بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 20 December 2008

asagiya Hrant Dink ile aksam gazetesinden nagehan adli gazetecinin yaptigi roportaji aktariyoru. oldurlmus bir insan haksizlik yapmamak icin butun roportaji aktardim-ancak beni ilgilendiren bolumu burya aktariyorum.
Hrant dink in torklara karsi nasil kibar (yalaka mi desem acaba) kurdlere karsi ise
nasil edepsixzce futursuz oldugunu keske olmeden once ona bir hatirlatan cikabilseydi. belkide bu kurdlere karsi ortmeyi beceremedigi "vurun abaliya" edepsizliginin somut nedenlerinden biri esinin kurdlerce (zorla okuyun) asimile edilen (asil dili kurdce oldugunu okudum bir yerden) biri olmasindan kaynaklaniyor. belki azmeettiren den cok teteikci ile yuz yuze kapi komusu olmak onlara kurdlere karsi bu hinci tasitiyor. belki stockhom sendromu teteikciye degil asil katile torka yalakalik geretiriyor. ben isin icinden cikma niyetinde de degilim-hangi durtu ile kurdlere edepsiz torklara da asiri kibar olduguyla ilgileniyorum. nedenleri degil bugunku dusunceleri boyle. bu tarzda dusunen cok ermeni suryani vardir. kurdler gecmsite sahiplenmek istemedikleri kurdlerin bulastigi (belkide arasinda benim senin onun dedesi de vardi-belkide dedmizin bu katiligi bize bir kac bicenek arazi para egitim imkan zenginlik olarak da geldi vs vs) bu pis islerden urkecekleri yerde-bugun karsilarina cikabilecek hrant turu isi kurdlerin sirtina yikmaya cabalayanlara karsi uyanik olmalilar.
uyaniklik ahlaksizlikla olmak zorunda degil
ahlak bize ucundan kenarindan da olsa kolektiflik terimleri ile ortaklik kurmaya cabaldigimiz(adina tarih dedigimiz gecmis-adina bagimsizlik dedigimiz gelecekle birlikte) kisilerin yedigi haltlarin sorumlulugunu almayi gerektiriyor.
cikarimiz icin de bu en munasip yoldur.
siz itiraz ediyorsunuz diye tarihte olan bitenler sizin oldugunu sandiginiz bicimde olmaz.

bakin kurdlerin olumunde gercekten cok uzulerek agladigi hrant efendi neler yumurtlamis-sadece o boolumu ustte-tum roportaj asagida.

keske bunlari soylememis olsaydi-bunlar disinda iyi bir insan oldugu dusunulebilir.

N: Reuters'a verdiğiniz demecin işi buralara getireceğini tahmin etmiş miydiniz?

Hirant Dink: Hayır. Etrafta, bu tip lafları kitaplarını meşhur etmek için kullanıyorlar, diyenler var. Ama benim ne kitabım var ne de meşhur olmak gibi bir derdim.

Demecinizde “bu soykırımdır“ diyorsunuz ve bu ifadeyi Türklüğü aşağılamaya sokuyorlar.

Hirant Dink: A[b]ma bakın ben bu bir soykırımdır dedim ama bunu Türkler yapmıştır demedim.[/b] [u][/u]

N:Kim yaptı?

[b]Çok fazla sayıda Kürt de vardı. 1915'te yaşananlar sadece Türk meselesi değildir. En az Türk kadar Kürt meselesi[/b] [u][/u]ve aynı zamanda Avrupa meselesidir de. Zaten o tarihte Türk kavramı yoktu. Osmanlı vardı.

AVRUPA DA BEDEL ÖDESİN

Yani bu Türk değil, Osmanlı meselesi diyorsunuz. Peki Avrupa nasıl devreye giriyor?

Onların bu soykırımda çok büyük rolü var. Ben Avrupalılar'a “Ermenilerin başına gelenlerden siz sorumlusunuz. Bunun bedelini henüz ödemediniz“ diye bangır bangır bağırıyorum. Ama benim derdim, kimin yaşattığı ile ilgili değil, halkımın ne yaşadığı ile ilgili.

Avrupa'nın suçu varsa son dönemde AB'nin konuya gösterdiği hassasiyet bir vicdan muhasebesi mi?

Hayır, asla değil! Bunun adı doldur, boşalt politikasıdır. Önergeyi yayınlayıp sonra geri çekiyorlar. Bu da Türkiye'deki milliyetçilik refleksini güçlendiriyor. Zaten bunu bilerek yapıyorlar.

Hakkınızda yeni bir dava açılacağı yönünde haberler çıktı geçen hafta.

Evet, ben de gördüm. Savcılığa gidip ifade verdim.

Reuters haber ajansına verdiğiniz bir demeçteki cümle yüzünden mi?

Evet, o haber aslında temmuzun ikinci haftasında ulusal basında çıkmıştı. Reuters'a verdiğim bir beyanattan ötürü Recep Akkuş adlı bir vatandaşın müracaatı ile savcılık hakkımda soruşturma başlatmış. Tam da o sıra daha önce yargılandığım davanın Yargıtay kararı açıklanıyordu.

