Direkt zum Inhalt

TÜRK DEVLETI, KABUS VE SEVINCI BIRARADA YASIYOR

Siyasal ve politik mücadelede zafere ulasabilmenin temel kurallarinden biri öngörüdür. Olasi gelismeleri önceden göremeyen, dün, bugün ve gelecek arasindaki iliskiyi ve bu üclü sürecin getirecegi degisim ve dönüsümü analiz edip gerekli sonuclari cikarip buna göre taktik ve strateji gelistiremeyenlerin birakin zafer elde etmelerini, tarihin carklari arasinda ezilip yok olmanin ötesinde bir sonuc elde etmeleri mümkün degildir

Kurdistan genelinde ulusal bagimsizlik mücadelesinin dönem dönem sekteye ugramasinin baslica sorumlulari olan bizler, Kürt siyaset ve politikacilari, bunun en önde gelen sorumlu ve suclularidir. Eger Sömürgeci devletler özellikle Türk devleti yasadigi bütün zorluk ve badirelere ragmen halen Kurdistan üzerindeki hükümranliligini sürdürüyorlarsa birazda soruna bu perspektifle yaklasmak, nedenlerini dis etkenlerden ziyade, kendi körlügümüzde, icsel sorun ve celiskilerde aramamak gerekir.

Kurdistan politik yapilanmalari ve bagimsiz aydinlarin konumlari, olay ve sorunlara bakis acilari, icinde bulunduklari iliski ve yasam tarzlari, sömürge ve sömürgeci gücler arasindaki olaylari yorumlama tarz ve sorumluluklari ele alindiginda, genel anlamda dibe vurmamizin nedenlerine dair kahin yada kelli-felli arastirmaci olmaya gerek yoktur.

Degisim sart ve kacinilmazdir, tortullasmis eski tarz aliskanlik ve hareket tarzi ile bütün alanlarda sikismis T.C`yi rahatlatmak ve Kurdistan`daki sömürüyü katmerlestirmekten baska bir sonuc ortaya cikarmayacaktir. Degisim ve mücadeleyi yeniden örgütlemek, kacinilmaz olarak iki yönlü mücadele anlayisinida omuzlarimiza yükleyecektir. Bu olmazsa olmazin temel geregidir, Kurdistan ulusal mücadelesinde “ At ile it izinin“ bilincli ve planli bir sekilde birbirine karistirildigi dönemde, ayrisma ve teshirin yeniden insaa ve örgütlü mücadele ile atbasi gitmedigi sürece, ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesinin temel dinamikleri kendi ayaklari üzerinde oturtulamaz. Ulusal bagimsizlik mücadelesi kendi normal mecrasina akamaz.

Kurdistan ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesinin saflari, büyük oranda Sömürgeci Türk devletinin kontrollu denetim ve yönlendirmesi altindadir. Bu cemberi kirabilmenin ilk adimi dogrudan devletle hesaplasma icersinde olabilecek ve onun kurdistandaki emniyet sübablarini korkmadan teshir edebilecek, düzenle baglarini koparmis ve hic bir beklenti icersinde olmayanlarin birliktenligi dogrultusunda, yeni tarz bir mücadele perspektifi ile mümkündür

Kurdistan ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesinin basari ve zaferi icin bu hesaplasmanin yapilmasi ve bu yönde insaa edilecek örgütlenmenin her bir adimi, Türk devletinin gerek icte ve gerekse uluslararasinda icinde bulundugu acmaz derinlestirip, kusatmayi daraltacaktir

Sömürgeci Türk devletinin, dünyadaki stratejik degisikliklerden köklü bir temelden etkilenmemek, bu degisimin Turkiye ve Kuzey Kurdistan`a yansimasini engellemek icin 1920`da uyguladigi taktikleri devreye sokmasi bile onun cöküsünü Kurdistandaki egemenligini son bulmasina engel olamayacaktir. Sömürgeci Türk devleti simdilik gecici bir zafer kazanmasi, Dünyadaki son gelismeler, özellikle, Ortadogu ve Türkiye-AB iliskileri detayli bir sekilde süzgecten gecirildiginde görülecektir ki, Türkiye en zayif dönemini yasadigi bunu Kurdistan “ulusal“ muhalefetini kontrol altina alma cabalariyla zayifligini gecistirmeye calismaktadir.

Bloklar arasindaki dengelerin olusturdugu Türk devleti, bloklarin dagilmasi ile kendisini ayakta tutan kosullarin varligini yitirmesi ile Türk devletinin kirilip cözülme imkanlari dogmustur. Yeni rekabet ve yeni bloklar eskisinin temeli üzerinde, yeniden insaa kosullari olmadigindan, Türkiye hizla isbirlikci kartlarini devreye sokarak, degisimin olumsuzluklarini berteraf etmeye cabasi icersindedir. Ittiraf etmek gerekir ki Kurdistan ulusal bagimsizlik mücadelesinin pozisyon ve bileskenlerine bakildiginda, kismen basarli olduguni ittiraf etmek gerekir.

