بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1136804&AuthorID=68&Date=08.09.2009&b=Besikci%20ve%20DTP&a=Derya%20Sazak&ver=95 8 Eylül Salı 2009 Kürtler üzerine yaptığı araştırmaları ve düşünceleri nedeniyle ömrünün 20 yıla yakın süresini cezaevinde geçiren İsmail Beşikçi'nin DTP'ye yönelik sözleri dikkat çekicidir. Taraf'ta Neşe Düzel ile söyleşisinde Beşikçi şöyle konuşmuş: “DTP, Dünya Barış Günü'nde Diyarbakır'da yapılan son mitingde büyük bir yanlış yaptı. Hükümete Öcalan'ı işaret etti. Sorunun çözülmesi için görüşülmesi gereken yerin İmralı olduğunu söyledi. Bir siyasal parti, ’Sorunu benimle konuşmayın' diyemez. PKK'da belirleyici güç Öcalan'dır. Ama DTP bu süreçte etkin olmalıdır. DTP üstüne düşen bu olumlu rolü hem hükümetle hem de Öcalan'la görüşerek yerine getirebilir.“ Beşikçi, 1960'larda genç bir akademisyen olarak Kürtlerin varlığı, dili, kültürel ve siyasi haklarını savunduğu, resmi politikayı eleştirdiği için ağır eziyet görmüş, çile çekmişti. “Sarı Hoca“ diye anılan İsmail Beşikçi'nin tezleri genel kabul görüyor, TRT'nin Kürtçe kanal açmasının ardından özel televizyonlarda da Kürtçe yayın başlıyor. Ana dilde eğitim tartışılıyor. Demokratik açılım çerçevesinde hak ve özgürlüklerin Anayasa güvencesine bağlanması hedefleniyor. Ancak Hükümetin “Kürt Açılımı“ diye başlattığı çalışmalarda bir hız kesme gözleniyor. MHP-CHP ve Genelkurmay'ın çıkışları ve DTP'nin “muhatap Öcalan“dır diyerek sorunu İmralı'ya havale etmesi AKP'de tereddütler yarattı. İçişleri Bakanı Atalay, Anayasa değişikliği, af ve Kürtçe eğitimi içermeyen bir deklarasyonla, “çerçeve“yi daralttı. 1 Eylül'de Diyarbakır'daki Barış Mitingi bu atmosfer altında yapıldı. DTP'nin söylemi de değişmeye başladı. Siyaset ile “silahları bırakma“ meselesi arasındaki makasın giderek açıldığı gözleniyor. DTP'liler, “Sorunu bizle değil İmralı ile çözebilirsiniz, PKK silahlı bir örgüt, bizim gücümüzü abartıyorsunuz, DTP hareketin siyasi kanadı değildir. Öcalan'la masaya oturun“ demeye başladılar. Kürt sorununun çözümüne ve demokratikleşmeye destek veren aydınlar bile, DTP'nin “Öcalan'la görüşün“ söyleminin çözümsüzlüğü savunmak olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. İsmail Beşikçi'nin Taraf'ta çıkan sözleri, Kürtlerin haklarını savunduğu için onca yıl cezaevinde eziyet çekmiş bir bilim insanının, atılacak demokratik adımlarla PKK'yı silahsızlandırma meselesi arasındaki güçlüğü ifade etmesi açısından önemlidir: “Hükümet silahların susması için DTP'yle görüşmeli. DTP de bu konuyu gidip PKK'yla görüşmeli. Yani DTP, dağdan inme konusunu İmralı'yla görüşmeli. Çünkü PKK'nın silahları bırakması için, Kürtlere ne tür haklar tanınacağı önemlidir.“ Beşikçi, “federatif“ çözüme inanıyor, PKK'nın da özel güvenlik gücünü, federasyonu savunması gerektiğini söylüyor. Ancak DTP'nin “Öcalan'la müzakere“ önerisi gibi Beşikçi'nin “federasyon“ tezini de gerçekçi bulmuyoruz, günümüz Türkiyesi'nde kabul edilemez! Acaba çözüm istenmiyor mu?!

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.