Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 6 October 2008

Değerli Hanife,

TC'nin kürtlere savaş dayatması demek, kürtleri hazırlıksız yakalaması demektir. 1925 direnmesinde olduğu gibi kürtleri mücadeleyi yönetecek örgütlenmeden, altyapıdan yoksun oldukları aşamada savaşa zorlaması demektir.

Devlet PKK içine sızdırdığı hatta Öcalan'ı bizzat sevk ve idare etme başarısı göstermiş ajanları aracılığıyla PKK kadrolarının ideolojik eğilimlerini biliyordu. Bütün bu bilgilenmeler aracılığıyla kürtlerin askeri hazırlığının olmaması bir yana siyasi hazırlıklarının eksik olduğunu da biliyordu. Dost düşman belirlemeleri bağlamında dışardan ne kadar müttefik ve içerden ne kadar yandaş bulabileceklerini de biliyordu. Diğer örgütleri de biliyordu. Dahası o günkü katı stalinist çizgileri itibarıyla dünyanın tümünden kürtlerin ise ekseriyetinden soyutlanarak yalnız kalacaklarını da biliyor ve sürekli o çizgiye itiyordu.

PKK aracılığıyla kürtler nereye vardı?

Suriye'de BAAS'ın gölgesine sığınılmak zorunda kalındı. PKK'nin dünyada tecrit edilmişliği olgusu dünyanın umursamazlığıyla ilgili olmayıp bizzat PKK'nin siyasi ve ideolojik tercihleriyle ilgilidir. Kiminle dost olunacağına PKK karar vermiştir. İran, Irak, Suriye ile ve bugün Türkiye ile önderi ve legal partisinin ileri gelenleri üzerinden dost olabilen PKK hala kürtlerle dost olmayı başaramamıştır. PKK varlığı 25 milyon kuzeyliden 1,5 milyonunu kapsıyor. PKK'nin (legal planda) Kürdistan genelinde aldığı oy oranı kürt oylarının % 20'sine ulaşamadı. Bütün bunlar kürtlerin siyasi hazırlığını tamamlamasına fırsat verilmeden savaşa sürülmüş olmasının yarattığı sonuçlardır. Savaşın Kürdistan'a yıkımdan başka birşey getirmediği açıkça ortada. Bütün savaşlarda aynı yıkımlar husule gelebilir. Öte yandan siyaseten bir ilerleme ve hak kazanımı da yok. Kürtlerin kullanabildikleri hakları 1970'li yılların daha gerisine düşmüş durumda. Buna karşılık siyasi bir genişleme de yok. PKK'nin kürtlerin sorunlarına dair çözüm reçetesi yok, yol haritası yok.

Ne istiyor PKK, ne için savaşıyor, hangi hakların kazanılması için savaşıyor?

Bağımsızlık için mi?

Federasyon içinmi?

Türklerle birikte yaşamak içinmi?

Barış içinmi savaşıyor?

Ne için savaştığını söyleyebilirmisiniz?

Halkın beklentilerine dayanan siyasi talepleri, bu talepleri yaşama geçirmeye ilişkin bir programı olmayan PKK'nin başarı şansı sizce nedir?

PKK'nin kürtleri birleştirmek, birliğe hizmet etmek gibi bir kaygısı, dolayısıyla çabası hiçbir zaman olmadı. İlk çıktığı andan itibaren kürt aşiretlerine ve kürt örgütlerine yöneldi. PKK'nin kürtlere silahlı yönelimi özellikle kürtlerin geleneksel yurtsever kesimlerini ve örgütlenmelerini hedef aldı. Devletin cüret edemediğine PKK cüret göstererek devlete yol açtı. PKK'nin savaşa hazırlıksız bir milleti kanlı eylemlerle daha da bölerek ve kamplaştırarak zayıf düşürmesi kürtlerin güçten düşmesine sebep oldu. TC cumhuriyeti savaşı kürtlerin böylesine güçsüz ve birliksiz olduğu anda dayattı. Başlayan savaşla kürtlerin onlarca yıllık birikimi süpürüldü. Devletin savaşı bahane ederek katlettiği kürt aydını sayısı 5 bin civarındadır. Bunun yarısı kadar kürt mücadelecisi de PKK tarafından katledilmiştir. Gerek iç infazlarla gerekse kendi dışındaki kürt güçlerine yönelttiği şiddetle PKK'nin katlettiği kürt yurtseverlerinin sayısı da azımsanacak ölçüde değildir. Sonuçta devlet PKK'yi nereye itmişse PKK oradadır. Devletin kürtlere uyguladıklarıyla PKK'nin kürtlere uyguladıklarının örtüşmesinin nedeni budur. Resmi söylemle PKK önder kadrolarınca ifade edilen PKK'nin resmi ideolojisinin örtüşüyor olmasının nedeni budur.

