Karayılan: İşte buradayım... İşgalciler devrimcileri teslim alamazlar
Gönderen: rizgarionline Tarih: 04.09.2011 Saat: 09:34
Katkıda Bulundu rizgarionline
BU YAZIYI BURAYA AKTARMAMIN SEBEBI TARTISMALARA KATKI SUNMAK IÇINDIR VE ARAYA SERPISTIRDIGIM DUSUNCELERIMI SIZINLE PAYLASMAKTIR. OZELLIKLE SONUÇ VE ÇOZUM BOLUMUNDEKI NOTUMU OKUMANIZI SALIK VERIRIM
(( Uzman_Aktarmaci ))
Rizgarî Online/ KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, TC Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Türk medyasına seslenerek “İşte buradayım. İşgalciler devrimcileri teslim alamazlar. Bunu iyi bilin” dedi. Karayılan, 8 ayda 45 sivilin katledildiğini ve son 4 ayda öldürülen Kürt çocuklarının sayısının 9 olduğunu belirterek, devlet terörüne karşı savaşacaklarını söyledi. ANF´nin ilgili haberinde şunlar kaydedildi: “KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Köln’de yapılan 19. Kürt Kültür Festivali’ne gönderdiği görüntülü mesajında önemli açıklamalarda bulundu. Kürtçe konuşan Karayılan, katledilen Kürt çocuklarının isimlerini okudu ve devlet terörizmine vurgu yaptı.
FAZLA LAKIRDI YAPMAYA GEREK YOK,
"ISTE BURDAYIM ISGALCILER DEVRIMCILERI TESLIM ALAMAZ'' DIYEN BIRININ KURDISTAN GIBI DEVASA BIR SORUNUN ÇOZUMU OLARAK NELERI ONERIYORMUS BIRAZ SCROLL YAPARSAK ANLAMIS OLURUZ.. BENIM IÇIN ONEMLI OLAN VERILEN MESAJDIR.
SONUÇTUR...
NE DIYOR BU DEVRIMCI VE TESLIM ALINAMAYACAGINI SOYLEYEN GUYA KURD GENERALI?
(BKZ. ''ÇOZUM BELLIDIR" BOLUMUNE-PARAGRAFINA)
---GUYA DERKEN SOMURGECI ISGALCI TURK VE DIGER DEVLETLERIN KURDLERE VE ONDERLERINE YAPISTIRMAYA ÇALISTIKLARI PISLIK OLARAK ALGILANMAMALIDIR----
Görüntülerde Karayılan’ın bir gerilla grubuyla birlikte konuşmasını yaptığı alana geldiği görüldü. PKK bayraklı bir masajın arkasında konuşan Karayılan, arkasında ise aralarında özel kuvvet militanlarının da olduğu bir grup gerilla hazır bulundu. Karayılan konuşmasına başlar başlamaz, festival alanındaki binler hep birlikte alkış çaldı, sloganlar attı.
Karayılan şunları söyledi:
“Yeni bir sürece girdik. Bu süreçteki kazanımlar halkımızın geleceğini belirleyecektir. Bu nedenle bugünler çok önemlidir. 18 yıldır önderliğimiz ve hareketimiz çözümün barışçıl yollarla gelişmesi için çaba harcıyor.
AKP DEVLETİ RESMEN SAVAŞ İLAN ETTİ
En son Önder Apo, demokratik bir çözüm ve barış için protokoller sundu. Ayrıca 12 Haziran seçimlerinde halkımız çözüm iradesini ortaya koydu. Bu seçimlerde Kürt halkı demokratik özerklik çözüm projesine evet dedi. Ancak AKP devleti dilini sertleştirdi. Bunu durumu dikkate almayarak protokolleri yanıtsız bıraktı ve buna karşı Kürt siyaseti de, siyasal bir hamle yaptı. 14 Temmuz’da Demokratik Özerklik ilan etti. Biz önderlik, hareket ve halk olarak, çözüm projemizi netleştirdik. Bizim projemiz Demokratik Özerklik’tir. AKP devleti bunu olumlu karşılamak ve Kürt sorununu barışçıl yol ve yöntemlerle çözmek yerine, Başbakan Tayyip Erdoğan yeni stratejilerle üzerimize geleceğini söyledi. Halkımıza ve mücadelemize karşı resmen savaş ilan etti. Operasyonları kendisi başlattı. Bu operasyonlarda bazı olaylar yaşandı ve bunu da gerekçe yaptı. Ama bu doğru değil, zaten savaş kararını almıştı. Kürtlerin iradeleşmesinden korktular.
