KÜRDLER VE ARAPLAR ARASINDA KIRAN KIRANA GÖRÜŞMELER
30 ocak Irak ve Kürdistan seçimlerinden hemen sonra, Dr. Behmen Saleh, Dr. Roj Nuri şawez, Dr Fuad Mahsun ve Hoşyar Zebari’den oluşan Kürdistan delegasyonu Bağdat’ta Arap çevreleriyle oluşacak Geçiş Dönemi Irak Hükümeti ve programını oluşturmak için görüşmelere başladılar... Kürdistan delegasyonu danişmanlarıyla beraber görüşmeleri sürdürürken, Şii listesnin Başbakan adayı Caferi, Şiiler içinde önemli bir etkisi olan Ahmed Çelebi, gelecek hükümetin yapılanması ve programını görüşmek için Serê Reş ve Dukan’da Mam Celal ve Kek Mesudla görüşmeye geldiler.. Daha önce de Eyad Allewi de aynı amaçla Kürdistana gelmişti..
Serê Reş ve Dukan’da yapılan toplantılar sonrası yapılan basın toplantılarında hep genel tespitler yapıldı ve olumlu mesajlar verildi.
Tüm yerli ve yabancı gözlemciler, gözlerini Bağdat’ta yürütülen görüşmelerin sonuçlarına dikmişlerdi.. Nihayet geçen hafta Çarşamba günü ortak taslak oluşturulabildi. Bağdat’ta görüşmeleri sürdüren Kürdistan delegasyonu geri döndü ve Şiilerle yapılan görüşmeler neticesinde 20 maddeden oluşan taslak gereken sorumlu mercilere sunuldu.. Hemen KDP ve YNK politbüroları önce ayrı ayrı daha sonra birlikte ve Kürdistan lttifak Listesinin diğer güçleriyle Selahedin’de toplanarak ortak tutum tespit etmeye çalıştı. Selahedin toplantısından sonra, Dr. Fuad Mahsun ve Dr. Roj Nuri şawes bir basın toplantısını yaparak, Bağdat’ta yapılan görüşmeler hakkında bilgi verdiler.
Kürdler, daha önce kendi ulusal istemlerini dört ana başlık adı altında kamuoyuna açıklamışlardı..
Bunlar: Peşmerge Güçlerinin geleceği, Federal bir yapının oluşumu, Kerkük sorununa çözüm bulunması, Irak ve Kürdistan yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden %25’ten az olmamak üzere bir pay almayi içeriyorlardı.
Araplar, Kürdlerin bu taleplerine ilişkin genel, muğlak ve sağa sola çekebilecek tespitlerle yetinmek istiyorlar.
Kürdlerin karşı tutumları bu noktada şekilleniyor... Kürdler, Irak rejimleriyle 80 yıldan beri yaşadıkları acı tecrübelerden sonra, artık genel belirlemelerle yetinmek istemiyorlar. Bundan dolayı, Kürdistan siyasal önderliği ileri sürdüğü taleplerin “açık, şeffaf” ve tartışma götürmeyecek bir şekilde karşı tarafça kabul edilmesi ve yazılı hale getirilmesini istemektedir..
Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, Kürdler federal bir yapı isterken Kürdistan Hükümeti, Parlamentosunun ve Merkezi Hükümetinin yetkilerininde belirlenmesini istemektedirler.
Kürdler, Kerkükle ilgili 58.ci maddenin tüm içeriğini bir takvime başlamak istiyor. Bölgeye yerleştirilen Arapların kendi eski yerlerine, Awarelerin geri dönüşünü ve bunların gerçekleştirilmesi için gereken ekonomik kaynakların açığa kavuşturulmasını istemektedir. Arapların bölgeye yerleştirilen Arap kolonların kalması yönündeki ısrarları bilinmektedir.
Peşmerge Güçlerinin geleceği tartışılırken, Kürdler bu güçlerle Merkezi Irak Hükümeti ve Kürdistan Hükümeti arasındaki ilişkileri ve yetkileride açığa kavuşturmak istiyorlar..Kürdler, Peşmerge güçlerinin Kürd kazanımlarının güvencesi olduğunu bildiklerinden dolayı, Peşmergelerin konumunu anayasal güvenceye kavuşturmak istiyorlar..