Bütün bunlara karşılık kürtlerin kazanımı nedir?

1970'li yıllarda kürtlerin birliği vardı. PKK kürtlerin birliğini dinamitledi. Ulusal kurtuluş mücadelesi veren bir ülke düşününki halkının % 80'i sömüreci partileri seçiyor olsun. Bu bugün için faaliyet gösteren yegane kürt partisi olması dolayısıyla PKK'nin yetersizliği değilse nedir?

PKK alternatif çözümler geliştiremediği için halka güven verememiştir. Bugün etrafında tuttuğu taban da PKK'nin bugünkü kadrolarının kazanımı değildir. PKK'den önce varlık gösteren kürt partilerinin tabanıyla Amed Zindan direnişinin ve PKK tarafından birbir katledilen eski PKK mücadelecilerinin yarattığı tabanın eklemlenmesiyle oluşmuştur. PKK'nin mevcut rezaleti karşısında bu taban da günden güne erimektedir. PKK'nin siyasi kazanımları olmadığı gibi siyaseten başarılı olduğunu söyleyebilecek durumda da değiliz.

Yeryüzünde ülkesini işgal etmiş sömürgeci bir devletin tahsis ettiği villada oturup, bu sömürgeci devletin izin verdiği kamplarda askeri eğitim yaptırıp, yine sömürgeci devletin temin ettiği silahlarla ülkesini kurtarmaya soyunacak kadar aptal bir örgüt varmıdır?

Evet vardır, bu aptallık PKK önderliğine ve yandaşlarına özgüdür.

Yeryüzünde hangi millet ülkesini işgal eden sömürgeci devletlerin istihbarat örgütleri ile kirli ilişkiler geliştirerek ülkesini kurtarabilmiştir?

PKK'nin kucağına oturmadığı ve yularını eline vermediği sömürgeci istihbaratı kalmışmıdır?

Siz belki bunları bilmiyorsunuz ama bütün detaylarıyla bilinen ilişkilerdir bunlar. Bilmediğiniz için anlayamayışınıza da hoşgörüyle bakıyorum. Bu ilişkiler sadece anlaşılmaz olmakla kalmayıp aynı zamanda kabul edilemez türden ilişkilerdir. Kürtlerin bugün düştüğü açmaz bu kirli ilişkilere iltifat eden PKK'nin beceriksizliği sonucu oluşmuştur. PKK yönetimi baştan ayağa bir kirlenme ve rant yuvasıdır. Siz kabul etmeseniz de bu böyledir.

Sonuçta tartışıyoruz. Özür dilemenize hiç gerek yoktu, özür dilemenizi gerektirecek bir durum da husule gelmedi. Mahcubiyetime neden oldunuz. Gösterdiğiniz nezaket için teşekkürlerimi ve bir kez daha hürmetlerimi arzediyorum.

