بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 3 Gul 2008

[img]http://www.gundemonline.com/resimler/imrali-ocalan-oda_300.jpg[/img]

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, örgüte talimat verdiği gerekçesiyle 7. kez hücre cezasına çarptırıldığını açıkladı. Öcalan, 'Bu cezayla PKK'den, özgürlükten, Kürtlükten vazgeçmemi istiyorlar. Böyle şey olur mu, ben nasıl özgürlükten vazgeçebilirim' dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüşmede kendisine yeni bir hücre cezası verildiğini açıkladı. Cezanın uygulamaya geçirilip geçirilmediği konusunda bilgi alınamazken Öcalan, 'Kürtlere karşı linç kampanyaları düzenleniyor. Bunlar derin çevreler tarafından organize ediliyor. Arkalarında önemli güçler var. Bir taraftan da çatışmalar devam ediyor. Bana da burada yeni bir hücre cezası verdiler' dedi. 'Bunlar çok bilinçli ve organizeli durumlar' diyen Öcalan, 'Bu hücre cezasıyla benim her şeyden, Kürtlükten vazgeçmemi istiyorlar. PKK'den, özgürlükten, özgürlük mücadelesinden, Kürtlükten, her şeyden vazgeçmemi istiyorlar. Böyle şey olur mu, ben nasıl özgürlükten vazgeçebilirim, Kürtlüğümden nasıl vazgeçebilirim. Bu şekilde benim örgütü dağıtmamı istiyorlar' şeklinde konuştu.

[b]Bu koşullarda örgütü yönetemem[/b]

Öcalan, şöyle devam etti: 'Zaten her gün bombalama olayı yapılıyor, her tarafı bombalıyorlar. Hem onları bombalıyorsunuz hem de benim onları dağıtmamı bekliyorsunuz, böyle şey olur mu? Ben buradan nasıl talimat verebilirim! Zaten her gün onları, oraları bombalıyorsunuz, bu yöntemle bazı çıkarları olabilir ya da neyi amaçlıyorlar bilemiyorum. Ben demokratik siyaset ve demokratik çözüm diyorum. Eğer bu çözüm gelişmezse, olabilecekleri söylüyorum. Ben buradan talimat veremem, burada pratik ve taktiksel önderlik yapamam. Bana izin verseler bile ben bu koşullarda örgütü yönetmem, örgüte talimat vermem.'

[b]Sol çatı hayata geçmeli[/b]

2002 yılından beri önerdiği şehir meclisleri önerisine bir kez daha değinen Öcalan, 'Şehir Meclisleri'ni önermiştim. Bu şehir Meclislerine diğer partilerin temsilcileri de katılabilir. Bunu şunun için söylüyorum; örneğin Batı şehirlerinde Sakarya'da bir gece mi düzenlenecek, burada Şehir Meclisi bu konuda toplumsal barış için bir karar verecek ve toplumsal bir sorun çıkmayacak. Bunun gerçekleşmesi, milliyetçiliği keser, milliyetçiliği kırar.' dedi. Öcalan, şu hususlara dikkat çekti: 'DTP, SDP, ÖDP ve diğer demokratik sol ile birlikte hareket edebilir, ortak bir örgütlenmeye gidebilir ve birlikte seçime girebilirler. Bunun gerçekleşmesi önemli çünkü bu, halkın birbirlerine girmesini, birbirlerine karşı çatışmasını engeller. DTP, daha geniş kapsamlı bir örgütlenme gerçekleştirebilir. İçinde değişik kesimlerin, temsilcilerin, kurumların olduğu örgütlenme olabilir. Türk, Çerkez, Arap her milletten, her kesimden çevrelerle geniş bir oluşuma gidilebilir.'

[b]Güney PKK ile çatışmaz[/b]

Türkiye Güney Kürdistan ilişkilerine de değinen Öcalan, şöyle konuştu: 'Türkiye, Güney Kürdistan üzerinden PKK'ye yönelmek istiyor. Bu gerçekleşmez. Talabani Türkiye'de bunu açıkça ifade etti; 'biz PKK ile çatışamayız' diye. Türkiye, Güney Kürdistan ile Talabani ve Barzani ile ilişkisini düzeltse bile, Kürtler arası çatışma olmaz. Kürtler arasında genel olarak ulusal bilinç gelişmiş ve halk; Kürtlerin kendi aralarında çatışmalarına izin vermez. İstense bile bu yapılamaz. PKK etrafında, İran, Suriye, Türkiye, Irak'ta önemli bir güç oluşmuş. Türkiye, Güney'den PKK ile çatışmasını istiyor, bunu boşuna istiyor, bu hiçbir zaman gerçekleşemez. Türkiye bunun gerçekleşmeyeceğini aslında bildiği halde istiyor.'

