Direkt zum Inhalt

“HER TÜRLÜ MILLIYETCILIGE KARSIYIM“ TÜRK`E „ATES ET“, KÜRD`E „TESLIM OL“ DEMEK NE DEMEK?

“HER TÜRLÜ MILLIYETCILIGE KARSIYIM“ TÜRK`E „ATES ET“, KÜRD`E „TESLIM OL“ DEMEK NE DEMEK?

Hasan H. YILDIRIM

1970´lerden bu yana sömürgeci sistemin yegen Abdullah eliyle devreye koydugu danisikli dögüslü konsept son dönemlerde malum merkez tarafindan yine tirmandirildi. Kürd yurtseverlerin katledilmesine devam denildi.

Terör estirilerek kitleler sindirilmeye calisilmaktadir. Katil Türk militer kurmayi ve yegen Abdullah elele vermis Kürd milletini tümden teslim almaya calismaktadir.

Devlet ve yegen elele verip Kürdleri asip keserken her ikisi kendi aydininida isbasi ettirmistir. “Her türlü milliyetcilige karsiyiz” adi altinda Kürd milliyetciligine karsi mücadele etmeyi kendi aydinina havale etmis bulunuyorlar. Bu da yetersiz gelmis olacak ki, kendilerine Türk´e “ates et”, Kürd´e “teslim ol” cagrilari yaptirilmaktadir.

Kandil´dekiler Türk Genelkurmay alaylaridir. Onlarin silahtan arindirilmasi Kürd millet cikarinadir. Ister sözde Türk aydini, ister kendilerine „Kürt aydini“ diyenlerin derdi bu degildir. Eger dertleri bu olsaydi esas cagriyi Kürdistan´i isgalinde bulunduran katil Türk militer sürüsüne yapardi. Kürdistan´dan cik derlerdi. Bunu yapmayanlarin Kürd´e „teslim ol“ cagrilarina yapan her kim olursa olsun – ister Türk, ister Kürd – olsun sömürgeci sistemin kapikullaridir. Sorunun özü budur.

Bilindigi gibi önce bayrak provakasyonu sahnelendi. Kürd yurtsever hareketi, ulusal durusuyla bunu bosa cikardi. Sözde Türk ve Kürd aydinlari „Her iki milliyetcilige karsiyiz“ aciklamalariyla Kürd milliyetciliginin önü kesilmeye calisildi.

Arkasinda yine danisikli dögüs kirli savas tirmandirildi. Kapikululugu beyinlerine kaziyan sözde aydinlar, yine isbasi yapti. 150´ye yakin Türk, 264 Kürd yaptiklari aciklamalarla Türk´e „ates et“, Kürd´e „teslim ol“ cagrilari yapti.

Türklerde bagimsiz düsünen aydin sayisi parmakla sayiyacak kadar azdir. Deyim yerindeyse Türk aydinin düsünme alani resmi siyaset alani ile sinirlidir. Aydin yerine devlet düsünür. Aydin bir yerde devletin resmi görüsünü tekrarlayan papagan gibidir.

Son dönemlerde Türk militer terör örgüt basinin Kürtleri hedef göstermesiyle ayuka cikan Türk sovenizmine karsi Kürdlerin sergiledigi set karsisinda „her türlü milliyetcilige karsiyiz“ yaklasimini dilerine dolastiran sözde Türk aydini Kürd millet düsmani yüzünü bir kez daha ortaya serdi.

Kürtlerin ulusal-demokratik istemlerini Türk sövenizmi ile es degerlendiren sözde Türk aydininin sistem adina ne kotarmak istedigide ortaya cikmis oldu.

Kürd milliyetciligi ile Türk milliyetciligi ayni kefeye konularak karsi durmak iflah olmaz karsi-devrimcilerin isidir. Kürd milliyetciligi ezilen bir milletin milliyetciligi olmasi dolayisiyla demokratiktir. Buna karsin Türk milliyetciligi ezen olus milliyetciligi oldugunda baskiyi ifade eder. Bu nedenle her iki milliyetciligi aynilastirmak ve „her ikisinede karsiyiz“ demek Kürd milletine dayatilmis sömürgeci köleligi savunmak ve korumak demektir.

Kürd milletiyle dalga gecercesine „Bunca y?ld?r kendileriyle kader birli?i yapm?? olan Türkler“ ile baslayan mantik, sömürgeci mantiktir. „Kürtler ülkemizin“ – ki ülkemiz dedikleri Türkiye´dir- „demokrasinin dinamigi“ ile sürdürülür ve Kürdün sirtine hicte isi olmayan Türk halkinin görevi yüklenilir.

Bunu sirtlayan akilsiz Kürd´de her zaman bulunur. Hemde KUKM´nin esas dokusu olan Kürd milliyetciligine savas acarak, usakligini ilan ederek bunu seve seve yapar. Yaptiklariyla ne kadar kapikulu oldugunu ispatlamaya calisir.

Bunun en somut örnegini kendilerine „Kürt aydini“ diyen 264 unsur sergiledi. "Biz a?a??da imzas? bulunan Kürt ayd?nlar?, 15.06.2005 tarihinde ülkemizin de?erli bilim adamlar?, ayd?nlar? ve sanatç?lar?n?n kamuoyuna sunduklar? a?a??da metni bulunan aç?klamaya kat?ld???m?z? ve destekledi?imizi kamuoyuna duyuruyoruz;“ demekle sömürgeci esige bagliligini bir kez daha deklere etti.

Burada soru sudur. Bu zevatin „ülkemiz“ dedigi neresidir? Eger bu beraklasirsa - ki bu beraktir - bu vesileyle bu zevatin gezindigi zeminde ortaya cikmaktadir. Bu zemininde sömürgeci zemin oldugu, bununda „Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“ oldugu ortadadir. Kendilerini bu zeminde yasatanlarin kendilerine „Kürt aydini“ deme ve konusma haklari yoktur.