SAVAŞI BAŞLATAN AKP’DİR
Şimdi de bazıları PKK’nin savaş ilan ettiğini söylüyor, bu doğru değil. Savaşı başlatan AKP devletidir. AKP’nin uygulamaları karşısında Önder Apor aradan çekildiğini söyledi. Neden? Çünkü savaş kararı aldılar, barışın koşullarını ortadan kaldırdılar. Kandil’de de İran devletini öne sürdüler ve Kandil’e saldırılar başladı. Ardından Türkiye, ABD’nin yardımıyla Medya Savunma Alanları’na yönelik hava saldırıları başlattı. Bu saldırılar sürüyor. Şu ana kadar da başarı elde edemediler. İran Kandil’de tıkandı ve Türkiye devleti de boşa çıkarıldı. Bunlar hiçbir sonuç alamadılar.
YENİ BİR İŞGAL KONSEPTİ VAR
Öyle görülüyor ki Kürt halkına karşı yeni bir işgal konsepti var. Türk devleti kışın uluslar arası güçlerin yardımı ile bir konsept oluşturmuş. Neden bu konsept? Kürt halkının irade olmasını istemiyorlar. Kürt sorununu çözmek değil, tasfiye etmek istiyorlar. Diğer bir nedeni de, Ortadoğu’da yeniden dizayn projesi yürütülüyor. Kürt halkının bu dizaynda yer almasını ve statü sahibi olmasını istemiyorlar. Kürt halkının köle olarak kalmasını istiyorlar.
İŞGALE KARŞI BİRLİK ÇAĞRISI
Bu nedenle, saldırılar PKK ve PJAK’a karşı değil, Kürtler ve Kürdistan’ın kazanımlarına karşıdır. Tüm Kürt siyasetinin bu işgal saldırılarına karşı birleşmesi gerekiyor. Her zamankinden daha fazla ulusal birliğe ihtiyaç var. Bu nedenle tüm Kürt siyasi güçlerine, yurtseverler ve Kürdistani örgütlere, işgalci güçler karşısında birlik olmaları çağrısında bulunuyorum. Artık Kürt halkının bir strateji sahibi olması gerekiyor.
KÜRT SORUNUNU İRAN’IN ÜZERİNE YIKTILAR
Biz bugün başarabiliriz. Ancak bunun için bazı koşullar gerekli, doğru yola ihtiyaç var. Bizim yolumuz doğrudur. İrade gerekli, iman gerekli ve inanç gerekli. Bunlar var. Ulusal birlik gerekli. Şunu söyleyebilirim; bu önemli dönemde Kürt halkının birliği sağlanırsa, kimse bizimle baş edemez. Şimdi ilkin İran’ı öne sürdüler. Aslında Kürt sorununu İran’ın üzerine yıktılar. Bu bir tuzaktı. Eğer İran bu konseptte yer almadığını söylüyorsa, saldırılarını durdurması gerekiyor.
İŞGALCİLER KARŞISINDA ASLA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ
Türk devleti kapitalist modernite güçlerinin desteğinde, AKP ile birlikte savaş hükümetine dönüştü. Tayyip Erdoğan kendisini çok büyük görüyor, kral sanıyor, Osmanlı’yı hayata geçirmek ve herkesin de önünde eğilmesini istiyor. Ama savaşın da bir kuralı vardı. Bir savaş hükümeti olarak kuralsız ve ahlaksız hareket ediyor. Bunların savaş kanunu ve ahlakı yok. Daha bir ay öncesine kadar Önder Apo ile görüşüyorlardı, ardından Önder Apo tavır aldı, şimdi de üzerinde baskı uyguluyorlar. İmralı işkence sistemini devreye koydular, tecrit uyguluyorlar. Tayyip Erdoğan tehdit ve şantajla, hilelerle sonuç almayı umuyor. Hukuksuz ve ahlaksız bir şekilde önderliğimiz üzerinde baskı uyguluyor ve tehdit ediyor. İmralı’da işkence yapıyor, bizim üzerimize de savaş uçakları gönderiyor. Bu şekilde önderliğimize ve bize geri adım attırma niyetindeler. Herkes şunu bilsin; hiçbir şekilde geri adım atmayacağız. Biz PKK olarak, Kürt halkının iradesi olarak hiçbir zaman ve hiçbir şekilde işgalciler karşısında geri adım atmayacağız. Halkımız ve tüm yurtseverlerin bu konuda içi rahat olsun.
İŞTE BURADAYIM, İŞGALCİLER DEVRİMCİLERİ TESLİM ALAMAZ
Bir yandan önderliğimiz üzerinde kirli girişimlerde bulunurlarken, diğer yandan Kürt siyasetçileri tehdit ediliyor. O tehdit ediyor, polisleri de öldürüyor. Canlı kalkanlara da ateş açtılar. Van Meclis üyesi değerli Kürt siyasetçisi Yıldırım Ayhan’ı şehit ettiler. O bizim halkımız tarafından seçildi, halen ona ilişkin (yetkililer tarafından) bir açıklama yapılmadı. Basın organlarında bile bahsetmediler. Bu ayrımcılıktır!