Davaya gerekçe olarak ne gösteriliyor?

Bilmiyorum. Aslında böyle bir soruşturmanın tebligatı bize gelmedi. Tesadüfen öğrendik. Başka bir soruşturma için Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gitmiştik.

Siz zamanınızın çoğunu savcılıkta mı geçiriyorsunuz? Ne için gitmiştiniz savcılığa?

Arka sayfamızda yayınlanan bir röportajdan dolayı. Ermeni cemaatinin kurum başkanlarından biri, kendi arazilerini kullanıyor diye bir esnaf için “ben buraları çapulculara yedirmem“ demiş, esnaf da onu şikayet etmiş. Röportajı yayınladığımız için bizi savcılığa çağırdılar.

GAYRİ-CİDDİ UYGULAMA

Diğer dava meselesinden haberiniz yok muydu?

Hayır! Burada başka bir dosya daha var, dediler. Baktım, bir dosya içinde yalnızca bizim gazete. Gazetenin o demecimle ilgili satırları çizilmiş. Savcı “ne diyorsunuz buna karşı?“ diye sordu.

Ne cevap verdiniz?

Bunu suç olarak görmüyoruz. Bu haberi herkes gibi biz de yaptık, dedik. Savcı ifademizi bile almadı. Gidin, sekretere ne diyorsanız deyin, dosyaya koysun dedi. Bu kadar gayri ciddi yani!

Siz soykırım yerine daha yumuşak ifadeler kullanıyorsunuz. Reuters'e ise “soykırım“ kelimesini telaffuz ettiniz.

Ben her zaman konuya yumuşak yaklaşmak gerektiğini söylerim ama karşımdaki “sizce bu soykırım mıydı?“ diye net bir şekilde sorarsa kendi bildiğimi inkar etmem.

Yani Reuters'a “evet bu bir soykırımdır“ dediniz.

Evet, aynen böyle dedim. Benim algılamam böyle. Ben bunu her zaman söylerim zaten! Ama elimden geldiği kadar Türkiye içerisinde, özellikle Türklerle konuşurken o kelimeyi kullanmamaya azami gayret gösteriyorum. Biliyorum ki bu kelimenin muhatabı oldukları için üzülüyorlar.

Muhatabı oldukları için üzülüyorlar derken ne kastediyorsunuz?

Türklerin soykırımı inkar etmelerini anlıyorum, çünkü soykırımlara karşı bir halk ve atalarının bunu yaptığını kabul etmek istemiyor. Ben bunda düşmanca bir duruş görmüyorum. Aksine insanca bir duruş görüyorum.

Soykırımı başka türlü tanımlamaya mı çalışıyorsunuz?

Ben aslında olanın adının o kadar önemli olmadığını, olanın kendisinin çok önemli olduğunu söylüyorum. “Siz buna soykırım deyin“ gibi bir derdim asla yok! Aslında bu tip dayatmaların Türk toplumunda çok yanlış olduğuna inanıyorum. Bu toplum idrak etmeli, tartışmalı ve öğrenmeli.

Reuters'a verdiğiniz demecin işi buralara getireceğini tahmin etmiş miydiniz?

Hayır. Etrafta, bu tip lafları kitaplarını meşhur etmek için kullanıyorlar, diyenler var. Ama benim ne kitabım var ne de meşhur olmak gibi bir derdim.

Demecinizde “bu soykırımdır“ diyorsunuz ve bu ifadeyi Türklüğü aşağılamaya sokuyorlar.

Ama bakın ben bu bir soykırımdır dedim ama bunu Türkler yapmıştır demedim.

Kim yaptı?

Çok fazla sayıda Kürt de vardı. 1915'te yaşananlar sadece Türk meselesi değildir. En az Türk kadar Kürt meselesi ve aynı zamanda Avrupa meselesidir de. Zaten o tarihte Türk kavramı yoktu. Osmanlı vardı.

AVRUPA DA BEDEL ÖDESİN

Yani bu Türk değil, Osmanlı meselesi diyorsunuz. Peki Avrupa nasıl devreye giriyor?

Onların bu soykırımda çok büyük rolü var. Ben Avrupalılar'a “Ermenilerin başına gelenlerden siz sorumlusunuz. Bunun bedelini henüz ödemediniz“ diye bangır bangır bağırıyorum. Ama benim derdim, kimin yaşattığı ile ilgili değil, halkımın ne yaşadığı ile ilgili.

Avrupa'nın suçu varsa son dönemde AB'nin konuya gösterdiği hassasiyet bir vicdan muhasebesi mi?

Hayır, asla değil! Bunun adı doldur, boşalt politikasıdır. Önergeyi yayınlayıp sonra geri çekiyorlar. Bu da Türkiye'deki milliyetçilik refleksini güçlendiriyor. Zaten bunu bilerek yapıyorlar.

Süreci uzatmaya mı çalışıyorlar?

