Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 27 October 2008

Celal Talabani, Irak devlet Başkanı sıfatiyla Irak Savunma Bakanı ve komutanlarını kabulünde, Irak Ordusu'nun en modern silahlarla donatılmasını istedi.
Gerekçe olarakta “terörün kökünün kazınması“, “Irak'ın birliğinin korunması“ ve “istikrarın sağlanması“ için Irak ordusunun güçlenmesinin şart olduğunu söyledi.
Ve tüm siyasi gruplarının bunu desteklenmesini istedi.
İlk bakışta Irak devlet Başkanı olarak Celal Talaba'ninin bu yönlü söylemlerinde bir yanlışlık yok.
Dahası Celal Talabani o makamda kaldığı müddetçe bu gibi yaklaşımları seslendirmek zorundadır.
Fakat bundan bir terslik var.
Celal Talabani, bir Kürd. Hemde Kürdistan'ın Güneyi'nde mevcut iki güçlü partiden birinin Genel Başkanı.
Yıllarda Arap zülmünü karşı Kürd milli davası için elde silah savaştı.
Silahların gücünü herkesten fazla bilen Celal Talabani, en modern silahlarla donatılmış Irak ordusunun ne yapacağını bilmez mi?
Bilir!
Bilmesine karşı bunu nasıl dilendirir ve gereğini yapar anlamış değilim.
Anlıyan varsa izah ederlerse muteber olur.
Kimse şunun arkasına saklanmasın.
Irak devleti Arap ve Kürdlerin devletidir demesin.
Son Mendeli olayları bunun tersini gösterdi.
Şunu biliniyor.
Araplar güçlendikçe Kürd millet kazanımlarını budayacakları kaçınılmazdır.
Son olaylar bunu bir kez daha ortaya koydu.
Irak devlet Başkanı, Savunma Bakanı, Başbakan yardımcısı Kürd olmasına karşın Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin kimseye danışmaksızın Arap komutanların komutasında Arap askerlerini Kürdlerin üzerine göndermesi yarın ne yapacaklarının göstergesidir.
Hele “en modern silahlarla donatılmış“ güçlü bir Irak ordusu durumunda Araplar ne yapar demenin bir anlamı yoktur.
Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, Saddam ve öncekilerin Kürdlere yaptığının daha beterini yapacaklarında kuşku duyulmamalıdır.
Irak ordusunun en modern silahlarla donatılmasını istemek aslında Kürd'ün boynunu kesecek olan Arap kılıçının bilenmesini istemektir.
Ben böyle anlıyorum.
Peki Celal Talabani, neye dayanarak tersini söylüyor?
Söylediklerini anlamıyorum.
Umarım anlıyan birileri makul bir cevap verir.

Merhaba! Dogrusu bu Talabani denilen kisiyi bende anlamadim gitti. Ama bana göre onun Öcalan'dan bir direm farki yoktur, cünkü baska Kürdler bagimsizlik istegini dile getirirken bagirarak Bagimsizligin bir hayaldan ibaret oldugunu söyleyen Talabani'nin kendisidir. Baskan Barzani ileride ne yapar bilemem ama Talabani ve Öcalan'a hayatta güvenmem. Ben sahsen bu iki yaratiktan sahis ve bir Kürd olarak hep utanc duydum. Ben bu kelimeleri Welatparez Sitesi'nde dile getirdigimde sansürlendim ve onlar Kürd "büyükleri" affedersiniz ne bok yerlerse yesinlar onlara laf yok demistiler. Bende o günden sonra sözkonusu forumu protesto etmis ve yazmama karari almistim. Benim bu kararimdan iki ay sonra her ne olduysa Hanife'den baska herkes Talabani'ye saldirmaya basladi. Oktay Eksi gibi Tirk yazarlar Talabani'ye Orta Dogu'nun fahisesi demistiler. Dogru söz düsmandanda gelse dogrudur. Ben sahsen ona Orta Dogu'nun fahisesi oldugunu söylemiyorum ama kendi halki icin birsey yapacagina düsman halka baskan olmak icin can atan bu kisilere ne diyecegimi bazen bilemiyorum. Allah hepsinin belasini versin. Baska ne diyelim. Allah Kürdleri bu kötü durumdan dahada kötüye götüren kisiliksiz kisilerden kurtarsin. Selam ve sevgiler

