Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 28 October 2008

Geçenlerde Kürdistan Forum'da bir yazında “şu Kürd“ yok “bu Kürd“ meselelesine tepki göstererek insanları aktüel sorunlara kanalize etmeye çalışan bir yazını okumuştum..
Söz konusu yazın Forumcular arasında alabildiğine tartışılmıştı ve hâlâda tartışanlar var..
Ben burada “Nefertiti“(uzaktan gelen Güzel) veya Muhammed Ali Paşa'yi tartışmayacağım..
Onlar Kürdler tarafından yarında tartışacaklar..
Çünkü, Kürdler kaybedilen, çarpıtılan ve tarih vandalistlerinin gazabına uğrayan tarihlerini araıyorlar..
Çünkü “geçmiş geçmiyor“ ve Tocqueville'nin dediği : “ Eğer geçmiş geleceği aydınlatmıyorsa, akıllar karanlıkta dolaşır“ ..
Biz Kuzey Kürdlerin kendi tarihimizi yazımı çok yeni... Bundan dolayı İsmail Beşikçi kısa bir süre önce “artık Kürdler, kendi tarihlerini yazıyorlar“ diye bir durum tespiti yapıyor..

Ne acı binlerce yıl boyunca kıyımlara, savaşlara ve tüm dönemlerin büyük imparatorlukların işgaline uğrayan Kürdistan'ın tarihini Kürdler şimdi yazıyorlar..
Acaba Kürd tarihçileri bu bin yıllara sarkılan ağır yükün altında kalkabilirlermi?
Kürdistan'ın diğer parçalarını bir kenara bırakırsak.....
Tarih araştırmaları için Kürdlerin elinde kaç uzman kadro var?
Daha da somutlaştırırsak kaç arkolog, kaç etnolog, kaç eski dileri bilen dil bilimcimiz vs. vs ..var? Kuzey Kürdistan'da kaç edebiyat tarihçimiz var?
Soruları dahada çoğaltabiliriz..
Kaldiki Avrupa'da aynı şahsiyet, aynı tarihsel döneme ve aynı olaya ilişkin tarihçiler tarafındna “bilimsel yöntemlerle“ yüzlerce eser yaılmalarına rağmen her gün yeni veriler ışığında yeni eserler yazılıyor.
Ama, Kürd ve Kürdistan tarihi Kürd düşmanları tarafından yok edilmek istendiğinden dolayı belgelerin büyük bir kesimi ya yokedildi yada gizleniliyor.. Ayrıca Kürd düşmalarının çarpıtarak yazdıkları bir “Kürd Tarihi“ de var.. Kısacası, Kürd tarihçileri toplu ine ile Kürd tarihini kazımaları gerekir..
Bugün Kuzey Kürdistan'da Kürd tarihi ilgili araştırma yapanların ezici çoğunluğu siyasi yapılardan gelen kadrolardır. Hatta dil çalışmalarının yapanlarda siyasi geleneklerden gelen kadrolardır.. Yani anlayacağın aynı kadro tüm cephelerde bir şeyler yapmaya çalışmış.. Bir örnek ile somutlaştırmak istiyorum: Sayın Kemal Burkay'i alalım.. Sayın Burkay “Kürdçe Grameri“, “ Kürdistan sosyal ekonomik durumu“, “Kürd Edebiyat Tarihi“ , “Kürd Ulusal hareketleri“ vs.vs yazdı. Ayrıca şiir kitapları yayınladı ve aynı zamanda bir Kürd partisinin Genel Başkanıydı.. Artı sayın Burkay aynı zamanda partisinin çıkardığı gazete ve dergilerde sürekli olarak bir kaç isim altında düzenli olarak yazılar yazdı ve hâlâda devam ediyor.
Bir kişi hem dil uzmanı, hem edebiyat tarihçisi, hem sosyolog, hem şair, hem gazeteci, hem tarihçi, hem ekonomist ve hemde Kürd halkının kurtuluşunu önüne koyan bir partinin genel başkanı olabiliyor?
Eğer işin normalını düşünürsek, zaten parti başkanlığı insanın tüm zamanını alır..
Bu eserlerin bir çoğu bilimsel kriterlere vurulduğunda pek iyi bir tablo ortaya çıkmaz..
Örneğin sayın Burkay'ın Kürd edebiyat ilgili yazdıkları doğruları ve yanlışlıklarıyla bir aktarmadır.. Yani, Mela Muhmudê Beyazidi'nin 1800'lerin ortalarında Kürd şairlerinin yaşam ve eserlerine ilişkin kaleme aldığı, Rusya'nın Erzurum Konsolosu Alexander Jaba teslim ettiği verilerdir.. Daha sonra Rudenko üzerine çalışıyor ve Qanadê Kurdo “Kürd Edebiyat Tarihi“ adlı eserinde Beyazidi'nin verdiği bilgileri kullanıyor.. Sayın Burkay'da Qanadê Kurdo'dan söz konusu bilgileri alıp eserinde yeniden veriyor..
İlginç olan Beyazidi'nin verdiği yanlış bazı bilgiler tüm bu süreç boyunca düzeltilmiyor..
Ama, daha önce Güney ve Doğu Kürdistan'da Mela Mahmudê Beyazidi'nin yapmış olduğu hatalar bilimsel belgelerle düzeltilmişti..
İnanıyorum, eğer sayın Kemal Burkay bu kadar çok alanda değilde edebiyat tarihi ile ilgilenseydi, konuya ilişkin çıkan kaynakları tarardı. Kaldiki bir konuda yeni bir şey söylenmeyecekse neden aynı şey yeniden yazılsın?
Bunun sorumlusu sayın Burkay yada başka bir Kuzeyli politikacı değil..
Bunun nedeni Kuzey Kürdistan'daki entellektüel ve akademik boşluktan aramak lazım.. Eğer yukarıda isimlerini andığım bilim dallarında Kürd akademisyenleri olsaydı, uzmanlık alanlarında eserler verseydiler, sayın Burkay isteseydi dahi cesaret edip bazı alanlara giremezdi, kendi esas alanında yoğunlaşırdı..