Kürd millet bireyi, Türkiye´ye „ülkemiz“ diyemez. Diyen olursa Kürd milliyetcisi, Kürdistan yurtseveri, Kürd aydini olamaz. Böyleleri olsa olsa sömürgeci esikte kapikulu olur.

Türk egemenlik sisteminde irkci, soven, fasist düsünce topluma daima bompalandi. Türk resmi dilinde buna „yükleme“ denilir. Bu durum sözde Türk aydini tarafindan hosgörüyle karsilanir, dahasi desteklenir.

Kürd milletinin kendi ulusal demokratik hak ve özgürlüklerini ifade etmesi karsisinda panige kapilan devletin imdadina daima bu sözde Türk aydinlari yetisir. Simdi devletin bu tosuncuk aydinlari kalkiyor, „her türlü milliytcilige karsiyiz“ demekle gercekten bu demokratlik mi oluyorlar? Yemezler bayim!

Bu devlet yüzyillardir asiyor, kesiyor. Geri kalanlari yikiyor, beyazlastiriyor. Bu da katliamin bir baska türü oluyor. Bunlar olup bitterken Türk halki ve sözde aydini devletle elele milli seferberliklerde davulu zurnali halaylada „en büyük asker bizim asker“ türküsünü söylüyor.

Ama ne zaman ki, katliamlara ugrayanlarin sessi yükselir, bu sözde aydinlar birden bire sözde „her türlü milliyetcilige karsi“larmis gibi bir havaya girerler.

Bir milliyetcilige karsi olduklari dogrudur. Türk ulus milliyetciligi karsi degil, Kürd ulus milliyetciligine karsi olduklarina kusku yoktur. Zaten bu sözde Türk aydininin devlet aydini oldugunu ele verende budur.

Türk aydini demokratlasamamistir. Kemalizmi asamamistir. Bu nedenle soven-milliyetci bir yaklasimi benimsemistir. Kürdistan sorununa kendi sömürgeci egemenleri gibi bakmaktadir. Türk´ün sahip oldugu haklari Kürdler icin imkansiz ve gereksiz görmektedir. Mevcut statükonun sür-git devamindan yanadir.

Bu nedenle Kürd milletinin ulusal kurtulus savasina karsidir. Oysa uluslarin kaderlerini tayin hakkini savunmak demokrat olmanin kistasidir. Uluslarin kader tayin hakki, ezilen uluslarin ezen uluslara karsi ulusal bagimsizlik mücadelesi olduguna göre, demokrat demokratligindan vazgecmedigi müddetce ezilen ulusun ister baskaldiri, ister uzun sürecek silahli bir savasi olsun karsi cikamaz.

Türkiye´de aydinim diyen zevat bunun tam tersini yapmaktadir. Kürd milletinin her türlü savasimina karsi cikarken, sömürgeci efendilerinin Kürd milletine karsi yüzyillardir sürdürdügü imha savasini desteklemistir.

Kürdistan´da yüzyillardir milyonlarca insanimiz planli ve programli bir sekilde katledildi. Türk toplumu davulu zurnali halaylarla ogullarini bu katliamlarda birer tetikci olarak kullanilmak üzere “en büyük asker bizim asker” esliginde göndermekle suc ortagi oldu. Türk aydini da evine cekilerek Kürt katliamini seyretti.

Bu türk toplum resmidir. Egemeni, halki ve aydininin Kürd milletine karsi ayni cephede yer alisidir. Vatan, millet, sakarya; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü konusunda duydugu ortak kaygidir.

Bu toplum birdenbire bu duruma gelmedi. Devletin planli-programli bir calismasinin sonucudur. Devlet baba´nin bekasi Türk toplumuna yedirildi. Türk toplumu o hale getirildi ki, kiyamet habercilerinden Guy Debord'un 1968'lerde öngördügü “Gösteri Toplumu” dedigi kuskusuz en cok Türk toplumuna uymaktadir.

Bu durum Türk egemenlik sistemiyle ilgilidir. Derin oldugu olgusuyla ilgilidir. Bu nedenle Türk egemenlik sistemi cogu kesim tarafindan tam olarak anlasilamaz. Anlasilamayincada önüne gelen bu derin devleten “sorunun cözümünü” bekler. Derin devletinde söyledigi siz isinize, biz isimize bakalim olur.

Bunun nedeni derin devletin kendi varligini inkar etmesidir. Bu nedenle de bu kadar etkili olabilmektedir. Uzun süre varligi bile tartisma disi birakildi. Varligi inkar edildi. Bu nedenle muhalefetide dogmadi.

Uzun süreden beri devrimci, yurtsever cevrelerce tartisildi. Son dönemlerde derin devletin asli unsurlari tarafindan da varligi kabullendi. Fakat Türk toplumunda bir yanki yapmadi. Fazla bir etki yaptigi söylenemez.

Türk toplum gelenegidir. „Devlet Baba“ felsefesi güclüdür. Öyle kolay kolay toz kundurmaz. Bu neden bile Türk egemenlik sisteminin hakimiyetini sürdürmede ne kadar avantaj sagladigi ortadadir.

Sözde Türk aydini ve sömürgeci esikte kemik kovalayan Kürd unsurun dünden bugüne kendine is yaptigi “devlet baba´nin bekasi”, “Devletin sinirlarina saygiliz”da kusur etmedigi, “Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlügü”nü koruma kaygisini nasil anlamali?

Peki kendilerine demokratlik ve yurtseverlik payesi bicen Kürd politik cevrelerin buna destek verdiklerini ve bundan kendilerine is cikarmalarina ne demeli?

23 Haziran 2005

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.