Sevgili Alan, Ben basindan beri ayni seyi iddia ediyorum. Irak cumhurbaskanligi icin Kurdler arasinda Talabani'den daha iyisi yok. Talabani o gorev icin o kadar mukemmel, o kadar dogru bir secim ki, anlatamam. O yuzden kendisine Allah'tan cok ama cok uzun omur ve saglik diliyorum. Kurdler icin o kadar onemli bir rolu yerine getiriyor ki, Allah korusun basina bir sey gelirse diye odum patliyor. Elini herkese gostererek poker oynayamazsin. Sen elini gostermemeye calissan bile masadakiler senin yuzune, mimiklerine ve vucut diline bakarak elini tahmin etmeye calisirlar. Iste Talabani mukemmel bir sekilde diliyle, mimikleriyle ve vucut diliyle masadakilere 'elim berbat, korkacak bir sey yok' diyor. Amerikan baskani da zamaninda tum dunyaya Irak'da kitle imha silahlari var dedi, Irak'a demokrasi icin gidiyorum dedi, ve daha baska baska neler neler soyledi. Amaca hizmet eden her soylem dogru bir soylemdir. Kimse ama kimse Irak cumhurbaskanindan Kurdler adina konusmasini beklememeli. Ama Kurdler Irak cumhurbaskani olan Kurd'den Kurdistan aleyhine olan hic bir seyin gecmesine izin vermemesini ve oturdugu pozisyonun gucunu kullanarak engel olmasini bekler. Talabani de bunu hep yapti. Sevgiler, Hanife

Sevgili Alan, Benim sorum, Talabani“nin söylemlerinin arka planinda olup-bittenlere iliskindi. Ama sen cepheden ihanet damgasini vurmussun. Hem de, bir kontra olan o alcak derekesine indirgemissin. Talabani bunu hak etmiyor. Onun Yurtseverligini tartismak ne benim ne senin haddi olmali. Aslinda Forum calisani olsam yazini derhal silerdim. Cok agir ithamlarda bulunmussun. Bunu sana yakistiramadim. Talabani, bir sey söylüyorsa Güney Kürd önderligini temsilen söylüyor. Dahasi o mevkide bulunmasi Güney Kürd önderligin ortak kararidir. Söylemlerinin arkasinda Kürd ,nderligi var. Bu güne kadar söylediklerine karsi Güney Kürd önderligin olumsuz bir söylemi yok. Aralarinda saglanan bir isbölümü var. Herkes kendi boyutunu oynuyor. Su ayrim yok. Barzani ve Talabani ayri seyler söylemiyor. Benim demek istedigim Güney Kürd önderligin bir bütün olarak niye “Irak“in birligini“, “istikrarini“ bu kadar kendilerine dert ettikleridir. Bunu ikide bir seslendirdikleridir. Yoksa Talabani`nin kisiligi degildir. O, rüstünü ispatlamis bir Kürd önderidir. Düsmanin onun hakkinda söylediklerini referans alman saglikli olmadigi sakin bir kafa ile bakarsan cok agir ithamlarda bulundugunu anliyacaksiniz. Aslinda düsmanin Talabani icin söyledikleri onun iyi yolda oldugunun kanitidir. Saglikli düsünürsen sende bunu göreceksin. Bir daha düsünmeni isterim. Sevgiyle kal.

Merhaba! Talabani'nin ne oldugunu ileride dahada göreceksiniz. Ben aslinda ona cok nazik davrandim. Örnegin kendin söylüyorsun: Güney gücleri neden Irak'in bütünlügü icin cirpiniyorlar. Bende sunu söylüyorum; Eger Irakli gücler, basta Talabani, Kürdistan icin bu kadar cirpinsa simdi Güney coktan bagimsiz olmustu. Tabii ben bunu deyince denilecek ki enternasyonal konjoktur elvermiyor. Bence bu tür düsünceler hep kaytarma. Talabani; a) Kendi bölgesini düsünüyor b) Bagimsizlik diye bir derdi yok. Insan onun seviyesinde bu tür düsüncelerini sesli dile getirmemeli, cünkü Güney'de bagimsizlik icin refarandum kampanyasina 2 milyonu askin insan imza atmistir. Uzatmayalim; Talabani kendi oglunun dügününe tam 10 milyon dolar harcadi. Kürdlerin büyük cogunlugu acliktan ölürken onun bu kadar bir parayi bir dügüne harcamasi dogru mudur? Ister bana inanin isterseniz inanmayin; Ben sahsen bu tür Kürdlerin olmasindan utaniyorum. Onlarin ismini anmak bile beni kizdiriyor. Bende müsaadenizle burada düsüncemi acikladim. Insanlar hangi konumda olursa olsunlar bu beni ilgilendirmez. Siradan bir vatandas olarak benim görüs belirtme hakkim vardir. Tekrarlarsak; Ben sesli düsünebilirim ama Talabani geldigi seviyede sesli düsünemez. Selam ve sevgilar. PS.: Ayrica ben fahiselere hakaret olmasin diye Oktay Eksi gibi ona küfür bile etmedim. Hakaret ve küfür benim yöntemim degildir. Bunuda bilmenizi isterim.

