بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Aso Zagrosi. on 19 October 2009

Kürd Mirleri uzun bir dönem Selçuklulara „hediye“ adı altında haraç vererek onların Kürd yerleşim yerlerine yönelik saldırılarını bertaraf edebiliyorlardı.

Sultan Tuğrul döneminde Kürd Mirleri ona çeşit hediyeler göndermişlerdir. 1049 yılında Merwani Kürd Miri, Mir Nasr ül Dewli Sultan Tuğrul'a kırmızı yakut ve 100.000 dinar gönderiyor. İbni El Hibrî „Nasr ül Dewli'nin elçisi aracılığı ile Sultan Tuğrul'a 30 parça eşi bulunmayan kumaş, 5000 dinar on katır ve bir Arap atını gönderdiğini“ yazıyor(akt Dr. Niştiman, age sayfa 221)
Yine Merwani Miri Nasrül Dewli 1053 yılında Sultan Tuğrul'a „büyük hediyeler gönderiyor.(İbni El Esiri, El Kamil, sayfa 599)

Yine Mir Hezarhesp, Kurê Benkir, Kurê Ayazê Kurdî Selçuklu Sultana 3 gümüş hediye ediyor.

Basasiri hareketi sırasında Merwani Miri Nasrüldewli Fatimilerle ilişkiye geçmiş, mektup yazmış ve onlara çağrı yapmış olduğundan dolayı Tuğrul Bey onu cezalandırmaya çalışıyor, fakat Nasrüldewli ona 100.000 dinar harac vererek barışıyor.(İbni El Hibri, Tarikh El Zeman, sayfa 101)

Yine Alpaslan veziri Nizami Mülk ile 1067 yılında Şeddadi Kürd Devleti'nin başkenti Gence'ye gittikleri zaman Abu Suwar'ın oğlu Mîr Fadil ona „ 1000 katır, 50 at , 50 tane ender kumaştan yapılmış elbise ve başka değerli mucevherler“ vermiştir.( Sibti El Cewaz'den akt. Dr. Niştiman, age sayfa 222)

Yine Sultan Alpaslan Fars bölgesine yönelik saldırıları sırasında Kürd Şebankare Mirliği ona çok değerli hediyeler verdiği bilinmektedir(detaylar için Dr. Niştiman'ın age bakınız)

Yine 1063 yılında Sultan Alparslan Halife'nin kızı ile evlendiği zaman, düğünde hazır bulunan Mîr Hezarhesp ve Serxab Kurê Bedir Kurê Muhelhîlê Kurdî ona büyük hediyeler sundular.

Ayrıca Selçuklularla Kürdler arasında o dönemde çeşitli evliliklerde yapılmıştı. Bu evliliklere „siyasi evlilik“ diyebiliriz.

Aslında bugüne kadar bildiğimiz ilk evlilik 1029 yılında gerçekleşiyor. Başkenti Tebriz olan Rewadi Kürd Devletinin Miri, Mîr Wehasuzani Rewadi Hazar liderlerinden birinin kızını kendisine eş olarak alıyor. Mir Wehasuzani Rewadi bu evlilikle bir yandan Hazarların çapul ve saldırılarını bertaraf etmek ve diğer yandan sürekli çatışmalar içinde olduğu Bizanslara karşı onların yardımını almak istiyordu.

Alpraslan, Safiye hatun adlı kız kardeşini Kürd Mirlerinden Hezarhesp'e veriyor.(İbni el Esiri, El Kamil, sayfa 61) O dönemler „ Ahwaz, Kuzistan ve Basra'da Cuma hutbesi Mîr Hezarhesp adına okunuyordu“(Dr. Niştiman, age sayfa 224)

Yine Sultan Alparslan'ın evlendiği Ahbaz Kralının yeğeni daha sonra Şeddadi Kralı Fadil ile evleniyor.