Sn. Kenan Fani, Tesekkur ederim verdiginiz emege. Ama size karsi yaptigim bu hatadan ders cikardim, bundan sonra uzun mesajlari bilgisayardan okumak yerine ’print' edip kagittan okumayi deneyecegim. En azindan sizden baskasina ayni seyi yapmamis olurum. Devletin PKK'yi bilmesi, icine ajanlarini sokmasi gayet normal bana gore. Zaten TC de PKK'ye ozel olarak yapmis degil bunu. Her devlet siyasi orgutler hakkinda istihbarat sahibidir, takip eder. Hatta gelismis ulkelerde bu orgutlere ’tehlikeli' oluncaya kadar sinirsiz ozgurluk de verilir. Yani demem o ki, PKK yerinde baska bir orgut de olsaydi ayni sey olacakti. Sonucta her devletin haber alma teskilatlari olduguna gore ise yaramalilar oyle degil mi? Siz PKK'yi, TC kendi eliyle kurdu demiyorsunuz (halbuki ben oyle dediginizi saniyordum) ama orgute sizmasiyla, ajanlari ile Apoyu idare edecek kadar etkiliydi , yine bu ajanlar araciligiyla PKK yi cok iyi bildigini soyluyorsunuz. Su ana kadar soylediklerinizde karsi cikacak bir nokta goremiyorum. Cunku ozellikle PKK ilk kuruldugunda eminim ’ogrenci'lerin kalkip da istihbarat konusunda acayip tecrubeli ve uzman olmalarini beklemiyorum. Sanirim bir orgutun en zayif oldugu andir ilk kurulus ani. Ama PKK'yi Stalinist cizgiye girmesini dahi TC'nin yetenegine baglamaniz ben de pek Kabul gormedi. Sonucta Turk solundan (silahli mucadele veren) gelenlerde zaten Stalin hayranligi vardir. Stalinin insan kiyimini mazur gorduklerini, diktator olmasinin ’o kosullarda gerekli oldugunu ’ soylediklerini duymamis olamazsiniz. Ustelik Apo'nun kisilik yapisini da goz onune aldigimda acikcasi bana sonuc hic garip gelmiyor. Apo, tanidigimiz kisiligiyle acayip farkli bir orgut kursaydi valla ben asil o zaman dusunurdum TC'nin veya baska bir seyin etkisini. PKK'nin diger Kurd dusmanlari ile iliskilerinin ic ice gecmesine gelince.. Kurdun Kurdu oldurmesi, hem de ’diger' Kurd dusmani icin oldurmesi yeni bir sey degil ki? Kurdlerin bu konudaki yanilgilari ve kullanilmalari CIA raporunda Kurd tarihiyle ozdeslestiriliyordu. Kurdler en kolay Kurdleri satiyorlar ve bu konuda biz cok meshuruz emin olun. Yani demem o ki bu sadece PKK“ye ait bir durum degil. Yani bunu biz yapiyoruz da niye Yahudiler yapmiyor mesela? Cunku Kurd partileri kendi cikarlarini Kurd cikarlarindan daha ustun tutuyorlar. PKK de aynen kendi cikarlarina gore belirledi kim dusman kim dost, kimle irtibat kurulacak falan. Tipik Kurd partisi ne diyelim.. Boyleleri ancak sivriliyor, bu tarz tavirlari guney Kurd partilerinde de goruyoruz. Yani bu da bir nevi ’bize' ait bir tavir gibime geliyor, sadece PKK'ye degil. Savas meselesine gelince. Siz hazirliksiz yakalandi diyorsunuz ama bence 1990'larin basina kadar TC daha da hazirliksizdi. Sonra TC cabuk toparlandi PKK ise hantal yapisiyla aynen kaldi. Zaten benim PKK;ye getirdigim en buyuk elestiridir, 21. Yuzyilda bu kadar hantal olusu. Ama sizin hazirliksizligina bagladiginiz halkin destegini cekmesini ben ’PKK nin bol keseden insan harcamasina’ bagliyorum. PKK dunyada bu kadar vatansever oguten belki de tek orgut oldu. Kurd halkinin verdigi destegin kiymetini bilemedi, resmen tepe tepe harcadi bu insanlari. Simdi adini hatirlamiyorum bir kimyaci bayan vardi, masterli, PKK kalkti bu kadini daga surdu. Zannedersiniz ki Kurdler dunyanin en egitimli halki, o yuzden master seviyesinde egitim almis kisileri bile mecburen daga savasci olarak gonderiyorlar. Tabii ki gercek su ki, PKK'deki ler, egitimin onemini dahi kavrayamayacak kadar cahillerdi ve halen de oyleler. Yani bu kadar basit bir ayirimi dahi yapamayan adamlardan siyasi bir misyon beklemiyorum ki, beklemem de. Sunabildikleri de zaten gordugunuz gibi ’demokratik cumhuriyet' gibi ucube seyler. PKK'den benim bekledigim sadece ve sadece askeri olarak zamani geldiginde –ki gelecek emin olun- guney Kurdlerinin yaninda yer almasini istiyorum o kadar. Bu yuzden silah birakmalarini istemiyorum. Kuzey Kurdleri PKK kendileri icin istediklerinden daha fazlasini zaten Turkiye AB uyesi olursa alacaklar. O yuzden PKK kuzey Kurdleri icin parmak bile kipirdatmasa olur benim icin. Bu arada bana gore PKK'nin ne icin savastigi soylemlerinin de onemi yok. Bagimsizlik istiyorum dese de kosullari yok kuzey Kurdleri icin. Yani siz istediginiz kadar kafaniza gore hazir olun, bana gore kuzey Kurdlerine yakin, orta ve hatta uzun vadeli gelecekte bagimsizlik falan yok. Bugunden gorunen bu. Inanilmaz bir kirilma olur, dinamonun taslari tek tek devrilmeye baslar ve bu ongordugum tablonun disina cikabilir.. Onun disinda ben kuzey Kurdleri icin AB uyeliginden fazlasini gormuyorum. Ama guney Kurdlerinin durumu farkli.. Iste benim PKK'den bekledigim, kosullarin sadece guney Kurdleri icin uygun oldugunu gorup