini sorayim derken o icmisti bende onun yaninda onun ickisine meze olmustum. Simdi birde Mirxas katildi bize. Dogrusu Mirxas'in gelmesi bizi sevindirmisti. Sipan'da ögrendim ki, Mirxas'in asil ismi Mehmet'mis, Kürd oldugu icin kendisine bu Kürd ismini takmis ve aslen Hakkari'den gelmeymis, büyük Barzani'ye sempati duyuyormus. Baskada partisi matisi, ya da örgütü mörgütü yokmus, yani örgütlüde degilmis ama Kürdler icin cok sey yapmak istemis, hastaliktan dolayi birsey yapamiyormus ve bu nedenle büyük aci ve vicdan azabi cekiyormus.

Mirsax benim yazdigimi duyunca cok sevindi. Ben kendisine ben yazar falan degilim ama Kürdler icin yaziyorum, istersen sen de gel beraber birseyler yazalim deyince gülümsedi. Hayir kardes dedi bende maalesef kabiliyet yok. Bende kabiliyet olsaydi bende cok yazardim ama belkide kabiliyet var ama dayanamiyorum, yani fiziki olarak dayanamiyorum. Ben ancak yarim saat okuyabiliyorum, sonra ara veriyorum, bens on dakika yine ara vermek zorunda kaliyorum, derken bazi seyler okuyorum ama yazmak ... imkansiz ... olsaydi güzel olurdu ama ben anlasilan hic birsey beceremiyecegim ... dedi ve neredeyse aglayacakti ... Bende tamam taman dedim . Aslinda bende yazamiyorum ama elimden geldigini, yapabildigimi yapiyorum. Iyi dedi yazilarini bu aksamdan sonra okurum ... Eminim ki sen cok güzel yaziyorsun ...deyince yüzüm biraz kizardi ve gülüstük ...

Ertesi gün saat onikiye dogru Songül beni aradi ve Sipan'in dün aksam benzinlikte intihar ettigini yazdi. Nasil olur? dedim. Imkansiz, dogrusu inanmak istemedim, Sipan'la görüsmek istedim ama olmaz dedi, bana inanmazsan kizkardesine vereyim. Sipan’lara bir kac kez gitmistim. Sipan kiz kardesiyle beraber yasiyordu, cünkü Sipan ve kiz kardesi evin yalniz iki cocuguydular. Sipan'in annesi 44 yasindan kanserden, babasi ise 52 yasinda kalb krizinde ölmüstü. Aslinda daha cok gectiyler. Sipan ikisinide oldukca cok seviyordu. Belkide hep sarhos olmasi, icki icmesi bu nedenleydi. Para sorunu yoktu. Kafasinda hep yukarida da belirttigim gibi fizik ve uzay vardi, cok rasyonal düsünen bir insandi. Böylesi bir insanin aniden canina kiymasina bir anlam veremiyordum.

Sipan o aksam oldukca cok icti ve fici gibiydi dersem aslinda dogru degil, cünkü Sipan'in hemen her aksami öyleydi. Bazen Songül yanliz, bazen kizkardesi Necla ile birlikte gelir Sipan’a fena sekilde kizarlardi. Bu sefer Necla yoktu ama Songül vardi, ve Songül Sipan'a cok kizmis olacak ki, Sipan Songül'e git diyor, yalniz kalmak istiyorum ama benzinlikte yalniz kalamaz, cünkü kendisine Araba lazim. Gerci bir taksi de alabilir ama dögüsmekten olacak ki, Songül onu benzinlikte yalniz birakiyor ve gidiyor. Sonra Sipan bütün kapilari kapatiyor, benzinlikte olan pilastik icindeki jiletleri aliyor ve iki bilegini yukaridan asagi kesiyor. Iyi ki Songül geri geliyor ve Sipan'in iceride ne yaptigini bilmiyor. Benzinligin sahibi hemen benim otudugum caddenin karsisinda oturuyorlar. Ve Songül onlarda anahtar oldugu icin son gazla onlara kosuyor, benzinligin sahibi geliyor, kapiyi aciyorlar, her tarf kan revan icinde, Sipan tuvalete yigilmis, benzi solmus birseyler mirildaniyor. Derken Doktor cagiriyorlar ve Sipan'i hastaneye kaldiriyorlar.

Songül tüm bunlari bana anlatinca ne olursun kimseye söyleme dedi. Tamamen aramizda kalsin. En iyisi sen onu yarin ögleden sonra ara dedi. Ertesi gün ben Sipan'i aradim ama intihardan falan hic bahsetmedim. O'da bana hic birsey söylemedi. Sadece karninda bir sorun oldugunu iki üc gün sonra ise gelecegini söyledi ve telefonu öylece kapattik.

Sipan'in cok zeki bir cocuk oldugunu yukarida bir yerde yazmistim. Gercektende fizik üzerine bir cok sey biliyordu. Bana hep parelel uzaylardan ve yasamin aslinda belkide sonsuz oldugundan bahsederdi ama kendiside bazen inanmaz, hayatin aslinda cok bos ve anlamsiz oldugunu söylerdi. Belkide herseyin bir anlami vardi, ya da olmaliydi ama biz bilmiyoruz diyordu. Su Bati'lilara bak bir? Kürdistan'da Afrika'da insanlar acliktan ölürken bunlarin hemen hemen herseyi var ama yinede mutsuzlar. Tabii mutlu olanlarda cok ama genelikle azinliktadirlar. Sadece Almanya'da her sene 11 bin insan intihar ediyor. Neden acaba? diyordu. Gerci 80 milyon Alman ile kiyasladigimizda bu sayi pek cokta degil ama demek ki, mal mülk insani mutlu etmiyor. Bizimkiler ekmek su pesinde, bunlarin cani sikiliyor, macara pesinde. Bu insanlik cok garip bir sey diyordu. Öyleki insanin akli ermiyor. Bari Kürdler birlesip en azinda kendi icerisinde barisik olup bagimsizliga ulassaydilar. Bir Kürd neden baska bir Kürde düsmanlik eder bir türlü anlayamiyorum. Sen anliyor musun?

Sipan'in sorulari hep böyle kazik sorulardi.

Üc gün sonra Sipan yine benzinlikteydi ve sanki hic birsey olmamis gibi yine isbasi yapti. Mirxas geldi. Mirxas'in bugün istisna olarak keyfi yerindeydi. Binet'e dolandirici oldugunu yazmis ve gercektende ondan sora Binet’ten ona bir tek mail bile gelmemis. Sipan, bos ver dedi, baskasini bulursun. Dünya globallestikce dollandiricilar, hirsizlar, haydutlar, irz düsmanlarda globallesiyor. Afrika neresi, Avrupa neresi? Taa ordan buraya mail üzeri insan kandirmaya calisiyorlar. Düsünebiliyor musun?

Devam edecek ...