Direkt zum Inhalt

İç infazlar listesi Perşembe, 20 Ocak 2011 20:12 | Son Güncelleme: Perşembe, 20 Ocak 2011 20:32 | Administrator tarafından yazıldı. | | | Abdullah Öcalan sık sık bir adalet komisyonunun kurulması ve bunun faili meçhul cinayetleri araştırmasını ister. Faili meçhul cinayetler, tek tarafta işlenmemiştir. Ve her iki tarafta da bu cinayetlerin işlnediğine dair çok sayıda tanık, kanıt ve belge vardır. Öcalan İmralıda tutuklu iken yaptığı bir açıklamada:  “Bizde iç infaz: “15 Bin kişidir” diyordu. Türkiye Cumhuriyeti 1990 lardan sonra PKK taraftarlarına karşı, harekete geçti, ordu içinde kurulan jitem adlı örgüt binlerce Kürdü kaçararak gizli biçimde infaz etti. Cesetlerin bulunmaması için ya gizli yerlere gömdü, ya ordunun karolifer kazanlarında yaktı, ya da asit bidonlarında imha etti.   Kaybolanların sayısı 17 bin olarak talafüz ediliyor. Bu cinayetler Türk basınında “faili meçhul cinayetler” olarak biliniyor . Cinayetlerin failleri meçhul olduğu gibi mezarları da meçhuldür. Karşı tarafta, PKK Tarafında Abdullah Öcalan örgüt içinde darbe yaparak tek başına iktidarı ele geçirdi, önce en yakınlarını tek tek katl etti, Suriye İran İrak ve Türkiye İstihbaratlarıyla kontağını sürdürdü.   Ve örgütü içinde binlerce Kürt gencini infaz ederek yok etti, Botan da, Lolanda, Qandil’de, Zele’ de Avrupan’ın çeşitli ülkelerinde binlerce Kürt millitan ihanete uğrayarak imha edildi. Bunların hemen hemen  hiç birisinin mezarları yoktur, bir kısmı çukurlara gömülmüştür, bir kısmının cesetleri parçalanarak kanallara atılmıştır. Bir kısmı asit Küvetlerine konulup imha edilmiştir. Her iki  taraftaki cinayet tarlalarında bir araştırma yapılsa çok öemli bulgularla karşılanacağı kesin, belkide ulusal haklarını isteyen Kürt halkına karşı dört sömürgeci gücün parmak izleri, ayak izleri bütün boyutlarıyla açığa çıkar ve bazı “Kürtlerin” piyon olarak kullanıldığı gerçeği ile birlikte…. Adelet komisyonu  bir gün olan bitenleri açığa çıkarırmı bilinmez! Biz daha önce Nasname adlı sitede yayınlanan ve PKK de ki iç infazları işleyen bir araştırmayı sayfalarımıza alıyoruz: (****)Ali Doğan Yıldırım kaldığı evde kafasından aldığı bir kurşun darbesi ile  öldü. O dönemde Kürdistan devrimcileri adını taşıyan gurubun ilk “şehidi” dir. Grup Ali Doğan yıldırım için cenaze töreni yaptı ve onu Dersimdeki köyünde gömdü. Grubun açıklamasına göre Ali Doğan bir kaza kurşunuyla yaşamını yitirmişt. Daha sonra TEKOŞİN olarak bilinen örgütün iddiasına göre Ali Doğan Yıldırım cinayeti bir iç infazdı ve bu olayda kullanılan silah daha sonra Kemal Pir’in  üzerinde yakalanmıştı. PKK’de İnfaz Edilen Kurucular, Merkez komitesi Üyeleri ve Üst Düzey Yöneticiler: (***İlk infaz): Celal Aydın. Tunceli öğretmen okulu mezunu bir öğretmen olan Celal Aydın,örgür içinde faal, entelektüel bir insandı. 