Ergenekon sadece Türk ve de Genelkurmay ile sınırlı olmadığı defalarca yazıldı çizildi.
Bunun Kürd ayağınında olduğu; gerek tarafımızdan, gerekse başkaları tarafından söylendi.
Söylemekten dilimizden tüy bitti. Kimseyi ikna edebildiğimiz yok.
Fakat, A. Öcalan'ın Ergenekon üyesi olduğu, Kürd milli hareketini tasviye etmek için sokağa salındığını önce değişik nedenlerle kendisi, şimdi de artık, sahipleri söylüyor.
Sokağa salındığından bu güne Kürd-Kürdistan'a telafisi mümkün olmayan zararlar verdi. Bu gün de, vermeye devam etmektedir.
Türk Genelkurmay'ın elinde Kürd milletine karşı kullanılan bir lejyoner örgütlenme olduğu inkar edilemeyecek kadar açık ve net.
Bunu görmemek; ya art niyetli olmak, ya da dönen rantan yemlenmekten kaynaklanıyor.
Bakınız!
Geçmiş bir yana, son bir sene içinde, Türk cehah ta dizginsiz bir savaş çığırtkanlığı yaşandı. Genelkurmay'ından sokaktaki boyacısına kadar Kürdistan'ın Güneyini işgal histerileri üst boyutlarda seyretti.
Buna yol veren de, PKK'nin danışıklı döğüşlü politıkalarıdır. Ki PKK politıkalarınıda tespit eden Türk Genelkurmay merkezidir. Belli eller tarafından Avukat kılıklı MİT kimlikli unsurlar vasıtasıyla servis edilen 'görüşme notları“ da aynı merkez tarafından iletildiğini bilmiyen sadece art niyetli kesimlerdir.
Geçerken şunu da söyleyelim. Sahi iki de bir 'hava muhalefeti nedeniyle A. Öcalan ile görüşülmedi“ açıklamaları neyin nesi?
Gerçekten görüşülmemesinin nedeni hava muhalefeti mi?
Ben olmadığını söylüyorum.
Çünkü A. Öcalan'ın Genelkurmay da olduğuna eminim.
Neyse, inanan inanır, inanmayan inanmaz.
Tekrar başa dönersek bilinen provakatif eylemlerle ortam hazırlandı.
Derken Türk meclisi bilinen tezkeriyi çıkardı. Askere buyur dedi.
Asker, daha önce hazırlıklıydı. 50'ye yakın savaş uçağıyla, yerden füze ve top ateşi eşliğinde Kürdistan'ın Güneyinin köylerini bombaladı. Tonlarca bomba yağdırdı.
Terörizme karşı adı altında sergilediği terör eylemleriyle sivil iki kadını şehit ederken, sayısız hayvanıda telef etti.
Türk devletinin resmi açıklamalarına bakılırsa, tespit edilen tüm hedefler vurulmuştu. Doz duman dağıldıktan sonra görüldü ki vurdukları hedefler, iki hastahane, bir okul ve sayısız köydü.
Bu gün de, belli aralıklarla bombalamalar devam etmektedir.
Olsun Türk'e göre Kürd'e ait ne varsa, vurulması gereken “terörist unsurlar“dır.
Böylelikle Türk kamuoyunun havası alınmış olunuyor.
Fakat, bunca; çığırtkanlığın ve akibinde Kıbrıs işgalinden bu yana gerçekleştirdikleri hava hareketinin ve devamı akınların amacı sadece; Türk kamuoyunun havasını aldırmak değildir.
Esas nedeni Güney Hükümetine gözdağı vermektir.
Aslaşılan bu hareketlerle geçici de olsa, amacına ulaştıkları söylenebilinir.
Kerkük referandumunu ertelendi.
Bağımsızlık yönündeki hava dibe vurdu.
Bu ara da, ABD ile aralarında varolan gerginliği giderilmiş gibi bir hava yarattıldı.
Fakat, esas olarak yıpranan Türk Genelkurmayı ve PKK eş zamanlı olarak güçlendirildi.
Önce PKK mağdur duruma düşürüldü. Bunun ortamı yaratıldı. Onlara propaganda malzemesi bolca servis edildi.
Ortaklaşa bir plan çerçevesinden Kürd halk kitleleri PKK'ye yönlendirildi.
Diğer yandan da, “our boys“ ve onun düşürdükleri koca koca herif ve karılar vasıtasıyla Kemalizm servis edilmektedir.
Kürd halk kitlelerin beyinlerine Kemalizm şırınga edilmektedir.
Türk'ün sembolleri onlara savundurulmaktadır.
Kürd milli değerlerinden uzaklaştırılmaktadır.
Beyni rehin alınmışlarda ha bire bu ihanete yurtseverlik payesi biçmektedir.
Adamların işi gücü Kemalizmi övmek ve Kürd milletine sevdirmektir. Gerçi bu bana ters gelen bir olgu olmasa da, kimi yurtsever çevrelerin onlardan farklı işler beklemeleri ters geldiğini söylemek zorundayım.
Bu çevrelerin PKK ve varyantlarının varoluş, varediliş nedenine kafa yormaları onları bu ikilemden kurtaracağına inanıyorum.
Varoluş veya edilişleri konusunda net bir sonuca varırlarsa yaptıklarınıda anlamış olurlar.
Efendilerinin bile, bu gün onların gerçek kimliğini açıklamak zorunda kalışları, onların varoluş veya varediliş nedenini açıklar yeterliktedir.
Orakoğlu'nun açıklamaları bunun somut ifadesidir.
A. Öcalan'ın Ergenekon üyesi olduğu şüpheye yer olmadığı bu gün onun düşürdükleri dağdaki ve ovadaki temsilcilerinin oynadığı ve oynayacağı rol bilinmeyen değildir.
Bu rolün Kürd milletine karşı Türk devletine hizmet olacağını hangi aklıselim inkar edebilir?
İnkar eden yok mu? Var...!
Dahası kılıç kuşanıp onların koltukları altında, yurtseverleri tehdit eden zıbıl gibi unsur ayak altında gezinmektedir. Hem de yüzlerine yurtseverlik maskesi takarak.
Yurtsever kesimler, sadece olup bittenleri seyretmekle zaman kaybetmektedir. Kazara birileri bir şeyler söylemeye kalkmasın, tetikçiler tarafından ölümle tehdit edilmektedir...

07 Şubat 2008