Kuzey Kurdistan`da ulusal ve toplumsal mücadelesinin basariya ulasmasi icin bütün sartlar altin tepsi icersinde Kurdistani politik arenasina sunulmasina ragmen, ulusal mücadelenin dinamikleri rehin tutulmus bulunmaktadir. Kurdistan ulusal bagimsizlik mücadelesi ekseninde örgüt ve partiler olmasina ragmen, ulusal bagimsizlik mücadelesi bir kesmekeslik icersinde olup örgütsüzdür, daginiktir, varolan parti ve örgütler, kendi icinde güven bunalimi yasayip ortak hafiza silinip, kollektif calisma kosullari dumura ugratilmistir.

Hic süphesiz bu kisir döngü, on yillardir Kurdistan ulusal bagimsizlik mücadelesinin basina musallat olan, Sömürgeci devletin Kürt killikli emniyet sübablarinin oyun ve usakliklari ilahi bir kader degildir. Bunun, bunlarin asilmasi var olan kisir döngünün disina cikmak eski tarz düsünme, eski tarz örgütlenme ve yasam aliskanliklarini bir yana birakmakla mümkündür. Yasam, düsünme perspektifi ve hareket tarzi Kurdistan ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesinin zorlu ve cetin savas kosullarina göre örgütlenmedikce basari kazanilamaz, zafer elde edilemez.

Dinamik bir ekip ruhu ile yeni tarz örgütlenme Kuzey Kurdistan`da olusturulan sisli havayi dagitma da belirleyici olacaktir. Bu asilmadan, ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesinin basina musalat olan tasfiyeciler etkisiz hale getirilemezse ve hic bir supjektif kosullu olgunlasmamasina ragmen yillardir ayaklari tümüyle havada tartisilan birlik, blok, cephe, platform...vs ulusal kurum ve kuruluslar olusturulamaz.

Boynunda karavat, icinde ne oldugu belli olmayan diplomatik cantalar, uzaktan kumandali nutuklarla ( eskiden talimat veriliyordu ) kurulu sofra sohbet ve ajitasyonlari ile bir ülkenin kaderi üzerinde kurtarici pozisyonda rol alinamaz. Bu tarz bir örgütlenmenin temel amaci bireylerin kendi özel cikarlarini Kurdistan halkinin cikarlari olarak lanse edip onu kendi cikarlari dogrultusunda kullanmasidir. Tatillerini, Ege, Akdeniz, Istanbul..vs yerlede gecirmek icin Sömüregeci Türk devletine daha önce yapilan biat seferleri artik gizlenmeden acik yapilmaktadir. Bunun icin örgütsüzluk herkese dayatilip, Türk devleti ile direk cepheden savasmayi savunan sol harekete karsi karalama kampanyasi baslatilmistir. Yillardir Türk devletinin kapilarinda cöreklenen, usaklik yapanlar, allanip-pullanip, yeni bir versiyonla Kurdistan ulusal bagimsizlik mücadelesinin dizginlenmesi icin piyasaya sürülmektedir.

Kisacasi, Türkiye son 10 yildir tarihinin en büyük krizi ile karsi karsiya olup, Kurdistan ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesi de tarihinin en elverisli en uygun ve Kurdistan bagimsizlik mücadelesini zafere tasiyabilecek zemini yakalamistir. Tarihin hic bir döneminde olmadigi kadar Kurdistanin parcalari arasinda yakinlik saglanilmistir. Mehabad`ta Kermansa`da, Qamislo`da yada Kurdistanin herhangi bir yerindeki gelisme Dünyanin dört bir yanina dagilmis Kürtleri aninda ulusal birlik coskusu icersinde harekete gecirmektedir. 367 yillik bölünmüslük, Kürt ulusunu birbirine yabancilastiramadigi gibi, aksine büyük tahribatlara ragmen, Kürt ulusudaha da birbirine kenetlenmistir

Bundan dolayidir ki her ne kadar, sömürgeci devletlerin yillara dayali plan ve programi ile Kurdistanin politik arenasini kontrol altina alip ulusal saflarda alabildigince büyük tahribatlar olusturup dejenarasyonu toplumun büyük kesimine yaymissa da, “ at izi ile it izinin karistirildigi“ sis ortamindan cikis mümkündür. Bunun icin Kürtler kendi depremini yasamak ve köse basini tutan T.C`nin emniyet kemerlerinden kurtulmasi sarttir.

Kurdistan ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesinin yeniden kendi ayaklari üzerinde oturabilmesi icin, büyük fedekarliklar ödeyen, düzenle hic bir bag ve beklentisi olmayan ve onunla direk olarak hesaplasacak, uzun erimli bir mücadeleyi göze alabilen disipilinli ve fedekar olan insanlarin önderliginde ekip calismasini esas alacak yeni tarz bir örgütlenmedir. Bagimsizlikcilarin önünde duran asli görev budur, Günümüzün görevi; laf ve ajitasyon yerine programlanmis bir calisma ile dialog, örgütlenme ve mücadeledir.

Sol kulvarda olanlarin, arinarak, Bagimsiz Birlesik Demokratik Kurdistan mücadelesinin yeniden insaasi icin, puslu havayi dagitmalari icin hareketlenmeleri gerekir. Temel prensip, ayni düsünenlerin ayni parti, farkli düsünenlerin ise ulusal platform, cephe..vs yer almalaridir....02. 8. 2005

[email protected]

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.