Son yıllarda Kürdistan'ın farklı parçalarında "Ulusal Kongre" ve
"Kürdistan Kongresi" gibi girişimlerden söz ediliyor.
Fakat bugüne kadar Kürd kamuoyunda bu konuda
ciddi bir tartışma yaşanmış değildir. Bundan dolayı
biz Newroz.Com olarak farklı
biçimlerde ve farklı
alanlarda yıllardan beri Kürd
siyasal yaşamının içinde
yer alan arkadaşların "Ulusal Kongre"ye ilişkin
düşüncelerini almak istiyoruz.
Aso Zagrosi: Genel olarak "Ulusal Kongre'den ne
anlıyorsunuz. Başka ülkelerde yaşanan "Ulusal
Kongre" tecrübeleri hakkında
bize söyleyebilirsiniz?
Hasan Bildirici: Ulusal Kongre, bir ulus, bir topluluk adına karar alan ve içinden yürütmesini
de çıkaran en yetkili organdır. Bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren
ülkelerde veya coğrafyalarda kongre, topluluğun bütün katmanlarını içinde
barındıran bir mücadele ve karar organı olabileceği gibi, başarılı olduğu
durumlarda kongre bir yönetim merkezine de dönüşebilir. Örneğin Afrika Ulusal
Konseyi ANC, ırkçı rejimi alt ettikten sonra yönetim organına dönüşmüştür.
Amerika Birleşik Devletlerinde Kongre, en üst karar organıdır. Mustafa kemal,
Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Kürtleri kandırdığı Erzurum ve Sivas Kongreleri
aracılığıyla kurmuştur. Kongre, mücadele halinde olan ulusun, toplumun beyni
olarak algılanmalıdır.
Aso Zagrosi: Tarihsel olarak
Kürdlerin "Ulusal Kongre"
girişimleri oldumu? Eğer
Kürdlerin böyle girişimleri
olduysa bugüne kadar neden
başarılı olmadı?
Hasan Bildirici: Kürtlerin yukarıda izah etmeye çalıştığım biçimde ciddi bir ulusal kongre
girişimleri olmadı. Kuzey Kürdistan’da farklı görüşleri, inançları, sınıf ve
katmanları temsil eden Ulusal Kongre yok. Güney Kürdistan’da kurulu bulunan
Kürt Federasyonunda dahi ulusun bütününü kapsayan gerçek anlamda bir ulusal
kongre bulunmuyor. Ulusal Kongre görevi gören Kürdistan Parlamentosunun
hakimiyeti yerine büyük ölçüde partilerin hakimiyet alanları var. Örneğin Mesut
Barzani’nin Soran bölgesindeki etkisini tam bilemiyorum. Yine Talabani’nin
Hewler’deki gücüne ait tam bir bilgim yok. Her iki partiye ait peşmerge
güçlerini ulusal bir orduya dönüştürmek için partilerin ve liderlerinin değil,
Kürdistan Ulusal Kongresinin hakimiyetinin sağlanması gerekiyor. Hayat önünde
sonunda bunu Kürtlerin önüne koyacak ve Kürtler gerçek anlamda ulusal Kongre
organına kavuşacaklardır.
Aso Zagrosi: Kürdistan gibi parçalanmış
bir ülkede "Ulusal Kongre" ne
anlama geliyor? Kürd
siyasal yapıları tüm dünya halklarının sahip oldukları ulusal hakları talep etmek için bir "Ulusal Kongre" de birleşmeye
hazırlar mı?
Hasan Bildirici:
Yukarıda da belirttim, Ulusal Kongreyi ulusun en yetkili karar organı olarak
algılamak gerekiyor. Ulusal Kongre,
mücadele döneminde mücadelenin seyrini belirler, mücadeleyi başarıya taşıdıktan
sonra ise özgür ülkenin yönetim ve karar organına dönüşür. Mevcut
anlayışlarıyla Kürt siyasal yapılarından oluşma bir kongrenin başarısından çok
emin değilim. Soğuk savaş dönemi Kürt siyasetlerine ve siyasetçilerine ağır bir
hakaret dili bıraktı. Bu olumsuzluk, Kürtlerin tarihten gelen iç
güvensizliğiyle birleşince siyasal tablo daha da kötüleşti. Ancak Kürdistan
ulusal mücadelesi her alanda gittikçe güçleniyor. Ulusal Kongre girişimleri, Kürt
toplumunun taleplerini yeni bir anlayış ve yeni insan bileşimiyle ele alırsa daha başarılı sonuçlar elde edilir.
Aso Zagrosi: Kürdistan'ı işgal eden ve sömürgeleştiren ülkelerle
farklı parçalardaki Kürd partilerin girdikleri ilişkilere
bakıldığı zaman dünya Kürdlerinin
gerçek talepleri nasıl
programlaştırılabilir?