Sevgili Alan, Yazıların kendi içinde bir tutarlılığı besliyor. Bağımsızlıkçı olman münasebetiyle sömürgecilikle işbirliğini öne çıkaran eğilimleri deşifre etmenin, onlarla aradaki farkı anlatabilmenin daha sağlıklı bir yolu yok. Aksi durumda bağımsızlıkçılık işbirlikçiliğin yedeğine düşer. Öcalan'a biat eden ve özünde bağımsızlık talepleri olan binlerce insanın tevekkül göstermesi nasıl onları devlet çizgisinde sessiz bir sürüye dönüştürüyorsa, hangi gerekçeyle olursa olsun bağımsızlıktan inhiraf eden çizgilere ve şahsiyetlere kayıtsız kalmak da pratik olarak aynı sonuca hizmet eder. Yaklaşımın tutarlılık örneği olmakla birlikte aynı zamanda doğrudur. Kürtlerin devlet olması insanca bir yaşam sürdürebilmelerinin yegane aracı ve alternatifidir. Ülkemizin parçalanmışlığına ilaveten en doğal ve temel hakkımız olan kendi devletimizi kurmamızın zorla engellenmesi milletimizin yoksullaşmasına, kişiliksizleşmesine giderek paryalaşmasına hizmet eder. Sefalet ve devletsizlik birbirlerini tamamlayan iki olgu olmakla beraber sebep ve sonuç ilişkisi içerisindedirler. İsimleri ve pozisyonları ne olursa olsun kürt politikacılarının sömrügecilikle flörtü, kürtleri azgın ırkçılığın ideolojik çerçevesine hapsetmeye müteallik düşünce ve söylem, kürtlerin sahip olduğu kendini yönetme hakkını ırkçı-sömürgeci eğilimlerin dominant olduğu parlamento ve hükümetlere devrederek revize edilmiş bir sömürgecilik tarafından yönetilmeyi vazeden siyasi hat pratik olarak sömürgeciliğin yedeğine düşmüş anlayışları temsil eder. Bu tür anlayışları naiv olarak niteleyebilmeye mahal yoktur. Katı ırkçılığın ve despotluğun egemen olduğu rejimler ve hükümetler bünyesinde kürtlerin özgürlüklerini kullanabileceklerini varsaymak, kürtlerin kendini yönetme hakkından mahrum bırakılmış olmasını örtmeye yönelik likidatör nitelikli vaazlardan başka hiçbir şey değildir. Dünyanın hiçbir bölgesinde, hiçbir sömürgenin, sömürgeciliğe bağlılık ve bağımlılık temelinde kendi haklarını kayıtsız ve koşulsuz kullanabildiğinin örneği yoktur. Yayılmacı despotik eğilimlere iktidar teslim ederek zorbalığın gölgesinde özgürlük fidanının yeşereceğini sanmak bu nedenle hayalci olmanın ötesinde bir anlam taşır. Milletinin özlem ve taleplerini sömürgeci beklentilere uyarlamaya hiç bir grup ve kişinin hakkı yoktur. Kürdistan ülkesi hiçbir grubun yada liderin babasının çiftliği değildir. Kürt milleti hiç kimsenin plebi değildir. Bağımsızlıkçı olarak, sadece köleliği katmerlendiren siyasi pratiğe karşı çıkmakla kalmayıp bunu dillendiren kişi ve gruplarla aramızdaki farklılığı ortaya koymamız gerektiği açıktır. Sen bunu her zaman yapageldin. Bu aynı zamanda bir sorumluluk örneğidir. Son dönemlerde seyrek yazıyor olman çoğu kez belli konuların, belli sayfaların eksik kalması sonucunu doğuruyor. Daha sıklıkla yazman, düşüncelerini paylaşman dileğiyle diyorum. Selam ve hürmetler ederim.