Yine Annaz Kürd Devletinin Miri, Mir Serxab Kurê Bedir Kurê Muhelhîlê Kurdî'nin oğlu Alparslan'ın bir kızı ile evleniyor.(Dr. Niştiman, age, sayfa 224)

Selçuklular ve Kürdler arasında gelip giden elçiler, gönderilen hediyeler ve yapılan evlilikler hakkında daha fazla tarihsel veriler var. Şimdilik bu kadarı ile yetinelim.

Devam edecek

Aso Zagrosi

aso nun aktardigi bilgiler bakinca insan ne dusunur? 1000 yillarinda kurdistan a dogudan giris yapan turkler yillardir kurdistan da yerlesik kurdlerden daha ceval bu cevalliklerini hangi sosyo ekonomik altyapiya baglamak mumkun? daha mi ustun bir teknolji veya gelismislik duzeyinden geliyorlar? boyle olmadigini bilyoruz peki kurdlerin selcuklulara harac verme ihtiyaci neden icap etmis? veya tersine kiz ealip verme ile neler baglanmis? kisa vadede ve uzun vadede kim kazancli kim zararli cikmis? simdi bugune gelelim muazllah apo kiz kardesini baykala a veremez-her iki taraf ta evli-kizin da pek oyle cekici bir yani da yok-baykal bekar da olsa almazdi. amam farzi mahil boyle bir sey olsa yer yerinden oynardi. vaktiyle oynamamis. talabani barzani bir albayn onunde onunu ilikleyip hazirolda duracak tiyniyette karamehmet e tak tak gibi 4 milyar varillik petrol rezervini dupe duz hediye etti. beklentileri karamehmetn tc de onlarin avukatligini yapmasi ve bu muthis cikari savunma durtusu ile TC nin zirt pirt guneyin stabiltesini bozmasina engel olmasi idi. bu bu bicimde calisti mi? ben bilmem-uluorta yaziyoruz ama elde avucta veri de yok bu hususta yapilmis ciidi inclemeler de. demek ki yillardir kurd turk cenahinda pek fazla br sey degismemis gibi. kurdler habire to toplayici rollerde parca parca parakende gunlerini kurtraacak yontemleri bilen bir yapi boyle bir kultur nerden nasil hangi alt yapidan cikar? bunu dasormak lazim. bugunde de boyle kitleye irad mesalar kehraaniklar saciyoruz adamin 24 saati nasil gecer bilen yazan cizen inceeyen yok br arkadas turklerle mesafe filan demis ben burdan mesafe alirim bu kolay da mesela van diyarbekir hatta dagli hakkari deki kurd turklerle nasil mesafe koysun arasina? illa te tek her meslek gurbundan kurd uzerne ornek mi verelim bunun artik oyle klay olmadigina dair. bu bugunku hallerde mumkun degil. mumkun olablir. nasil? mesela alanya da yasayan alaman in turklerle olan ilisisinin duzeyini onun belirlemesi gibi. adamn ne kulturel e teknik ne ekonomik turklere ihtiyac yok. van da kirtaqsiyecinin tuhafiyecinin peynircinin tarimcinn mutahitin durumu boyle mi? birakalim van i erbildeki barzani nin talabaninin baram salihin durumu bu mu bakin her hangi br kurd gazeteci gorusme talep etsin mesela hasan bildirici talabani ile gorusme talebinde bulunsun uc yila cevap alirsa iyidir ancak cengiz candar hasan cemal uc dakikada talabani ile barzani ile exclusive grusme yapar- defalarca yapar. nlar birakalim camz cobani bile olmayacak yetenekteki mehmet metiner i bile br halt sanip makamlarina kabul edip gorusmekten fayda uman kurd liderleri varken kurdun culsuzu nasil mesafe alsin gobeginden bagli hale getirildigi turke? keske alabilecek dumumuz olsaydi aa yok. olmayacak seyleri ahalinin onune koyarsaniz o da bu yok zor ben kolayini bulayim diye sizden kacar. kacmaz diyenlerin alinini tarih karsladi. ben de seyrettim. vesselam tarihe bainca durum bu bugune bakinca durum bu bu durumu degistrecek aci serbet de eski bildiklerinizin bir bolumunun yerine basta zor da gelse yeni bilgileri koymaktan geciyor. muhtac oldugunz kudret te (elbette damarda filan degil) yani basinizdan habire irmak irmak gecmekte. becerenler bizden ne fazla akilli ne fazla cesur ne fazla enerjik tarih insana boyle refleksiyonlar da yatirtiyormus bakin. hurmetler HeK