askeri gucunu zamani geldiginde guney Kurdleri icin kullanmasini bekliyorum. Biliyorum bir cogunuz PKK'nin bunu yapmayacagini dusunuyorsunuz ve karsi cikiyorsunuz goruslerime. Bense PKK'nin simdiye kadarki tavrini eski tavri ile kiyasladigimda (guney Kurdleri acisindan) guneyin kazanimlarini korumak icin savasacagini dusunuyorum. Umarim ben hakliyimdir. Cunku TC , guneye saldirma cesaretini kendinde buldugu anda saldiracak (PKK eylem yaptigi icin degil dikkatinizi cekerim). Siz o gune PKK'siz girelim diyorsunuz bense PKK'nin tabaninda binlerce Kurd vatanseveri var, asla seyirci kalmayacaklardir guneyin ezilmesine diyorum. Apocu kanatin bunu engellemeye gucu yetmez diyorum. Halkin %80'inin PKK'yi secmemesine gelince..ya da mesela Kurdlerin halen bu devirde ’namus cinayeti' gibi kabul edilemez torelere sahip olmasi.. Kurd halki son derece fakir, simdi insanlar oyunu kendisine komur verene, ya da din kardesi diye Kabul ettigi partilere veriyorsa PKK'nin guven verememesinin yaninda baska sosyal faktorler de yok mudur bunda? Yani tum sucu PKK'ye yuklemek haksizlik degil mi? bakin Kosova savastan ciktiktan sonra secimlere girdi, ve savasi yuruten Kosova Kurtulus Ordusunun partisi secimi kaybetti. Yani demem o ki, insanlar fabrikadan cikma degiller ki bizim istedigimiz gibi dusunsunler ve davransinlar. Illa da her Kurd vatansever olacak diye bir sey de. Oyle olsaydi Tc zor koy korucusu bulurdu kendine oyle degil mi? Bu tum halklar icin gecerlidir. Turkiye'nin resmi tarihini bir kenara birakalim, Sakarya savasi sirasinda’cephenin gerisinde savas katilan askerlerden daha fazla sayidaki askerlerin siper aldigini ve gorevlerinin de cepheden kacacak olan askerleri vurmak oldugunu biliyoruz. Daha once de soylemeye calismistim ama galiba yeterince net olamamisim. Silahli mucadale veren orgutlerin oyle sinirlari cok net cizilmis alanlar icinde mucadele ettiklerini hic dusunmedim. Yani dusunun siz bir devlete karsi silahli mucadele yurutuyorsunuz, o ulkenin dost olmayan, ya da o ulkeye karsi kozu olmasini isteyen baska devletlerin istihbarat orgutleri sizinle irtibat kuruyor bir sekilde. Ayni zamanda savastiginiz ulkelerin ajanlari da siz isteseniz de istemeseniz de icinize siziyor.. Kimin eli kimin cebinde misali durumlarin olacagindan hic kuskum yok. Ne kadar kontrol edilebilir hic bir fikrim yok. Bu anormal durum yuzunden biliyorsunuz PKK cok kisiyi ’ajan' suclamasiyla oldurdu. Gercekten ajan miydilar? Oldurulen Kurd genclerinin %10'u ajan olsa yine basari sayardim PKK icin ama gelin gorun ki olmadigindan da eminim. Yani bir cok Kurd genci paranoyaklik yuzunden de harcandi. Ama bu paronayakligin sinirlarini cizmek de zor sanirim. Bosver diyemezsiniz, iki sahit isteyemezsiniz.. rezalet bir durum. Yani her silahli mucadele veren orgutlerde olabilecek bu paranoyakligin, PKK'de cok cok ust duzeyde yasandigini da biliyoruz. Bu konuda kendisine getirilen her elestiriyi cok haketti. Ama yine Kurdlere has bir sey bu diyecegim. Siz hayatinizda ’ajanlikla' suclanmamis hic Kurd tanidiniz mi? Valla ben tanimadim. Gayet iyi projeler icin biraraya geldigim gruplarin daha ise baslamadan ’ajanlik' suclamalariyla dagildiklarini gordum. Calistigimiz projeler ise oyle gizlisi saklisi olan , illegal projeler falan degil. Yani Allah korusun bir de oyle bir sey yapiyro olsaydik kimbilir neler yaparlardi birbirlerine. Ustelik bu ajanlik meselesinde kuzey, guney dogu Kurdleri falan hic farketmiyor hepsi ayni.. PKK eger Norveclilerden kurulmus bir orgut olsaydi emin olun beklentilerim farkli olabilirdi ama Kurdlerden kurulmus. Gercekci olmak gerekiyor.. Ben PKK'nin kimlerden silah aldigini bilmiyorum acikcasi. Tek kaynagi oldugunu sanmiyorum buyuk aptallik olur. Sonucta cesitli kaynaklardan aldigini varsayiyorum. Yani Ergenekoncular eger PKK'ye silah veriyorlarsa, ne kadar kullanimini kontrol edebiliyorlar, PKK silahlarinin yuzde kacta kacini bunlardan aliyor? Ben bunlari bilmiyorum.. Eger PKK bunlardan aldigi silahlari mesela su son karakol baskininda kullandiysa bence bir sakincasi yok. Ergenekoncular da neyin nesi bilmiyorum ki.. cogunun milyoner olduklarini, bu isten para kazandiklari soyleniyor. Eger oyle ise gercekten, adamlar da kendi cikarlarini on planda tutuyorlar demektir. Yani bu konuda fikir yurutecek bilgiye sahip degilim. Eger elimizde PKK kadar basarili olmus, ama onun yaptigi hatalari yapmamis tek bir Kurd orgutu ornegi olsa diyecegim ki haklisiniz. Ama yok.. Bu da bana Kurdlerden anca PKK gibisi cikiyor dedirtiyor. Bir de guney Kurdlerinin yakin gelecekte onlarin destegine ihtiyaclari olacagini ve PKK'nin bu destegi guneye sunacagini dusunuyorum. Belki bu yuzden biraz daha fazla hosgoruluyum PKK'ye. Sevgiyle kalin, Hanife