1978 Yılında daha sonra itirafçı olan Şahin Dönmez, Ali Gündüz, Erol Değirmenci tarafından Karakoçan’a bağlı bir köyün arazisinde mezarı kendisine kazdırılarak öldürüldü ve gömüldü. Olay PKK Elazığ grubu yargılmaları sırasında bütün detayları ile açığa çıktı. Örgüt’ göre Celal aydın ayrılmış tekoşin adlı örgüte örgütün sırlarını vermişti. 1) Mehmet Turan: 27 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde PKK’in Kuruluş Kongresi’ne katılan kadrolardan ve ilk oluşum safhasında örgütün önde gelen eylem adamlarından biridir. 1979 yılında Abdullah Öcalan’ın emriyle ve ajan olduğu gerekçesiyle Mardin’de öldürüldü.( Baki Karer’in buna bir yanıtı olmalıdır. Zira, Mehmet Turan’ı örgüte katılmasını sağladığı ve öldürüldüğü zaman da, Baki’nin Mardin’de olduğu iddialar arasındadır. M. Can Yüce “Doğu’da Yükselen Güneş”) 2) Murat Bayraklı: PKK 1982 yılında gerçekleştirdiği 2.Kongresinden sonra örgüt içinde “temizlik” kareketi başlattı. Bir çok PKK’li militan sırtını Suriye devletine de dayamış olan Öcalan’ın emriyle örgüte ihanet ve karşı-devrime hizmet gerekçeleriyle ortadan kaldırıldı. Suriye kontrolünde olan Lübnan’daki eğitim kampında olduğu gibi Avrupa’da da bir çok PKK’li için ölüm emri verildi. Murat Bayraklı 5 Haziran 1984 günü Batı Berlin’de bir çöp konteynırında yakılarak öldürüldü. Onun da “suçu” örgüte ihanetti (!) 3) Süphi Karakuş “Şoreş” :(1) Öcalan’ın emriyle Mahsum Korkmaz tarafından infaz edilir. (Abdullah Öcalan, “Gerçeğin Dili”, s.65-66) 4) Zülfi Gök: 7 Ağustos 1984 yılında Almanya’nın Rüsselsheim şehrinde bir trafik şeridinde arabasının içerisinde beklerken kurşunlanarak öldürüldü. PKK bu cinayete sahip çıkarak; PKK’ye muhalif gruplarla (Enver Ata) işbirliği yaptığı için Abdullah Öcalan’ın emriyle görevlendirilen PKK’nin Avrupa’daki İnfaz Timleri’nce infaz edildi  diye açıklama yaptı. 5) Enver Ata: 20 Haziran 1984’de İsveç’in Uppsala şehrinde infaz edildi.( Enver Ata cinayetinden Av.Hüseyin Yıldırım ve Apo’nun ”KARAKUTUSU” Kesire Öcalan’ın sorumlulukları vardır ve ikisi de hala İsveç’te yaşamaktadırlar. Ne hikmetse yüzlerce Kürd kadrosunu imha etmekte sakınca görmeyen cellatlar, Apo tarafından da Mit Ajanı olduğu iddia edilen Kesire ”anaya” kimse dokunamıyor? 6) İzzettin Evcil: 1977-79 yılları arasında Örgütün Batman sorumluluğu yapmıştı. 1982-84 yılları arasında ise, PKK’nin Botan bölge sorumlusu olarak görev yaptı. 1984 sonlarında PKK içerisinde muhalif çizgi oluşturmak, önderliğe başkaldırmak, silahlı propoganda yönetmenliğine ve örgüt talimatlarına uymamak  suçundan Öcalan’ın emriyle o da diğerleri gibi infaz edildi. 7) Çetin Güngör: PKK merkez Komitesi Üyesi ve Öcalan’a muhalefet yaptığı için 2 Kasım 1985 günü İsveç’in Başkenti Stockholm’da yüzlerce Kürdün gözleri önünde infaz edildi ve katili olay yerinde yakalandı. Katil Öcalan’ın verdiği görevi yerine getirmiş olmaktan mutluydu. Şimdi ne haldedir acaba? Çetin Güngör; 18 Mart 1984 tarihli açıklamasında, ”artık PKK’li değilim”  PKK’nin uygulamış olduğu silahlı mücadelenin ve Kürd gruplarına karşı izlemiş olduğu davranışların yanlış ve çıkmaz yol olduğunu söylüyordu. 