بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 21 March 2008

Tüm Gündem Haberlerini Okumak İçin

Önceki Haber Sonraki Haber

İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek gözaltında 21 Mart 2008

DHA - A.A

BU HABERİN DETAYI

İşte İlhan Selçuk'un o yazısı

Ergenekon soruşturmasında şok bir gelişme yaşandı. Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu gözaltına alındı. Ankara'da gözaltına alınan Perinçek uçakla İstanbul'a getirildi. Perinçek, Fatih Adliyesi'nden çıkarılışı sırasında, “Tayyip Erdoğan'ların suçları büyüyor. Altlarında kalacaklar. Suçları büyüyor. Kanunsuzca gözaltına alındık“ diye bağırdı.Öte yandan Perinçek'in avukatı 4 kişinin gözaltına alındığını ileri sürdü.

İŞTE İP GENEL MERKEZİ ÖNÜNDEN FOTOĞRAFLAR

İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, polisin partinin İstanbul İl Başkanlığı ile Ulusal Kanal'da arama yaptığını bildirdi.

Önsel, İstiklal Caddesi'nde bulunan il başkanlığında yaptığı basın açıklamasında, polisin sabah saat 04.00-04.30 sıralarında İP, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinin İstanbul ve Ankara'daki merkezlerine eş zamanlı olarak operasyon düzenlendiğini söyledi.

Erkan Önsel, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'in gözaltına alındığını ifade etti.

Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya da, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ile iş adamı İbrahim Benli, eski İÜ rektörü Prof Dr. Kemal Alemdaroğlu, Aydınlık Dergisi Genel Yayın YÖnetmeni Serhan Bolluk, Perinçek'in koruması Yusuf Beşerik, gazeteci Adnan Akfırat'ın da gözaltına alındığını öne sürdü.

Akkaya, Perinçek, İlsever ve Selçuk'un evlerine polisin eş zamanlı baskın yapıldığını öne sürerek, polisin Ulusal Kanal ve il başkanlığı binasında belgeler ve bilgisayarlar üzerinde incelemelerinin sürdüğünü kaydetti.

Bu arada, İP İstanbul İl Başkanlığı ve Ulusal Kanal'ın bulunduğu binanın önünde çok sayıda polis güvenlik önlemi aldı.

İşçi Partisi Genel Merkezi'nde 4 tabanca bulundu

Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri saat 03.00'te Genel Başkan Doğu Perinçek'i evinde gözaltına aldı ve eş zamanlı olarak da İşçi Partisi Genel Merkezi'nde arama yaptı. Genel Merkez binasında bilgisayarlara, bazı belgelere ve dosyalara el koyan polis binada arama yaptı. Polis yetkilileri, arama sırasında İşçi Partisi Genel Merkez binasında 4 tabanca bulunduğunu açıkladı.

Olayın duyulmasıyla birlikte sabah saatlerinden itibaren İşçi Partisi mensupları Sıhhıye'deki Genel Merkez binasına akın etti. Partililer Doğu Perinçcek'in gözaltına alınmasına ve Gernel Merkez binasının aranmasına tepki gösterirken, polis de çevrede geniş güvenlik önlemi aldı.

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin burada yaptığı açıklamada, “Bu bir oyundur, Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir parçasıdır“ dedi.

'4 KİŞİ DAHA GÖZALTINDA'

İP Genel Başkanı Perinçek'in avukatı Osman Aydın Şahin, 4 kişinin daha gözaltına alındığını ileri sürdü.Perinçek'in 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan gözaltına alındığını söyleyen Şahin, '24 saatlik kısıtlık kararı alındığından görüşme yapamadım' dedi.

Perinçek'in, Vatan Caddesi'ndeki Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirilmesinin ardından avukatı Osman Aydın Şahin, kendisi hakkında bilgi almak için emniyete geldi.

Çıkışta basın mensuplarının soruları üzerine Doğu Perinçek ile görüştürülmediğini anlatan Şahin, olaya ilişkin 4 kişinin daha gözaltına alındığını öne sürdü.

Şahin, müvekkili Perinçek ile Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk, eski İÜ Rektörü Prof Dr. Kemal Alemdaroğlu, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, Perinçek'in koruması Yusuf Beşerik, iş adamı İbrahim Benli ve gazeteci Adnan Akfırat dışında gözaltına alınan diğer kişilerin ise Yusuf Tuncer, Aydın Gergin, Mahir Çayan Güngör ve Aykut Tokat olduğunu söyledi.

