Skip to main content

Amerikan Seçimleri ve Kürdler

     Amerikan seçimleri, her zaman dünya devletlerinin ve halklarının ilgisini çekmiştir..İster dünyanın iki ayrı blok olarak bölündüğü tarihsel süreç boyunca olsun, isterse Amerikanın tek başına super bir güç olarak ortaya çıktığı dönem olsun, Amerikan seçimleri dünyadaki bir dizi çevrenin ilgi alanı oldu..Herkes, Amerikan seçimlerini kendi ulusal, devletsel, grupsal ve kişisel çıkarları bazında değerlendirmeye tabi tutuyor ve kendilerine yakın iki partiden birini tercih ediyordu/ediyor.. Yani kısacası Amerika gibi super bir devlette yapılan seçimlerde galip gelen tarafın var olan politikada küçük bir değişiklik yapması dünya arenasında bir dizi çevrenin konumlarını tümden değiştirebiliyor. Bundan dolayı Amerikan seçimleri çeşitli dönemler ve özellikle kriz dönemlerinde bir dizi ülkenin “iç seçimlerine” dönüşebiliyor.. Biz Kürdler olarak, kanlı, katliam ve jenosidlerle dolu olan tarihimiz boyunca ilk defa bu son 5 yada 10 yıl boyunca Amerikan seçimlerine ilgi duymaya başladık..Kürdler, tarih boyunca ilgi duymadığı Amerikan seçimlerine bu sefer büyük bir ilgi/kuşku ve kafaları soru işaretleriyle dolu bir yaklaşım içindeler..Amerikan seçimleri sessiz ve kuşkulu milyonlarca Kürdün gündeminde bulunmakta ve bir anlamda “Kürdistanileşmiş” durumdadır..Çünkü Kürdler, Amerika’da yapılan seçimler boyunca işlenen Irak teması içinde “Kürdlerin kazanımları ve geleceklerinin” de yer aldığını biliyorlar..Güney Kürdistan’da var olan Kürd kazanımları Türkiye, İran, Suriye ve tüm Arap ve İslam alemi tarafından kuşatılmış durumdadır. Irak’taki siyasal güçlerin her biri bölge devletlerinin Irak içindeki temsilcilcileri konumundalar. Şiiler İran’nın, Sünniler Suriye ve diğer Sünni Arap ülkelerinin, Türkmenler Türkiyenin Irak kollarını temsil etmekteler.. Her ne kadar tüm bu iç ve dış güçlerin farklı çıkarları ve gelecek projeleri olsada birleştikleri ortak payda: “Kürdlerin millet olarak tarih sahnesinde hakettikleri yere gelmelerini” engellemektir.. Güney Kürdlerinin Irak içindeki diğer güçlerle var olan sorunlarını çözme yolu dahi Ankara, Tahran ve Şam üzerinde geçebiliyor.. Boyle bir siyasal bataklık ortamında Güney Kürdleri çıkış yolları arıyor, Türkiye vb.. ülkelere ekonomik imtiyazlar dağıtıyor ve Bağdat’ın itirazlarına rağmen çeşitli ülkelerle petrol antlaşmalarını imzalıyor.. Burada esas alınan amaç, askeri olarak çözemeyeceği sorunları, “Kürdistanı ekonomik çıkarların düğümlendiği bir merkez haline getirerek” boşa çıkarmaktır.Güney Kürdleri, “1975 Cezayir ihanetine” rağmen 1991 yılından itibaren Amerika ile ilişkilerini geliştirdi ve 2003 yılında Saddam rejimiminin yıkılışına Amerika’nın yanında aktif bir şekilde katıldı.. 2003 yılından itibaren Kürd-Amerikan ilişkileri en üst boyutlara taşındı.. Türk devletinin kafasına “çuval” geçirildi, Kürdistan Başkanı Beyaz Saray’da George Bush tarafından “Sayın Başkan” diye karşılandı.. Kek Mesud ve Mam Celal Beyaz Saraya ve BM toplantılarına “Kürdleri” ve “Kürd dilini” taşıdılar.. BOP’un harıl harıl tartışıldığı bir ortamda Kürdler kendilerini “Amerika’nın stratejik müttefiki ve dostu” olarak lanse ettiler.. Hatta dünya Kürdlerinin büyük bir kesiminde “Amerika’nın Suriye ve İran’a karşıda savaşacağını ve böylelikle bu parçalardaki Kürd bölgelerininde özgürleşeceğini ve sonuç olarak büyük Kürdistan’ın ortaya çıkacağı” tezleri de gelişti.. Irak’ın içinde ve dışında dört bir yandan düşman güçlerle kuşatılmış Kürdistan’da Amerika ile olan ilişkilere ve “dostluğa” hayati önem