[b]Artık uzlaşma zordur[/b]

Öcalan, gelecekteki olası siyasi gelişmeleri ise şu şekilde değerlendirdi: 'Bundan sonra uzlaşma zordur, eğer uzlaşma olmazsa AKP'nin kapatılma ihtimali daha fazladır. Anlaşma ihtimalleri zayıf. Bu saatten sonra anlaşma biraz zor. Büyük bir ihtimalle AKP kapatılacak. Devlet ve AKP özellikle Şemdinli olayından sonra Kürtlere karşı anlaştılar, aralarında tam bir anlaşma sağlandı. AKP, tarikat yoluyla Kürtleri kontrol altında tutacak onlar da Kürtlerin üzerine gidecekler. Aynı şekilde Amerika da AKP'nin tarikat yoluyla Kürtleri kontrol altında tutmasına onay verdi, yine o bilinen holdingler yoluyla. Diğer taraftan İran ve diğer Ortadoğu politikalarıyla ilgili de istediği politikaları yapacaktı. Şimdi ABD'nin bu iki konuda da şüphesi var; Bir, AKP artık Kürtleri kontrol altında tutamıyor, İkincisi, İran ve diğer politikalar konusunda da istediğini alamıyor Türkiye'den. Devletin de şüpheleri var. AKP, büyük ihtimalle kapatılacak, istediği desteği de alamayacak ABD'den. AKP, çok çıkarcı davrandı. Devletle de Kürtler konusunda anlaştı, tam bir savaş hükümeti gibi çalışıyor. Ben Kürtlere şu çağrıyı yapıyorum: AKP'ye bir tek oy bile vermeyin. Verdiğiniz her oy savaşa gider.' Öcalan, 'Hükümet yine de demokratik bir açılım yaparsa, demokratik çözüm yönünde adımlar atarsa ben de burada üzerime düşeni yapmaya hazırım' dedi.

[b]DTP kapatılırsa yeni örgütlemeye gidilir[/b]

DTP'nin kapatılacağını vurgulayan Öcalan, 'DTP kapatılırsa- ki büyük ihtimalle kapatılır- demokratik örgütlenmelerini yeniden ve daha geniş bir şekilde yapabilirler. Nasıl bir çözüm istiyorlarsa ona göre örgütlenebilirler. Bunun hukuki yolu da bulunur.' Öcalan, sözlerin şu şekilde tamamladı: 'Kadınlar demokratik siyaset için çalışabilirler. Daha önce kadınlar için önerdiğim Akademi'de kadınlar yetişebilirler, kendilerini yetiştirebilirler. Aynı şekilde diğer Akademilerde de binlerce kişi demokratik siyaset ekseninde yetiştirilebilir. Dünya Sistemi kitabı önemli bir kitap, benim görüşlerime yakın bir kitap, görüşlerimi yansıtan bir kitap diyebilirim. Beni soranlara, dostlara, mektup gönderenlere, kadınlara, halkımıza selam ve sevgi ve saygılarımı iletiyorum.'

[i]30 Nisan 2008 tarihli görüşme notudur.[/i]

[url=http://www.ozgurgundem.org/haber.asp?haberid=51005]Gündem Online[/url]