Brayê Birêz HeK!!!

Bugün Kürd tarihinin derinliklerine girecek yeterince Kürd kadrosu yok.. Bunun için Kürd tarihine hâlâ çok küçük oranda el atılmış durum..

Biraz daha açarsak:

1)Bir düşün “Roma İmparatorluğu ve Kürdistandaki yapılanmalar arasındaki İlişkiler“ konusunda tek bir eser dahiyazılmamış. Bir makale dahi yok. Ama ortada, onlarca o dönem ve daha sonra yaşamış onlarca Romalı tarihçinin bizim bölge ile ilgili değerlendirmeleri var..
2) “Bizanslar ve Kürd“ ilişkileri keza çöl.. Ama, bir dizi Bizans tarihçisi Kürdlerden söz ediyor.. Mervani Kürd devleti, şeddadi Kürd devletinin Bizanslarla çok geniş ilişkileri vardı.. Bizans Kralları Kürdistan'da Kürd Mirleri ile görüşüyor, aralarında antlaşmalar var, diplomatik ilişkiler var.. Bu alanda ellimizde tek bir eser yok.. Ayrıca bugün Türklerin “Büyük Germiyanoğulları devleti“ diye sahip çıktıkları devletin kurucuları Kürd asılıydı ve Bizanslarla uzun yıllara dayanılan ilişkileri vardı..

3) Eski Yunanistan ve Kürdler arasındaki ilişkiler kousunda hiç bir çalışma yok.. Bir Kürd tarihçisi pekala Ksenefon'un “ Anabasis Tarihini“ bugün mevcut olan diğer kaynaklarla kiyaslayarak yeniden değerlendirebilir.. Heradot'un Medlerle ilgili kaleme aldığı yazıyı diğer veriler ışığında yeniden değerlendirebilir.. Çünkü, eski Yunan tarihçilerinin “ gerçek ve mitoloji“ karmasıyla kaleme aldıkları eserlerinin ne kadarı doğru ne kadarı hayal ürünü olduğunu Yunanlarda dahil tüm halklar kendi bölümlerini çoktan gözden geçirdiler. Kürdler niye yapmasın? Ayrıca sürekli “atalarımız Medler“ diyoruz, ama bir Kürd'ün bu konuda derli toplu bir çalışması yok. Kürdler ikide bir “Med İmparatorluğu M.Ö 612'de kuruldu“ diyor.. Bunun gerçeklerle bir alakası yok.. Söz konusu tarih, Asuri imparatorluğunun yıkılması ve Ninova'nın elegeçirilmesidir.. Medlerin kuruluşu yüzyıllar öncesine dayanıyor.. Bu konuda Diyako ve başkenti Hamadan hakkında ciddi bir araştırma olsaydı, bilince çıkarılırdı.