8) Abdullah Kumral: 1979 yılından 1980 yılının ortalarına kadar, PKK’nin Gaziantep İl Sekreteri olan, 1980 sonrasında ise, Şanlıurfa Bölge Sekreterliğine getirilen, PKK Merkez Komitesi Üyesi olan Kumral, Apo’nun izlemiş olduğu politikalara karşı çıktığından dolayı, önce göz hapsine alınmış, haps edildiği evden kaçmayı başarmış ama daha sonra Suriye istihbaratı tarafından yakalanarak tekrar PKK’ye teslim (!) edilmiştir. Öcalan’ın hamiliğini üslenen Suriye istihbaratı tarafından yakalanarak, PKK’ye teslim edildikten sonra, yol arkadaşı Abdullah Öcalan’ın emriyle cellatları tarafından kulaklarına tüfek harbisi sokulmak suretiyle Bekaa’da öldürüldü. 9) Resul Altınok: 1980’lerin başında PKK Merkez Komitesi Üyesi olan Altınok; Öcalan’a karşı muhalefet yaptığı gerekçesiyle infaz kararı alındı. PKK’nin önden gelen isimlerinden Öcalan’ın iki infaz eri Ali Haydar Kaytan ve Haydar Altun, Resul Altınok’u PKK kampında önce kendisine bir çukur kazdırıp daha sonra kafasına kurşun sıkarak infaz ettiler. (daha geniş bilgi için: Hasan Yıldız, ”Muhatapsız Savaş Muhattabsız Barış” s.146-150) 10) Mehmet Karasungur: PKK Merkez Komitesi Üyesi Güney Kürdistan’da bulunduğu bir sırada, yani 2 Mayıs 1983 gecesi Kandil Dağı yakınlarında KYB-IKP arasında çıkan çatışmada (Karasungur ve arkadaşları o alanda, IKP ile YNK arasında arabulucu olarak bulunuyordu) ödürülmüştür. Karasungur ve yanında bulunan İbrahim Bilgin ve diğer arkadaşlarının öldürülmesi bugün bile başta PKK olmak üzere hala tartışılmaktadır. Öcalan’ın yazdığı “PKK de tasfiyecilik ve tasfiyenin tasfiyesi” adlı kitapta Karasungur için şöyle demektedir. Biz karasunguru’ kendi temsilcimiz olarak oaraya gönderdik, KDP uşaktı onlar gittiler uşağın uşağı oldular. Burada bir Suriye li yetkili bana dedi ki: ‘PKK demek Mehmet Karasungur demektir, Oda KDP nin güdümündedir senin hiçbir numaran kalmadı’   11) Lamia Baksi ve 67 militan 1987’de infaz edildiler.(Daha geniş bilgi için: Hakkı Öznur ”Derin Sol” 2.cilt s.1610) 12) Dilaver Yıldırm: Apocuların ilk oluşum dönemlerinden beri PKK’ye dönüşen çizginin içerisinde yer almıştır. 1977 yılı başlarında Kemal Pir’in Sinop Ulubey Hapishanesinden kaçırılışında yer alarak, ilk eylemini gerçekleştirmişti. Örgütün en güvendiği isimlerden biri olan Yıldırım Ankara’da örgüte silah ve malzeme almak için gerekli olan parayı bulabilmek amacıyla Güven Hastahanesi soygununa katılmış ve bu soygun olayından sonra yakalanarak 12 Eylül dönemini cezaevinde geçirmişti. Suriye’de rehin olan Öcalan ne hikmetse, 1987 yılının sonlarına doğru Dilaver’i ziyaret etmek için Bulgaristan’a gider ve görşür. Öcalan’ın talimatıyla Bekaa kampına getirtilen Yıldırm, bir sürü uygulamadan sonra  bir gece nöbetinde intihar (!) ettiği söylenir. ( daha geniş bilgi için: Hüseyin Yıldırm ve Kesire Öcalan’ın 29 sayfalık broşür ”Dilaver Yıldırım Olayı” Milliyet, 31 Mart 1993- Selim Çürükkaya ”Aponun Ayetleri” s.40-41- Mümtaz Kotan ” Yenilginin İzdüşümleri” s.120-121) 13) Av.Mahmut Bilgili: 12 Eylül 1980 sonrası Av. Şerafettin Kaya’nın öncülük ettiği ”Avukatlık Bürosu” Bilgin’in yazıhanesinde işe başlamıştır. Bu avukatlık bürosu başta PKK olmak üzere bir çok Kürd örgütünün davalarına bakıyordu. Mahmut Bilgin’de PKK davasına girenlerden biriydi. Bu davalardan dolayı PKK taraftarı olmaktan tutuklanarak beş yıl Diyarbakır zindanında yattı. Tahliye olduktan sonra Avrupa’ya çıkan Mahmut Bilgili, Avrupa’daki PKK temsilciliğinin almış olduğu infaz kararıyla 1987 yılının Mart ayının başında Hollanda’da yemek masasında boğdurulup, cesedi satırla parçalanıp kanalizasyona atıldı. Cesedi 26 Mart’ta Twente kanalında bulundu. O da örgüte göre ”ihanet etmişti” Yani, devletin Diyarbakır Zindanı’nda yapamadığını PKK’ye havale etmişti. Yurtseverliğinin bedelini Bilgili de diğer soydaşları gibi ödedi. 14) Mehmet Tunç: bir dönem Avrupa’daki PKK yapılanmasında yer alan Mehmet Tunç lideri Öcalan tarafından çağrıldığı Lübnan’daki Mahsum Korkmaz Akademisi’nde gerilla eğitimi yapar. Burada eğtim yaparken Paris’te tanıştığı yine kendisi gibi PKK’li olan Ali Toprak’ın kız kardeşi olan Hevi (Şafak)’a aşık olmuştur. Sevgilisi Şafak, sevgilisi Mehmet Tunç’u ziyaret etmek üzere Lübnan’daki örgüt kampına gelir. İkisinin arasındaki bu duygusal ilişki lideri Öcalan’ın ve örgüt mensuplarının tepkisini çeker. Mahmut Tunç bu duygusal ilişkiden dolayı Öcalan’ın yasalarını çiğnemiştir. İnfazına karar verilir ve sevgiliside dahil orada bulunanların gözü önünde kurşuna dizilir. Bu vahşet videoya da çekilmiş ve her tarafa yollanmıştır. Bu vahşeti belgeleyen video kaseti, Almanya’nın Düseldorf mahkemesinin dosyalarında bulunmaktadır. 15) Mustafa Ömürcan ve dört arkadaşının infazı: Mustafa Ömürcan  PKK’nin 1980 öncesi kadrolarındandır. ”örgüt talimatlarına karşı gelmek ve önderliğe baş kaldırmak” suçlarından dört arkadaşı ile birlikte, Halil Kaya tarafından infaz edildiler. ”Kör Cemal” kod adlı Halil Kaya da Öcalan sisteminin bir gereği olarak, bir yıl sonra Öcalan’ın emriyle infaz edildi. (arkada canlı tanık bırakmak Öcalan’ın şanından değildir.) 16) Şahin Baliç: 1980’lerin başında  henüz liseden yeni olmuşken, PKK’ye katılan Metin kod adlı Şahin Biliç Mardin bölgesinde bir çok eyleme katılmış, eylemlerdeki kararlılığı Öcalan’ın dikkatını çekmişti. 1986 yılında bizat Öcalan’ın talimatıyla PKK-MK üyeliğine, daha sonra da ARGK (Askeri Konsey) üyeliğine getirildi.1988 yılında girdiği bir çatışmada yaralanan Baliç, Apo’nun özel çabalarıyla Suriye’ye getirtildi. Bir dönem tedavi gördükten sonra Aponun Şam’daki evine yerleşti ve lideriyle çok içli dışlı olan militanlardan biri oldu. Apo’nun yakın adamlarından biri olan, Öcalan’ın ayak işlerine bakan hemşerisi Hasan Bindal’ın 25 Ocak 1990 tarihinde bir kaza kurşunu sonucu ölmesiyle, bu ölüm olayından dolayı Öcalan tarafından hakkında idam fermanı hazırlanıyor ve Apo’nun talimatıyla PKK’nin (Öcalan’ın demek daha doğru olur) infaz timi, kaza kurşunuyla ölen Hasan Bindal’ın ölümünden Akademi Komutanı olarak Bekaa’da görev yapan Şahin Baliç’i sorumlu tutuyor ve infaz ediyor. 