Sevgili Alan, Soyledigin bir baska konu gercekten cok onemli. Diyorsun ki "iki ay sonra her ne olduysa Hanife'den baska herkes Talabani'ye saldirmaya basladi." Bu benim de cok tanik oldugum bir durum. Bir bakiyorum goklere cikarilan biri, kisa bir sure sonra yerin dibine batiriliyor ya da tam tersi. Yani bir insanin bir gun vatansever, diger gun hain, yine baska bir gun tekrar vatansever, tekrar hain olmasi mumkun olmadigina gore, ne bu? Hatayi suclanan da degil, bu yorumlari yapanda aramak gerek. Eger ben birine bugun vatansever, yarin hain diyorsam; olaylari dogru okuyamayan, dogru degerlendiremeyen ve her seyi berlirli bir strateji icerisine oturtamayan biriyim demektir. Olaylari gunluk, hatta anlik soylemlere gore degerlendiyor ve yorumluyorum demektir. Buna karsilik bagimsiz Kurdistan icin verilen mucadele ise cok uzun soluklu, cok uzun vadeli ve inanilmaz zekice olusturulmus stratejiler gerektiriyor. Sevgiyle kal, Hanife

Merhaba Hanife! Insallah Talabani seni ileriki dönemlerde Öcalan gibi hayal kirikligina ugratmaz. Bence bir insan hic bir zaman bir insana, hele tanimadigi bir insan hic güvenmemelidir. Beni en cok kizdiran ve küplere bindiren bazi Kürdlerin sömürgecileri tümden reddedeceklerine onlara tasaron olup, onlarin baskani, miletvekili, askeri, subayi, ögretmeni vs. olmak istemeleridir. Bir kere KÜRDISTAN bir ÜLKE, Kürdlerde bir ULUSTUR. Bir Kürdün Türk/Arap/Fars parlementosunda, onlarin ülkelerinde ne isi vardir dogrusu ögrenmek isterim. Öcalan, Talabani ve Barzani birlesip Bagimsiz Kürdistan icin savasmalari daha dogru degilmidir. Birlileri Türklerin en sadik kölesi olmusken, digerleri (Barzani haric) Araplarin, Farslarin pesinde. Diger yandan hergün Gerilla'dan Kürd insanlari ölüyor. Bunlar ne bicim baskanlar? Son 30 yilda 40 bin Kürd ölmüs, örnegin Öcalan ben saka yaptim diyebiliyor. Barzani bagimsizlik hayaldir diyebiliyor. Neyse kafani yormayalim; Bekleyip kimin ne mal oldugunu cok ilerilerde mutlaka görecegiz. Bana göre bu tür insanlar bagimsizlik mücadelesi önünde en büyük engeli olusturuyorlar. Ama siz düsündügünüzü elbette düsüneceksiniz, bende düsündügüm gibi düsünecegim. Insallah ben yanilir, sende hakli cikarsin. Selam ve sevgilerimle

Merhaba! Sevgili Alan Lezan seni bagimsizlikci biliyordum gercekten kurd millyetcisi biliyordum yoksa yanilmisim malesef. Bence butur tartismalar gereksiz ve zamansizdir arkadaslar. Hepinizi akli selim davranmanizi umarim bu tartismalar bizi bir yere götüremez kurdistan ulusal kurtulus mucadelesine hic bir katkisi olmaz/olamaz. Kurd halki bügün ölüm kalim mucadelesi vermektedir, Dunyanin dört bir yaninda halkimiz muthis bir mucadele zemini hazirlamistir. Avrupada Türkiyede Guneyde kuzeyde Doguda Batida Hata USA ya kadar uzanmis kürtlerin serhildan ayak sesleri. Buna her kurdün katilmasi gerekir bu dirilis pkk ilen endekslemek yanlistir bence. Kurtlerin degerleri sözkonusudur.Dusman var gücüylen her türlü kirli metodlari kulanmaktadir.Onlarin siyasal olarak hedefledigi tek sey kürtleri karsi karsi getirmektir dusmanin oyunlarina gelmiyelim. Konuyu uzatmatadan sayin Mam Celala gelelim Mam Celalin bazi aciklamalarina bende katilmiyorum Fakat Mam Celal`in KUKM büyük katkilari olmustur Kek Alan Kendisi Bir Devletin zirvesinde görev yapan bir liderdir bunuda unutmamak lazim Bizim Araplarlan bir sorunumuz bir dusmanligimiz yoktur sorunumuz ülkemizdir öyle olduguna göre, su anda ev sahipligini biz yapmiyormuyüz?Yapiyoruz simdi eskide Araplardan cok cektik dogrudur bu yaralar dah tam olarak sarilmamistir.Fakat Saddam gibi bir Tyran yasamiyor dengeler degisti artik bizde ona göre haraket etmemiz gerekir Mam Celal`da bunu düsünüyor kek Alan

