Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 11 April 2008

vakit buldukca yetiskinler free kurdistan okulu
bedava servis hocasi olarak yaziyorum
-bir de para mi alacaktin?
diyenler olacaktir
onlara soyleyecegim sudur:
keske bir maas odeyen kurumumuz olsaydi da maas alsaydim!
kurd ulusu anonimlikten, amatorlukten cikmadikca
siyasi orgut kurup bozuk amip bolunmeyle cogaltmaktan vazgecmedikce
kurup her seye ragmen yasatttigi orgutleri
dunyayi sallayacak networka muthis ve sorgusuz bir destege ragman
havanda su dogmek haliyle kullandikca
az gider uz gider bir arpa boyu duz gider!
siyasetet ayrilan enerjinin bir miktarini ticarete ayirmis olsaydi kurdler
belkide ufak tefek bir ekonomik yogunlasma ile
derli toplu is ureten kurum enstituler filan kurabilirdi
ne zaman gelecegi belli olmayan devlet kusunu beklerken
neyse
daha coook uzun yolllar var onumuzde
bu bir hocanin talabelerine ders basinda vermesi elzem pesrevdir.

simdi derse baslayalim.
deli-kanli HU nun biraktigi yerlerden!
sureklilik bozulmasin
sureklilik uygarligin otobanidir!

bugunku derse Berkeley den baslayacagiz.
yolunuz olurda Bay area ya duserse
(bana fakru zaruret masallari anlatmayin
yolumuz orya nasil dussun filan demeyin.
konya havalisinden cikip cebi para goren kabapci donerci pizaci esnaf)
kuba yi ayak yoluna cevirdigine gore-diasporada yillarini curuten
kurdler de bir amerika turu yapabilmeli)
evet ne diyorduk?
yolunuz bay area ya duserse
bu anlatiklarimi da hatirlarsaniz ayak izlerimizizi takip edip bu turu atin
pisman olmazsiniz. hayatiniz renklenir!

gunesli bir gundu, Berkeley de en cicegi bol evlerin onunden
uzakta korfezi goren yokuslarindan ufak ufak indik asagi.
denizden serin bir ruzgar da esiyor muydu,yoksa keyfimiz yerinde oldugundan bize boyle mi geliyordu, bunu simdi hatirlamiyorum.
her neyse. sabahin erken saatlerinde limonata kivaminda bir havada
degerli dostum solhan daglarinin ahlaki granit gibi saglam cocugu MD ile
bir san fransico turu atmaya
Berkeley yokuslarindan basladik.
euklid sokagini i gecip saga donduk, en sevdigimiz cedar caddesinden
asagilara dogru yurumeye basladik.
cedar caddesi etrafina koku salan
havanin sicakligi artikca salinan kokularin insani iyice mest ettigi
bir caddedir. tepedeyken uzaktan deniz de gorunur.
yokusu inip cedar i kesen islek Shattuk caddesine varinca
uyduruk bir yorgunluk icat edip, kosedeki Kafe ye konakladik.
Berkeley kafeleri munnevver insanlarla doludur diyecegim.
munevverliklerini test etmedim, ancak disaridan bakinca kafe de oturan her on sahistan dokuzunun onunde acik lab top ve fazlasiyla mesgul gorunen bu kislerin
munnevver olmasi icap eder. kafe lerde avrupa kafelerindeki gibi,fazla oturan musteriler uzerinde calisanlarin kalk git sinyalli goz dikisleri yonelmez. hatta sik sik raslanan, elinde okudugu NYT kaymis yumusak kanepede uyuklayan musterilere bile inanilmaz sabirli bir hosgoruleri vardir. bunlar Berkeley kafe cilerin melayike ruhlu olduklarindan dolayi degil, take home satislarin kafe de oturan musteriden kat kat fazla olmasindan dolayi olusmus hosluklardir.

benim oldu bitti kafe lerle aram iyi degildir. oralara oturdugumda diken ustunde hisseder ve kalkip gidecegim zamani kollarim. MD ise kafe kolik bir yaratiktir.
onu hosh tutmak icin bu kafe molasini benim dayanma sinirlarimi da zorlayarak uzatik o gun. allahtan hava disarida oturmak icin tam musait bir kivamda idi.
ne insanin giysilerini delip gecen nemli isirgan bir bahar sogugu, ne de terleten bogucu bir sicaklik vardi.

Bart i aldik ve San fransico ya vardik. Embarcadero istasyonunda indik.
meydani gecip sahili takipeden embarcadero bulvarinin sol tarafinda yurumeye basladik. Rihtimlarin denize uzandigi sag kaldirmdan boydan boya ciplak bir gunes vardi. sol tarafta ise binalarin bahcelerinden kaldirima tasmis agaclarin arasindan sizan gunes. allah bilir hangi mevzulara dalip gitmisken, aniden kaldirimin sol tarafinda, ufacik bir parkin kiyisina kondurulmus bir plexiglas korumanin altinda fotografcilik yaptigim genclik yillarimda dakikalarca bakmaktan kendimi alamadigim bellegime kazinmis favori fotografi gordum. Fotografin yanibasinda da metal bir kabartmasini koymus ve bir baska plakatta fotografciyi, fotografin cekildigi zamani aciklayan uzunca yazi asmislardi.
MD nin kolunu oyle sert bicimde siktim ki, garip bir ses cikardi, veya bana oyle geldi.
--iste dedim fotograflarin sahi, fotografcilarin kralicesi Dorothea Lange in cektigi gelmis gecmis fotograflarin sahi!

MD fotografa bakti, ne kadar etkilendi, etkilendi mi, neler dusundu, bunlarla dogrusu ilgilenmedim. Fotograf beni burda, hic aklimda yokken, hic beklemedigim bir zamanda, olmadik bir mekanda gene kendisine esir etti. gene buyuk bir hayranlikla, ve o fotografa bakinca insani aninda saran korkunc bir uzuntu ile bu fotografa baktim baktim baktim.

devami gelecek derste

REQUIEM

bu dersler

direnmenin cigligin sadece siyasi degil
estetetik boyutunun da oldugunu
estetigin sinir mekan zaman zemin tanimadigini
ihtiyacin kallavi arzin kit oldugu memlekette
en olmadik yerde bu isi icra eden
icra ederken hayat katan
hayat katarken kendi guzel hayatini kaybeden
HU nun anisina
onun mirasinin surekligi icin
bu dersler bu cocugun hatirasi icin
kurdistanin gozu silah tufek siyasetten baska seyler gormesi gereken
cocuklarina en guzel ornek HU icin

BB
eski fotografcilardan
geriye kalan
simdi bosvakitlerde icra ettigi zannatini alan bulunmadigi icin
kargalara aktaran

arkadaslar BB nin bahsettigi fotograf sanatcisinin resimlerini google uzeri ben baktim asidaki linklerden gordum cani isteyene kolaylik olsun diye bende o adresleri size sunarim Kurdistan'in gonullu hamaliyim ben selamlar http://en.wikipedia.org/wiki/Dorothea_Lange http://www.museumca.org/global/art/collections_dorothea_lange.html http://www.moorsmagazine.com/fotografie/lange.html http://myhero.com/myhero/hero.asp?hero=d_lange

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.