Değerli Hanife, Size değerli kardeşim diye hitap etmeme izin verirmiydiniz bilemiyorum ama size bakışım bu. Tartışmalar süresince ortak düşündüğümüz noktaların farklılılarımızdan çok daha fazla olduğunu gürdüm. Farklılıklarımız prensipte farklılıklar olup temel konulara yönelik, bu nedenle antagonistik özellikte demek gerekiyor. Ancak ortak düşündüğümüz konular da temele ilişkin ortaklıklar şeklinde. Ayrılıkları, daha ağır basan ortaklıkların önüne çıkarmanın akli selim bir tavır olmayacağını sanırım belirtmem bile abestir. Farklı düşündüğümüz konularda şah-mat mantığıyla karşımızdakini bastırmayı sınayan yöntemin birlikte hareket etmeye engel oluşturmakta olduğunu dünkü ve bugün de devam eden tecrübelerimizden biliyoruz. Dediğim dedik tavrı, hoşgörüyü dışlayan bastırmacı bir tavır olmasının dışında aynı hissiyata sahip insanların ortak amaçlar için çabalar üretmelerinin önünde engeldir. Dahası, farklı olanın düşüncelerine ehemmiyet vermediği ölçüde anti demokratiktir. Bizler farklılıkları zenginlik sayarak hoşgörü ve tahammül temelinde uygarca davranma tarzını öne çıkarmakla mükellefiz. Toplumumuzdan esirgenen demokratik haklar, bu konudaki tecrübe yoksunluğumuz birçoğumuzu bu normları tutturamamak eksikliğine düçar etmiştir. Bu şekillenmede kürt entellijansiyasına bir dönem için egemen kılınan ideolojilerin de önemli bir tesiri olmuştur. Farklılıklarımızı yok sayamayız ancak farklılıklarla, farklı olanlarla birarada yaşamayı, birlikte çaba üretmeyi bütün toplumu kapsayacak şekilde kendimizden başlatarak uygulamak ihtiyacındayız. Ayrılık konularımızı yeri geldikçe tekrar gündeme getirecek tartışacağız. Tabii bunu yaparken ekseriyetle ortak düşündüğümüzü hatırımızdan çıkarmayarak ve birlikte çaba üretmememize engel olmasına izin vermeyerekten yapmalıyız. Tartışmalarımız birçok konunun yeniden gündeme gelmesiyle birlikte düşüncelerimizin daha net ifade edilmesine ve anlaşılmasına imkan sunduğu için yararlı oldu. Katkılarınız ve bilgilendirmeleriniz için teşekkür ederim. Sevgiyle ve sağlıkla kalın.