PARTİLİLER EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE TOPLANDI

Öte yandan, İP Genel Başkan Yardımcıları Erkan Önsel ve Servet Cömert ile bir grup partili, İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde bir araya geldi.

Cömert, Perinçek'in kimseye bir zararı bulunmadığını belirterek, “Perinçek, emperyalizme karşı mücadele eden bir insandır. Kime ne zararı oluyor bu ülkede? İP'in bu ülkede hangi zararlı faaliyetleri görülebiliyor? Bunun sonunda utanacaklarını hep beraber göreceğiz“ dedi.

Partililer bir süre emniyet önünde bekledikten sonra ayrıldı.

SAVCI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem, Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Zekeriya Öz'ün görevini kötüye kullandığını ve hiçbir delil olmamasına rağmen operasyon kapsamında tutuklu bulunanlara Genel Başkanları Doğu Perinçek ile ilgili sorular yönelttiğini ileri sürerek 11 Mart günü suç duyurusunda bulunmuştu.

Nusret Senem, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na yaptığı suç duyurusunda, savcı Zekeriya Öz'ün bu soruşturmadan alınması ve hakkında soruşturma açılmasını istemişti.

İlhan Selçuk kimdir?

1925 yılında Aydın'da doğdu. Cumhuriyet gazetesi başyazarı. Pazartesi hariç, haftanın 6 günü yayımlanan Pencere köşesini yazan İlhan Selçuk, aynı zamanda gazetenin yayın kurulu başkanıdır.

1950'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Avukatlık, matbaacılık, dergi ve gazetelerde yazı işleri müdürlüğü yaptı. İlk yazıları 1952 yılında 41 Buçuk isimli mizah dergisinde çıktı. 1963'den günümüze Cumhuriyet gazetesinde makale yazarlığını sürdürüyor.

Eserleri

Uzak Komşu Rusya'dan Gezi Notları (1967) - Gezi notları

Mustafa Kemal'in Saati (1969) - Belgesel yazılar

Yüzbaşı Selahattin'in Romanı (2 cilt, 1973/1975) - Roman

Güzel Amerikalı (1976) - Gezi notları

Sovyetler, İran, Amerika İzlenimleri (1976) - Gezi notları

Yeni Kırallar, Yeni Soytarılar (1976) - Belgesel yazılar

Ağlamak ve Gülmek (1982) - Belgesel yazılar

Düşünüyorum Öyleyse Vurun (1984) - Belgesel yazılar

Görülmüştür (1986) - Belgesel yazılar

Ziverbey Köşkü (1987) - 12 Mart dönemi tutukluluğu anıları

Japon Gülü (1988) - Gezi notları

Enel Hakk'ın Hakkı - Cumhuriyet gazetesinde çıkmış, Alevi-Sünni konularında yazılmış çarpıcı yazıları içermektedir. Bazı Bektaşi Fıkraları ile okuyucu eğlenerek bilgilendiriliyor.

İskele Sancak Sol - Sağ - Şeriat

Düşünüyorum Öyleyse Vurun

DOĞU PERİNÇEK KİMDİR?

Doğu Perinçek 17 Haziran 1942'de Gaziantep'te doğdu. İlk çocukluk yıllarını babasının yedek subaylık ve yargıçlık görevleri nedeniyle Gaziantep, Antakya ve Diyarbakır'da geçirdi. Beş yaşından sonra Ankara'da büyüdü. Ankara Sarar İlkokulu, Atatürk Lisesi ve Bahçelievler Deneme Lisesi'nde ilk ve orta öğrenim gördü.

Üniversite yıllarında, 1962 ve 1963'te toplam 10 ay Almanya'da işçilik yaptı ve Almanca öğrendi. Haziran 1964'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi ve Kamu Hukuku (Devlet Teorisi ve Kamu Hürriyetleri) kürsüsüne asistan olarak girdi. 1968'de Hukuk doktoru olmuştur. Doktora tezinin konusu ve ilk kitabı, Türkiye'de Siyasi Partilerin İç Düzeni ve Yasaklanması Rejimi' dir. 1964 yılında dünya görüşü olarak Bilimsel Sosyalizmi benimsedi. 1967 yılında Dönüşüm dergisi Yazı Kurulu Üyesi ve Başyazarı idi. Almanya'da Türk Toplumcular Ocağı kurucusu ve ilk Genel Başkanı olmuştur. Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi ve Bilim Kurulu Üyesi, Güvenlik Komitesi Başkanı, TİP içindeki Devrimci Muhalefet hareketinin önderlerindendir.