4)Selçuklar ve Kürdler konusunda tek bir çalışmamız yok.. Bu konuda çok ciddi kaynaklar olmasına rağmen bir çalışma yok..

5) Haçlı seferleri ve Kürdler meselesi tam bir sahra.... Kürdler Selahadin'in ordusunun esas gücünü oluştururken, Kürdler, Mısır, İsrail, Suriye, Yemen vb..vb.. ülkeleri asırlar boyunca yönetirken, Kürd tarafı kendi tarihini ihmal etmiştir.. Haçlı seferleri sırasında her ülkedeki , hatta her şehirdeki Kürd aileleri hakkında araştırma imkanı var. “Kahire ve Kürdler“, “Halep ve Kürdler“, “Şam ve Kürdler“ vs.vs.. Haçlı seferleri döneminde Kürdleri yazan batılı gözlemciler var.. “Haçlı Seferleri sırasında batılı gözlemcilerin gözüyle: Kürdler“ diye ciddi eserler ortaya çıkarılabilinir.. Çünkü bir dizi kaynak var.
6) “ Kürdler nasıl İslam dinini kabul etti: Zorlamı yoksa gönülümü?“ Bu konuda iki tarafta yazabilir.. İşin derinliklerine gidebilirler.. O döneme ait her Kürd şehrinin bir serüveni ortaya çıkar..

7) Hıristiyan Kürdlerine, Yahudi Kürdlerine ne oldu?

8)Ortadoğu'daki Kürdlere ne oldu?

9)Ehli Hakların “Serencam“ adlı kutsal kitaplarını çevirmeden ve okumadan Alevi Kürdler üzerine nutuklar atmaya başladık.. Yüzlerce Ehli Hak şairi ve Pîri hakkında hiç bir şey bilmeden Alevileri bir yerlere bağlamak...

10) Osmanlıların Kürdlere ilişkin arşiv belgelerini dahi derli toplu çıkarmadık.. Güneyli bir arkolog olan Abdulreqib Yusuf bir kısmını Güneye götürdü ve 3 cilt halinde yayınladı.

11) İngiliz arşivlerinde Kürdlerle ilgili çok belge var diyoruz. Ama bugüne kadar bu belgeler üzerine ciddi bir çalışma yapılmadı.. Kemal Mazhar hasta haliyla arşive girdi, 4 yada 5 cild halinde yayınlayacak.. İlk cildi çıktı.. Rus, Fransız, Almanya, Ermenistan, Polonya, Çek, Avusturya vb...vb arşivleri..
12) Arap ve İslam tarihçilerin gözüyle Kürdler, ciddi bir araştırma alanı olabilir..

13) Dürzi, Ehli Haq, Alevi, Hakka, Kakayi ve Şebeklerin dinsel ilişkilerini belgelere dayalı kiyaslamalı bir çok çalışmaya girilebilinir.

14) Wefa El Kurdi ve Sohrewerdi gibi büyük Kürd feylosofların eserleri Kürd gözüyle bir çok yanıyla ele alınabilinir.. Çünkü Kürdlerin dinsel durumlarıyla doğrudan ilişkileri vardı..

Kürd kıyımlarının dosyaları yapılabilinir?

Kürd başkaldırılarına da değinmek istemiyorum..

Tarih içinde diyaspora Kürdlerine dair ciddi araştırmalar yapılabilinir.. Diyaspora Kürdleri nasıl yok oldu? Nasıl asimilasyonlara uğradı? Onların çocukları varmı?

Bir bakarsın Butto gibi “benim annemde Kürd“ diye, dünyanın en meşhur fransız dansörü Bêjar gibi “benim ninem Kürd“ veya Çek Cumhuriyeti Dışişler Bakanı gibi “benim annem de Kürd“ diyen insan ortaya çıkar.. Benazir Buto, Sosyalist Enternasyonal'ın toplantısında “Ergenekon Avukatı“ Deniz Baykal kürsüye çıktığı zaman Mam Celal ve Kek Mesud ile birlikte oturumu terkedebiliyordu.. B. Buto Kürdlüğü meselesinden “Türklerden çekindiğini“ söylemişti.. Benazir öldürüldü.. Acaba Türklerin bu işte parmağı yokmu? Bilmiyorum.. Bir gün tarih gerçekleri bu konudada yazacaktır.

