Yıllar  önce   Newroz.Com’un   Kurdistan Forum’unda   bir çok   katılımcı  tarafından    Pîrşalyar’a   ait   olduğu  söylenen   Hurmuzgan     şiiri   üzerine  bir  hayli  tartışılmıştı.
Bakıyorum   son günlerde   Facebook ta   yine  bu    şiir  üzerine bazı  şeyler  yazılıyor.  Fakat, yeni bir veri  yok.
Yeni belge  ve  veriler  olmayınca   tartışmalar  pekte  verimli  olmuyor.
Aslında   Hurmuzgan  şiiri     Kürdistan’da    hem  siyasi  oluşumlar  içinde,  hem   Kürd  edebiyat  tarihçileri arasında ve hem de   Kürdlerle  ilgilenen   Kurdologlar     tarafından   gündeme   getirilmiş ve  tartışılmıştır.
Bu tartışmalar  hala  da  devam  ediyor.
Hurmuzgan    öyle  bir  şiir  ki    yer  almadığı   tek   Kürd  Edebiyatı  Tarihi   yok.
Bazı    edebiyat  tarihçileri     Hurmuzgan  şiiri  konusunda   tam  ikna olmasalar  dahi   bu  şiire  kitaplarında   yer vermişlerdir.
Fakat   ne yazık ki   bugüne  kadar   Hurmuzgan  şiiri hakkında   yapılan  tartışmalar  bir  sonuca   varılmış   değil.
Bu gidişle de   çok  zor.
Aslında   binyıl  önce  kitaplara  geçmiş   Kürd  şairlerinin  İslam Ordularına   karşı  tepkilerini   dile getiren  şiirler var.
Fakat,  en  çok  tartışmaya   konu olan  Hurmuzgandır.
Bunun  esas  nedeni  ise   “ceylan derisi”    olayının  şimdiye kadar  açığa   çıkarılmamasıdır.
Son  yıllarda   Kürdistan  İslami   çevreleri de  yoğun bir  şekilde    Hurmuzgan    şiiri  ile  ilgili tartışmalara  katıldılar.
Bilindiği gibi bu şiiri ilk gündeme getiren Dr. Saîdxan Kurdistanî dır. Hurmuzgan’ı Pehlewice’den Kürdçe’ye çeviren de odur.
Kürd İslami çevreleri şiir ile ilgili tartışmaların yanında Hurmuzgan’ı gündeme getiren Dr. Saîdxan Kurdistanî’nın biografisine eğildiler.
Yekgirtuy İslami Kurdistan’ın yayın organı olan Yekgirtu’de Dr. Saîdxan Kurdistanî’nin biografisi hakkında şu bilgileri veriyor:
“Dr. Saîdxan  Kurdistanî,  1862 yılında   Doğu  Kürdistan’ın   Sine(Sanandaj) şehrinde  dünyaya geldi.  Babası  Sine’nin   büyük  Mele’siydi. Dr. Saidxan    babasının yanında  din  derslerini alıyor ve  icazesini alıyor. Dr. Said   Papaz Yuhana  ile    dost  oluyor.  Onun  tarafından  ikna  ediliyor ve  gizli bir  şekilde   Hıristyanlığa  geçiyor.  Bu arada   ismini “Mele Said”i  değiştirerek  “Mirza Said”  oluyor.  Bu  arada   Mele Said’in  Hıristyanlığı   kabul ettiği halk    arasında  yayılıyor.    Mele Said  Sine’yi terkederek   Hamadan’a  gidiyor.   Mirza  Said  Hamadan’da    Hıristiyanların  elbiselerini   giyiyor ve   din  adamı   Şemon’un  çocuklarına   ders veriyor.  Mirza Said  1888’de   din  adamı  Şemon’un  kızı ile evleniyor.   Şemon’un   kızının   ismi  Rebekadır.  Mirza  Said  1894  yılında     İsveç’in    başkentine   gidiyor ve  belli bir  dönem  sonra   İngiltere’ye  geçiyor. Saidxan   İngiltere  tıp  eğitimini  görüyor ve  doktor  oluyor.  Dr. Saidxan  İngiltere’den  İran’a geri  dönüyor hem doktorluk ve  hem de   misyonerlik yapıyor.
Dr. Said  İncil’i   şiirsel bir  dil ile “Mizgani”  adı  altında   Hawramnca’ya  çeviriyor. İşte bu    süreçte  Dr. Saidxan   bu  şiiri yayınlatıyor.  Dr. Saidxan  Kurdistani  1939 yılında   Hamadan’da   ölüyor ve  Hıristiyanların  mezarlığına   gömülüyor.”
Kürd İslami çevreleri Dr. Saîdxan Kurdistanî’nin Hıristiyan oluşunu da argümentlerine katarak bu şiirin sahte olduğunu ileri sürüyorlar.
Eğer  bu  şiir   Dr. Saidxan  tarafından   kaleme   alınmış  olsa  dahi  bugün  Kürdistan’da   büyük   bir  kitlenin   kalbinde  yer etmiştir.
Her halde   bu konuya    daha  çok   kafa  yormak  gerekecek. 
Daha  sonra  başka   görüşleri de aktaracağım.
Silav û rêz
Aso
        
    
      
Saidxanin hayitini anlatan kitap Remo