Evet. Ben şunu söylüyorum: “Atalarımızın yaşadıklarını Avrupa ve ABD politikada meze olarak kullanıyor. Ben buna çok üzülüyorum. Bu konunu gerçek sahibi toplum, devletler değil. Bu yüzden devletler aradan çekilsin!“

YÜKSELTİLEN MİLLİYETÇİLİK

Türkiye gündeminde art arda 301 nedeni ile açılan Ermeni meselesi davaları var. AB yolunda kasıtlı kasis mi bunlar?

Evet. Atatürk'ün ortaya atığı Türk kavramının içini çok boşalttılar. Milliyetçi eğilimleri yükseltmek için yapıyorlar.

Kim yapıyor?

Bu bir derinlik. İşin içine son zamanlarda CHP de girdi. Devletin Türkiye'de kontrol edebildiği tek gerçek parametre, milliyetçiliktir. Milliyetçilik yükselmiyor, yükseltiliyor. Çünkü AKP'yi başka türlü yıkmaları mümkün değil.

Asıl sorun Ermeni olmak mı yoksa Müslüman olmamak mı?

Türk-İslam sentezi Türkiye'deki ulus bilincinin temel yapı taşı. Kalbin iki yarısı. Bu ikisi ayrıştırılmaya çalışılsa da bu halk arasında olmaz, politikada olur. Ben her iki farklılığın ötekileştirilmek için kullanıldığını düşünüyorum.

CHP'YE KIRGINLIĞIMIZ BÜYÜK

Burada doğup büyüdünüz. Türk olmadığınızı en çok ne zaman hissettiniz?

Bu hafta! Mecliste CHP azınlık vakıflarına verilecek hakları vatana ihanet diye niteleyince! Böyle bir noktada siz kendinizi nasıl diğer yurttaşlarla eşit hissedebilir siniz?Biz yabancı değiliz, biz rehine değiliz, biz bu toprağın çocuklarıyız! CHP'ye kırgınlığımız büyük.

Davalarınız dolayısıyla AİHM'e gitmeyi düşünüyor musunuz?

Kuşkusuz! Ben istemezdim bu noktalara taşınmasını. Ama Türkiye içinde konuşan bir Ermeni'yi mahkum etmeye çalışıyorlar. Avrupalılar gelip aynı şeyi söyleyince onları mahkum etmiyorlar. Benim suçum TC vatandaşı olmak mı? Yapmasınlar! Çok ayıp oluyor!

Nagehan Alçı

Sizin; "Hrant dink in torklara karsi nasil kibar (yalaka mi desem acaba) kurdlere karsi ise nasil edepsixzce futursuz oldugunu keske olmeden once ona bir hatirlatan cikabilseydi" diyorsunuz. Demmek ki, kaçırmışsınız. Bu konu da tufan çıktı. Newroz Com'da çok sert tartışmalar oldu. O ve nenesi Ermeni olanlarla bu konu tartışıldı. Newroz Com arşivinde duruyorlar. Hrant Dink,masum biri değil. "Türk Milli kuvvetler mensubu olduğu" efendileri açıkladı. Kürdlere karşı düşmanlığı mı? Ne sen sor, ne ben diyeyim. Sebeb çok. Sevgiyle kal.