17) Şahin Dönmez: PKK’nin kurucularından ve ilk Merkez Komitesi Üyelerinden Şahin Dönmez, 1979 yılında yakalanır, çözülür ve bildiği tüm arkadaşlarını ele verir. 3 Nisan 1990 yılında İstanbul’da infaz edilir. Şahin Dönmez’in yakalanmadan önce Apo’nun ”gözbebekleri”nden biriydi.! 18) Mustafa Çimen: Mahsum korkmaz’ın başını çektiği ”14 Temmuz Silahlı Propoganda Takımı”nın bir üyesi ve Mahsum Korkmaz’ın hem siyasi hem de askeri yardımcısıydı. 15 Ağustos 1984 yılında yapılan Eruh baskınında yer aldı. Mustafa Çimen, Eruh ilçe merkezine asılan ”Kahrolsun Faşist Türk Sömürgeciliği! Yaşasın HRK!”, ”Halk Düşmanı canilerden hesap Sorulacaktır! Yaşasın HRK!” yazılı pankartları hazırlayan ve asan militanlardan biridir. Mustafa Çimen 1985’de yakalanınca itirafçı olur. Urfa Hilvan doğumlu PKK içerisindeyken (2) ”Tevfik” kod adıyla tanınan Mustafa Çimen, 1990 ların başında cezaevinden çıktıktan sonra PKK infaz timleri tarafından öldürüldü. 19) Osman Tim: 1992 yılının Aralık ayında PKK’nin cezaevi temsilsisiyken ”polisle işbirliği” yaptığı gerekçesiyle Bayrampaşa Cezaevi’nde boğularak öldürüldü. Osman Tim’in boğularak öldürülmesine gösterilen gerekçe, ”hiçbir tokat bile yemeden arkadaşlarını ihbar ettiği” gösteriliyordu. (Yalçın Küçük’ün Apo ile yaptığı ve adına, ”Kürd Bahçesinde Sözleşi” s.270) Burada bir dipnot düşmek gerekiyor: Osman Tim ve onlarca PKK kadrosu ”bir tokat bile yemeden çözüldüler(!)” gerekçesiyle öldürüldüler. Peki, Şefleri Apo’da bir tokat yemediği halde örgütünü devlete teslim etmekle kalmadı, Kürd halkına sempati ile bakan ve Türkiye ile sorunları olduğu için PKK’ye yardımda bulunmuş tüm devletleri de tek tek açıkladı. PKK’de Apo benzeri itiraf yapan hiç olmadı. Ne olacak şimdi? Neden Apo kahraman, diğerleri ”hain-ajan-provokatör” diye öldürülsün? 20) Mehmet Çimen: Avrupa örgütünün koordinatör yardımcısı olarak görev yaptı. On yıl cezaevi yattı. 1992 yılının ortalarında Avrupa’ya geldi. Öcalan’ın kadın sorunuyla ilgili koyduğu yasaları çığnedi. Sorgulandı ve 1993’te ”Asit küvetine atılarak ” yok edildi.( geniş bilgi için: Selim Çürükkaya ”Aponun Ayetleri”s.194-197) 21) Yıldırım Merkit: 27 Kasım 1978 yılında yapılan Fis toplantısında PKK’nin Dersim ve Erzincan bölge sorumlusu olarak atandı. Daha sonra tutuklandılar Diyarbakır cezaevinde itirafçı oldular. Yıldırım Merkit 1994 yılında Romanya’da öldürüldü. Keza, babası da PKK tarafından öldürülmüş, kendisi gibi PKK’li olan ve ”devrim nikahıyla” Ali Haydar Kaytan ile evlendirilen bacısı Cemile Merkit (Seher) de canını zor kurtararak, yaşama Baki Karer ile devam etmektedir. 22) Mehmet Şener: 1 Kasım 1991 yılında Suriye’nin Kamışlı ilçesinde Suriye istihbaratının da katkısıyla infaz edildi.