Kürdlerin tarihine dair olumlu yada olumsuz her şeyi ortaya çıkarmak ve yazmak gerek.. Amatör yada profesyonelce... Soykırıma uğrayan bir milletinin “artıklarını“ bulmak kötü olmaz.. Kürd isyanları sırasında Türklerin götürdükleri Kürd kadınlarının izleri sürmek bir vefa borcu ve tarihe karşı sorumluluk olmalı.. Sürgüne gönderilen ve sürgünde iken evlenen çocukları olan Kürd kadın ve erkeklerin, daha sonra eş çocuklarını bırakıp Kürdistan'a geri dönüşlerinin dramını yazmak lazım... Ben en azından bir kadını ve 2 erkeği biliyorum.. Hiç bir zaman çocuklarını görmek istemediler, aileleri içindede konuşulmazdı ve tabuydu.

Sevgili HeK,

Biraz uzun oldu.. Kürdler hâlâ tarihlerini yazmış değiller.. Soykırımlardan kurtulan bir milletin parçaları enkazlar altında kalkarak tarihi ile birlikte yeniden doğuyor. Bu “yeniden diriliş“ süreci ve savaç içinde elbette bazı hayali konstruksiyan olacaktır.. Çeşitli mitolojik semboller olacaktır.. İnsanların kendileriyle gurur duyması ve kendisini o topluluğun bir parçası olarak ifade etmesi “negatifler“ üzerine bina edilmiyor.. Olumsuzluklar olsa dahi esas olarak olumluluklar çimento görevini görür..Bir Kürde “Babil'in Asma Bahçeleri Babil Kralıyla evli olan Med Prensesinin kendi ülkesinin dağlarına olan hasretini gidermek için yapıldığını“ söylemek yeniden motife imkanı verir.. Bu olayı da anlatan Kürdler değil, yabancı tarihçilerdir.

Sevgili HeK,

Yıllar önce Lübnanlı Canpolatlardan Velid Canpolat “Kürd asılı olduğunu“ Sosyalist Enternasyonal'ın bir tolantısında söylemişti.. Daha sonra defalarca aynı şeyi tekrarladı.. Canpolatların Bugün Kilis diye bildiğimiz şehirde “Canpolat beyliğini“ kurulduğunu, Osmanlı imparatorluğunun yayılmasında önemli bir rol oynadıkları, Belgrad'ı işgal eden Osmanlı ordusunun başında ve Kıbrısı işgal eden ordunun başında birer Canpolat'ın olduğunu, Osmanlılara başkaldırdıkları zaman darmadağan edildiklerine dair geniş bilgiler var.. Canpolatların bir kısmı Rusya'ya, bir kısmı bugünkü Türkiye'nin farklı yerlerine, bir kısmı Lübnan'a kaçtı.. Canpolatlardan bir bayan Rus Çarı Korkunç İvan ile evlendi.. Canpolatların farklı dönemlerde farklı Papa'larla mektuplaştıklarını biliyoruz.. (mektuplardan bir kaç tanesinin kopileri bende var)

Kürdlerin önünde tüm eksi ve artılarıyla
Tarihlerini yazmak duruyor.. Abartmalarda olur.. Tüm halklarda bu durum mevcut.. Kürdlerde de olur.. Ama, senin de dediğin gibi “Türklerin durumuna düşmemek“ gerekir.
Zaten bu konuda kimseninde Türkler kadar becerikli olduğunu düşümüyorum. Herkesi, her dili, her ırkı Türklere bağlama A la Turca bir olaydır..

Kürdlerin tarihi konusunda herkes ne biliyor ve ne duyuyor yazmalı.. Yarın bunun sentez çalışması yapanlar, doğru ve yanlışları ayırırlar...