: Diaspora Ermenileri, Türkiye'de yaşayan Ermeniler için “Rehin alınmış Ermeni“, “Köle Ermeni“ sözlerini yaygın olarak kullanılır. Boşuna söylenmiş sözler değildir. Çünkü Türkiye'de yaşayan Ermeniler, sistemle çelişkiye düşmemek için atmadıkları takla yoktur. Türk sistemini bir nevi yağlama temizleme görevini üslenmişlerdir. Bunun son örneğini gazeteci Hrant Dink vermiştir. Akşam Gazetesi'nden Nagehan Alçı Ayan, gazeteci Hrant Dink ile bir Röportaj yapmış. Nagehan Alçı Ayan'ın aktardığına göre “Gazeteci yazar Hrant Dink, Reuters'e verdiği demeç yüzünden hakkında açılan davanın ardından hapse girmekten korktuğunu belirterek 'Bir torunum var. Ondan ayrılmayı istemiyorum'' dediğini aktardıktan sonra şöyle sürdürmüş. “Ama bakın ben bu bir soykırımdır dedim ama bunu Türkler yapmıştır demedim. . Asıl Kürtler çok sayıda Ermeni öldürdü.“ Ve eklemiş, “Zaten o tarihte Türk kavramı yoktu. Osmanlı vardı.“ Hayda! Gelde burda yakma. Bunun esas iki deneni var. Türk sisteminden kokma ve Kürd milletine karşı duyduğu güçlü düşmanlık. Be adam söylediğin sözün arkasında durmayacaksan, tükürdüğünü yalayacaksan, boynundan büyük laf etmek senin neyine. Dahası var. Kürd milletine düşmanlık Ermeni milletinin hanesine puan kazandırmaz. Bu böyle biline. Türk sistemi tarafından işlenmiş insanlık suçunu “Hapse girmek istemiyorum. Torunumdan ayrılmak istemiyorum“ adına en aşağı Ermeniler kadar mağdur olan Kürdlere fatura etmek reva mı? Bu mu aydın olmak? Bu tutumunla aydın olmayı bir yana kişilikli bir insan bile olamasın. Diaspora Ermenilerin dediği gibi sen ancak “Rehin alınmış Ermeni“, “Köle Ermeni“ sıfatına layıksın. Türk sisteminde kölelerin tek bir hakkı olduğunu, bununda “Türk'e hizmet etmek“ olduğunu sistem sahipleri söylemektedir. “Rehin alınmış Ermeni“, “Köle Ermeni“ hapse girmemek için tamda efendilerinin dediklerini yaptın. Efendilerinin hayrını gör. Ama pis ellerini yakamızdan çek. Kirli yaşamına Kürd milletini alet etmeye kalkma. Ayıptır, günahtır. Birileri bir cadı kazanı kaynatıyor. Bu birileri, bilinçli olarak Kürd milletini Osmanlı ve devamı Kemalistlerin gerçekleştirdiği Ermeni soykırım suçuna ortak etmek istiyor. Bu çevrelere göre gerek Osmanlının, gerek Kemalist iktidarların yaptığı tüm soykırımlarda Kürdler, suç ortağıdır. Hatta bu mantığa göre Kıbrıs'ı işgal eden ve Rumları soykırımdan geçirenlerde Küdlerdir. Çünkü Kıbrıs´a çıkarılan eratın büyük kesimi „Kürd asılı“lardı. O dönemi hatırlayanlar bilir. Türk savaş Kurmayı „Her iki tarafta da kim ölürse ölsün, bizim çıkarımızadır“ dedikleri basına da yansımıştı. TC devletini idare edenler bile devşirme olduğu bilinirken, bunların icraatları bu devşirmelerin „millet kökü“ne fature edilebilinir mi? Sözünü ettiğimiz çevreler, bunu unutmuşa benziyorlar. Ama ne yazık ki, bazı Kürdler, niyetleri ne olursa olsun bu oyuna geliyorlar. Kürd milletinin boynuna insanlık suçu olan soykırım yaftasını asıyorlar. Bunuda son dönemin yaygın söylemiyle „tarihimizle yüzleşmek“ adına yapıyorlar. Bu işin vebali büyüktür. Ismet Inönü için Kürd veya Ermeni olduğu iddiaları var. Keza ayni iddialar Mehmet Ağar için de var. Devlet Bahçeli için Siverikli Zaza bir aileden geldiği söylenir. Ecevit malum. Ve daha binlercesi. Peki sormak lazım bu Türk ırkçı ve faşistlerinin işlediği insanlık suçları hangi millete fatura edelim? Bunların kökeni Türk olmadığına göre, işledikleri suçlardan dolayı hangi millet «özür dilesin»? Bizim aklıevvellere bakılırsa bu Türk ırkçıların işlediği suçlardan dolayı bunların millet kökenine bakarak suçlu tayin etmek gerekiyor. Şaşarım akıllarına. Coğrafyamızda yaşanan insanlık dramının tek bir suçlusu var, o da Osmanlı devleti ve onun devamı Kemalist iktidarlardır. Karar mercileri, emir verenler ve uygulayıcılar bunlardır. Bunların mirascılarıda şu an ki, TC devlet yetkilileridir. Kürd millet temsilcileri, Kürd milletine ait siyasal bir kurum adına karar alıp Ermenilere karşı soykırım ve katliam gerçekleştirmis değildir. «Hamidiye Alayları» Kürd milletinin bir kurumu değildir. Osmanlı devletinin kurduğu ve kullandığı lejyoner bir kurumdur. Günümüzün «Köy Korucu» sisteminin kendisidir. Osmanlı devleti tarafından kurulan ve Osmanlı çıkarı uğruna savaştırılan paralı askerlerdir. Bu paralı askerlerin işlediği suçlar Kürd milletine fatura edilemez. Hrant Dink gibi beynini, kalbini, kalemini Türk sistemine rehin bırakmış “Esir alınmış köle Ermeni“ bunu hiç mi hiç başaramaz. Ama ne yaparsın sinek küçükte olsa mide bulandırır. Bu yalakalarda Türk'ün elini güçlendirir. 6 Ekim 2006 Newroz.com

Asagidaki tartsima uzadi da uzadi vallahi ne diyecegimi sasirdim ... sonra Sayin Sinan Karaceli'nin ve Nemirdani'nin yazilarini okudum icim bayagi rahatladi. Bence Kürdlerin ermeni katliaminda hic bir sucu yoktur. Suclular bellidir. Ezidi halkimizin bayramini en icten dileklerimle kutlar hepinize iyi akasamlar dilerim ...