Kürdler, gelecek Irak’ta kadınların konumu, din ve devlet ilişkileri, komıu devletlerle olabilecek ilişkiler ve uluslar arası ilişkileride Araplarla netleştirmek istiyor...
Tüm bu sorunların açığa kavuşması için Kürd delegasyonu yeniden Bağdat’ta döndü ve Pazartesi günü Şiilerle ilk toplantılarını yaptılar ve bugün ikinci toplantıyı yapıyorlar... Mam Celal’da Bağdat’ta bulunmaktadır..
Kürdler, Araplarla “hâlâ gelecek Hükümet için de görev bölümünü konuşmuş değil”(Berhem Saleh) ilk öncelliği Kürd ulusal talepleri konusunda açık ve detaylarını içeren bir antlaşmaya vermişler. Çünkü Araplar ve Kürdler farklı iki dil, farklı iki mantık temelinde olaylara yaklaşım gösteriyor.
Araplar “kendilerini iktidar ve Kürdleri muhalefet olarak görüyorlar.”(M. Barzani)
Aslında Kek Mesud’un diplomasi gereği ifade ettiği bu belirleme başka bir gerçeği gözler önüne seriyor. Araplar 80 yıl boyunca Kürdlere karşı nasıl davranmişlarsa onu bazı değişikliklerle devam etmek istiyorlar. Kendilerini ev sahibi Kürdleri de mısafir olarak görüyorlar. Kürdler federasyondan söz ederken, onlar ademi merkezci bir yapıyı anlıyorlar. Kürdler Geçiş Dönemi Yasasına dayanarak “tarihsel ve coğrafi temellere dayanan bir federasyondan” söz ederken, onlar tarihsel ve coğrafi bazı olmayan 3 Eyaleti yanyana getirerek federasyon oluşturma mantığına sahiptirler. Kürdler Kerkük’ün “Kürdistani bir şehir olarak görürken, onlar “küçük bir Irak” olarak görüyorlar.
Kürdler, Peşmergeleri “Kürdistan Ordusu olarak” görürler ken, onlar “dağıtılması gereken milis” olarak görüyorlar.
Kürdler, demokrasiden söz ederken, insan hakları, kadın hakları, azınlık hakları,parlamenter ve çoğulcu rejimi anlarlarken, onlar islami bir rejimi tesis etmek için kullanılması gereken bir araç olarak görüyorlar.
Kürdlerle Araplar bu kadar farklılıklara rağmen ortak bir zemin bulmaya çalışıyorlar. Kürdler ve Araplar bir yandan görüşmeleri sürdürürken; diğer yandan, kendilerine baılı ve yakın basın yayın çevrelerini harekete geçirmişler. Bu anayasa savaşı aynı zamanda, kıran kırana bir psikolojik savaşa dönüşmüştür. Bazı Kürd çevreleri açık bir şekilde “yeni seçimlerden”(F. Kakayi) söz ediyorlar. Bu ise Şiilerin hiç işine gelmiyor.. Ayetullah Sistani’nin fetwasıyla %48 oy toplayan Şiilerin, yeni bir seçimle bu oranı tuturmayacakları açıktır..
Görünen odur ki, Kürdler ve Araplar bir iki gün içinde bu sorunları çözemezler. Parlamentonun toplanmasından sonra görüşmeler sürecek.... Ama Kürdler, Anayasanın yazımından önce var olan tüm sorunların bir çözüme kavuşmasını istiyorlar.. Kürdler, Kürd ve Arap “kardeşliği” bazında yürütülen demogojilere artık inanmıyorlar. Somut adımlar bekliyorlar...
Halebçe katiamın yapılmasından 17 yıl sonra, aynı gün 16 Mart günü Irak Parlamentosu toplanıyor.. Bundan öğrenilecek ve ders alınabilecek çok şey vardır..
Son olarak,
16 Mart günü faşist Baas rejimin kimyasal ve biyolojik gazları neticesinde katledilen binlerce Kürdistan şehidini saygı ile anıyorum...