Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 10 March 2011

Son dönemlerde Güney Kürdistan’da ciddi siyasal gelişmeler yaşanmaktadır.
Ben şahsen Suleymaniye ve çevresinde başlayan ve genişleyen kitle eylemlerini destekliyorum.
Kürdlerin önünde iki yol var.

  1. devletleşmek,
  2. KDP ve YNK denetinde iki ayrı bölge olarak kalmak.

Bugün Suleymaniye ve çevresinde sokaklara dökülen binlerce Kürdistanlınının ileri sürdükleri talepler devletleşme ile ilgilidir.
Kuzey Kürdistan’daki yağcı tayfasının küçük ekonomik çıkarları dışında bir görüş açısı olmadığından dolayı sokaklara dökülen Kürdlere küfür etmeyi tercih ediyorlar.
Tüm Kuzey Kürdistanlı yağcılar bir şeyi çok iyi biliyorlar.
Güney Kürdistan’da partilere bağlı iktidarların olduğu bir ortamda seçimlerin fazla bir anlamı yok.
Varsayalım KDP yapılan seçimlerde %70 oranında oy alsa tek başına hükümet kuramaz..
Çünkü, Suleymaniye ve çevresinin Peşmergesi, asayişi ve istihbarat teşkilatı YNK’nin denetimindedir.
YNK’de oyların %70’i alsa dahi KDP gibi tek başına hükümet kuramaz. Çünkü, Hewler ve Duhok KDP’nin denetindedir.
Gorran Hareketi oyların %80’i alsa dahi Hewler parlamentosu dışında hiç bir fonksiyonu olmaz..
Bu bizim realitemiz.
KDP ve YNK bu gerçekliği bildiklerinden dolayı “stratejik antlaşma” yapmışlar ve kendi aralarından federal bir yapı oluşturmuşlar.
Suleymaniye federal bir Kurdistan’ın merkezi, Hewler başka bir Kürdistan’ın merkezi.
KDP ve YNK yıllardan beri bu ikili iktidarı yaşanan iç savaşla açıklamaya çalışıyorlar.
Fakat, gelinen aşamada Suleymaniye göstericileri “o savaş sizin iç savaşınızdı, siz o savaştan sorumluydunuz. Bugün ise kardeş kardeş geçiniyorsunuz” diyerek isyan ediyorlar..
KDP ve YNK arasında başlayan yarım yüzyıl süren içsavaşı 1991 sonrası kuşağı tüm sonuçlarıyla reddediyor.
Yeni bir dönemi başlatmak istiyor.
KDP ve YNK yöneticileri bu son gösterilerde yaşamını yitirenleri “şehid” ilan ettiler.
Göstericileri bir yandan haklı görüyorlar, diğer yandan bu gösterilerin arkasında “dış güçleri” arıyorlar.
Parlamento son kararında göstericilerin isteklerinin önemli bir kesimini kabul etti.
Fakat, pratik adım yok.
Parlamento başkanının emriyle muhalefetin son gelişmeleri değerlendirmek amacıyla yaptığı toplantı esnasında kapılar kapatılıyor ve Peşmergeler gönderiliyor. Bir muhalefet parlamenteri iktidar partilerinin birine bağlı bir parlamenterin korumaları tarafından saldırıya uğruyor.
Demokratik bir ülkede böyle bir şey olamaz.
Hewler’de gösteri ve yürüyüşleri engellemek amacıyla askeri yöntemlere başvuruluyor. Üniversiteler tatile gönderiliyor.
Yüksek öğretim bakanı bu girişime sahip çıkmıyor.
Başbakan sahip çıkmıyor.
Bir partinin öğrenci birliği tüm öğrencileri evlerine gönderiyor. Bir nisana kadar tatil!!!
Böyle olmaz.
Partilerimiz paradigmalarını değiştirmeliler.
Başbakan parlamentoda Kürd kazanımlarının başına bela olan en büyük tehlikelerden biri “ iki faklı askeri güçtür” diyor.
Geçenlerde Suleymaniye’de yakılan televizyon binası yine başbakandan öğrendiğimize göre “ iki peşmergenin içinde olduğu bir grup” tarafından gerçekleşiyor.
Tanrı aşkına aklımızı başımıza toplayalım ve yeniden kazanımlarımız üzerine düşünelim.
Çünkü, kendi elimizle kazanımlarımızı çirkinleştiriyoruz.
Bunun sorumlusu Güney iktidarının yanında hepimiziz.
Selamlar