Ermenilerin Haksiz yere bir gunde 1,5 milliyon insani hic acimadan oldurmelerini yaratan Turk devletti,sonucta artik ne yapacagini sasirinca ve dunyadaki yerini de rahatsiz oldugu gibi carenin bu sekilde ozur diliyorum poltikalariyla dunyada ve Ab gindeki yerini guya rahatlamak suretiyle bu irkci ,fasist ve geici devlettin poltikasina bille buyuk bir katilima girmek mecburiyetinde oldular. Bu acikca Turk devlettin Ermeni katliamin yaptigini artik acikladigi gibi ozur dillemeye calistiklari aciktir. Gun gelecek onlarin da Kurdistandaki yz yildir yuz binlerce Kurdistan Sehidimizdede ozur dilliyeceklerdir. Bu aciktirki Kurd Ulusal Hareketin oncu guclerin yaptigi baskilarin sonuncunda artik caresiz olan katliAMCI POLTIKASINI ILLERDE gorecegiz ki Kurdistanlilardan da ozur dilliyeceklerdir. Ancak tek sorunumuz acikcasi Bagimsizligimizdir.Ulusal birligimizin tek guc altinda birlesip kahramanca hic kimsenin ozurune kalmadan Kurdistanimizin Kurtulusudur.Oda gerceklesecektir bunada eminim.Guc birligimizin gucu birlestiginde yenmiyecegimiz guc kalmiyacaktir.Saygiyla

Maalesef düşülen stratejik hata çeşitli Kürdlerin de düştüğü hatayla aynı. Olayı, yani jenosidi ekseninden çıkarıyor; bunu yapmak en başta Ermeni halkına karşı en büyük haksızlıkken, jenosidi çekip çeviren, planlayan onun arkasındaki merkezi işaret etmemekle halklara yönelmenin yolunu da açar. Sonuçta olaylar olurken de, sonrasında da ilgili herkes bunu jenosid yani soykırım olarak gördü öyle adlandırdı, yapılanlar yasal olarak yapıldığı için (yani kanundışı, ya da merkezi otoriteye karşıt güçlerce işlenmediği için) de kimin yasalarıysa, o yasaları kim uyuguluyorduysa, beyni, çekip çevireni, faili de odur. işte bazı Kürdlerin özürlere balıklama atlamaları da bu temel noktanın atlandığını düşündürtüyor. Bunlar ayrı bir yazının konusu ve umarım sonra yazarım, Hrant'a dönersek; iki vurgu hayati derecede önemlidir bu meselede: 1) Yapılan jenosiddir (soykırım), 2) Faili (beyni) merkezi yönetimdir. Bunları atladın mı, sapla samanı biribirne karıştırır, soykırıma uğrayana haksızlık etmiş, planlayıp uygulattırana rahatlık sağlamış, haksızlıklara kapı aralamış olursun. "Çok fazla sayıda Kürt de vardı. 1915'te yaşananlar sadece Türk meselesi değildir. En az Türk kadar Kürt meselesi ve aynı zamanda Avrupa meselesidir de. Zaten o tarihte Türk kavramı yoktu. Osmanlı vardı.“ Bunları söylemek bundan dolayı oldukça problemli. Elbette ilaveten dediğiniz gibi Türklere yalakalik Kürdlere edepsizlik de olmuş oluyor. Ama Hrant bu konuda bir yaparken iki bozuyordu, nitekim Ermeni diasporasının ona karşı tepkilerinde bu nokta önemli olsa gerek. Ben şahsen bu jenosidin kapsamlı şekilde anlaşılıp tartışıldığı kanısında değilim. Bir fact sheet (hakikatler özeti gibi bir şey) oluşturup buraya asmak yararlı olabilir. O şekilde belki daha iyi bir kapsamda değerlendirmeler yapılabilir; tarihsel arka plan, siyasi boyut ve hesaplar, coğrafik alan, nüfus durumları falan. Fırsat bulursam bir ara Ermeni kaynaklarından fakt olanları toparlayıp asmayı düşünüyorum. Özür dilemek işine ve Kürdlerin bu işteki katkısına gelirsek, hele önce jenosid olduğunu, bunun bir mastermindi (beyni) olduğunu, siyasi nedenleri, kapsamı, coğrafik dağılımı, vb esas noktaları netleştirelim derim. Ha bu arada Kürdleri jenosidden sorumlu tutmaya, Hrant'ın yaptığına benzer yorumlar yapmaya kalkışanların da gücümüz yetiyorsa alnını karışlamalıyız, bir halka yönelik bundan daha ağır ve şerefsiz bir iftira olamaz. Selamlar, saygılar Mancel