Mart 1968'de Fikir Kulüpleri Federasyonu Genel Başkanı olmuştur. Kasım 1968' de arkadaşlarıyla birlikte Aydınlık dergisini kurdu ve yayınlamaya başladı. Temmuz 1969'da İşçi-Köylü gazetesinin kurucusu ve başyazarı oldu. 12 Mart 1971 askerî darbesinden sonra yargılandı. 20 yıl hapis cezasına hükmedildi. Temmuz 1974'te genel afla serbest bırakıldı. 28 Ocak 1978'de Aydınlık davasının aklanmasıyla sonuçlanması üzerine Türkiye İşçi Köylü Partisi'nin kuruluşuna önderlik etti ve ilk Genel Başkan oldu.

20 Mart 1978'de Günlük Aydınlık gazetesinin kuruluşuna ve yayınına önderlik etti ve başyazarlık yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra tutuklandı ve 1985 Martında serbest bırakıldı. Ocak 1987'de Haftalık 2000'e Doğru dergisinin yayınlanmasına önderlik etti. Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarlık görevlerinde bulundu. 10 Nisan 1990'da “Sansür Sürgün Kararnamesi“nin çıkarılmasıyla hakkında tutuklama kararı verildi. Diyarbakır Cezaevi'nde üç ay tutuklu kaldı. 1991 yılında TCK 141. maddesinin kaldırılmasıyla siyasal haklarına kavuştu ve Temmuz ayında Sosyalist Parti 2. Büyük Kongresi'nde Genel Başkanlığa seçildi.Temmuz 1992'de Sosyalist Parti'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması üzerine kurulan İşçi Partisi Genel Başkanı oldu. Ancak Perinçek hakkında 1991 seçimlerinde TRT'de yapılan Liderler Açık Oturumu'nda yaptığı konuşma nedeniyle Terörle Mücadele Yasası 8. maddeye dayanılarak verilen 14 ay hapis cezası uygulandı. Perinçek, 8 Ağustos 1999'a kadar 10 ay 10 gün Haymana Cezaevi'nde kaldı.

Daha sonra çıkan basın suçlarını erteleyen yasayla yeniden siyasal haklarına kavuştu ve 19 Ekim 1999 günü toplanan İşçi Partisi Olağanüstü Kongresi'nde yeniden genel başkan seçildi. Doğu Perinçek, çok iyi Almanca ve orta derecede İngilizce biliyor. Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu, gazeteci Şule Perinçek ile evli. Dört çocuğu vardır.

KEMAL ALEMDAROĞLU KİMDİR?

Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 13 Şubat 1939'da Trabzon'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon'da tamamladı ve 1956 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi. 1956 -1962 yılları arasında öğrenciliği sırasında İstanbul Tıp Fakültesi Talebe Cemiyeti Yönetim Kurulu, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi. 1962 yılında mezun oldu ve III. Cerrahi Kliniği'nde asistan olarak göreve başladı. 1963 -1965 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Asistan Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 1966 yılında Fakülte tarafından Almanya'da Mönchengladbach ve Düsseldorf'a gönderildi ve 15 ay süre ile burada çalışarak uzmanlık tezini hazırladı.

1967 yılında "Mide ve Duodenum Ülseri Delinmelerinde Acil Parsiyel Gastrektomie (Primer Rezeksiyon)nin Yeri" adlı uzmanlık tezi ile Genel Cerrahi Uzmanı oldu. Kasım 1972 yılında "Hızlı Barsak Pasajının Tedavisinde Yeni Bir Cerrahi Metod"adlı tezi ile Doçent oldu.

1973 -1974 yılları arasında Kayseri Askeri Hastanesi'nde Vatani görevini ifa etti. Askerlik dönüşü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği'nde Üniversite Doçenti olarak göreve başladı ve 1976 Temmuz ayında Doçent kadrosuna atandı. 1978 yılında Profesör oldu. 1979 - 1981 yılları arasında Adli Tıp Kurumu Uzmanlığı ve 1981'den beri de Adli Tıp Kurumu II. İhtisas Kurulu Üyeliği görevini sürdürmekte olup, 1982 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı, 1982 -1983 yılları arasında Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.