Sevgili Bezar! Benim ne oldugum bir kenara, Irak Ülkesi, yani Araplar Kürdistan'in güneyini isgal etmisler mi etmemisler mi? Bu bir; Eger Arab ülkesi Irak ülkemizi isgal etmisse tipki Türkiye ve Iran devleti gibi, demekki onlar bizim düsmanimizdir. Peki en azili düsmanimiz olan bu ülkeleri ülkemizde kovacagimiza, onlarin egemenliklerini tümden son verecegimize, onlara devlet baskanligi yapmak Kürdlere de düsmnalik yapmak degil midir? Benim icin Türkiye, Iran ve Irak'in basbakani, devlet baskani, Miletvekilleri, polisi, jandarmasi Kürdlerin en azili düsmanlaridir, isterse bunlar Kürd asilli olsunlar fark etmez. Kenan Fani Agabeyime! Hocam eger benimde sizin gibi kendisini güzel ve mantikli edebiyatsal bir sekilde ifade etme kabiliyetim olsaydi, cok sevinirdim. Inan sizin yazilarinizi okuyunca icim rahatliyor. Iyiki sizin gibi Kürdler var diyorum. Eger siz olmasaniz belki ben depresyonlardan ölmüstüm. Size ve kaleminize ne kadar tesekkür edecegimi bilemiyorum. Ben is/güc derken ancak bu kadar yazabiliyorum. Ama son dönemlerdeki durgunluk birazda Kürd davasinin böyle iki günde hal olamayacagi, yani bizim bütüm yasamimiza mal olacagi icin bir süre sadece pasif okuyucu konumuna gectim. Birde zaman sorunum var; Su an hem calisiyor, hem ingilizce kursuna gidiyor, hemde mesopotamyada modern, ekolojik bir hayali (gelecege dair) bir sehir planlamasi ile ugrasiyorum. Ismini ne koyacagimi bilmiyorum. Bu konuda size danismak istedim. Ben ilkin "MegaPolis" düsündüm ama bu daha cok büyük yani mega olan bir sehiri tanimliyor. Benim planladigim hayali sehir (yani kagit üzeri sadece idee olarak) 3 milyon kisi icindir. Fazla büyük degil ama tamemen modern ve ekolojiktir. Sonra "KawaPolis" düsündüm. Siz ne düsünüyorsunuz. Söylentilere göre ilk sehirlesme ERgani'de olduguna göre acaba o günden, yani 9 bin yilindan günümüze neler yapildi, ne hatalar yapildi, ne güzellikler dogrular yapildi, analiz edip yeni sehrin nasil olmasi gerektigi, ya da nasil olabilecegi teziyle yeniden yeni bir sehir tasarim yapmak istiyoruz. Bu sehrin ismi sizce Kürdce olursa nasil olmali? Bu konuda önerisi olan tüm arkadaslara simdiden tesekkürlerimi sunuyorum. Sehir'in Masterplani "örümcek agı" gibi olacak ... (Spider Web) KIsaca söylemek istedimgim, benim gercekten zaman problemim var. Eger ileride bunu giderirsem bol, bol yazarim. Bu sehir projeside bir kac yil sürer. Yine zamanima bagli bir sey. Selam ve saygilarimi sunarim.