Şimdi benim yakalandığımı söylüyorlar. Tüm yalancı basına söylüyorum, işte buradayım. İşgalciler devrimcileri teslim alamazlar. Bunu iyi bilin!
Bülent Arınç da iyi bilsin ki, biz buradayız ve tutuklayamazsınız. Biz Kürt halkının fedaileriyiz, yalan söylemeyin. Artık bu kadar yalan yeter! Hiçbir zaman yalanlarla, psikolojik ve özel savaşla bir yere varamazsınız. Türk devletinin Kürt siyasetinde her şeyden önce yalanları terk etmesi gerekiyor. Türkiye işgalciliği yalanlar üzerine kurulmuş, hiçbir doğruları yok. Kandil’e gelip 7 sivil insanımızı şehit ettiler ve böyle bir şey olmadığını söylüyorlar. Evet yalancılar! Kalleşler, vicdansızlar! Geldiniz, çocuklarımızı şehit ettiniz, bir özür bile yok. Kürdistan’da her zaman böyle katliamlar yapıp inkar ettiler. Bu Türkiye gerçeğidir.
8 AYDA 45 SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile Türkiye’de son sekiz ayda farklı gerekçelerle 45 sivil şehit edildi. Türk işgalciliğinin kurşunlarıyla 45 Kürt katledildi. Bunlar arasında çocuklar var.
4 AYDA 9 KÜRT ÇOCUĞU KATLEDİLDİ
Son dört ayda 9 Kürt çocuğu Türk polis ve askerinin silahlarıyla öldürüldü. Bu çocukların isimlerini söylüyorum. Tüm dünya basını, insan hakları savunucuları, demokrat çevreler ve özellikle de Avrupa basını bunu dikkatle dinlesin.
-17 Nisan 2011: Baran Özyolcu, 13 yaşında, olay yeri: Ağrı/Patnos
-5 Mayıs 2011: Murat Polat, 16 yaşında, olay yeri: Van/Erdiş
-8 Haziran 2011: Umut, 16 yaşında, olay yeri: Amed /Çermug
-24 Temmuz 2011: Doğan Tayboğa, 13 yaşında, olay yeri: Şırnak/Silopi
-31 Temmuz 2011: Sami İçtenyılmaz, 12 yaşında, Van/Çaldıran
Bunların hepsi işgalci Türkiye’nin silahlarıyla, Türkiye devletinin terörizmiyle şehit edildi. Bunlar ne asker, ne de gerilladır, Kürt çocuklarıdır. En son Kandil’de 21 Ağustos günü çocuklarımız şehit edildi.
-Solin Hesen, 6 aylık
-Sonay Şemal Hesen, 4 yaşında
-Oska Huseyin Hesen, 10 yaşında
-Zana Huseyin Mustafa, 11 yaşında
ŞİMDİ KİM ÇOCUK KATİLİ, BİZ Mİ ERDOĞAN MI?
Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri’ne, kendisine demokrasi yanlısı diyen herkese soruyorum: Terörist olan kim? Biz mi Türk devleti mi? Kim çocuk katilidir? Biz mi Tayyip Erdoğan mı? Her şey gözler önünde.
Türk devleti Kürdistan’da terör estiriyor, Kürt halkının korkutmak, ezmek ve teslim almak istiyor. Erdoğan Kürt siyasetçileri tehdit ediyor. Sonra da Kürt halkını korkutmak ve teslim almak için polisler, onun talimatıyla öldürüyor. Kürt siyasi cephesinde 3 bin kişi sorgusuz sualsiz tutuklandı. Hiçbir yargılama olmadan zindandalar. Kürt kadınları, Kürt gençleri ve tüm yurtseverler üzerinde devlet terörü estiriliyor.
DEVLET TERÖRÜNE KARŞI SAVAŞACAĞIZ
Değerli dostlar, herkes bilsin ki, devlet terörüne karşı savaşacağız. Savunma savaşı yürüteceğiz. Kendini savunma en kutsal haktır. Türkiye işgalciliği bizi şiddetle bitirmek, dilimizi yok etmek istiyor. Halkımız kendisiniz savunmasında ne yapsın? Kamuoyuna sesleniyorum, siz bu duruma ne diyorsunuz? Ey Avrupa devletleri! Biraz vicdanlı olun. Halkımız üzerinde zulüm var, vahşet var. Önderliğimiz üzerinde işkence ve zulüm var. Çocuklarımıza karşı işkence ve terör uygulanıyor. Ve biz devlet terörüne karşı direneceğiz.
