Esat kudurmuştu.Büyük balık küçük balığı yutacak diyordu..Kemal dikkat et,kılçığı boğazında kalmasın.Esatlara telim olmak mümkün görünmüyordu.Kimi tek başına,kimi üçerli dörderli yarınki sonsuzluğa halay çekerek gitiler.Bu öyle bir gidiştiki,kibritin aydınlatığı küçük hücre,harlanarak tüm kuzeyi ateş topuna çevirdi.

Onlar darağaçlarına gitiğinde,kafası dik,altındaki tabureyi tekmeleyerek Esatlara teslim olmamışların ardıllarıydı.Mahabat,suleymaniye,amed zindanlarında esatı böyle karşıladılar.Bu duruş mazlumların,Esatlara teslim olmama tarihidir.

Bu tarihi süreç bugün tüm ihtişamı ile devam ediyor.Zalimin zumlu varsa mazlumunda ahı var.Bu tarihi, mazlumlar değiştirdi.Tarihi tersten okudular.Bu tarih şöyle okundu “Zalimin zulmu varsa,mazlumunda direnisi var“

Böyle okunmalıydı.Tersi Esatlara teslim olmaktı.Bugün yine onbinlerce mazlum,işgalci zindanda,Esatlar yenilgiyi tatmış,mazlumlarla uzlaşma oyunu oynuyor.Mazlumları kandıramayacağınıda biliyor.Fakat ne kadar yaşarsam kardır.
Tepesinden,aşağısına kadar yüzlerce ihanetçide çıksa vız gelir onlara,onlar ne için orada bulunduklarını bilmektedir.Esatlar ve ihanetçiler kendini yaşatmaya çalışsada,ömürleri mazlumlar kadar olamayacaktır.Çünkü onlar ölümsüzlük iksirini çoktandır içtiler.

Nihayet ne olduğu belirsiz zat,son açıklamasında,ben teslim olun desem bile,artık Kürtler teslim olmaz diyor.

Bu bir itirafmıdır? Yenilgimidir?Yoksa Esatlara göz dağımıdır? Bunu tarih açıklığa kavuşturacak.