merhaba mancel bence turk yonetiminin plankayarak yaptigi soykirim uzerine teknik ayrinti disinda fazla emek gerekmiyor. olan bitenin soculari ortada-durtuler belli ve soykirim suclusunun kulturu ahlaki oldugu gibi durmakta (ikinci bir soykirma engel bunlarin vahsiliklerinin duzelmesi degil baska faktorler vs vs) benim icin de bu tartismayi kaldirmiyor zaten. bunca insanin bocekler gibi oldurulugu bir vahset. peki bu vahsette o soykkirimda kurdlerin roluy nedir? senin yazinda bu yok. birgun biri cikip sizi cocuklugunda sevecen bicimde oksayan seven dedenizin yuzlerce kisinin katili oldugunu soylerse buna gostereceginiz ilk itraz-ilk red tepkisi anlasilir bir seydir. belki de bir yanlislik bir iftra ile karsi karsiyasiniz- peki ya iftira degilse ya soylenen dogru ise. dedenin sucundan sizi kimse suclayamaz ancak ahlaki olarak dede torun iliskisinden alinacak bir sorumluluk yok mu? kurdlere hakli veya haksiz kin duyan ermenilerin bu kini neden? nedensiz mi? bu sorulara cevabinizi tarihi inceleyerek verirseniz sonuc iyi olmayabilir ancajj benim istedigim insanin ahlaki bir cevap vermesi. tarihie gitmeden tamamen varsayimlar uzerinden eger boyle ise soyle dusunmek lazim yok soyleyse bu bicimde dusunmek ... dun ermenilerin yasadigi yerlerde bugun daha cok kurdler yasiyor. sirf bu bile bu olan bitende kurd rolunun olmasi gerektigine dair bir isarettir. hurmetler HeK

Dün Kürdlerin yaşadığı Erivan, Karabağ vb.. bölgeler Ermenilere kaldı... Kürdlerin ERmenilerle birlikte yaşadığı bölgelere bir çok alana Türkler gelip yerleşti.. Esasta böyle oldu.. Bir yazında Ermeniler yok oldu Kürdler hala tosun gibi var diyorsun.. Yanılıyorsun Ermenilerin devleti var.. Senin hiç bir şeyin yok. Sen zincirli kölesin!!! Aynaya bak.. Silav

bahsetigim bolgelerin adllarini gectim bir ustteki yazida. erivan in kurd bolgesi oldugu new yorkun kurd bolgesi olmasi kadar gercek. keske olsaydi uper west side da da bir evim olasydi. zorlandigim senin husnu kuruntun. ben belgelere dalmadim cunku yazarsam belgeleri yazarken benim tuylerim diken diken oluyor vahsi capulcu kurdlerin yaptiklarina. burda buguun sunu gordum turklerin ermeni soykirimindaa gosterdigine benzer bir refleks kurdleri de sarmis. keyif sizin secim sizin-yanlis sunu da farketmenizi beklerim. dunyada akli basinda her kisi ve cevre soykirimda turkleri sorumlu tutarken, kurdlerin de pis bir teteikcilik yaptiugini (millet bazi kurdler bunu yapti hepsi yapmadi gibi implisit bir durumu ayrica yazma geregi duymuyor elbette ayrica ulus boyle capulcularina da sahip cikma belasini da onumuze koyar. hosumuza gidenle boburlenelim hosumuza gitmeyeni rededelim-yok oyle yogurdun bollugu. alman deyince insanlarin aklina ister istemez naziler ve hitler geliyor hala-alman ulusu bu isin faturasini kabulllenmek zoruda idi ve kemalle de kabullendiler- simdi sizin tezinize donelim kurdlerin ermeni soykiriminda tetikcilik yagma turu hic bir rolu olmadi. bunu ermeniler uyduruyor suryaniler de uyduruyor torklari gecelim dunyada bu hususta yazan cizen tanik olanlar da var onlar da yalan dolan bir tek kurdo et al dogru soyluyor. ilginc bir hipotez. sizin disinizda bakalim kim inannir buna. onun bunun kestanecisiz bir ulus dilegi ile HeK

"yazarken benim tuylerim diken diken oluyor vahsi capulcu kurdlerin yaptiklarina" Yaz Hek.. Bu Türk dilidir.. Bu Kürd düşmanlarını dilidir. Yaz görelim.. Yaz bilelim.. Niye birbirimizi oyalıyuruz.. Sen Kürdlerin varlığını dahi suç görmeye başladın. Yazık... Böyle Kürdlüğe ne diğeceğimi bilmiyorum.. Selamlar

turk vahsilerin pis islerine alet olmus kurd capulcularindan utanma benden utan! diyorsun hayir bunu demiyorsun Kürdleri suçluyorsun.. Suçununuzu kabul edin diyorsun.. Onlar yaşamıyor siz yaşıyorsunuz "sizin yaşamanız suçtur" diyorsun.. Yazılarını yeniden oku.. Elbete Kürdlerin içinde çapulcular var.. Soun bu değil.. Yazdıklarını oku.. Kurdo