Aslında bu malzeme ve verilerden itibaren bir dizi sonuçlar çıkarılabilinir. Bunlardan en önemlileri: 1)Kürdler surlar tarafından dort bir tarafı kuşatılmış Kale/şehirlerde yaşıyorlardı. Yani Kürdler Citelerde yaşıyorlardı. a)Şeddadilerin denetiminde Gence, Dvin, Karabağ ve sonraki yıllarda Anı b)Rewadilerin elindeki Tebriz, C)Merwanilerin elindeki Amed, Meyafaqin(Silvan), Xelat(Ahlat), Erciş, Cizire'de şehirler surlarla kapıymış.. Türkler hep bu kaleleri kuşatıyor ve kale çevrelerinde talanlar yapıyordu. İran gezgini Nasiri Xusrew 1050 yıllarda Merwanilerin başkenti Meyafarqini ve Amedi ziyaret ediyor ve bu iki şehrin kalelerini anlatıyor. Sözü Nasiri Xusrew'e bırakalım: “Meyafarqin'a vardığımız zaman ağaçların yaprakları yeşildi. Şehre ak taştan büyük bir kale yapmışlardı. Her taşı beş yüz batman ağırlığındaydı. Her elli arşınlık yere yine bu söylediğimiz ak kayadan büyük bir büyük burç kurulmuştu. Bütün kale bedenlerinin üstüne öyle mazgallar yapmışlar dıki görsen ustasının elinde elinen daha bugün daha bugün çıkmış dersin. Şehrin batı tarafında bir kapısı var. Kapının konması için taş kemerle büyük bir oyuk açılmış ve oraya üstünde hiç bir tahta parçası olmayan demir bir kapı konmuştur. Bir camisi varki anlatmaya kalksam uzun sürer. Her ne kadar kitap sahibi , her şeyi tafsilatıyla yazmış, anlatmış ve ’o mesçide bir abdesthane yapmışlarö ki ön tarafta kırk hücresi var. İki büyük ırmak o abdesthanelere akar. Biri kullanılmak için, diğeri yeraltında akmakta ve pisliği götürmede, cukurları temizlemede ’ demiştir. Bu şehrin dış kısmında kervansaraylar, çarşılar, hamamlar ve bir başka cami daha vardır, ki orada da Cuma namazı kılınır. Kuzey tarafında muhaddese denen bir başka sur var. Orasıda çarşısıyla , ulucamisiyla, çeşit çeşit hamamlarıyla ve bütün gerekli şeyleriyle bir şehirdir. Şehrin Sultanını hutbede böyle överler: El Emir ül azam izz-ül İslam Sa'düddin Nasr-ül devleti ve şeref-ül mille Ebu Nasir Ahmed “ Bu zatın 100 yaşında olduğunu söylediler Sahiden öyleydi. Oranın okkası dörtyüz seksen dirhemdir. Bu Emir Meyafarqin'e dört fersahlık yerde bir şehir kurmuş. Bu şehre Nasiriye ismini vermiştir( Farqinli ve Amedlilere çağrı Nasiriye'nin bugünkü ismi ne? Yardımcı olursanız sevinirim-Aso) Amed'ten Meyafarqine 9 fersahtır. Eski dey ayının altıncı günü Amid'e geldik. Şehir yekpare bir kayanın üstüne kurulmuştur. Uzunluğu iki bin adımdır, eni de aynıdır. Çevresine kara taştan bir kale duvarı yapılmıştır. Yüz batmandan bin batman , hatta daha ağır koca taşları o kadar muntazam kesmişlerdi, ki kireç ve harç koymaksızın bu taşları