Serhat Kardoxi

Mehmet Müfit. (not verified)

Fri, 2011-03-11 02:47

Serhat'in yazisi güzel ve Güney'in içinde bulundugu durumun kisa bir özetini vermis. Görüldügü gibi, Güney Kurdistan'da oldukça ciddi sorunlarin oldugu açik ve net. Kuzey'in, Xece'nin deyimiyle bir kisim "okur-yazar"i orda vuku bulan olaylarin ne farkinda nede bilincinde. Güney Kurdistan, vatansever siyasi bilincimizde siçramalar yaratti. Yeni umutlar yesertti ve milli ufuklara yeni anlamlar kazandirdi. Esas hadisenin milli bir devlet yaratmak oldugunu hala idrak edememis kuzey'in "aydin fikaralari", siyasi parti ve gruplarin kendilerini demokratik zeminde ifade edebilmelerinin sonucu olarak, ancak ulusal birlik temeline uzlasmalara gidebilecekleri meselesinde tam bir belirsizlik içindedir. Ulusal birlik ve demokrasi birlikte dünülmelidir. Tek partinin, siyasi bir gücün hakimiyetinin diktatörlük oldugunu hala bilince çikaramamis olanlar, ne demokrasiyi ne ulusal birligi ve nede birlesik bir ulusal devleti düsünmektedirler. Bu cennah, PDK'nin silah zoruyla kuracagi bir "düzen" istemektedir. Böylesi bir durum onlari hakikaten rahatsiz edecek mi? Kuzey'de Apocularin diktatörlüklerini kabul etmeyenler, her nedense Güney'de tek parti diktasini istemekte bir sakinca görmüyorlar. Bu ciddi bir paradoks ve tutarsizlik degil mi? Gerçekte bunlar ne istiyorlar? Ya diktatörlük dolayisiyla iç çatismalar ve istikrarsizlik ve kazanimlarin heder edilmesi, yada demokrasi ve ulusal birlige dayali birlesik bir devlet. "Aydin fikaralari"nin seçim yapmalarini istemek acaba yerinde olur mu? MM

...Gernoz (not verified)

Fri, 2011-03-11 04:34

baskalarini bilmem ama malumunuz inandigi davasindan saf ve mazlum biriyim. her nerde olunursa olunsun, kendi ismiylen  yada kullandigi mahlaslan ben buyum diyene elbetteki saygilarimi sunarim. olabilir,su kalin kafami karistiranlar olabilir ki bunu algilamak bilince cikarmak zaman alabilir olsun buda benim  zaman kaybin,eksikligim olsun ama lütfen özü sözü ilen kendimiz olalim. ne övgümde cimri nede elestirimde namert degilim, eksikligimi bende aratmayiniz. özü,sözü bir olanlar,ben buyum diyenler kendi gibi olmak cok zor degil ki. bu anlamda sevgili müfit abi(bunu gercek anlamiylen ifade ediyorum) olaki su yigitlerin ciktigi foruma kürdistanda her kim ki kendi kimligi  yada mahlasi  her ne ise onla ben buyum diyorsa ona,olaki  istemiyerekte olursa bir kusurum olursa  özür dilemeyen namert olsun. bu anlamda,yigitlerin gürestigi  bu meydana kendi benligi, ismi yada mahlasi her ne ise öyle gelenlere selam olsun. baska mahlaslar ardina gizlenenler, ayiplarinizi görüyorum. baytar,burasi alibabanin ciftligi degil. elestirilerinde hakli olabilirsin,ama tahamülsüzsun. keske elestirilerini dogru ifade ederken,ona laik bir mahlas alsaydin. o zaman daha bir anlamli olmazmiydin. biraz cesur ol baytar. övgüde,elestiride  kendi ismi yada kullandigi her neyse onda cesur olamayanlarin söyleyecegi sözleri hicmi hic kale almiyorum. bu da benim durusum varsa itirazi olan , gercek mahlasi yada ismi ile gelir karsima iki kelime edemesemde korkmasin övgüm de,küfürüm de  mertce olur. tekrarlar ve ezberleri bozmak gerek.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.