Merhaba, Konuyu özele indiriyor, duygusal boyutlarını öne çıkarıyorsunuz bu yazıda. Belki ben genele fazla vurgu yaptığım için siz de özele ve duyguya vurgu yapma gereği duydunuz beni cevaplarken. O yönden yani kişisel veya ailesel olarak bir rahatsızlığım yok, tersine benim için ele almak avantajlı bile, Ermenilerle de içli dışlı büyüdüm, hem de onları Ermeni olarak tanıyıp, kabul ederek, halen de bayramlarına, seyranlarına, yaslarına, onlar da bizimkilere gideriz, birbirimize amca-yeğen falan diye hitap ederiz. Anılarını da çocuklarına anlatır gibi anlattılar ve dinledim, dolu dolu gözyaşları döktüm. Fakat benim fokusum o değil. Yazımda belirttim benim için önemle açımlanması, anlaşılması gerekenleri. Onların net görüldüğünü zannetmiyorum (PS. her ne kadar sizin mesajinıza yanıt idiyse de, kastedilen bu tartışmaların ve daha önce de farklı Kürd sitelerindeki benzer tartışmaların geneliydi, umarım kişisel anlaşılmamıştır) Yine de madem bu kadar ısrarla ve de duyguyla soruyorsunuz, şöyle diyeyim. Ben dar anlamda (ki zaten bunu söylemeye çalıştım, bu devasa sorun dar anlama alındı mı sapla saman karışır bu aşamada) ailemin veya sizin deyiminizle dedemin yaptıklarının sorumluluğundan kaçmam, rolleri olmadığı için de kimseden özür mözür dilemem. Dilersem onlara hakaret, mağdurlara haksızlık, zalimlere kıyak çekmiş olurum. Olunca da dilerim. Şimdi asıl olması gereken yere, genele gelelim. Yani bir halk olarak, bir ulus olarak Kürdlerin özür dilemesine, ya da bu halkın, bu ulusun bir mensubu olmaktan dolayı benim özür dilemem gerekir mi sorusuna. 1) Bu soykırım Kürd halkının projesi değildir. 2) Kürd halkı o tarihte ulus değildir. 3) O proje uygulamaya sokulurken, Kürd halkının ortak bir iradesi, bu iradenin temsil edildiği bir kurum veya örgüt yoktur. 4) Kürd halkı, Kürd halkı olarak ortak bir tutum alarak jenosidin karşısına dikilmemiştir. Tıpkı ortak bir tutumla kendisine yapılan zulümlere karşı çıkmaması gibi. Ama ortak bir tutumla Ermeni halkına da yönelmemiş ve yine ortak bir tutum veya çoğunlukla ya da bir eğilim olarak o yapılanları da olumlamamıştır. işin genelinde Kürd halkı katılmamıştır jenoside. Bireysel, ailesel, aşiretsel, yöresel olarak farklı tavırlar gelişmiş, bu farklı tavırlar içinde benim kanım çoğunluk uzak durmuş, bazıları aktif veya pasif olarak onlari korumaya çalışırken, bazıları da saldırıya katılmıştır. Mesela çocukluğumun geçtiği yörede ezici çoğunluk onları korumaya çalışmış, bir mahallenin tümü bir aşiret reisi tarafìndan kurtarılmıştır. Ermenilerin kinlenmesi falan bunlar kapsamlı incelenmesi gereken şeylerdir. Çünkü Kürdlerin de kinlenmesi vardır. Îsa - Muhammed'den başlar başka binbir faktör girer devreye, onların jenoside tabii tutulup bölgeden koparılması, Kürdlerin halk olarak orada varlığını korumasi da faktörlerden biri elbette. Yüzyıllarca aynı bölgede içiçe yaşayıp ta kız alıp vermeyen iki halk ne de olsa. Ancak ille de Kürdlerin onlara soykırım uyguladığı anlamına gelmez. Ben Kürd milletinin ortak iradesinin eylemlerinden o milletin mensubu olarak sorumluluk kabul ederim, yoksa her Kürdün bireysel, ailevi hatta aşiretsel eylemi beni bağlamaz. Akdi takdirde Dirêj Ali'nin yaptıkları da beni bağlar, Bucakların da, sonu gelmez bunun, anlamı da yok. Ermenilerin dün oturdukları yerde Kürdler dün de oturuyorlardı, ancak bugün Ermeniler yok onlar yine oturuyorlar, dolayısıyla daha fazla oturuyorlar. Sebebi jenosid projesinde, Küzey Kürdistan dahil Osmanlı Bakiyesi bölgenin Ermenisizleştirilmesi, yani Hıristiyansızlaştırılması veya Müslümanlaştırılması. Orada Kürdün fiziken kalabilmesi Müslüman olmasından dolayıdır, Kürd olmasından, Kürd - Osmanlı (Ittihak Teraki, Jön Türkler) ittifakından dolayı değil. Nitekim sonradan Müslümanlığı daha da koyulaştırılıp, Kürdlüğü yokedilmeye çalışıldı. Dolayısıyla Kürdlerin kendileri de o kökten gelen jenosid planının nesnesi, Kürdlükte ısrar etmezse beyaz anlamda, ettiği yerde kırmızı anlamda. Ben Kürd rolü diye bir tanımlamayı doğru bulmuyorum, islam esprisiyle gaza getirilen, alet olan veya zaten devletin askeri olanlar, yine menfaati için bireysel olarak bir şeyler yapmış olanlar, vb. bunlara Kürd rolü tanımlaması yapmamak gerekir, çünkü ortada olumlu veya olumsuz bu işe karşı ortak bir tavır alan, en azından Kürdlerin kapsamlı bir kesimince desteklenen bir Kürd iradesi yok. Sonuç olarak hepimiz benzer kaygılarla yola çıkıyor, ancak bu aşamada herkesin vurgulama da önem sırası farklılaşıyor gibi geliyor bana, bu da aslında bir avantaja da dönüşebilir, tartışmayı geliştirmek açısından, ancak bir yana fazla vurgu yaparken, çubuğu aşırı bükerek kırmamaya da özen göstermek gerekir. Selamlar saygılar Mancel