ARKAMIZDA HALKIMIZ VE DAĞLARIMIZ VAR, KAZANACAĞIZ
Tüm dostlarımız ve halkımızın bilmesi gerekiyor. Doğrudur, üzerimizde bir konsept temelinde işgalci bir saldırı yürütülüyor. Ama biz Kürdistan gerillası olarak, kendi gücümüzle direneceğiz. Kazanacağız. Arkamızda hiç kimse yok, sadece dağlarımız ve halkımız var. Halkımız bizimle olduğu sürece başarılı olacağız. Kürt halkı PKK şahsında her zaman bir güçtür. Hiç kimse bu gücü geriletemez, düşüremez. Herkes bilsin. Biz bugün Kürdistan dağlarında hareket edebiliyor ve direnişimizi yürütebiliyoruz.
ÇÖZÜM NETTİR: ÖZERK KÜRDİSTAN (geldik mi zornanin zortladigi noktaya?)
18 yıla yakındır Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesini istiyoruz. Şimdi de çözüme hazırız. Başbakan Tayyip Erdoğan Önder Apo’ya yanıt versin. Önder Apo, teminat verilirse sorunu bir haftada çözeceğini söylemişti. Çözümün perspektifi budur. Eğer gerçekten barışçıl yollarla çözmek istiyorlarsa, Önderlik açık bir dille çağrı yaptı, cevap versinler. Biz çok net konuşuyoruz. Savaş isteyenler onlardır. Yalancı ve kalleş olanlar onlardır, kan dökmek isteyenler onlardır.
APONUN PERSPEKTIFI: MUSTAFA KEMALIN 1920LERDEKI DEVRIMCI RUHUNU 21.YUZYILDAKI DEVAMIDIR!
APONUN ÇOZUMU TURK UST KIMLIKLI NE UDUGU BELLI DEMOKRATIK KURD KIMLIGIDIR!
BASKA?
Biz o kadar çağrı yapıyoruz, onlar saldırıyor. Kürt halkı yüreğini ortaya koydu, Kürt anaları dağlarda, meydanlardadır. Kürt halkı ne istiyor? Özgürlük, dil ve doğal haklarını istiyor. Çözüm nettir; özgür Önderlik, özerk Kürdistan.
DIYEN BIR KURD GENERALI ATINA TERS BINDIRILMIS KOVBOYDAN DAHA UTANILACAK BIR DURUMDADIR!
GERISI?
VIR-VIR-VIR-VIR-VIR-DIR-DIR-DIR-DIR VE DE DIR.....
ROJ TV OLMASA, KATLİAMLARI KİM AÇIĞA ÇIKARACAK?
Şimdi bir televizyonunuz var, onu da kapatmak istiyorlar. Hakkında dava açmışlar. Hem de en demokratik ülkelerden biri olan İskandinavya ülkesi Danimarka’da halkların sesini yasaklamak istiyorlar. Neden? Çünkü katliam yapmak istiyorlar. Eğer Roj TV olmasaydı, Kandil’deki katliamı kim ortaya çıkaracaktı, kim Kürdistan’daki katliamlardan bahsedecekti? Türk devleti Kürtleri ezmek istiyor. Karanlık yüzlerini ortaya çıkaranları kapatmak istiyorlar. Tüm siyasi ve diplomatik güçlerini kullanarak bu davayı açtılar. Hiçbir hukuksal temeli yok. Bu kirli siyasetleri ile Kürtlerin sesini kısmayı amaçlıyorlar. Biliyoruz üzerinizde (Avrupa’daki Kürtler) baskılar var. Avrupa’da da baskı var. Ama şimdiye kadar büyük bir azim ve onurla özgürlük mücadelesine destek oldunuz. Eğer bugün Kürdistan özgürlük mücadelesi çözüm noktasına geldiyse bu desteklerin sayesindedir.
KÜRT HALKI ATIK ÖZGÜRLÜK VE STATÜ İSTİYOR
Artık zaman çözüm zamanıdır. Kürt sorunu gündeme girdi. Çözülmesi gerekiyor. Zaman Önder Apo’ya özgürlük zamanıdır, özerk Kürdistan zamanıdır. Final ve zafer zamanıdır. Hiçbir güç bizi bundan döndüremez. Bundan şüphe duyulmasın. Başarılarımızdan dolayı saldırıyorlar. Kürt halkı artık kararını verdi. Bu zafer döneminde daha fazla çaba ve destek sunmalısınız. Kürt, nerede olursa olsun, kendisini örgütlemeli. Kendisini güç ve irade haline getirmeli. Bu festivalin Avrupa’da başlatacağınız yeni bir hamlenin başlangıcı olacağına inanıyorum. Çünkü artık Kürt halkına özgürlük zamanıdır. Halk ardık özgürlük ve statü istiyor.”
RO(Rizgari Online) deki Cemil Süphan imazasiyla atarilan yazi