Sevgili Alan, Hêvi sözcüğü bütün lehçelerde var. Klamlarda var. Sevgi üstüne, gelecek üstüne yazılmış şiirlerde var. Yüreğimizde var.. Senin projen, olması istenenin nasıl olması gerektiğine dair tasarımdır. Dolayısıyla geleceğe bağlanmış bir umuttur. Sence de uygun düşermi bilmem ama fikrimi sorduğun için yazıyorum. Şar kelimesi hititçe şa-şat-şata'dan kürtçeye küçük bir değişiklikle geçmiş hint avrupalı dillerin şehir anlamındaki en eski sözcüklerinden biridir. Stan-istan sözcükleri de 'st' ünsüzlerini barındırıyor, kronolojik sıralamada şat'a göre yeni, şar da şatın ardılı ve yeni ama kürtçe ardılı. S-Ş ünsüzlerinin yaygın yer değişimi dikkate alındığında, hellenistik issa-işşa sözcükleri de köklerini yeryüzünün en eski hint avrupalı dilini konuşan halkın ilk başkenti Kaniş'te bulur. Birçok deyim ve isimlendirmenin köklerle ilgisini mukayese bağlamında düşünüyorum, Hêvişar, hem kürtçe hem de orijinaldir. Naçizane önerim bundan ibaret. Gönülalıcı sözlerin için teşekkür ederim. İçtenliğin her zamanki gibi sevgi ve hürmetime vesile olmakta. Selamlar.

Anonymous (nicht überprüft)

Mo, 10/27/2008 - 17:15

In reply to by نەناسراو (nicht überprüft)

Cok degerli Hocam, size cok, cok tesekkür ediyorum. Görüsmek dilegiyle ...

Hocam size müsaadenizle "Hevisar" konusunda bir kac soru sormak istiyorum: Ben "Hevisar" kelimesinin karsiligini bütün Kürd online sözlüklerinde, internette aradim taradim fakat kayda deger bir aciklamaya denk gelmedim. Lütfen beni yanlis anlamayiniz. Sizin yazdiklarini titizlikle okudum fakat "Hevisar" kelimesin Türkce veya Ingilizce veya Almanca karsiligini bir zahmet yazarsaniz sevinirim. Siz [i]"Şar" kelimesi hititçe şa-şat-şata'dan kürtçeye küçük bir değişiklikle geçmiş hint avrupalı dillerin şehir anlamındaki en eski sözcüklerinden biridir. Stan-istan sözcükleri de 'st' ünsüzlerini barındırıyor, kronolojik sıralamada şat'a göre yeni, şar da şatın ardılı ve yeni ama kürtçe ardılı. S-Ş ünsüzlerinin yaygın yer değişimi dikkate alındığında, hellenistik issa-işşa sözcükleri de köklerini yeryüzünün en eski hint avrupalı dilini konuşan halkın ilk başkenti Kaniş'te bulur. Birçok deyim ve isimlendirmenin köklerle ilgisini mukayese bağlamında düşünüyorum, Hêvişar, hem kürtçe hem de orijinaldir."[/i] diyorsunuz. Yani "Sar"= Sehir=polis=city???? Peki "Hevi" ya da bir bütün "HeviSar" = Sehir=Civitas=Polis=City diyebilirimiyiz? Ayrica "Kanis" sadece Hollanda'da bir sehirin ismi. Kastettigini o sehir mi? Yoksa "Kanis" nerede? "Kanis" kelimesini internette aradigimizda karsimiza bir cok isim, soyisim cikiyor ama sehir olarak maalesef hic bir sey bulamadim. Eger varsa elinizde bana kaynak verirmisiniz? Ya da link. Vereceginiz bilgiler icin simdiden cok tesekkür ediyorum. Anlasilan sizi daha rahatsiz edecegim. Cahilligimi lütfen bagislayin. Ben senelerdir sehir tarihi ile ugrasiyorum anlasilan hep yanlis kaynaklari okumusum, cünkü ben asil sehir isminin orijinalitesini "civitas" olarak biliyordum. Hatta bu konuda sitemde bir yazida vardir. Lütfen beni aydinlatirsaniz sevinirim ... Saygilarimla