1988 -1995 yılları arasında Hürriyet Gazetesi Sedat Simavi Vakfı Sağlık Bilimleri Jüri Üyeliği yaptı. 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Rektör Danışmanı olarak atandı ve Mart 1994'de İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından Sağlık Bilimleri temsilcisi olarak İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyeliği'ne seçildi. Ayrıca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı görevini de sürdürmektedir.

Ulusal ve Uluslararası dergilerde yayımlanmış birçok makale ve 5 adet kitabı bulunmaktadır. Ulusal ve Uluslararası birçok dergide hakemlik görevi yapmaktadır. 1966 yılından bugüne kadar yurtdışında (ABD - Almanya-İngiltere) çalışmalarda bulundu ve yurtiçinde de çeşitli kongre ve seminerler düzenledi. Kolon ve Rektum Hastalıkları Dergisi Editörü olup Dergi 9. yayın yılını başarı ile sürdürmektedir. Çok sayıda dernek üyeliği yapmaktadır ve halen "Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği" başkanı ve Uluslararası Cerrahi Derneği Türkiye Temsilcisi, Yabancı Cerrahi Dernekleri Üyelikleri görevlerini sürdürmektedir.

1994 yılında başlayan İstanbul Üniversitesi Rektör danışmanlığı süresince üniversite yönetimine önemli katkılarda bulunan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Aralık 1997'de yapılan "eğilim belirleme" seçiminde altı aday arasından en yüksek oyu (635) almış, Yüksek Öğretim Kurulu'nca rektörlüğe aday gösterilmiş ve 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel tarafından atanarak 31 Aralık 1997'de İstanbul Üniversitesi Rektörü olarak göreve başlamıştır.

Prof. Dr Kemal Alemdaroğlu, evli ve iki çocuk sahibi olup, Almanca ve İngilizce bilmektedir.

Yukarıda ismi geçen kesimlerin kısa yaşantıları hakkında bilgiler veriliyor... Bu bilgiler herkesin bildiği şeyler... Birde bunların herbirinin "derin yaşamları" var... Türk "derinlerinin" kendi aralarında iktidar için it dalaşına tanık oluyoruz... Bunlar ve bunları yakalıyanlar aynı dünyanın insanları.. A la Turca bir mizansen yaşanıyor... Yarın o bir gün kendi aralarında bir uzlaşma ortamı bulurlar.. Kürdler bu Türk oyunlarına gelmememli... Hepsi Kürd düşmanı