birbiri üstüne istif etmek süretiyle kaleyi yapmışlardı. Hisarın yüksekliği yirmi, enni on kulaçtır Her yüz arşında yarım dairesi seksen arşın tutan bir burç yapılmıştır, mazgalı da aynı taştandır. Şehrin içinde kalenin üstüne çıkmak için bir çok yerde taş merdivenler vardır. Her burcun üstüne bir savaş yeri yapılmıştır. Bu şehrin dört yanında dünyanın cihetine açılmış dört kapısı vardır. Kapıların hiç birinde tahta yoktur, hepsi demirdendir. Doğu'dakine Dicle kapısı, batıdakine Rum kapısı, kuzeydekine Ermen kapısı ve güneyindekine Tell kapısı diyorlar. Bu surun dışında başka bir sur daha vardır. O da aynı taştan yapılmıştır. Yüksekliği on arşındır. Bütün kale bedenleri üzerinde mazgallar var. Mazgallın içinde tamamiyle silahlı bir adamın geçebileceği, durabileceği, kolayca savaşabileceği bir geçit yapılmıştır. Bu dış kaleninde iç kalenin kapılarına karşı demir kapıları vardır. İlk kale kapısnından geçtikten sonra ikinci kalenin kapısına varmak için bir müddet iki kale arasında arasındaki aralıktan geçmek gerekir. Bu yolun genişliği on beş arşındır. Şehrin ortasında bir kaynak vardır, ki sert taştan çıkar, beş değirmen çevirecek kadar ve çok güzel bir sudur. Kimsecikler nereden geldiğini bilmez. Şehirde ağaçlar, bahçeler hep o su ile sulanır. O şehrin beyi ve hakimi adı geçen Nasir ül dewlinin oğludur. Ben dünyanın dört bucağında , Arap, Acem, Hind ve Türk memleketlerinde bir çok şehirler ve kaleler gördüm, fakat yer yüzünde Amid şehrinin kalesi gibi bir kale ne gördüm ve nede başka bir yerde bunun gibi bir kale gördüm diyeni duydum. Ulu Camide bir kara taş ile yapılmıştır. Öyle bir mükemel yapudır ki ondan daha düzgün, ondan daha sağlam yapılması imkansızdır. Caminin içinde iki yüz küsur taş direk vardır. Her direk yekpare taştandır. Direklerin üstüne hepsi taştan olmak üzere kemerler yapılmıştır. Kemerlerin üstünde öbür direklerden kısa direkler, o büyük kemerlerin üstünde yine bir sıra küçük kemerler vardır.“ İşte böylece Nasir Xusrewi dahada devam ediyor Amed ve Meyafaqini anlatıyor. Xusrewi'nin yaklaşık olarak 1000 yıl önce Amed ve Meyafaqini hakkında yazdığı bu yazıyı aktarmama sen sebep oldun!! Yoksa çoktan beri elimde olmasına rağmen komputurun başına geçip yazamıyordum.. Hürmetler Aso Zagrosi

NEWROZ LI NEWROZ PÎROZBÊ! Cîhan tev zanê ez im Kurdistan Kanî,çem, gaz, mahden û bîstan Mîrovê cîhan ji min peyda bûn Ez im Kurdistan,jîn be gelê min! Ew Enzilxe û Duzgûn bavê min Zerdeşd û Eyûb,pêxeberên min Împeratorîya Med çiqasa mezin Kawa û Keyxusro bi Qiralên min! Feqîr Ehmed.

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.