Hasan Bildirici:
Kürtlerin de artık gerçekçi olması gerekiyor. Dört parçaya bölünmüş Kürtler,
dört ayrı sömürgeci ülkenin vatandaşlık hukukuna dahildirler. Örneğin Güney
Kürdistan yönetimi, kendi parçasında PKK’li istemiyor. “Git savaşı Türkiye’de
sürdür” diyor… Güney Kürdistan yönetiminin Kuzey Kürdistan’daki siyasi işlere
çok karışması herhalde Kuzey Kürdistan Kürtlerinin çok arzuladıkları bir şey
değil. Bu çağda köyler bile kendi başlarına karar alabiliyorlar. Her parçada
bir Ulusal Kongrenin olması daha isabetli olacaktır. Ancak Kürdistan dört
parçadır ve dört parçanın birleşme olasılığı hiç de az değildir. Dört parçadaki
Kürdü, önemli konularda buluşturacak ulusal konsey kurulabilir. Buna ulusal
Konferans adı da verilebilir.
Aso Zagrosi: Daha
somutlaştırmak gerekirse Türkiye ve İran ile
ciddi ekonomik ve siyasal ilişkiler
içine giren Kerkük, Xaniqin ve
Musul gibi Kürdistan
toprakları meselesinde Irak
Araplarıyla ciddi problemleri olan
Güney Kürdleri Kuzey
ve Doğu Kürdistan Kürdlerinin "Ulusal Talepleri" konusunda
ne önerebilirler?
Hasan Bildirici:
Kerkük, Xaniqin ve Musul gibi problemli alanlar için bir şeyler önerecek
durumda değilim. Kürtlerin, kendi topraklarını başka ulus ve toplulukların hak
ve özgürlüklerine saygı gösterecek tarzda sonuna kadar savunmaları arzumuzdur.
Aso Zagrosi: Arap Kürdü,
Fars Kürdü ve Türk Kürdü
yada bu devletlerin
sınırlarını temel alan ve bu
sınırlar çerçevesinde "Kürd
Sorunu" çözmeye çalışan
anlayışların hakim olduğu bir
"Ulusal Kongre"ye
ihtiyaç varmı? Böyle bir "Kongre" geleceğe
ilişkin Kürd kuşaklarını zor durumda bırakmaz mı?
Onların iradelerini hipotek
altına almaz mı?
Hasan Bildirici:
Yukarıda da belirttim. Sınırları takmayabiliriz, ama gerçekçi olmak zorundayız.
Bizlere dört parçalı ve isimi dahi yasak olan yitik parçalı Kürdistanlar
bırakılmış. Yitik Kürdistanların sorunları, bağlı oldukları devletlerin
sorunlarına boğulmuş. Örneğin Güney Kürdistan’daki vatandaşlık hukuku, Irak
merkezi yönetiminin hukukuyla bir şekilde bağlantılıdır. Bildiğim kadarıyla
Kürdistan vatandaşı olmanız için merkezi Irak yönetiminin onay vermesi
gerekiyor. Bunlar gibi binlerce mevzuat var. Birleşmiş bağımsız Kürdistan’ın
dört parçalı bir federasyon olmasının bir sakıncası yok. Doğu toplumlarında
kavramlar çok ciddiye alınır. Almamak lazım. Hergün binlerce camide imamlar
iyilik ve güzellik üzerine vaaz verir. Ama iyilik ve güzellik bir türlü
gerçekleşmez. Bizler de Kürt özgürlüğü üzerine sabahtan akşama kadar önemli
laflar söyleyebiliriz. Ancak pratikle bütünleşmiş gerçekçi düşünce ve
davranışlarımız yoksa sömürgeci sınırlarda bir çentik bile açamayız. Her
parçanın mücadelesi kendi sömürgeci rejiminin temellerini çürüttüğünde, eski rejimi
Kürtlerin başına tekrar çorap olarak geçirmeye kimsenin gücü yetmez. Dörtlü
sömürgeciliğin paslı zincirleri parçalanmıştır. Sınırlar artık Kürt
uluslaşmasının antraman sahasıdır.
Aso Zagrosi: "Ulusal
Kongre"ye ilişkin çıkan
çeşitli haberlere bakıldığı zaman daha
çok sömürgeci güçlere kullanılacak mücadele
biçimleri ön plana çıkıyor.
Siyasal hedeflerden ziyade mücadele biçimleri konusunda
bazı kararlar alınırsa ve
uygulamaya konulsa Kürdler
arasında yeni çatışmalara neden
olmazmı?