Sn. Kani Fani, Internet yeni cagin en buyuk buluslarindan biri. Insanlara ozgurce kendi goruslerini paylasma olanagi sundugu gibi ayni zamanda 'sansursuz' bilgiye ulasimi da sagliyor. Yeni cag ile eski cag arasindaki en buyuk fark da bu olsa gerek. Ama nedense internette gorus alisverisinde bulunan bir cok kisi eski cagin ruhuna uygun olarak davranip, karsisindakini internette dahi susturmaya, bastirmaya calisiyor. Ben yeni cagin ruhunu ozumsemis Kurdlere 'yeni nesil Kurdler', digerlerine ise 'eski nesil Kurdler' diyorum. Yeni nesil Kurdler sadece kendi dusmanlarindan degil irtibat halindeki diger uluslardan insanlara gore de akilli, basarili olduklarini bildikleri icin ne ezikdirler, ne de kompleksleri vardir. Kendi hatalariyla yuzlesmekten de korkmazlar, kabul etmekten de. Yeni nesil Kurdlerle cok gurur duyarim ben, onlarin sayilarinin artmasini Kurd halkinin geleceginin en buyuk garantisi olarak gorurum. Sizin gibi Kurdlerin sayilarinin artmasi dilegiyle, Sevgiyle kalin, Hanife

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.