Silav û rêz

R.Rodaro

Belki inanmasaniz ama bundan ca. 10 yil evveli Berlin'deyken, Kürd enstütisine telefon ettim ve ben Kürdler üzerine bir basit kitap yazmak istiyorum dedim, bana yardimci olabilir misiniz, daha dogrusu bugüne kadar neler yazildi siralayabilir misiniz diye sormustum. Telefondaki arkadas cok sey yazildi dedi ama bana bu konuda verecegi listeyi halen almis degilim. Bende iyi o zaman ben en iyisi Kurdoloji okuyayim dedim ve Berlin Özgür üniversitesi Kurdoloji bölümünü düzenleyen arkadaslara gittim. Arkadaslar sag olsun bana cok detayli bir kitap listesi verdiler. Bir iki tane okuduktan sonra bu isin bir iki yilda yapilmayacagini, hatta benim 32 yasimla gec kalmis oldugumu anladim, cünkü ben sahsen eger bir isi yapacaksam o isi [b]uzmanlasip[/b] kökünden yapma geregi duyuyorum. Kendimi övmek olmasin ve iyi bir mimar oldugumuda söylemiyorum ama mimarligi ben cekirdekten ögrendim, derken simdide hem politika, hem sosyoloji, hem sanat ve hem de kurdoloji ile ugrasmaktan vazgectim, kendimi sadece bir iki seyle sinirladim: 1. Mimarlik ve Sehir planlamasi 2. Sanat 3. Kürd oldugum icin politika, yoksa beni politika ilgilendirmiyor. Bu acidan örnegin benim politik ve tarih bilgim sinirlidir.Benim örnegin tarih bilgim yok gibidir. Kürd tarihi hakkinda cok sey okumama ragmen cogu seyler kanitlanmis degil, bizzat söylenti oldugundan ilgimi cekmedi. Bu nedenle bizim ne yaparsak yapalim uzmanlasmamiz gerektigini düsünüyorum. Örnegin Medler bizim atalarimizdir diyoruz ve bunu belgeleyecek, Hamadan Sehri'ndeki Medlerin arsivlerini acacak UZMAN (Arkeolog, tarihci) bulamiyoruz, cünkü Kürdlerde bu islerlen ugrasan onlara hayatini adiyan cekirdekten yetismis insanlarimiz yoktur. Bu nedenle bence simdiden cocuklarimizi bu yönlerde egitmeliyiz diye düsünüyorum. Bizzat isin uzmani olacak, en mesur üniversitelerde okuyan kisiler gerekli ki Türklerin konumuna düsmeyelim. Sayin Rodaro! "Uzun" dediginiz yaziniz bana cok kisa ve mükemmel geldi. Bence bu tür yazilar ve konular sik sik tartisilmali, olur ya belki bu foruma gelenler icerisinde lise diplomasi yapipta 19-25 yaslari arasinda gencler olabilir, ve birisi, ikiside etkilenip bu ise soyulur. Sayin Kemal Burkay gibi insanlar cok seyle birden ugrastilar ama hic bir seyi muazzam yapamadilar. Bunun nedeni insanin enerjisinin bölünmesinden ve zaman darligindan kaynaklaniyor. Yoksa bu insanlarin kendi capinda yaptigina büyük saygim var. Selam ve saygilarimi sunuyorum!

Gerçekdende çok güzel bir yazı.Kürtlerin henüz kendi tarihlerni yazmadıkları gibi kendi tarihlerini bilmediklerinide düşünüyorum.Kendimide buna örnek berebilirim.Yaklaşık 3 seneden beridir Kurdistan tarihi üzerine kitap arıyorum.Bir kaç kitap buldum ama hiçbirini bitirmedim çünkü hiç birinde istediğim akıcılıgı göremedim.Tarih taraf olarak deyil gercekler dogrultusunda yazılmalıdır kanımca. Kürdistan tarihi üzerine önerilecek her kitabıda okumaya hazırım. Yasımında genc oldugunu düşünüyom.

