[size=x-large]Güneyli Güçler... Tanınmaz haldesiniz! Yazıklar olsun![/size]
Nêçirwan çıkıp şunları açıkça söylüyor:
-Dağdan indirme planını MİT ile birlikte hazırladık(!).
-Türk'e sıkılan her kurşunu bize sıkılmış olarak kabul ederiz!
-Önce Maxmur'dan başlanmalı...
Bir PDK Politbüro üyesi, Kuzeyli bir bir Kürt Partisi liderine şunu söylüyor:
-Biz sizlerle kardeşiz, ama ortak değiliz...(bu sözler teyid edilmiştir)..
Güneyli Liderler şunu söylüyorlar:
-Açılımı tüm kalbimizle destekliyoruz! (Hangi açılım, Kuzeyliler olarak asıl biz merak ediyoruz)..
Celal Talabanî, Neo-Ata Deniz Baykal'ı misafir etmek için can atıyor, onu getirecek uçaklar gönderme kararı alıyor da, bir türlü bu herife ulaşamıyor (ulaşsa da şöyle bir kucaklasa!).
Irkçı MHP'in kodamanlarından Süleyman Servet Sazak ve daha niceleri Kürdistan'ı sömürürken (ki bir tek Kore-Harir yolunun yapımından 178 milyon dolar kazandı) kazandıklarını, Kürdistan'a kurşun olarak iade ederken, Kürt sermayesi “Medine fakirleri“ gibi duvar diplerinde bırakılıyor, sorunlarına sorun katılıyor.. Bunun gibi çok misal var..
Yukarıdan beri kaydettiklerimize eklenecek çok şey var. Bu sergilediğimiz hazin manzara iğrenç bir tablonun sadece bir fragmanıdır.. Hazin ve tiksindiğimiz bir tablo..
Hiç kimseye bu yazdıklarımı yargılama hakkını vermiyorum. Hele Güneyliler'in para ile satın aldıkları kişilikler hiç bir şekilde bu yazıyı okumaya bile layık olamazlar.. Çakkallar her zaman çakkal olarak kalmalıdırlar. Ben emek verdiğim Kürdistan denilen tarlada gecekondu yaptırmamak için elimden geleni yapacağım. Bu benim hakkımdır. Güney'i biz ayakta tuttuk. Kuzey'de modern mücadele vasıtası olması geren örgütlerin ikincisini kuruluşuna ben öncülük ettim. Onların (Güneyli Güçler'in) bizi Moğol artıklarına yedirmelerine tahammül edemem, etmem. Bunu Kürt Milleti olarak hep birlikte başaracağız! Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ne Haşimi gibi seyyar laf taşıyıcılar, ne Mr Kaya gibi propaganda çakalları, ne Türk'e el pençe divan duran sekreter eskileri, sel gibi akan Kürt Kitleleri'nin kutsal vatan yolundaki kabaran akışını durduramazlar. Zerdüşt'ün, Rüstem'in, Kawa'nın gerçek, sermayesiz çocukları ne imiş dünya alem görecektir!
Geçmişte ben ve benim gibi bir avuç insan, ölüm tehdidi altındayken bile 1975'ten itibaren Mıstefa Barzanî'ye yöneltilen eleştirileri göğüsledik. O takımdan bazıları bugün tamamen Güneyli partinin omuzdaşı olmuşlarsa da ben ve ancak parmakla sayılacak kadar az kalmış bazı insanlar parti olarak Kürdistan'ı belledik, Kürdistan'ı tutmakta ısrar ettik..
1975'te bir yandan ideolojik mücadeleyi göğüslerken öte yandan, o zamanki adıyla TKDP olarak Mesud Barzani tarafından gönderilen Hasan ve Selim'i (müstear addır bunlar, aslı bizde) Gundiklı yurtseverler'in yardımı ile kışlaklara yerleştirmiştik.. Biz Kuzeyli Kürtler olarak bunları yapıyorduk. Partimizin Beytüşşebab'dan tutun, Misêbîn'e kadar olan bir şeritinindeki en çalışkan ve fedakar insanlarımızı bu İkili'nin hizmetine sunduk. Bu ilişki ağı ile, Binê Xetê'den ayaklanma bölgesine gidiş ve gelişlerin aksaksız yürümesini sağladık. Avrupa bağlantısını sağladık.
