Benim sorunum, Mesut Barzani'nin Türkiye'ye ne verdigi
ve karsiliginda ne aldigi degildir.
Kaldiramayacagi taahudler altina girmesidir.
Hasan Hüseyin'in dedigi gibi, "Türkleri rahatlatan sey Kürtler için felaket demektir".
Tarihimizde zaten hep böyle olmadi mi?
Barzani'nin, tarihi hatalar yapmasini engelleyecek bir güç dengesi
güneyde yoktur.
YNK sus-pus, Gorran "silahsiz" ve iktidar ortagi degil.
Her sey Kak Mesut'un aklina ve yetenegine kalmistir.
Kürdistan kamuoyunu bilgilendirme diye bir kaygisi yoktur onun.
Asil mesele Suriye Kürdistan'idir.
KDP ve Kürdistan Federe Devleti ne yapacak?
Suriye Kürtleri kendi kaderine birakilirsa bu bir ihanet olacaktir.
Eger Barzani bu meselede Türk devletinin istedigi "karismama", yardim
yapmama taahudunde bulunmussa bu büyük bir hata olacaktir.
Herkesin; Iran'in, Türkiye'nin ve basini Saudi Arabistan'in çektigi Arap
blokunun Suriye'de ölümüne bir çatisma içinde oldugu bir süreçte
Suriye Kürtlerini korumak görevi öncelikle güney Kürdistan Federe Devletine
düsmektedir.
Bunu yaparken O, sonderece ihtiyatli olmak zorundadir.
Ortadogunun kadim "kurtlar sofrasinda" çatismaya girmek güney Kürdistan'a pahaliya
mal olabilir.
Bu bakima son derece hesapli olmak ve dogrudan çatisma içine girmeden
bir yol bulmak gerekiyor.
PKK simdiden Suriye Kürtleri üzerinde terör estiriyor.
Örgütlenmelerini ve hak talep etmelerini engellemeye çalisiyor.
Bundan dolayi, güneyli siyasi güçler, Suriye Kürtlerine örgütlenme imkanlarini vermelidirler.
Bu hadisede Türk devletinin istedigi taahutler altina girilemez.
Türk çapulcularina biraz daha fazla petrol verilmeli ama Suriye Kürtlerinden
vaz geçilmemelidir.
Suriye Kürdistan'i, güneyin Ak Denize açilmasinin kapisi olabilir.
Bu alanda orta ve uzun vadeli hesaplar simdiden yapilmalidir.
Iran, kendisine 10 milyar dolara mal olacak 5 bin km'lik bir boru hatini
dösemeyi düsünüyorken ve bunun savasini veriyorken, Güney Kürdistan
Ak deniz'e açilmayi düsünmemezlik yapamaz.
Bi silavën germî...
MM
Mesut Barzani'nin Türkiye ziyareti ve Kuskular !