( ”Kamışlı istihbarat sorumlusu Akid ömer ile Ebu Adnan yanlarında iki PKK’li olduğu halde, Mehmet cahit Şener’in kaldığı eve giderek öldürdüler.” Jitem’ci Ersever, Derin Sol, 2.cilt, s.1260) 1 Kasım 1991 günü Şener’in yanında bulunan Fatma Temel (Dilan) adlı bayan da kurşunlara hedef olmuş ve olay yerinde yaşamını yitirmiştir. Kuşkusuz cinayetler Şener’le sınırlı kalmadı. Şener’in sağ kolu olarak bilinen Mustafa Pusa (Şiyar) ise 7 Kasım 1991’de İstanbul Küçük Ayasofya’da infaz edilirken, eşi Ayşe Pusa da Bekaa vadisindeki Mahsum Korkmaz Akademisi’nde öldürüldü. 23) Sîpan Rojhilat: 5 Ekim günü öğlen saatlerinde, Güney Kürdistan’da Maxmur kampı yakınlarında, Kongre Gel mensuplarınca kaçırılan PWD üyesi Sipan Rojhilat’ın (Şapur Badoşiva) 7 Ekim günü infaz edildi. 24) Kemal Şahin: 7 Şubat 2005 tarihinde PKK timlerince infaz edildi ve katilleri Güney Kürdistan Bölge Yönetimi gövenlik güçleri tarafından yakalandı. 25) Hikmet Fidan: Öcalan’ın Kenya’dan getirilirken dediği “Türkiye’nin hizmetindeyim” sözü örgüt tarihindeki ilk ciddi kırılmaydı. İkinci kırılmayı İmralı’dan gelen “Ateşkese son verin” talimatıyla yaşayan PKK üçüncü ve en büyük kırılmayı muhalif kanadın temsilcilerinden Hikmet Fidan’ın öldürülmesiyle yaşadı. Diyarbakır’ın Bağlar semtinin dar sokaklarında 6 Temmuz 2005 sabahı, susturucu takılı tabancadan ensesine sıkılan tek kurşunla öldürüldü eski Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan. Cinayet, ertesi gün gazete sayfalarında kendine küçük bir yer bulabildi. Her ne kadar haber bu şekilde yer alsa da etkisi sonradan büyük oldu. 26) Kanî Yılmaz: Güney Kürdistan’da araçlarına yerleştirilmiş bir bombanın patlaması sonucunda, PWD- K Koordinasyon Kurulu üyesi Faysal Dumlayıcı ( Kani Yılmaz ) ve aynı örgüt üyelerinden Serdar Kaya ( Sabri Tori ) 12 Temmuz 2005 günü PKK timlerince infaz edildiler. Baki Karer, ”PKK ve Gerçekler” diye yayınladığı broşürde: PKK tarafından öldürülen kişileri, Enver Ata, Çetin Güngör, Mustafa Tangüner, Zülfi Gök, Abdullah Kumral, Yaşar Organ, Ethem Akçam, Abdullah Aziz, Halil İbrahim, Çetin Akkurt, Besi, Selahattin, Cemil, Ayten Yıldırım, Saime Aşkın, Bircan Yıldız, Serdar(takma isim) Hasan Hüseyin, Haci Sunta,  Resul Altınok diye yazar. Baki Karer, PKK-KUK çatışmalarında  Mardin bölgesinde görevliydi ve Şemsettin Aktaş-bugünkü (Ahmet Aktaş, bir ayağını verip kellesini kurtaran mürit) ile birlikte bir sürü insanın ölümüne neden oldukları gibi, kendi arkadaşları ve Aktaş’lar ile mahalli problemi olan Abdullah Kıran’ı evinden alınıp infaz edilmesinden de sorumludurlar.   Kaynaklar: 1) Derin Sol 2.cilt, Hakkı Öznur 2) Aponun Ayetleri, Selim Çürükkaya 3) PKK ve Gerçekler, Baki Karer 4) Kürt Bahçesinde Söyleşi, Yalçın Küçük 5) Muhatabsız Savaş Muhatabsız Barış, Hasan Yıldız 6) Doğudan Doğan Güneş, M.Can Yüce 7) Gerçeğin Dili, Abdullah Öcalan 8) PKK de tasfiyecilik ve Tasfiyenin tasfiyesi.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.