yazinin baslangici binanin kapisi gibidir bazen koca bir saraya sirf kapisi sizi ittigi icin girmek istemeyebilirsiniz. yazinin basindaki cumlen bana boyle geldigi icin devamini okumadan o baslangic cumlesine iki satir yorum yapacagim tartistigimiz konu iki dislinin tokezlemesi bir arabanin motor probelemi mi? milyonla varan zavalli savunmasiz insaninin telefini konusyoruz tabiiki duygusal olacagim ve elbette ahlaki kriterleri en onne cikaracagim. ahlak ile duyguyu birbirinden ayirmaya kalkmak mumkun mu? simdi yazinin devamini okuyayim. hurmetler HeK

ne ben ne hanife asil sorumlu kurdler diye bir sey yazmadik. rol figuranin oynadigi seye de denir butun filimde hic bir iradi yetkisi yoktur ama pis bir ise bulasabilir. dede ornegi senin ozel dedene yonelik degildi lafin gelisi. ayrica dede nin sucu seni baglamaz elobette ulus dan bahsedince suc ve ceza ekseninde konusmuyoruz benim yazdiklarim icinde suc ve ceza yaklasimi yok hatta ozur dilemek gibu garip talepler de yok-bana gore manasiz bir is. soyledigimi net soyluyeyeim eufemiistik ifadelerle kurdlerin ugursuz ve pis rolunu(sen sevmedin bu kelimeyi baska ne bulalim-tehcire tabi tutulmus ermeni kafilelere saldirip onlara su yada bu olcude kotuluk yapaanlara?) turkleri suclarken comert davranip her kelimeyi kullandigimiz halde kendimize bira< cimri davraniyoruz. kurdler bugun cektikleri belalardan bri belkide bu ugursuz demeorafi dengesizligien baliklama atlamis olmalirdir. ben sizin gibi kurd asiretlerinin bu iste oyle gecerken ugradim raslantisaligiyla hareket ettigini zannetmiyorum. bir oparca otlak icin karsi asiretin tavuguna kadar oldurmeye meyilli asiretler ermenilerden istah acici topraklar kalacagni dusunmemis olamaz. ben dedem den sizin kadar emin degiilim. bir sey bildigimden degil ama yasadiklari bolgenin dunu ile bugunu kiyasladigimda ortada suphelenilecekk veriler gordugumden. gene de supheyi suclananin aleyhine degil lehine kullanip insanlari kanitsiz suclama yolune gitmedim. burdaki itirazlarimi havadan nem kaparak yapmiyorum-benim de dayandigim malzemeler var. bir planda haklilik ile baska planda gunahkarlik apayari seyler. kurdler ugradiklari buyuk haksizliklari bir sekilde bulastiklari sucllara kalkan yapmamali. ayrica ulus hic bir zaman hiic bir ise top yekun kaliisamaz zaten pis islere de hayirli islere de. kahramanlik yaparken butun kurdlerin mi kahraman oldugunu dusunuyoruz? yada uluslasma surecinde butun kurdler mi duhul ediyorlar. capulda da boyle. kolektif tanilarin bu dezavantaji(veya avantaji>) vadir gunahlar ve sevaplarin faturasi bazen ortak odenmek zorundadir. gocunmadan kurdlerin ermeni soykirimindaki yasadiklari diyelim neyse bunlari tartismak -kabullenmek durumundayiz. bizim torkløardan araplardan farslardan nasil toptan genelemelerle (bunlaer elbette tumuyle dogru seyler degil ama istatistiki bir dogruluklari var) bahsetigimiz bir vakia ise ermeni suryani de kurdlerden boyle bahsedebilir-sucun agirligi devlet yolu ile bu isleri planli yapanlariinki gibii kesinlikle degil ama kurdlerin bu isi iyice hafifletmeleri de kabuol edilebilecekk bir tavir degil. bu tartisma uzar da gider. bir tek seyi anlayabilirm bu acimasiz dunya da savunma imkanlarimiz bu kadar ciliz iken bir suru pisligi onumuze yikma olasigina karsi tedirgin olma durtusu ile bu mevzzuyu daha dikkatli ele alma. ancak bunun ahalki degil tumuyle pratik bir durtu oldugunu acikca yazmak kaydi ile. hurmetler HeK

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.