Alan Hocam, HÊVİ, umut demektir. Kürtçenin hemen bütün lehçelerinde aynı anlamda kullanılan ortak sözcüklerden biridir. Soranlar aynı sözcüğü 'HÎVA' olarak teleffuz etmelerine rağmen 'HÊVİ'yi de anlamakta ve kullanmaktadırlar. 'UMUT ŞEHİR' denmek istendiğinde lehçe farklılıklarına göre 'Hêvişar yada Şarêhêvi-Şarîhêvi' şeklinde telaffuz etmek gerekecektir. Vêranşar'larımız var. Ben Kurdistan'da 4 tane Vêranşar biliyorum. Şarîzor da var. Bu Şarîzor'un aslı Şarîzûr'dur. Bugünkü Süleymaniye'nin yanıbaşındaki eski şehirin ismidir. Soranlar şimdi Şarîzor olarak telaffuz ederken eski yazımlar buraya Şarîzûr dendiğini gösteriyor. Hakkari yöresindeki Zuy kalesi ile aynı anlamda etnik bir isimlendirme olması gerekir. Sumer ve Asur tabletlerinde Kardaka ülkesine ilaveten Sumer'in yukarısında (kuzeyine) yaşayan 'ZU' kavminden bahsedildiğini bazı kitaplarda okumuştum. ŞAR, yani kent-şehir sözcüğünü HÊVİ'nin ister başına alın isterseniz sonuna kürtçede benzerleri olduğu için zorluğa neden olmadan anlaşılacaktır. Sağlıklı olanı HÊVİŞAR'dır. Soranîyi esas alarak Şarêhêvi şeklinde yazmanın zazakide 'umut halkı' şeklinde yanlış anlamaya yolaçması mahzuru bulunmakta. ŞARÊHÎVA şeklinde bir yazımsa sadece sinonim düzeyinde kalacaktır. Hürmetler.

slm Alan benzetme uygun degil, Talabaniye haksizlik abdullaha da iltifat olmus. 1-talabani mucadlesi suresince surekli kurdistan daglarinda ve pesmergelerinin yaninda idi. bu cok onemli bir karekterin isaretidir. politik goruslerini ve tarzini begenmemek, elestirmek ile adami abdullah in pandersit duzeyine indirmek cok ayri seyler. abduulah elestirilmeyecek kadar pespaye bir yaratik. bana dostlarim abdullah ocalani neden dogru durust elestirmek yerine hakaret sifatlari siraladigimi sorup duruyorlar. bu adama elestiri yapilamaz. makul dunya da bush, angela markel, churchil gibi liderler uzerine cok farkli deger yargilari ortaya sacilabilir tartisma surer gider ama hitler, idi amin uzerine artik deger yargisi olamaz. bu sonuncularin artik tartisma elestri otesi agir suclari vardir. 2-talabani nin siyasi dusuncelerinden ziyade tarzi benim hic hosuma gitmez ve surekli elestiririm. ancak lider cesareti risk paylasimi basari indexi ve kurdistan uzerine gercek engajmani (yontemlerini sevmesek de engajmaninin gercek ve sahici oldugunu inkar edemeyiz) inkar edilemeyecek kadar acik. abdullah ta bu saydiklarimin esamesi bile yok-tersi var sasirtici derecede korkak biridir-tiksinti duyulacak kadar iskeletsizdir risk paylasimi deyince rahmetli BB nin kargalari gulerdi. basari indexi, allah var melanet te basari indexi zirvelerde kurdistan icin sahici engajmanina gelelim o sefih govdesini uc gun daha yasatmak icin kurdistani degil tum dunyayai satar. bu iki insani ayni kefeye koymak? bir kez daha uzerine dusunmeni oneririm. sevgiler HeK

Merhaba HeK, yazdiklarini pekala iyi anliyorum. Ama eger disarida Talabani despot ve isgalcilere devlet baskanligi yapiyorsa peki Talabani'de Öcalan gibi yakalnip iceri atilsaydi acaba nasil olurdu? Ben prensipten sömürgecilerin her seyine ama herseyine karsiyim. Onlarin devlet baskanlarini Kürd asili olmasi hic birsey degistirmiyor, cünkü ben bir Kürd olarak ülkemi isgal altinda tutan o devletin herseyine karsi cikiyorum. Ben demokrasiye büyük önem verenlerdenim ve Demokrasi en sevdigim toplum bicimidir. Secimler olmalidir ama Kürdistan'da. Kürdlerin Iran'in, Irak'in bilmem Türkiye'nin secimlerine katilmasini, onlardan bazi demokratik haklar dilenmesini reddediyorum. Sömürgeciler kayitsiz sartsiz ülkemden defolsunlar. Baska birsey istemiyorum. Saygilarimla

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.