İlk Kuruluş bildirisinin Türkçesi'ni ben ve bir Melle arkadaşımız düzenledik. Hem Türkçesi'ni, hem de Arapçası'nı teksir makinası ile çoğaltıp, gerekli olanları Güney'e ve Bînê Xetê'ye yolladık. Türkçe'ye çevirdiğimiz bildirileri ise Kurdistan ve Türk alanlarında dağıttık. Kendilerini yok etmeye gelen güçleri sadece propaganda ile çökerttik. O gruptan gelen peşmergelerle (mesela 27'si ile) ben ve MF konuştuk, cepheye sevklerini sağladık. Kendimiz de Cepheye yakın bir yere kadar giderek PDK'li ikili ile görüştük. İlk peşmerge grubunun çoğunluğu Kuzeyli oldu..
Onları tanıtmak için gece gündüz çalışarak Xebat Dergisi'ni de çıkarıyorduk..
Görüldüğü gibi bugün sahip olduklarının önemli bir kısmı bizim imzamızı taşıyor.. Ama onlar bilhassa son bir aydır ne yapıyorlar? Kuyumuzu kazıyor, bizi en büyük Kürt Düşmanı olan Moğol artıklarına yem yapmak istiyorlar..
Bu gün itibarı ile maalesef kabul edilemez bir yola sapmışlardır. Türk MİT'i ile iç içe geçip, parti farkı gözetmeden, Tüm Kuzeyli Kürtler'i pasifize edip yok ettirmeye çalışanlara artık Kürt Yurtseveri denilebilir mi? Maxmur gibi zulümden kaçan, tek suçları yurtseverlik olan mazlum sivillerin sığınaklarına saldırı planlayanlar bizden olabilir mi? Türk'e sıkılan kurşun bize sıkılmış sayılır diyen bir kişilik, ne menem “Kürt“ kiliğidir? Biz “kardeşiz“ ama ortak değiliz diyen bir parti yöneticisi “üvey kardeş“ değil, “üvey Kürt'tür. Çünkü üvey kardeş de sapına kadar kardeştir, ama o, onlar?
Kuzeyli yurtseverler!
Gün biribirine uzak durulacak gün değildir. Başta PKK olmak üzere herkes “nerede yanlış yaptık da Kuzeyli Kürtler olarak biribirimize bu kadar durduk“ sorusuna samimi, içten ve sadece yurtsever saikle cevap versin! Eteğinizdeki taşları atın ve birleşiniz! Birlik kuvvettir. Bunu en iyi marksistler şöyle dile getirirler: “Dünya'nın tüm işçileri, birleşiniz!“ Siz de baş çelişkinin en sivrildiği bu anda; “Dünya'nın tüm Kürtler'i ve mazlum halklar birleşiniz!“ özdeyişini bilince çıkarın. Dediğinizin takipçisi olun.
Güneyli Yurtseverler!
Biz asla yıkıcılığı tasvip etmeyiz ve yıkıcı olmayacağız. Bizim derdiğimiz Markus ve Batista'yı mumla aratan bazı diktatör adayları iledir. Sermaye birikimi uğruna Güney'i çiftlikleri haline getiren ve sonuçta bu sermayeyi en aşağılık şartlarda da olsa muhafaza etmeye, senin ve benim yurdumun en büyük parçası ve güvencesi olan Kuzey'i yem olarak Türk Devleti'ne sunmaya kalkanlarladır. Güney-Kuzey demeden sağlanacak olan Kürt Halkı'nın birliği bunları alt edecektir. Biz Kürdistan'a aşığız, şu veya bu aileden gelen fertlere değil. Mistefa Barzani, Şêx Mehmud Berzencî, Şêx Abdusselam, Şêx Mehmud'un babası Şêx Seid, ellerinde mülkü hiçe sayarak Kürdistan'ı sayıklaya sayıklaya can veren liderlerdi. Leyla Qasım, Margaret Şello ve 14 yaşındaki Rehber Mella Huseyn ve onlar gibi niceleri ise ya kurşunla, ya idam sehpasında ya da işkencehanelerde dillerinde Kürdistan adı can vermediler mi? 182 Bin Enfal şehidi ve yarım milyonu bulan kurbanlar Güneyli değil miydi? Bütün bu şehitler kervanı bazılarının sermayesi palazlansın diye mi ölüme merhaba dediler?
Güneyli'si-Kuzeyli'si, Doğulu'su-Batılı'sı, Diyasporalısı, sürgünlüsü! Sikelenin! Tarihi yazacak olanlar sizlersiniz!
2009-11-04
A Sirac Kekuyon
Yapma Be Alan Hoca!!!