verilmektedir.. Kürdler millet olarak, tüm siyasal ve kurumsal güçleriyle yıllardan beri Amerika’yi desteklemekte ve Amerika ile askeri, siyasi ve diplomatik “ilişkiler” içinde bulunmasına rağmen hâlâ Kürdlerle Amerika arasında “yazılı bir antlaşma” yok.. Kürd Siyasal Önderliğine yakın bazı çevrelerin anlatımlarına göre Kürdler bu hususta bir çok defa girişimlerde bulundu, ama Amerikalılar tarafından hep zamana bırakıldı.. Çünkü Amerika, Kürdleri ve Kürd davasını Irak devletinin çerçevesinde düşünüyor ve ilişkilerini bu temel tesis ediyor.. Elbette Amerika Irak çerçevesinde Kürdleri ve Kürdlerin rolunu önemsiyor.. Kürdler vasıtasıyla Irak’ın İran’ın denetimine girmesini ve islamilaştırılmasını engelliyor.. Amerika, Irak devletini bir bütün olarak kabul ettiğinden dolayı “Stratejik Antlaşmayi” Irak devleti ile yapıyor.. Irak ile ABD arasında yapılması düşünülen “Stratejik Antlaşmanın” en büyük savuncuları Kürdlerdir.. Ama, Kürdler bu antlaşmada “ bizim yerimiz ne olacak?”diye kendi kendilerine ciddi sorular soruyorlar.Kürdistan’da Amerikan üsleri olacakmı?Bölge devletleri Kürdistan’a saldırdığı zaman ABD Kürdleri savuncakmı?Antlaşmaya ABD Irak’a askeri malzeme ve savaş uçakları verdiği zaman Kürdistan’a karşı kullanmama güvencesini koyacakmı?Antlaşmaya bölge devletleri ile yapılan anti Kürd “antlaşmalarının yenilenmesi” koyulacakmı? Kürdler,Amerika’nın dayatmasıyla Araplarla birlikte inşaa ettikleri “yeni Irak” devletinden korkuyorlar. Çünkü Araplarla hiç bir temel sorunlarını çözmüş değiller..Petrol, Peşmerge, sınırların sorumluluğu, Kerkük ve diğer işgal altındaki Kürd bölgelerinin geleceği, Kürdistan’a verilecek bütçe vs..vs.. hiç biri çözülmüş değil..Tamda bu ortamda, Irak Başbakanı Maliki Kürdistan üzerine 50 bin asker gönderebiliyor.(Xaniqin krizi) Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzani “eğer onlar bir tugay gönderirlerse biz iki tugay göndeririz” diye yaşanan kaygı verici gelişmelere tavrını koyuyor.. Böyle bir atmosferde Amerikan seçimleri oluyor.. Kürdler, McCain ve ekibini, demokratların adayi Obama ve yardımcısı Jeo Biden’i kendi ulusal kazanımları bazında mercek altına almaya çalışıyorlar.. Kürdlerin büyük bir kesimi Cumhuryetçiler iktidara geldiği taktirde, eski politikalarını devam ederler diyor. Ve bu kesim demokratlara soğuk bakıyor.. Kürdlerin bir kesimi Demokratların adayı Obama’ya fazla dokunmadan yardımcısı Jeo Biden’in Kürdlerle olan ilişkilerini, Clinton’un Kürdlerle ilgili açıklamalarını ve Peter Galbraith gibi Kürd dostlarını ön plan çıkararak demokratların Kürdlere zarar vermeyeceğini ve hatta yararları dokuncağını söylüyorlar..Kürdlerin bir kesimide Amerika’da kim iktidara gelirse gelsin “bazı temel politikalar ve çıkarlar vardır ki hükümetlerle değişmezler” diyor. Görünen o ki “Kürd resmi çevreleri” gönüllerinden geçen tercihlerine rağmen, Amerika’da yaşanan bu seçim sürecine ilişkin iki tarafa karşı mesafelerini koruyorlar.. At başı giden ve yarışan iki taraf arasında açık bir tercihe gitmek Kürdlerin çıkarına olamayacağını düşünüyorlar. Amerika’nın partiler üstü bir Kürd politikasına sahip olmasını umut ediyorlar..Kürdlerin kayda değer bir kesimi , bugün Irak Araplarıyla yaşanan temel sorunlarda Amerika’nın pratik olarak Kürdler için fazla bir yapmadığını ve hatta sorunların çıkmazlarla karşı karşıya kalmasında Amerika’nın rolü olduğunu düşünüyor.. Sonuç olarak Kürdler Amerikan seçimlerine kendilerini endekslemişler.. Ama, büyük kaygı ve kuşkularla.. Mikail Canpolat

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.