[img]http://www.gundemonline.com/resimler/esiraskerler2.jpg[/img] [b]Dağlıca'da askerden yeni bir skandal![/b] 3.5.2008 Dağlıca Komutanı Yarbay Onur Dirik'in, HPG'nin Dağlıca baskını öncesinde el bombalarını toplattığını itiraf etmesinin ardından, askerlere dağıtılan silahların da bozuk olduğu ortaya çıktı. Askerlerin ifadeleri doğrultusunda, silahlar hakkında bilgi isteyen Van Askeri Mahkemesi'ne yanıt geldi. Dağlıca Tabur Komutanı Onur Dirik, Özhan Şabanoğlu'nun kendisine baskından önce silahının bozuk olduğuna ilişkin başvuruda bulunduğunu kabul etti. Ramazan Yüce'nin bozuk silahı ile ilgili başvurusu ise 'kayboldu.' Ramazan Yüce, Askeri Mahkeme'deki davanın ilk duruşmasında mahkeme heyetine 'Ben mi suçluyum yoksa beni bozuk silahla operasyona gönderenler mi?' diye isyan etmiş, mahkeme silahlar konusundaki şikayetler üzerine inceleme başlatmıştı. HPG gerillaların Dağlıca baskınına ilişkin Van Askeri Mahkemesi'ne gelen bilgi notları, baskında idarenin kusurunu da ortaya koyuyor. Van Askeri Mahkemesi, askerlerin ifadeleri üzerine geçtiğimiz hafta taburda el bombası bulunup bulunmadığını sormuş, tabur komutanı Yarbay Onur Dirik el bombalarını baskından bir kaç gün önce topladığını itiraf etmişti. Onur Dirik'ten ikinci itiraf ise silahlar konusunda geldi. [b]'Silahlar bozuk'[/b] Dağlıca baskını ile ilgili yürütülen hazırlık soruşturması ve Askeri Mahkeme'deki davanın ilk duruşmasında, askerler silahlarının bozuk olduğu ve tutukluk yaptığına ilişkin şikayetleri dile getirmişlerdi. Askerler, baskın öncesinde de silahlarının sürekli tutukluk yaptığını, bu silahların bir kaç kez onarılarak, kendilerine geri verildiğini ve operasyona da bu silahlarla katıldıklarını belirtti. Erlerin bu ifadelerine karşın, Askeri Savcı Yarbay Hakan İleri, iddianamede, askerlerin gerillalara ateşle karşılık vermemekle suçlamıştı. [b]'Bozuk silahla dağa gönderdiniz'[/b] Van Askeri Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında Askeri Savcının bu iddiasına ilk yanıt sanıklardan Ramazan Yüce'den gelmiş; Yüce, Askeri Savcıya 'Ben mi suçluyum, beni bozuk silahla operasyona gönderenler mi suçlu?' diye isyan etmişti. [b]Dirik'ten ikinci itiraf[/b] Sanıkların ifadeleri üzerine, Askeri Mahkeme, Tabur Komutanlığı'na bir yazı yazarak, 'Operasyonda kullanılan silahların daha önce bozuk olup olmadığı, bu konuda kontrol yapılıp yapılmadığını' sordu. Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik imzalı belge Askeri Mahkeme'ye ulaştı. Onur Dirik, silahların baskın öncesinde bozuk olduğunu kabul etti. Dirik, sanıklardan Özhan Şabanoğlu'nun baskından birkaç gün önce, tüfeğinin tetik teçhizatında bir sorun bulunduğu yönünde başvurduğunu bildirirken, bu silahın daha sonra onarılarak, Şabanoğlu'na iade edildiğini kaydetti. [b]Yüce'nin başvurusu kayıp[/b] Er Ramazan Yüce de baskından önce kendisine ait olan tüfeğin bozuk olduğuna ilişkin başvuruda bulunduğunu iddia etmişti. Askeri Mahkeme, Tabur Komutanlığı'ndan Yüce'nin tüfeği ile ilgili bilgi de istedi. Yüce'yi daha önce 'terörist' diye suçlayan Yarbay Onur Dirik, Mahkeme'nin bu yazısına 'Yüce'nin başvurusu bulunamamaktadır' şeklinde yanıt verdi. Yüce'nin avukatı Dinçel Aslan, müvekkili ile ilgili belge ve bilgilerin Yarbay Onur Dirik tarafından yok edilmeye çalışıldığını öne sürdü. [b]Tüm yazılar Dirik'ten[/b] Askeri Mahkeme'nin Dağlıca saldırısı ile ilgili tüm teknik yazılarına Yarbay Onur Dirik'in yanıt vermesi de dikkat çekti. Sanık avukatları, daha önce Yarbay Onur Dirik hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve baskının sorumlusu olarak Dirik'in yargılanmasını talep etmişti. Askeri Mahkeme'nin, yargılama izni için Genelkurmay Başkanlığı'na başvurduğu Dirik'ten, baskınla ilgili bilgi istemesi de dikkat çekti. Yüce'nin avukatı Dinçel Aslan, 'Baskının bir numaralı ismi olan Yarbay Onur Dirik'in delilleri karartma ihtimali bulunmaktadır' dedi. [b]Görevden alınsın başvurusuna ret[/b] Dinçel Aslan, Van Askeri Mahkemesi'nden, delillerin karartılması ihtimaline karşın Yarbay Dirik'in, hakkındaki soruşturma tamamlanıncaya kadar görevden el çektirilmesini talep etti. Askeri Mahkeme, 'Yarbay Dirik'in görevden el çektirilmesi kararı idari bir karardır. Mahkememiz görev alanına girmediğinden bu talebin reddine karar verilmiştir' yanıtını verdi. [url=http://www.gundemonline.com/haber.asp?haberid=51051]Gündem Online[/url]

Askerlerin teslim alınıp götürülmesinin TC tarafından istendiği açığa çıkmış oldu. Kürtlere düşen, askerlerin teslim alınarak Güney'e götürülmesini isteyen türk genelkurmayının bu planlı girişimle neyi amaçladığını sorgulamaktır.

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.