Ergenekon operasyonunda son gözaltılar üzerine Şamil Tayyar, Star Gazetesi'nde yayınlanan yazısında hakkındaki iddialara açıklık getirdi. İşte Tayyar'ın yazısı: Açıklıyorum Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu'nun da bulunduğu çok sayıda ünlü isim gözaltına alındı. İsimler şöhretli olunca, bu tutuklamaların yansıması da büyük oldu. Son operasyonla kamuoyunda cevabı aranan üç soru ortaya çıktı: 1. Bu operasyon daha ne kadar derine inebilir? 2. Gerçekten bu isimler Ergenekon çetesinin birer üyesi mi? 3. Operasyonun kapatma davasıyla ilgisi var mı? Bir de ortada 'Operasyon Ergenekon' isimli kitabımdan rahatsız olan çevrelerin başlattığı 'Şamil Tayyar bu gizli belgelere nereden ve nasıl ulaşıyor, onu neden gözaltına almıyorlar?' türünden saçma sapan iddialar var. Öz'e Sarıkaya tarifesi istenebilir İlk sorudan başlayalım anlatmaya. Aslında Ergenekon operasyonu, 12 Haziran 2007 günü Ümraniye Çakmak Mahallesi Güngör Sokak'taki bir gecekonduya yapılan baskınla başladı. O gecekonduda 27 el bombası bulundu. Bu bombalarla aynı seriden bombaların Türkiye'nin değişik bölgelerindeki 14 ayrı olayda kullanıldığı tespit edildi. Soruşturmada elde edilen bilgiler ışığında operasyonun kapsamı genişletildi. Bursa, Eskişehir ve Ankara başta olmak üzere bir çok ilde baskınlar düzenlendi. Her operasyon, bir başka operasyonu doğurdu. O nedenle, soruşturmayı yürüten savcılar iddianameye nihai şeklini vermek içinek süre istediler. Bugün gelinen noktada, soruşturmanın daha da derinleştirilmesi düşünülüyorsa değişik meslek gruplarından başka isimlerin de gözaltına alınması sözkonusu olabilir. Ancak bu son gözaltılardan sonra yargıya yönelik başlayan yoğun baskı, operasyonun önünü kesebilir. Bu ihtimal giderek artıyor. Belki, soruşturmayı yürüten savcı Zekeriya Öz, Şemdinli iddianamesini hazırlayan Ferhat Sarıkaya gibi bir sona sürüklenmek istenebilir. Burada siyasi iktidarın tavrı çok önemli ve yargıya bir müdahale olursa kesinlikle önlemenin yolunu bulmalıdır. Bu süreç, en az AK Parti hakkındaki kapatma davası kadar önemlidir. Selçuk, Ergenekon üyesi mi? Elbette, kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan hiç kimseyi suçlu ilan edemeyiz. Yargıtay Başkanı Gerçeker'in AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili eleştirilere verdiği cevapta olduğu gibi, bu bir yargı sürecidir ve yargıya müdahale edilmemelidir. Savcı, soruşturmanın sonucunda sözkonusu isimler hakkında 'dava açmaya yeterli delil olmadığı' gerekçesiyle kanaat oluşturup kovuşturma dışında tutabilir ya da sanık sıfatıyla iddianameye isimlerini ekleyebilir. Son kararı verecek olan ise mahkemedir. Buradaki tezat, halkın yüzde 47'sinin oyuna mahzar olmuş bir parti hakkında gazete haberlerinden derlenmiş bir iddianameyle dava açıldığında 'Herkes yargıya saygı duysun' diyenlerin, bu gözaltılar karşısında savcıya yüklenmeleridir. Soruşturmayı yürüten Zekeriya Öz de kapatma davasını açan Abdurrahman Yalçınkaya da birer savcı. Neden, birini kollarken diğerinin üzerine çullanıyoruz? Hani, hukuka olan inancınız? Kapatma davasıyla ilgisi var mı? Bakıyorum, kimi çevreler bu göz altıları AK Parti hakkındaki kapatma davasının rövanşı olarak görüyorlar. Neden rövanşı olsun, anlaşılır gibi değil. Çünkü, gözaltı kararını siyasi otorite vermiyor ki, siyasi karar değil ki. İki karar da savcılara ait. Tam aksine şu senaryo akla daha yatkın; Operasyonun daha derinlere inme ihtimalini görenler, davanın daha erken tarihte açılması için Yargıtay Başsavcılığı üzerinde baskı oluşturmuş olabilirler. Ben, Yalçınkaya'nın bu baskılara pabuç bırakacağına inanmam ancak etkilemek için psikolojik harekata maruz bırakılma ihtimalini dikkate alıyorum. Başsavcının AK Parti hakkında neden dava açmadığı, davayı açtığı zaman geç kaldığını söyleyenlerin son dönemdeki yazı, yorum ve açıklamalarına bir de bu gözle bakılmasında yarar vardır. Bilgileri kimden aldım? Ergenekon deşifre edildikçe şahsıma yönelik saldırılar da artmaya başladı. Özellikle son dönemde gazeteciliği bırakıp siyasi meddahlığa başlayan bir arkadaşımız, atıp tutuyor: Şamil Tayyar, bu bilgileri nereden alıyor? Onu neden sorgulamıyorlar? Önce şunu söyleyeyim; Merak etmeyin bildiğim her şeyi bilmesi gerekenlere söyledim. Yani beni de sorguladılar. Soruşturmanın gizliliği nedeniyle şimdiye kadar bu konuya girmedim. Nefsi müdafaa durumunda kalmasam yine yazmazdım. Nereden bulduğuma gelince... Bu iddiayı ortaya atanlar artık gazeteciliği bıraktıkları için anlamamalarını mazur görmek mümkün. Benim kitapta, 2002-2007 arasındaki tüm çete faaliyetlerine yer veriliyor. Kitabı, dava dosyalarını inceleyerek yazdım. Ergenekon yapılanmasıyla ilgili sınırlı bilgi ise, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde karara bağlanan Danıştay Davası tutanaklarında vardır. Merak eden baksın dosyaya, onların hepsini orada görecektir. Bunun için biraz araştırmak, gazetecilik refleksini unutmamak gerekir. Bir de dinime söven bari Müslüman olsa. Hem intihalden sicilin bozuk olacak hem MİT'in gizli belgelerini cebinde dolaştıracaksın hem de kalkıp laf yetiştireceksin. El insaf.

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.