Hasan Bildirici:
Bu satten sonra Kürtler arasında ciddi çatışmalar olmaz. Çatışma başlatanlar
lanetlenir. Suriye rejimi yıkıldığında, Güney Batı Kürdistan’ın statüsü
tartışılacaktır. Güney Kürdistan’a mı bağlansın, kendi başına mı dursun, Kuzey Kürdistan’la birleşecek bir koridora mı
dönüşsün yoksa yeni Suriye rejimi için de Özerk Bölge mi olsun? Bu olasılıklar
Kürtleri çatıştırmamalı örneğin. Bazı öngörülerimiz olabilir, ancak çoğu zaman
olaylar yaşandıktan sonra düşünceler edinilir. Önümüzdeki 10, 20, belki de 30 yıl Ortadoğu’da bütün sınırların ve dengelerin
alt üst ediliş yılları olacaktır. Faşizm ve katliam yorgunu sömürgeci
devletlerin Kürt yükselişi karşısında bir şanslarının ıolacağını sanmıyorum. Kürdistan’ı
parçalayarak Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerini kurdular. Kürdistan
sorunu aynı zamanda bir mülk sorunudur. Kürtler kayıp mülklerini geri istiyor.
Bu da ancak çatışarak değil, birlik olarak elde edilir.
Aso Zagrosi: Türkiye'de bazı çevrelerin "Kürd
Ulusal Kongresine"
"pozitif"
yaklaşması gibi bir
izlenim var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hasan Bildirici:
Türk devleti Kürtlere çok acı çektirdi. Kürtlerle Türkler arasında bu nedenle
ulusal kan davası var. Bu dava uyduruk adımlarla kapatılamaz. Türkler, Kürtler adına
düşünmekten vazgeçecekler. Türk devleti, bir ara Güney Kürdistan’da Kürt Ulusal
Konferensının toplanmasına destek verir gibi göründü. Bu destek görüntüsü
samimi değil. Türk devletinin amacı bu konferansla, Kürdistan sorununu Günmey
Kürdistan’a itmekti. Güneydeki Kürdistan parçasını destekle, kontrol et, bunun
karşılığı Kuzey Kürdistan’daki davayı ebedi olarak kapat… Kuzey Kürdistan
toplumu bu numarayı yutmaz. Kuzey Kürdistan Kürtlüğün ana gövdesidir. Türk
devleti o kadar samimiyse, Kürt sorunu önündeki bütün engelleri kaldırır. Dağdan
ve Avrupa’dan dönüşlere karışmaz. Cezaevleri boşalır. Diyarbakır merkezli Kürt
Ulusal Kongresinin toplanmasına engel olmaz. Bu kongrede tespit edilecek yol,
yöntem ve taleplerle yüzleşir… Ama Türk devleti öyle yapmıyor. Kürtleri tek tek
satın almayı veya sindirmeyi temel poltika haline getirmiş…
Aso Zagrosi: Eğer Güney
Kürdistanlılar Kerkük, Musul,
Xaniqin ve Mendeli'nin içinde yer aldığı
Bağımsız Kürdistan'ı ilan ederse ve
Irak Araplarıyla çatışma
içine girerse diğer
parçaların Kürdleri belli bir
dönem "Bağımsız Güney
Kürdistan" için Güneylilerin
istemleri doğrultusunda
hareket edebilirlermi? Buna
hazırlarmı?
Hasan Bildirici:
Güney Kürdistan’daki Kürt devletinin geleceği tehlikeye düşerse, bir saldırı
olursa başta PKK olmak üzere bir çok örgüt ve bireyin Kürdistan yönetiminin
yanında olacağını düşünüyorum…
Aso Zagrosi: "Ulusal Kongre" siyasal
Kürd partilerinin mi
Kongresidir yoksa tüm
Kürdlerin mi kongresidir? Böyle
bir kongre yapılsa
hazırlıkları nasıl yapılabilinir? Diyaspora
Kürdleri nasıl bir
rol alabilir?
Hasan Bildirici:
Ulusal Kongre, siyasal partilerin değil, Kürt ulusunun kongresi olmalıdır.
Kongrede elbette siyasal partiler güçleri oranında kendilerini temsil
edeceklerdir. Kongreden anladığım, siyasal partilerin de kararlarına uyacağı
bir halk kongresidir. İş adamları, inanç temsilcileri, köylü ve işçi
temsilcileri de kongrede yer alacaktır. Ulusal Kongrenin kararı bağlayıcı
olduğunda ve kongre bu güce eriştiğinde, herkesin kendi başına Kürtlüğü
istediğiş gibi kullandığı dönem de kapanmış olacaktır…
Aso Zagrosi: Bu
kısa söyleşi için
teşekkür ediyorum. Ayrıca
eğer söylemek istediğiniz
ek bir şeyler varsa buyurunuz...
Hasan Bildirici:
Ben teşekkür ediyorum…
HB cok guzel konusmus