İlk önce sizlere benim nacizane, acele ile yolda yazdığım ve hiç kontrol etmediğim yazıma verdiğiniz olumlu tepkinizden dolayi teşekkür ederim.. Ben genelikle başka dillerde yazılar konusunda seçici olmama rağmen, Kürdçe yazılan yazılar konusunda seçici değilim.. Ne bulursam iyisine ve kötüsüne bakmadan okumaya çalırım.. Kürdler ve Kürd tarihi konusundada öyle.. Avrupa'nın farklı dillerinde Kürdlere ve Kürdistan'a ilişkin bir çok kaynaklara ulaştım.. Bazı kitaplar 1800'lerin başında yazılmış ve basılmış. Ama, kitapların ilk baskıları son baskıları olmuş.. Kimse tekrar baskılarını yapmamış.. Niye yapsınlar ki.. Kürdlerin tarihi.. Onlarda Kürdler gibi sahipsiz kalmışlar.. Ben bunlardan bazıların skanerle kopyaladım.. Zaten fotokopi yapma halleri kalmamıştı.. Bu kitaplarda Kürdlerin gelenekleri, dinleri ve mezhepleri, Osmanlı ve Safevi devletlerin karşı Kürd ayaklanmaları anlatılıyor.. Bazı kitaplar var.. Haçlı seferleri sırasında yazılmış ve tümden Kürdlere ilişkindir.. Onlarında hali felaket.. Kürdler kendi tarihlerine sahip çıktıkları oranda bu eserleride yok olmaktan kurtarılar.. Bazı eserler Haran köyünde sözediyorlar.. Orayı ziyaret eden fransız Spartakus'u öldüren ve Sasanilere karşı Harran'da yapılan savaş ölen Crassus'un izini sürüyor.. Dev bir şehir, sonrada bir kaç Kürd ailesinin yaşadığı küçük bir köye dönüşen Harran.. Ve bugünde yok.. İşte bir "Harran Tarihi"ni yazmak da Kürd genç kuşaklarının önünde duruyor.. M.S 70 senesi cıvarında "Parelel Yaşamlar"ı yazan Plutarque'ın 8 cildi büyük oranda bizim bölgeyi anlatıyor.. Kardoxları, Medleri anlatıyor.. Kardox kralının muhteşem sarayını ve zenginliklerini anlatıyor. "Plutarque ve Kürdler" muhteşem bir çalışma olur.. Kendinize iyi bakın.. Çalışmalarınızdan başarılar. Yine teşekkürler.. Silav R.R

Tallihsiz olan bir millet için, tarihlerinin düşmanları ve başkaları tarafından yazılmış olmasıdır. Millet olmanın da kıstasıdır tarih. Tarihsiz millet köksüz ağaca benzer. Dal budak salmıyacaktır ve meyve de vermeyecektir. Bu bağlamda serzenişlerin yerindedir bra ye Rodarao. Ben yazının bütününü gördüğümde, okumayacağım galiba bu yazıyı dedim kendi kendime. Okudukça bir hoş oldum. Dil anlaşılır, mesaj açık. Ellerine sağlık. Eleştiren arkadaşların yaklaşımı da saygıya değer. Yalnız, HEK arkadaşın Bendere katılmaması söylemine katılmıyorum. Bender'in kitabını yıllar önce okumuştum. Bir çalışmaydı. Türk tarih tezine tepki bağlamında da olsa, bir milletin asaletinde abartılara yer vermesi, onu haksız konuma sürüklemez. Eğer onun idasında; Kürdler, ilk kez atı evcilleştirdi, ya da; tekeri ilk bulan kürdlerdir...söylemleri varsa, anti tezini de HEK bulsun ve o zaman Bender'in tezi çörür. Anti tezi çıkmadığı sürece, bu sav doğruluğundan hiç bir şey kaybetmez. Rodaro, Yazın oldukça manidar. Benim de bir prensibim var. Form yazılarını kısa tutmakta yarar görüyorum. Kısa ve özlü olması anlaşılmasını kolay kılar. Bu vesileyle kısa kesiyorum. Selam ve saygılar...

selaamlar Rodaro, yazinizdaki bir suru noktaya benim hic itirazim yok. kurdlerin kendi tarihini kendileri yazmali elbette. bu hakkimiz ulus olma hakkimizin ayrilmaz onemli bir pracasi. ancak tarihin dogruya yakin yazilmasi gerekmiyor mu? yani tek kriteriimiz tarihimizin kurdlerce yazilmis olmasi mi? cemsid bender kurddu ve yazdigi tarihi (insan buna tarih diyemez) benimseyebilir miyiz: ben benimsemem bir suuru yalan dolan uydurma ile doludur. tipki kendisini sorbondan doktorasi olarak sunmasi gibi yalanlarla dolu bir tarih. bu tur temayulleri hosh gormek iyi bir kultur yaratmaz. siyasetimizi zaten melun bir sarlatan esir almis durumda. tarihimizi sarlatanliklardan korumak onemli bence. ve sizin yazdiklariniz ile benim tartismaya actigim seyler uyumsuz seyler degil. genel hatlari ile tarih anlayisimi yukariya astim. tek tarih belkide mumkun degil. farkli tarih yorumlarimiz olmak zorunda. eninde sonunda bu dogru oteki yanlis demek icin degil mevzulari acik tartismaya acmak icin ele aliyoruz. kiskirtici olmak sadece bir yontem-esans degil. hurmetler HeK

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.